24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

I N T I N M RKEK AKIL/Genevieve Lloyd Afl FELSEFESİNDE 'IRKIK' VE 'KADIN 1 İnc*l*M* Ç*v.s MwH«llp Öscan "Akılcılık hayaleti"nin izini sürmeye devam ediyoruz. Daha önce Akla Veda, Zen ve Motosiklet Bakım Sanatı, İktisadi Aklın Eleştirisi, Tarih ve Tin gibi kitapları yayımlayarak başlattığımız hakim Akıl paradigmasının eleştirilerek dönüştürülmesi uğraşına canalıcı önemde katkıda bulunan bir kitap Erkek Akıl. Yayımlanmasından kısa bir süre sonra feminist düşüncenin klasiklerinden biri konumuna yerleşmiş, hacmiyle kıyaslanamayacak ölçüde önemli bir çalışma... Bu kez odak, verili Akıl ideallerinin cinsiyetçiliği üzerinde. Bireylerin zihinlerini birbirinden ayıran olumsal tarihi koşulları aşan, herkesin paylaştığı bir Akıl özlemi, Batı'nın felsefi mirasının, ahlâki ve siyasi ideallerinin temellerinde yatar. İşte Lloyd, Platon'dan Descartes'a, Kant ve Hegel'den Sartre'a kadar bir dizi düşünürü ele alarak bu Akıl ideallerinin tarihsel olarak kadınlığı dışladığı ve kadınlığın kendisinin de böylesi bir dışlama süreci yoluyla oluşturulduğunu belirtiyor. Ona göre, rasyonel bilgi her zaman kadınla eşleştirilen doğa güçlerinin bir tür aşılması, dönüştürülmesi veya kontrol altına alınması olarak; kadınlık da onun aştığı, tahakküm altına aldığı şey olarak anlaşılmıştır. Kadınerkek ayrımı felsefe geleneğinde bir değer ölçütü olarak iş görmüştür. Bu gelenekte erkeklik, düşüncenin açık ve kesin, kadınlık ise muğlak ve belirsiz biçimleriyle ilişkilendirilmiş; etkin, belirlenmiş ve düzenli "form"u temsil eden erkeğe karşı, kadın edilgen, belirlenmemiş ve düzensiz "madde"yi temsil etmiştir. Bu geleneğin akıl kavrayışlarının erkeksiliği, bütün bunları talihsiz metaforlar olarak görüp bir kenara atarak giderilemez. Bu metaforlar akıl yürütme biçimlerini oluşturucu niteliktedir. Lloyd buna karşı çözümün akla kadınsı bir alternatif geliştirmek ya da aklın kadınsılaştırması olmadığını vurgular. Aklın soğuk ve soyut karakterine karşı duyguların sıcaklığının, evrensellik iddialarına karşı kadınların kişisel ve tikel olana gösterdikleri özenin çıkarılmasının bir işe yaramak şöyle dursun, bizatihi bu baskıcı geleneğin önemli bir bileşenini pekiştireceğini ileri sürer. Ona göre Akla yöneltilen bu eleştiriler Batı felsefe geleneğindeki çok eski bir damarla süreklilik içindedir ve bu damarın temel kaygısı da miras alınmış Akıl ideallerinin derin yapılarını düşünümsel bilinç düzeyine çıkarmaktır. Felsefeyi, felsefenin içinde kalarak eleştirmenin nasıl mümkün olduğunu merak eden ve düşünme biçimlerine nüfuz etmiş cinsiyetçilikle kolaya kaçmadan mücadele etmek isteyenlere... RoMtn Ç»v.ı Muitıl* BaUI ALTIN DAMLA/Michel Tournier Daha önce Veda Yemeği, Cuma ve Çalı Horozu adlı kitaplarını yayımladığımız, Goncourt ödüllü Michel Toumier'nin son romanı Altın Damla'y\ sunuyoruz bu kez. Bu romanında fotoğraflı ve resimli kültürlerle bunların uzağında yaşamayı seçenler arasındaki ilişki ve ilişkisizliği anlatıyor Tournier. Her şey, Sahra'nın, dış dünyadan kopuk ücra bir köşesi Tabelbala'da başlar. İdris, çölde sürüsünü otlatmaktayken Avrupalı bir çifti taşıyan bir Land Rover çıkagelir. Sarışın kadın arabadan iner. Müslüman delikanlının, sürüsüyle birlikte fotoğrafını çeker. Fotoğraf Berberiler arasında "saygın" ama aynı zamanda "netameli" bir nesnedir. İdris, "fotoğrafı bana ver," der. Kadın onu Paris'te bastırıp yollayacağını söyler. Berberi gencin kafasında uyandırdığı kargaşanın farkına varmadan çekip gider... Fotoğraf gelmez! İki yıl sonra İdris'i, birçok Mağripli delikanlı gibi Fransa'ya sürükleyen, soyaçekimden gelen göçerlik ve iş aramak kaygısı olduğu kadar, bacaklarını örtmeden dolaşan, fotoğrafını alıp götürmüş olan sarışın kadını bulmaktır. Sahra'daki sınırlı hayatının dışına çıkan İdris televizyonla, sinemayla, vitrinlerle ve sex shop'larla tanışır. Bir gün önce yaşadığı hayatın müzelerde bir anda nasıl bir seyirliğe dönüştüğünü, Ayrupah'nın çölü ile kendi çölünün farklı farklı şeyler olduğunu görür. Sarışının, fotoğrafın ve resmin olmadığı hayatının sarışına, fotoğraf a ve resme nasıl boyun eğdiğini fark eder. İncinir, aşağılanmanın basamaklarını birer birer iner... Ta ki bedenin en tinselleşmiş organı sağ el tarafından çizilen ve ruhun akıl sır ermez ifadesi olan hat sanatı ile tanışıncaya kadar... Artık görüntüler dünyasında yolculuk yapabileceği yeni bir yol bulmuştur... BİR GARIP YAKA: MATMAZEL P./Brian 0 Doherty Roman Ç«v.: S«rpll Duralc Bir GaripYaka: Matmazel P., duyular üzerine, özellikle de görme duyusu üzerine bir roman. Gündelik hayatımızda nesnelerle ilişkilerimizi görmek hakkında bazı temel varsayımlar yönlendirir. Bunlara göre, dış dünyayı gözlerimiz sayesinde "içimize alır" ve "bilir"iz. Görsel sanatlar alanındaki kuramsal çalışmalarıyla tanınan O'Doherty ise bu ilk romanında görmenin doğal değil "öğrenilen" bir yeti olduğunu düşünmeye sevk ediyor bizi. Bakmayı öğrenmediğimiz sürece gözlerimizin bize ne kadar kaotik ve dehşet verici bir dünya resmi sunabileceğini tasvir ediyor. Adlarla nesneler, dil ve görme, aydınlıkla karanlık arasındaki ilişki, iyi müziğin kulaklarımıza yönelttiği sorular, "müziğin ruhu", evrendeki "armoni" ve sanlar arasındaki "armoni yoksunluğu" gibi temalar etrafında gelişen bir roman Matmazel P. Olay 18. yüzyılda Viyana'da geçiyor. Resmi tıp biliminin temsilcilerinin iyileştirmek şöyle dursun, tam bir yıkıma uğrattığı birçok hastayı, manyetizmaya dayalı yöntemleri sayesinde iyileştirmiş olan Dr. Anton Mesmer'e yeni bir hasta getirilir. Hasta üç yaşında saptanabilir hiçbir fiziksel nedene dayanmaksızın kör olmuş, on sekiz yaşındaki Marie Therese'dir. Son derece yetenekli bir piyanist olan Marie Therese'in babası imparatorluk sekreteridir ve kendisi de bizzat İmparatoriçe'nin korunması altındadır. Kız Mesmer'in tedavisi altında ağır ağır görmeyi öğrenirken, sarayda ve resmi tıp çevrelerinde entrika ağları örülmeye başlanmıştır bile. Bilimden başka mürşit tanımayan bu insanlara göre, Mesmer Kartazyen bilimin temellerinin sorgulanmasına yol açacak farklı bir yöntem geliştiren biri değil, ruhçu bir şarlatandır. Fiziksel körlük kadar, insanın başka bilgi edinme biçimleri karşısında duyarsız kalmasına yol açan manevi körlük ve iktidar hırsını da ele alan bu etkileyici romanı görsen sanatlarla ve müzikle ilgilenenlere olduğu kadar bütün "iyi okur"lara da öneriyoruz. Pıyer Lotı Cad 17/2 34400 Cemberlıtaş/lstanbul Tet (0 212) 518 76 19 Fax (0 212) 516 45 77 AYRI NTI YA YINLARI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear