28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

O K U R L A R A "Lodoslar Kenli, yoksulların, 'kenar yerde' yaşayanların anlattsıdır. Ve onlartn sevdalannın. Püruzun bu kitabında, bütün kitdplanndan daha umutlu bir ses/e konuşur: "Lodosların gürleyen vuruşlarına alışığız hiz/1 1er dalga/ bir kez çarpar gövdemize/ bir kış dönüşürken bahara/ nicc değjşmelere uğrar dogUıJ doruklarda karlar erirkcn/ nehirler cömertçe toprağı doyururken/ sevdamız da değişerek ayrıtnım koruyor hepf terekesindc/ kentimizin biz/ onunla,/ kaynaşarak çıkacağız geleceğc,/ biliyoruz" Füruzan 'ı/t şiirlerini okuduktan sonra unun îstanbıd'utı yalmz, yoksul, dtşlanmış çocnklarını anlattıg'ı öykülere dönün bence. Çünkü bu şiirlcr onlann sevdalannın ve belki kurtuluşlarının bir kez daha yorumlanışıdır, "diyor yazarhğmın 40. yılında Füruzan'ı anlattıg'ı yaztsında Sennur Sezer. Ömer Nida'yt Füruzan Toprak ve Serhal Kestel değerlendirdiler. Muzaffer Buyrukçu Zana Muhsen'in kitabt "Annemi Bir Daha Görebilsenı'i tamtıyor bu sayvmzda. Ağustos ayının bu sıcak yaz günlerinde de bol kitaplı günler dileğimizi sürdürüyoruz. TURHAN GÜNAY Avusturyalı film yönetmeni, senaryo ve radyofonik oyun yazan Thomas Brezina, "Okumak çocuklar için bir serüven olmalıdır" düşüncesini ilkc edinerek Dört Karadarlar Takımı'nı dünya çocuklarının beğenisine sunuyor. YILMAZ YEŞİLDAĞ ocuk nedir? Bu soruya, "çocuk ne dcğildir ki..." gibi ironik bir yanıt verin kafaları karıştırmak da olanaklı. Çünkü, insanlan korkııtan binlcrce sonıdan birisi, en öncmlisidir bu... Geride bıraktığımız bir çocukluk dönemi vc yanıbaşımızda her an yaşamını izlediğimizi sandığımız çocuklarımız olmasına karşın, bu soru yine de ürkütücüdür. Çünkü ncdir, deyip bir soru imi koydııktan sonra iyice duşünmeli. Kime görc çocuk ncdir? Yaşanılan siyasal sistemin istemleri doğrultusunda eğitim vermeye koşullandırılmış eğitimciye; aynı zorlamayla burun bııruna yaşayan annebabaya; bu koşullandırma ve zorlamanın mimarlarına göre çocuk nedir? Kimi cğitimcilere göre çocuk, istenilen biçime sokulacak bir oyun hamuru, kimilerine göre kendisine sunulanları seçme hakkı tanınacak bir sosyal varlık... Annebabalara göre evin ncşe kaynağı, direği ya da kapalı kapıları açabilen bir altın anantar... Kimilerine göre de yarınların güvencesi... Çocuğun ne olduğunu gerçektcn yanıtlamak gibi bir sorunu yüreğimizde, bilincimizde taşıyorsak, onu içinde bulunduğu toplumdan soyutlamadan ele almalı. Toplumdaki tüm yanılsamalann onda da biçimlenebileceğini gözardı etmemeli; bcdenscl, ruhsal, kültürel gelişiminin de bu gerçeklik içinde yoğrulacağı unutulmamalıdır. Kendi gerçekliği içinde alıcıların en büyiiğü olduöu tartışılmayan bu varlıga yöneltilen kültür ve sanat dalgaları onun kişjıliğini oluşturacak temel taşlardır. Oyleyse, nedir bu temel taşfar? Verilecek yanıt kuşkusuz edebiyat yapıtları olacaktır... Hangi edebiyat? Edebiyat salt yetişkinlerin egemenliğindeyse, nasıl olur da çocuğun kişiliğini oluşturacak temel taşlardan sayılır? Biraz açarsak göreccgiz ki; edebiyat salt yetişkinlerin egemenliğindc olamaz. Çocuğun da gerçekligi var çünkü. Sağlıklı, çocuöu eğitmeye yönelik yayınların yönlendirilmesi yetişkinlerin görevi olma durumundadır. Bu görev, onun gerçekle ilişkisini koparmayacak bir yaklaşımı içerdiği sürece yerine gctirilir. Yoksa, salt "kurtla kuzu", "aptal karga", "akıllı tilki" bcnzcri öykülerle sınırlandırılmamalı; amacın yalnızca "hoşca vakit geçirmek" olmadığı gerçeğinin altı çizilmelidir. Çocuk doğru bilinçlenme ve değerlendirme yöntemi edinnıeyi ancak bu çagiarda yetişkinlerce kendisine sunulan yapıtlardan öğrenir. I'^er, bu yapılma/.sa, çocuk, yo/. bir kültürün ve tecimscl ereklerin kurbanı olur. Peki, nedir çocuğun okuduğu kitaptan beklediği? Çocuk, ileri yaşlarda dolaysiz olarak neden, niçin, nasıl sorularına çekilmeyi nedensonuç ilişkisini görmeye çağrılmayı istiyor en geniş anlamda. Buna en uygun türler de doğrudan soru soran bilmeceler gibi görünse de; çocuk, ilkin kendi düş dünyasını zorlayacak serüvenlerle dolu yapıtlara daha sıcak bakıyor. Sözgelimi; denizlere, garip ülkclere, yeraltına, bilinmeyen yıldızlara yapılan yolculuklar; çocuğun yakın çevresinden uzaklaşarak kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayacak konulardır. lşte, tüm bunların bilincinde olan Avusturyalı film yönetmeni, senaryo ve radyofonik oyun yazarı Thomas Brezina, "OkuSAYI 339 Çocukları olağanüstü serüvenlerin sürükleyiciliginde egiten romanlar Döpt Kafadarlar ç Takımı Thomas Brezina. Kişiliği oluşturan temel taşları mak çocuklar için bir serüven olmalıdır" düşüncesini ilke edinerek Dört Kafadarlar Takımı'nı dünya çocuklarının beğenisine sunuyor. Bayılıyor ona çocuklar. Dünya çocukları bu yeni oyun arkadaşlarını çok seviyorlar. lşte kanıtı: Avusturya'da ilk baskısı 1990 yılında yapılan bu dızi, üç yıl gibi kısa bir sürede 8. baskıya ulaşmış. Avrupa iilkelerinde kitapların bizdeki gibi iki binüç bin basılmadığı düşünülürse kitapların nc denli sevildiği anlaşılabilir. Dört Kafadarlar Takımı, birçok ülkede satış rekorları kırıyor. Özellikle Güney Kore'de son birkaç yıldır liste başı olarak rekor düzeyde satılıyor. Ülkcmiz çocukları Nisan 1995'te tanıştı Dört Kafadarlar Takımı ile. Bir yıl gibi kısa bir sürede 1216 yaş arası çocukların ellerinden düşürmediği kitapların arasında baş köşeye yerleşti. Çocukları kendisine mıknatıs gibi çeken nedir bu dizide? Öncelikle Dört Kafadarı çok sevdi çocuklar. Çünkü, kahramanlarımız kendi yaşlarının tüm doğru ve yanlışlarını içinde barındırıyor kişilik olarak. Bu özellik de çocukları kahramanlarla bütünleştiriyor. Her serüveni onlarla birlikte yaşıyor; her zorluğun üstesinden birlikte geliyorlar. Sözü fazla uzatmadan k.ıhı.ım.m larımızı tanıyalım önce; Aksel, 13 yaşında olmasına karşın bireysel eksiklikleıini azmi ile aşmasını biliyor. (), kısa boylıı olmanın verdiği ezikliği lyi bir sporcu olarak atarken çocuklara bedensel eksiklerin başarıyı engellenıeyeceğini gösteriyor. Yine, aynı yaştaki Lilo, üstün zekâlı, gururludur. Bu yönünü salt saçlarını çok beğenmek ve örgüleriyle kıvanç duyarak ortaya koyar. Ama asıl özelliği cirıayet ve hırsızlık gibi olayların çözülmesinde zekâsını yerli yerinde kullanmasıdır. Ya Dominik'e ne demeli? On yaşındaki bu yaman çocuk anne ve babasından aldığı sanatçı eğitimin kazanımlarını çok iyi kullanıyor. Deyim yerindeyse tam bir kitap kurdu. Olayları ayrıntısına dek anımsaması ise bir başka şaşılacak yanı... Dört Kafadarlar'ın en küçüğü Poppi, sıradan bir çocuktur. Hayvanlara olan sevgisi, evinde minik bir hayvanat bahçesi bilc kurdurtmuştur ona... Brezina, çocukları serüvenden serüvene sürüklerken dünyayı tanımalarını da sağlıyor. Çünkü, yapıtların her biri ayrı bir ülkede geçen serüvenden oluşuyor. Hele hcle kitabın sonuna da serüvenin geçtiği ülkenin (kaba hatlarıyla) haritasının konıılması okullarda yıllarca uğraş sonucu öğretilmeye çalışılan dünya coğrafyasına sevgiyle baktırıyor çocukları... Salt ülkelerin sınırlarını göstermekle kalıyor sanmayın; o ülkenin ören yerlerine, kültür ve sanat kurumlarına kısa bir gezi de yaptırıyor yazar çocuklara... Tüm bunları yaparken Je didaktik bir tavır yerine "eğlenerek öğrenelim" ilkesini oturtuvor. Thomas Brezina'nın bir öyküsü de (Sultanın Büyülü Kılıcı) Türkiye'de geçiyor. Yazar dünya çocuklannı lzmir, Eres, Antalya, Kapadokya gibi Türkiye'nin turistik ve kültürel yerlerinde geziye çıkarıyor. Yazar, bölümleri kısa tutarak okuyafia sıkılmadan ve "kendisine sorular sormasına fırsat tanıyarak" okuma sevgisi kazandırıyor. Yıllarca annebaba ve öğretmen üçlüsünün vermeye çalıştığı okuma alışkanlığını böylelikle kazandırıyor çocuklara. Çocuk, kitabı okurken, her bölümün sonunda bir sorunla karşı karşıya bırakılıyor bilinçli olarak. Amaç belli: Ncden, nasıl, niçin soruları sorulsun ve çocuğun düşünme, karar verme yetisi gelişsin... Eğitimin temel amaclartndan oirisi değil mi bu? Çocuk kendi kcndine karar versin ve kendi ayakları üzerinde dursun... Bu yapıtları ülkcmiz çocuklarına kazandıran Say Yayınları da iistüne diişeni en iyi biçimde yapmış. Fırıl pırıl bir baskı. Kafiteli kâğıt ve yapıtın içine serpiştirilmiş rcsimler... Çocuğun imge dünyasını canlı tutmanın ve çocuğu sıkılmadan kitap okumaya sevk etmenin en güzel yolıı bu değil de nedir!... Kitapların bir başka yönü de, adlarıyla çocuğu hemen kucaklaması: Kar Canavarının Esrarı, Uzaydan Gelen Yaratıklar, Karanlıklar Ejderhası, Saat 13 Kez Vurunca, Okuldaki Ilayalet, Zehirli Variller, Göl Korsanları, Milyarlık Leylek Nerede?, Hayaletlcr Değirmeni, Kara Şövalyenin Lâneti, Vampirlerin Geccsi, Dehşet Çikolatası, Uğursuz Kuşun Ötüşü, Limandaki Canavar, Sııltanın Büyülü Kılıcı (öykü Türkiye'de geçiyor). Hayalet Gemiden S.O.S.... Kısaca; Dört Kafadarlar, çocukları olağanüstü serüvenlerin sürüklcyiciliği içinde eğiten, öğreten, coşku vc sevinç veren romanlardan oluşuyor. • SAYFA 3 Türkiye'de geçen öykii DörtKafadannçekicHği KİT/MP Imtiyaz Sahlbi: Berin Nadi Basan ve Yayatv Yeni cün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.$. o cenel Yayırt Yönetmeni: Orhan Erinc Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Cetlnkaya c Yazıi$lerl Müdürleri: Ibrahim Yıldız (Sorumlu) , Dinç Tayanç > Yayın Yönetmeni: Turhan Cünay Crafik Yönetmen: Dilek llkorur o Reklam: Medya c CUMHURİYET KİTAP
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear