26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

tiirün şanssızlıgı düsünülmeli. Gelişmek; zenginleşmck, ileri gitmek, ccs.itlcnmck, derinleşmek demek olmalı. Biz, yoksullaşarak, clumura ıığrayarak, yozlaşarak, sakatlanarak "gelişiyorıız". Dünü ve yarını olmayanlar bu kadar vurdumdııymaz olabilir ancak. Pespayclik ve bayağılıkta yarışılırsa kıyasıya, dil de nasibini alır, alıyor bundan elbet. Ama bu çok daha kapsamlı elc alınması gerekcn bir soru. Istcrseniz bunu başka bir zemin ve zamanda tarlışalım. Son bir sorır Kcndı cdchiyatımtz söz konusu oldugunda aşafcı yıikarı bir ycınıt beliriyor kafamda ama dünya edcbiyatında sizin şairleriniz, romancılanmz, öykücüleriniz, dencmccilcriniz kimler?.. Kura çekiyorum? Başka çaresi yok...Nereden, hangi dönemden, hangi iilkedcn söyleyeyim? lyisi mi, ilk aklıma gelcn, cn vazgeçilmezlerimi söyleyeyim size: Dostoyevski, Proust, Çehov, Nabokov, Tenessee Williams, Baudelaire, Rimbaud, Fco, Morante, Calvino, Pavese, Camus, Woolf, Paul Auster, Stendhal... Yapmayacaktınız bana bunu Fnver. Komik oluyor insan... vc tabîi daha başkaları diyelim!* HİLMİ YAVUZ B u yazı, biraz da, Füsun Akatlı'nın deneme yazarlığı üzerine bir deneme olmak amacıyla yazılıyor. Kuşkusuz, bu Füsun Akatlı'nın eleştirmenliğinin, inceleme yazarlıüının ve felsefeci kimliğinin gözardı edilmesi anlamına gelmiyor. Ozellikle de felsefeciliğinin!.. Pusulasını felseteye dogru çcvirmiş bir yazar o çünkü. ()nıın deneme yazarlığından söz etmeye yeltenen bir yazı, Akatlı'nın denemelerindeki felscfeye ardyöresini Cbakground'unu deseydim, beni ayıplardı çünkü...) nasıl gözmcklikten gelebilir? Tiirkiye'de felsefecilerin, ozellikle onların, deneme yazarlığına çok vakın durdukları saptayımından yofa çıkarak şunu söyleyeceğim: Salân Birsel'in, Nermi LJygur'un, Bilge Karasu'nun ve Füsun Ükatlı'nın, bence çagdaş Türk yazınının bu dört deneme ustasının felsefeci olmalarının canalıcı bir anlamı var. Gerçi Akatlı, deneme yazarları arasında bir ortaklıktan, bir ortak paydadan söz edilmesine karsıdır; 'deneme yazarlığının nemene bir yazarlık olduğu'nun 'bir türlü aydınlanamadı Füsun Akatlı'nın denemeciliği üzerine bir deneme f gV kanısındadır: 'Nasıl aydınlansın ki? Neredeysc deneme vazarı sayısınca deneme çcşidi var. Kafcm oynatmalar deneme, 'ruh dıırumlanna', yaşantılarına ilişkin programsız yazılar deneme, iri iri savları olmayan ama ağırbaşlı kuramlar geliştirmekten de geri durmayan düşünce ürünleri deneme, kimi anlatılar şiire göz kırpan, utangaçlıgı üzerinden atamamış kimi torlak yazı >arçacıkları deneme... Montaigne'inkier, Bacon'inkiler, Gide'inkiler, Papini'ninkiler, Huxley'inkiler deneme... Yetkin'inkilcr (Suut Kemal, H.Y.), Anday'ınkiler, Hızır'ınkiler (Nusret, H.Y.), Birsei'inkiler, Edgü'nünkilcr deneme... Niye ille de bir ortaklık aramalı, bulunmadığını ve bulunmayacaöını bile bile"1' Gerçi Akatlı böyle bir ortaklıktan söz edilemeyeceğini söylüyor söylemesine de, ben deneme yazarı felsefecilerimiz arasında bir 'ortaklık'tan söz açmakta direteceğim gene de. Nedir bu 'ortaklık7 Bunu 'Pusulamız Felsefe'ye yazdıgı (Varlık Yayınları, lstanbul, 1995) o kısa ama anlamlı 'sunuş' yazısında belirtiyor. Şöyle: 'Bu (kitap) benim yarısı içerden, yarısı dışardan nakarak yaşanmış otuz yıllık meslcgimle hesaplaijmamın, meslekten olmayan okur ilgisine sunulabilecek bir ürünüdür. zaten felsefe benim için daima, ancak meslekten olmayan okurlarla da paylaşılabilecek yönü ve biçimi ile anlamlı olmuştur. Bir bakma biçimi, bir dü^unme yordamı, bir 'tavır'dır telsefe. teknik ayrıntılar, bilgi yükleri hep 'öz'ü besler. Bu tutumun felsefeyi basite indirgemeye değil, damıtmaya yönelik olduğunun anlaşılmasını isterim. 'Aslında Nermi Uygur'un da, Bilge karasu'nun da yaptıkları bu dcğil mir' Füsun Akatlı'nın 'Pusulamız Felsefe'de Bilge Karasu'nun denemeciliği üzerine yazdıklarını okumak, onun felsefeyle edebiyat arasında kurdugu o incelikli bagıntının avrıdına varılmasını daha da kolaylaştırabilir. Çünkü Karasıı baglamında apaçık görüldügYı gibi, 'telscfenin edcbiyatın diliyle konuijtuğu, kurmaca ile 'karmaşmadıgı', yanıt girişimlerini ya da önerilerini içcrebildigi; ama soru sormakla/sordurmakla, ya da soru olmakla da kalabildigT bir türdür deneme... Karasu için söylediklerini Akatlı için de ben söyleyece^im: 'yazısında en çok felsefe taşıyan' denemeci... Gelgelelim, Akatlı'nın deneme üzerine söyledikleri, sadece edebiyatın felsefeyle olan iliijkisini \urgulamakla sınırlı kalmıyor. Akatlı'ya göre deneme, 'yazınınıızın en cılız dallaıından biri'. (Yaz Başına Neler Gelir, Ada Yayınları, lstanbul, 1980). Bıırada duralım ve bu yargıyı .sorgulayalım. Nermi Uygur'un, Salâh Birsel'in, Bilge Karasu'nun ve elbette Füsun Akatlı'nın deneme yazdığı bir edebiyat alanının 'cılız' oluuğu söylenebilir mi? Bence teısine, bu ustaların özendirmesiyle denemeciliğin giderek serpilip geliştiğini gösteren belirtiler var. Hiç kuşku yok ki, deneme yazarlığı her şeyden önce 'donanımlı' olmayı gerektiriyor. EnteIektüel bir donanım! Belki de, ozellikle felsefecilerimizin deneme vazarlığına soyunmalarının nedeni budur: 'Deneme, edebiyatın yaratıcı etkinlik olarak bir çeşit egzersiz alanı olduğıı gibi; felsefenin içine en az kılık değiijtirerek girebileceği, dolayısıyla da en zorlanmasızca kabul görebifecef»i, dolayısıyla da en zorlanmasızca kabul görebileceği 'bir edebiyat türü' çünkü... (Pusulamız Felsefe, s. 79). Akatlı, durur mu, deneme üzerine ilginç şcyler de söylüyor: Deneme 'vakti olanlar için'dir (Zamansız Yazılar, Yapı Kredi Yayınları, lstanbul 1993, s. 38). Deneme 'içtenlikli' olmalıdır; deneme ve günlüklerdc içtenliğin degerli bir kimya' oldugunu düsünür (Zamansız Yazılar, s. 50). Ve elbette 'hırçın'dır deneme (Yaz Başına Neler edebiyatın 'saygılı yosma'sıdır. 'Nesebı önemli deöil, sahih ya da belirsiz, ama encamı belli bir tür....' Füsun Akatlı'nın denemelerinin, ozellikle son yıllarda yazdıklarının, giderek dozunu arttıran bir kötümserlikle işlendiğini söylemeliyim. Deneme hırçın olmalı evet, ama kötümser de mi olmalı yoksa? Varlık Dergisi'nde bir süredir 'Tenha Yolun Ortasında' başlıgıyla yazdığı denemeler çoğunlukla, dil kirlenmesi' ve 'aydınlara olan düşmanlık' temaları üzerinde yoğunlaşmış görünüyor. Gerçekten de son yıllarda daha da gemi azıya alan bir 'yabancılık'tan, bir 'kargaşa'dan, bir 'tarzanca ya da yamyamca'dan, kısaca bir dil kirlenmesi'nden bu kirlenmeye karşı lakaydî, hatta vurdıımduymazlıktan geçilmez oldu. Buna bir de aydın'a entelektüele, kısaca okuryazara kar^ı görülen yıkıcı ve düşmanca tavır da cklendi. Gerçeklikte bu iki tavrın birbirini içcrdiğini, birbirini biitünlediğini biliyoru/; dil biliııci bir cntelektüel bilinçle, ancak onunla, var olabilir clbef. Hepimiz 'Tenha Yolun Ortasında'yız ya c!a, bclki Tanpınar'ın söylediği gibi 'ömrümüzü bir çölde geçirmeye' yazgılıyız, ama kuşkusuz dil ve aydın düşmanlıg'ına bakarak kötümser olmaya ne ka kadar hakkımız varsa, 'tenha yolun ortasında' yalnız olmadığimıza bakarak o kadar iyimser olmaya hakkımız var, diye düşünüyorum. Füsun Akatlı'nın deneme üstüne söyledikleri üstüne bu kısa denememin, 'hırçın' değilse bile, 'içtenlikli' olduğunu biliyorum. Biliyorunı ve Füsun çok haklı: 'Kendine deneme diyen her yazı deneme degildir!' Bu yazı, olsa olsa, gene onun dediği gibi 'insan içine çıkacağını düşünerek ötesi ni berisini çekiştirip, kendini deneme kılığına sokan bir yazı' oldu, biliyorum, ama ne yapayım, Füsun'un 'Zamansız sefe'sinin iğvasına kapılmanın tadı tadılmaya görsün, sonunda insana böyle şeyleri yazdırtıyor iştc... • Gelir, s. 42; Zamansız Yazılar, s. 36); FUSUN AKATLI üsun Akatlı, 1944 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve ("oğıatya Fakültcsi, Güzel Sanatlar Böliimü'nde ve Hacettepe Üniversitesi, Sosyal ve ldarı Bilimler Fakültcsi Felsefe Bölümü'ndc akademik kariyerini sürdürdü. 18 yıllık üniveısite hocalıgı döneminde Fclsete Tarihi, Sanat Felsefcsi, Bilgi Teorisi vc Dil Felsefesi dersleri vcrdi. 1971 yılında Mastcr, 1974'te cdebiyat tclsefcsi konusunda hazırladığı bir tczle doktora dcrecesi aldl. 1983 yılında. doçentlik aşaınasındayken, üniversiteden istifa ederek aynldı. Istanbul'a yerlejjti. 1991 'c kadar reklam sirkctlerinde mctiıı yazarı olarak çalıştıktan sonra, 1993'te lstanbul Şehir Tiyatroları'na girdi. 1 lalen DU kurunıda Baş Dramatıırg olarak görev yapmaktadır. Kitapları: Nicin Diyalcktik (Çağdaş Yayınları, 1977; Aytlın Kitabevi Yayınlan, İ9S0), Yaz Başına Neler Gelir (Ada Yayınları, 1980), Bir Penccrcden 196080 dönemi Türk Öykücülüğii üzerine bir inceleme (Adam Yayıncılık, 1982), lidebiyat Delteri (Ahı Yayınları, 1987), F'elsefe Kıyılarında (Afa Yayınları, 1989), Zamansız Ya/ılar (Yapı Kredı Yayınları, 1994)', Teıılıa Yolun ürtasında (Oğjak Yaymları, 1994). Çeviri: Yapısalcılık Jean Piaget (Dost Kitabevi Yayınları, 1983). • F Yazılar'ının ve 'Pusulamız Fel UMHURİYET KİTAP SAYI 330 SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear