26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

1 lletişim Yaymları, Istanbul 1996 2 C. Habib; "La femme plumee", 34/44 Chaiers de Recherches S.T.D., No: 13, 1984, s. 32 3 Şemseddin Sami; Taaşşuku Talat ve Fitnat. 4. Yakın zamana dek latma Aliyc'nin Muhazarat (1892) adlı yapıtı kadınların kaleme aldığı ılk roman olarak kabul edilmişse dc, ilk ve tck basımı 1877 de yapılan Zafcr hanınıın Aşkı Vatan'ının (yayına hazırlayan Zehra Toska, Oğlak Yaymları, Istanbul, 1994), kadınlar tarafından ya/ılan ilk roman olduğu savlanmaktadır. 5 On doku/uncu yüzyıldan itibaren, özellikle "kadınlara oy hakkı" talebiyle belirginleşcn, kadının erkeklc yasalar öniinde birfbir cşitliğinin toplıımsal eşitliği sağlayacağı varsayımmda birlcşen, yirminci yüzyılın ilk yarısında mcdcni ve .siy.ısal haklarda kadınlar lehine dönüşümün crtcsindc suskıınluğa giren toplumsal eylemleri içcrcn dönenıdir. 6 "On dokuzuncıı yüzyılda, kadın romanları genelliklc otobiyografikti. Onları yazmaya iten giidülerden biri kcndi çektiklerini scrgilemek ve kcndı amaçlarını açıkl.ımaktı. " V.Woo]f; Womcn and Writing, The VVomen's Pıchs, Londar, 1979 7 Peride Celal'in, ozcllıkle 1970'lerdcn itibaren yayımlanan yapıtları, kadının toplumsal k o n u m u n u n d ö n ü ş ü m u n d e n etkilenerek daha bağımsu ve müeadeleci kadın uplerini içermcye başlamıştır. (Bk/. Uç Yirmidört Saat, Evli Bir Kadının GünIüğünden, Jaguar, Bir Hanımefendinin Olümü, Pay Kavgası) 8 Sevgi Soysal; Barış Adlı Bir Çocuk (1976), Pınar Kür. Yarın Yarın (1976), Adalet Ağaoğlu; Bir Diiğün Gecesi (1979) 9 |. Kristeva; "Enteretien", 34/44 Cahiers de Recherches S.T.D., No: 13, 1984, s. 62 10 Dünya'da 1960'larda, Türkiye'de 1980'lerde gclisen bıı h.ıreket, kadın ve erkegin iarklılıklurına ragnıen eşitliğini savunmakta, tiim kavranıların kadın bakışıyla yorıımıına çahşarak, değerler sistemmde toplumsal cinsiyete göre belirlenen hiycrarşiyi tartışmaktadır. 11 V. Woolf; a.g.y., s. 48 * Açıklama bana aıttir. A.Y.B. 12. E. Temelkuran; a.g.y., s. 38 lîibid.;s. 40 14ibid.;s. 16 J5ıbid.;s. 7 16ibid.;s. 3738 17 V.Woolf; a.g.y.. s. 26 18 "l/.m'lere girmeyen bir yazar", Cumhuriyet Dergi, 22 Öcak 1995, Sayı: 461 19 E. Temelkuran; a.g.y., s. 11 20 Doğaldır ki ya/arın yeteneöinın cinsiyetinden önce değcrlendirilmesi amaçlanmahdır. Ancak kadının özgiirlcşme tarıhi aeısından irdelendığinde, günümüzde kadının cınscl kimliğini, lıerhangi bir olumsuz degere göndcrnıe yapılabileeeğini dü^ünmeden yanMtabilmesi önemli bir döniüjümdür; zira erkek değerlerinde eşitlik mücadc lcsinin gündemde oldugu dönemlerde "yazar bilinmedikçe, metin, olası yazarını veya yazaıının cinsiyetini sajv tamak iein tümüylc yetersi/di." I'.. 1 Kern; "Author or Aurhorncssr ", Yale French Studies, Wotnen Writers, No: 27, s. 5. Nitckim on dokuzuntu yüzyılda birçok iinlii yazar (Cieorge Eliot, George Sand vs.) vapıtlarını erkck isimlcriyle yayımlamışfardır. 21 ibid.;s. 13 22ibid.;s. 13,48 23 ibid.; s. 7 24 ibid.; s. 8 Bütün Kadınların Kafası Karışıktır / Ecc Tcınclhıra» /tlctıy»/ Y a y m l a r ı / l l l \ UMHURİYET KİTAP SAYJ 330 'Romancı Yonuvle Heinrich Boll' !• •• Prof. Dr. Gürsel Aytaç, "Romancı Yönüyle Heinrich Böll" adlı kitabında, Savaş sonrası Alman edebiyatının sonraki kuşaklara kalacak temsilcilerinden biri olarak gördüğü, "sanatın ana iîkesinin güzellik olduğunu ısrarla vureulayıp, form insanın aklını işletir, konu isc kalbini ve sinirlerini" diven Heinrich Böll'ün romanlarını tek tek cle almayıp, onları ağırlık merkezlerini göz öniinde tutarak sınıflandırıyor. Pro. Dr. NURAN OZYER hatta öliimünden sonra bile, hakkında değişik ve çeijitli yargılann oluşmasına da yol açmıştır. Ovsa Heinrich Böll, edebiyatın belli doktrin ve felsefi sistemlerin hizmetine adanmasına karşı çıkıp, edebivatı ahlakı tlegerlerin hizmetinden görmüştür hen. Bu nedenlc yaşamı boyunca sadecc anhıki değerlere ve insana angaje olan ve bu tutumunu edebi yaşamına da yansıtan Böll icin, ünlü Alman eleştirmen Marcel ReichRanicki şöyle tlivor: "(), çağdaslarına etki etmek, insanları egitmek, havalın değiştirilnıesine katkıda bulunm.ık ister, bu programlı angaje y.ıziir yine de hıçbir progıamın ö/deşi değiklır. (), radıkal ve saldırgan bir ça£ eleştıricisitlir, ne var kı savaş açtığı şey, nıevcut toplum düzcni değildir." (s. 21) müzde, Böll'ün eserlerinin öz ve biçim bakımından güncelligini korumalannın nedcnlerini oluşturmaktatlır. Prof. Dr. Gürsel Aytaç, üeüncü baskısı Gündoğan Yayınları taratmdan yapılan "Romancı S'önüyle Heinrich Böll" adlı kitabında, Savaş Sonrası Alman edebiyatının sonraki kuşaklara kalacak temsilcilerinden biri olarak gördügü, "sanatın ana iîkesinin gü/el lik oluugunu ısrarla vurgulayıp, loım insanın aklını işletir, konu isc kalbini ve sinirlerini" (s. 18) diyetı Heinrich Böll'ün romanlarını tek tek ele almayi[), onları ağırlık merkezlerini göz önünde tutarak sınıflandırıyoı. Aytaç, Koll'ıın nıçiıı özellikle romanlarını ele aldığı sorusunu i.se kitabın önsözünde şöyle ccvaplıyor: "llcinrıch Böll'ün niçim ve konu ahengi yönünden oldugu gibi, özlerinin 20. yüzyıl Alman insanını, onun yaşayışını, derdini, sorumluluöunu, kaderini en güzel dile getirmesi bakımından da romanlarını incelemeye değer buldun". Ayrıca, "Böll'ün hayatını, yaşantisım, zihniyetini, dunya görüşünü, sanat anlayışını, kısacası şair benliğini tanımak ıçın eserlerinin tümünü bilme zorunlııluğıı yoktıır. Romanlarıntlan herhangi biri onu bütün olarak yansıtabilınektcdir" (s. 30) görüşünde olan Aytaç, yine de Böll ün tiim romanlarmı kitabında "Ana SorunlarıAna TipleriAna Mt>tifleriGenel KonularıUslup Ö/.ellikleri ve Yapı Ozellikleri" başlıkları altında irdeliy(>r. Bu irdelemeyı yaparken izlediği yol ise Aytaç'ın dcyişiyle "Böll'ün romanlarında birer odak noktası öneminde işlenmiş bazı sosyal kurumlar, bazı insanlık problemleri vardır. Yazarın degerler sistemi, onun zihniyeti hakkmda aydınlanmada bu konular bi/e ışık tutmakt.ıdıı Evlilik, aile, din ve ahlak başlıkları altında toplayabıleceğım bu konuları yine önccki bölümJeruc izlediğim yoJJti işleyece^im: Her konuyu, cn çok yoğunlaştıgı eserde ele alarak, ama öteki eserlcrdeki görünüşlerini de ihmal et meyerek". (s. 122) Böylelikle okur, Böll'ün tiim romanları hakkında değişik bakış açıları altında genel bir bilgi ve yorum salıibi olmaktatlır.' Avtaç, "Romancı \Onüyle Heinrich Bölf'ü" önce bir araştırma olarak kale me alıp, daha sonra kitap olarak bastırmasııulaki amacının, Heinrich Boll'ü çevirilerinden okuma imk.ınına salıip olan olan I'ıirk okuvucusuna bu yazar hakkınd;! bılim.sd bir araşlırmA sunmak, onu bir Germanist gözüyle Fürkçeye kazandırmak olduğunu özellikle vurguluyor. "Romancı Yönüyle Heinrich Böll", gerek Alman edebıyatı ile ilgilenen, gerekse Heinrich Böll'ii yakından tanımak isteyen Türk ukurıı için önemli bir başvuru kitabı olacağı gibı, Alman tarihinin önemli bir kesitine ışık tutacak bir panoramayı da beraberinde sunuyor okura. Ayrıca kitap, sanat yetenegi konusurıdü giinümüzde hâlâ çeşıtli yorumları yapılan yazarın romancılık yönüne, okurun daha detaylı ve bilimsel bir açıdan yaklaşmasına ıla yardımcı olacaktır, kanaatııuleyini. • "Romancı Yönüyle Heinrich Böll"/ Ciüncl Avtaç/ CıünJofcan Yıiyııılan/ 1996/ İ.Bashı/ 255 s SAYFA 7 Prof. Dr. Gürsel Aytaç, ünlü Alman yazan değerlendiriyor 20. yiizyıl Alman Insanı S avaş sonrası Alman edebiyatının en önemli temsilcılerinden biri olan, kısa hikâye ve roman türünde verdiği escrlerle haklı bir iine sahip, Nobel ödüllii yazar Heinrich Böll i'm ulaştı^ı evrensellik, ölümünden sonra ge(,en on yıla rağmen, kendisini süıvkli güncel kılmaktadır. Böll, yaşamı boyunca sava:? kuşağının bir temsilcisi olarak, NasyonalSosyalizme \e savaşa karşı eleştirel tutumundan dolayı övülmüş, ancak eylcnıcı bir tutunı sergilemedigi için hem meslekdaşları hem dc eleştirmenler tarahndan sürekli sert elcştirilerc hedef olmu^tur. Üstelik aynı kuşaktan biıçok yazar, bir gruba ya da bir ideolojiye an gaje iken, Böll'ün hicbir ideolojiye ya da gruba angaje olmaması, yaşarken ve Savaşı unutma Böll'ün savaş actığı şev, aslında biz/at savaşın kendisidir ve de ayrıca 1 lildegaıcl Haııım Brüchner'in de belirttiğı gıbı "Böll için son derece önemli olan ve edebi angajmanına hakim olan konu şıulur: Hitler devrinin ahlaki yönden üstesinden gelme." (s. 21) "Savaşı Unutma" sözünü ölene kadar ana sloganı olarak kullanan, NasyonalSosyalizm, Savaş ve savaş sonrası Almanya'sını eserlerinde işleyen, <;oğu kez grotcske kayan üslubu, Kullandığı lcitnıotil tarzı tekrarlar, semboller, günlük dil ve 24 saat roman tekniğinde gösterdiği üstün başarı, savaşların eksik olmadığı ve insanlığı yok ettigi günü Romancı Yönüyle Heinrich Böll
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear