Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ÇELEBILİK Kavganın ardından boyun eğiyorum o geleneğe: Saygınlıktan yana aşağısın, ne kadar galip olsan da şeref kupasını sun ona (ıırkunu kibarca göstermek için). Gelsin o zaman savaş vc kavga vc kavgadan sonra da yüce gönüllülük: Söz veriyorum kibar olacağıma. Oysa boynuzu ılık şarapla doldıırarak o içeceğinden dolayı boşaltacağım ruhumun dipsiz kuyusuna. Yüce gönüllücc, kibar bir gülüşün tatlı dalgalarını. YOLUN KIYISINDAKİ TAŞLAR ÎYİ YOLCUYA ÖĞÜTLER Yolun sonundaki kent ve kent boyunca uzanan yol: Birinden birini seçme de dönüp gelenle ötekini seç. Bakışını çevrcleyen, yıkan, içine alan dağ\ yuvarlak ovanın açıga çıkardığı. Kayalardan ve basamaklardan atlamayı sev, ama ayaklarını iyi bastığın döşeme taşlarını okşa. Sessizlik içinde sesle dinlcn ve dönmc sese sessizlikten. Yalnızca elinden gelirse, yalnız kalabilirsen, kimi zaman boşalt kendini kalabalıklara. Yurt seçmekten kaçın. Sürekli bir erdemin erdemine inanma sakın: Boz onu, insanı yakan ve ısıran ve hatta çirkinliğe bir zevk karan keskin bir baharatla. Böylece, durmadan, yanılmadan, yularsız, ahırsız, onursuz, zahmetsiz, ölümsüz sevinçlerin ulaşamazsın hiç, dost. Ama ulaşırsın, büyük farklılık ırmağının esrikliklerle dolu köpüklerine. KÖTÜ ZANAATKÂRLAR Tann'nın yirmisekiz evinde onlar; hiç ipek dokumamış yaldızlı Mekik; Boynunda ip, arabasını çekemeyen yaldızlı Boğa; Onbinlerce Âğ, tavşanlann başına geçirmek için bir güzel yapılmış, ama onları yakalayamamış; Elemeyen Kalbur; yağı bile ölçmeyen, işe yaramaz Kaşık! Ve yeryüzünün zanaatkârlar halkı, suçluyor yalancılık ve hiçlikle tanrıları. Şair, ışık saçtıklarını söylüyor onların. YOKLUĞUN ÖVGÜSÜ VE GÜCÜ Orada olmayı, ansızm çıkıp gelivermeyi, giyinik ya da çıplak görünmeyi, kişilig'imin gözle görünür ağırlığıyla ve etkilemeyi savlamıyorum kesinlikle. Ne sesimle yargıcılara, nc acımasız bir bakışla başkaldıranlara, ne de başları, tırnaklara asacak bir hareketlc yanıt vermeyi, suçlu bakanlara. Şaşırtıcı gücüyle egemen oluyorum yokluğun. Durmadan gidip gelen ayak izlerimle dolu yalnızca, ışık geçirmez geçitlerle örülmüş iki yüz altmış sekiz sarayım. Ve nıiizik çalınır gölgenin onuruna; subaylar selam vcrir boş tahttma; değer biçer kadınların, tcnezzül etmediğim gecelerin saygmlığma. Görünmezlikleriylc tanıma/dan gclinmeyen olağanüstü yarauklara denk oldıığumdan hiçbir silah hiçbir zehir işlemez bana. RUHUN YOLUNDAKl TAŞ Ufki, garip bir kitabe: tkişer ikişer, sağdan sola degil de tersinden okunabilen SCKİZ büyük harf üstelik. Tersine çevrilmis sckiz büyük harf. Gelip geçenler bağırıyor: "Oymacının canilligi! Tanrısal gülünçliik ya da!" vegörmeden takılıp kalmıyorlar. Sizler, cy sizler, kendinizi vurmayacak mısınız açığa? Bu ters CUMHURİYET KİTAP SAYI 267 sekiz büyük işaret gömüte dönüştü ve RUHUN YOLUNU belirtiyor canlılara yol gösterdikleri yok. Göğüslerdeki tatlı havadan saparak, taşa gömülüyorlarsa ışıktan kaçarak, dalıyorlarsa koyu derinliklere, Açıkça, buşluğun arkasından okunmak için ölünün gözlerinin değişmez Dİçimde ilerlediği yoları olmayan yerdir burası. YASAK MOR ŞEHÎR Pekin'in hayalinde kurulmuş, Kuzey'in başkenti, en soğuğıından daha soğuk, en sıcağından daha sıcak bir ıklimde. Çevrede dükkânlar, iğreti yatakları, ycmlikleri, süprüntüleriyle herkese açık han. Geri çekilmiş mağrur kale duvarı, zorlu surlan, burçları, iyi savunmak için köseli şatolarıyla Kadın Fatih. Pek az insana güzel, açık bir dostjuk sunan o kırmızı duvann ortasında. Ama saraylar, lotus çiçekleri, durgun sular, haremağaları ve porselenlerle dolu, yeraltındaki yüce fabrika yasak mor şehrimdir benim. * Betimlemiyor, teslim etmiyorum onu; bilinmeyen yollanyla giriyorum oraya. O hizmetkâr sürüde tek başıma, tek başıma ve yalnız, garip bir erkek olarak, geri çekildiğimi kanıtlamıyorum: Dostlarım onlardan biri imparatorluğu dü^ünmeye kalkarsa. SAYFA 19