Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
tığımız mantığa gore, bır şeyı hem olum layıp (kabul edıp), hem A nem de A ol mayan (ya da hem var hem de yok) say mak olanaksi7dır Ama P de Man'ın Nı etzsche den aktardıöı gıbı ya bu olanak sızlık bıı zorunluluk değıl dc, "dunyayı formalıze etmck ve hesaplanabılır kılmak ıçın"4 bızım tarafımızdan konulmuş bır kurgu keyfı bır şcma ıse^ Mantık aksı yomlarırun gerçeklığe tam uygunluğunu ıddıa etınek dunya nakkında, şeylcr nak kında onceden bır bılgı sahıbı olmak an lamına gelır kı, bunu kımse ıddıa edemez, dıyor Nıetzsche Derrıda Adorno tavrı ış te bu kuşkuyu mantık yasalarımmn, o? deş olmanın ve çelışkısız olmanın, tek "hakıkat olçutu olamayacağı kuşkusu nu uddıye ahyor "Bır şey ya merkezde ya da uçtadır, bır şey ya dıpnot ya da ana metındır bır şey ya duşunce ya da dıışıın ce ustııne dusuncedır bır şey ya ozne ya dd ncsncdır, bu şcy ya el emeğı ya da zı hın emeğıdır vb ' ( s 51) ıkılıklcrı sorgu luyor "Farklılıkları", "yokluk vc varlık anlarını' 've ıle bırbırıne bağlayan, "Bak ben kendımı yokedıyoruın, ama vokoldu ğum anda kendımı tekrar varedıyorum ' dıyen yenı bır yaklaşımı sergılıyor ( s 50) Akıl eleştirisinden toplum eleştJNslıra Ln basıt şeklıylt, Dcrııda Adorno tav rı 'nın tcmel kaygısı, farkın, ozdeş olma yanın baskıcı ya da aldatıcı bır butunluğe (kavramsal duşuncenın sistemın ya da O7nenın butunluğune) ındırgenmesıne dı renmek, bu butunluğc sığmayanı, farklı lıkları yakalayabılmeK olarak adlandırıla bılır Ancak bu tavır ne kavram oncesıne (yanı durtulere, tekıl olana) romantık bır ozlcrn ya da kaçış, ne de tum bağları ko parma, tum sınırları yoketme ve sonuçta aklı, akılcılığı reddetmeye yonelık bır anarşızmdır Bu yuzden orneğın Adorno, bılgının utopyasını, "kavram sız'ı kav ramlarla eşıtlemeden, kavramlarla kur mak'5 ya da "kavram araulığıyla kavra mın uzeıınden oteye gıtınek"6 olarak ta nımlıyor Bunu basarabılmenın yolu da, bu tavra gore, surekJı yenılgıyı, başarısız lığı goze almaktır Derrıda ıçın çozme, parçalama eylemınden hıç vazgeçmeden, hıçbır yere tutunmadan, kendı kavramla rımi7i kcndı soylcmımızı sureklı sılmek, uzerını çızmektır Adorno ıçın ıse olum buzlaınada (negatıvıte'de) ıs>rar etmek, dı yalcktığı olumlayıu (afhnnatıv) vc bır creöc yonelık bıçımınden kurtarmaktır Boylece, Aracagok'un kıtabında gordu ğumu7 gıbı "Ya7aı yazaılık gorcvıne ıha net" (;> 55) ettığınde, yazdıklarının uzerı nı çi7dığınde sonuçta oytınun dışına çık masa da oyunıı bo/mııs olmaktadır Aracagok bu noktada Adorno'nun dı yalcktığc duyduğu guvene, tarıhsel ma teryali7mın ıdeolo]i eleştırısıne daha çok vakınlaşıyoı Hıyerarşık toplum duzcnı ıle ozdeşlık ve çelışkısı/Iığe dayalı duşunce bistemımız arasında bır paralellık hatta yer yer bır neden sonııç ılışkısı kuruyor Bılındığı gı bı Adoıno HoıkİKimet ılc bırlıkte ya/ dıkları' Aydınlanmanın Dıyalcktığı' adlı unlu kıtanında Odysseus un eve donuş oykusunu ınodern o/nenın bıreyın oluş ması suıeu olaıak yoıunılaı Bu oykuyu, dış dunya (doğa) ve ınsanın kendı ıç dun yası (dıırtulcrı) U7erınde kurulan akılcı nâktmıyetın ve bunun sonucun<''1 Ş ev ' e Ş CUMHURİYET KİTAP SAYI 2 6 5 menın ve yabancılaşmanın alegoribi ola bu kıtap, "aşk" uzerıne dcneysel sayılabı lecek bır anlatıyı da ıçerıyor rak sunar Sosyolojı lıteraturunde "rasyo nalleşme" ya da "modernleşme" olarak "Fve Donmek îstemıyorum " sonuçta da aulandırılan bu sureç, aynı zamanda, bır edebiyat ya da kuram kıtabı dcğıl, bılımın, sanatın, hukuk ve sıyasetın bır belkı de savunduğu tavnn kaçınılmaz so bırlerınden ayrışması surecıdır nucu olarak, boyle bır ayrımı, bu tur hı yerarşık bır bolunmeyı sorgulayan bır kı Aracagok de kıtabında, Odysseus oy tap kusunden hareketle, bu surecı, toplum dakı ışbolumunun başlangıcı olarak de "Ya/ar bırbırınden ayn, var/yok metınğerlendırmektedır Homcros'un oykusun lerı roman yazarları gıhı bırbırıne yedır de, efendı Odysseus, tayfalarının (emek meyı reddetmıştır, çunku bunun varolan çılerın) kulaklarına balmumu tıkayarak bır bolunmuşluğu ortbas etmek anlamına Sırenler ın şarkibinı dınlemelerını erıgel geleceğını duşunmektedır ( s 7) Bır ler, kendını ısc gcmının dıreğıne bağlata başka deyışle, yazar sadece duşunce ustu rak, Sırenler'ın şarkısının baştan çıkarıcı ne duşunen, varolan ışbolumunu olumla lığını notıalıze eder Aracagok'un yan bır yazar olmayacaktır yorunıuna gore tayfalar emek Dolayısıyla "anlaşılırlık ureten kışılerdır, Odysseus du şartları"nı sorgularken, mevşunme eylemını ustlenen kışı, ya cut duşunce (yazı) sıstemını zar da (Homeros) du^utiLe ustu yenıden ureten, kavramsal ne du^unen, efendı ıle ı^bırlığı ya bır tartışmayla yetınmeyecekpandır Sırenler'ın sarkısı "bır dutır Belkı de, E Jabes gıbı, şunce nesnesı" halıne getırılerek 'sen kıtapta mısın" sorusu modern anlamda "sanat"a donuş na, "eşıkte duruyorum" de turulmuş, el emeğınden (pratık mektedır Ya da Derrıda'nın yorumladığı gıbı " kıtaba ışbo ten) kopanlmıştır. Artık gore dışsal olan her lumu gereğı bırbırınden şey, kıtapla ılışkılı ola ayrılan el emeğı ıle diışun ralc negatıf olan her me ve duşunce ustune du DerridaAdorno şey, kttabtn tçtnde şunme dıye ıkıye ayrılan tavnnın "farklılıklar"ı uretılır Kıtaptan çı zıhın emeğı sankı bu ay hissedilir kılma çabası, kış, otekı ve eşiK, rımlar, hıç olmamışçasına bır butunluk ıçınde ortaya edebiyat, felsefe, bilim hepsı kttabtn ıçınde dıle getınlır "8 sunulacak ve dıpnot ve gibi yazı ya da bilgi anametın, ya da duşunce Derrıda Adorno ustune dusunme ve duşun üretme türleri tavrının "farklılıklar"ı me eylemleıı bırbırınden arasındaki ayrımları da hısbedılır kılma çaba ayn sunulduğunda bu bı sı, edebiyat, felsefe, çoğu zaman ortadan rımlerın anlaşılmaz olduğu bılım gıbı yazı ya da söylenecektır" ( s 21) Bır bılgı uretme turlerı kaldırmakta, başka deyışle, bu ayrışma silmektedir. Dolayısıyla arasındakı ayrımları surecı, sadece el emeğı ve da çoğu zaman orta zıhın emeğı arasındakı ış bu tavrı sergileyen dan kaldırmakta, sıl bölumunun başlangıcı de mektedır Dolayısıyla metinlerin çoğunda, ğıl, yazı ve aşk ılışkılerınuı, bu tavrı sergıleyen "Eve Donmek Istemiy metınlerın çoğunda, bu ılışkılcrın "anlaşılırlık şartları"nın da oluşması orum"da olduğu gibi, "Lve Donmek Iste surecıdır " aşk toplu mıyorum "da olduğu kavramların, mun bıreye tanımadığı oz gıbı, kavramların, arargümanların yanı sıra, gumanların yanı sıra, gurluk yuzundcn toplum dan kaçan kışının umut bazen de tam ıçınde, bazen de tam içinde, suzluklarına çare bulayım alegorılere, metafor alegorilere, derken bır başka alanda lara, aforızmalara bik tekrar ıçıne duştuğu dıp ça rastlanmaktadır metaforlara, not olma durumudur" ( s Bu sınır ıhlallerı aca aforizmalara sıkça ba Habermas'ın ılerı rastlanmaktadır. surduğu gıbı, kuram Burada hemen Aydın sal ıfadelerımızın lanma ya da modernfeşme doğruluğunu ya da yanlışlığını tartışabıl surecı Aracagok'un deyışıyle "bolun memızı gerçekten olanaksız mı kıhyor3 muşkık ' bi7i gerçekten bu kadar guç su7İeştııdı mı?' soıusu akla gelıyoı Son Ozne/nesne, hayat/sanat gıbı karşıtlık yıllarda ozellıkle pobt modcrnızm tartış laıı knma ısteğı "saf goru"ye (reıne maları bağlamında J Habermas tarafın Anschauung) , "arkasınageçılemeyecek" dan dıle getırdığı karşı tezlerı hatırlarsak, gerçek bır butunluğe ulaşma yonunde boz konusu btırecın olumbuzlama ya da hem yararsi7 hem de tehlıkelı bır o7İem tavır alma gucumuzu, "evet ve hayır ara sında tertın ycteneğımızı' felç etmedığı, Yoksa Adorno nun I ukacs'ı eleştırır tam tersıne gelıştırdıfiı, ozellıkle ıletışım ken bılırttığı gıbı, gunumu/de toplumla ve cleştırı potansıyelımızı aıttırdığı da bırey arasında bır uyum olmadığından, onc burulcbılır7 Aracagok'un, bu tartış olsa olsa ancak 'baskı yoluyla bır maya doğrudan gırmıyorsa da, modern uyum "dan sozedılebıleceğınden, bır sa dımyaya Habermas kadar ıyımser bakma nateserı (ya da bır metın) doğrudan ger dığını soylemek sanııım yanlış olma/ çeklığe gıdcme7, ancak butunluğuyle bıl gı olabılır ' yargılarda bulunınaz, butunu Kuram ve edebiyat aynı şey mi? Buıaya kadat aktaıdıklaımnzdan "Lve bır yargı olur"İO mu demelıyız'' Tahmın edebıleceğınız gıbı, Aıacagok'un bu ko Donmek lstemıyorum"un bır kuram kıta nudakı tavrı da daha çok Adorno'ya ya bı olduğu sonucu çıkarılabılır kın Oysa, edebiyat dı?ısı ıçınde yayımtanan Başlangıçta dcğındığımız "tavır" soru nuna gerı donelım ve bu tanıtım yazısını daha gundelık sorularla bıtırelım "As lolan farklılıktır" ( ;> 52) tavn acaba bızı daha ozgur, daha mutlu kılabılır m\> Modern dunyanın bikıntılarına, Aracagok'un deyışıyle "yaşanılanmuın parçalanınışlığı"na ya da "cfendının duşunccsı" olan "eve donme duşuncesı"ne dırenmenın, eleştırel bır bılınce sahıp olmanın bedelı oldukça ağır değıl mı? Dını ınancın, mıstık duşuncenın ya da cemaat değerlerının sağlayabıleceğı nuzur dışında, modern dunyada sureklı aydın lanmayı (Adorno'nun unlu deyışıyle, "aydınlanma uzerıne aydınlanma"yı) tercıh etmek, umutsıız bır "mutsuz bılınç ı zorunlu kılmıyor mu? Bu dııenış uğruna, ne oznel ne de ne:>rıel bır noktadan, aslın da hıçbır noktadan bakmaya, konusmaya çalışmak, çok zor bır tavır (Derrıua nın deyışıyle, "olanaksız bır olanak ') ol mayaeak mı? Kıtabını da "ve" dıyerek bıtıren Aracagok'un farklılıkları "ve" ıle bır bırıne bağlamak onerısı, belkı de bızı hâkım olamayacağımız bır genışlenıeye, kaldıramayacağımız bır dağılmaya goturecektır Kendı halıne bırakıldığında dıl "abla başı sonu bellı olan hıkâyeler" anlat mayacaksa (EDl, s 30), bu belkı de bi7i duşunurken, yazarken, severken daha ur kek, daha şaşkın kılacaktır Belkı de bıze hıç yalan boylemeyecek bır dıl, bızı al datan, yanıltan bır dılden daha cğlcncclı olmayacaktır Unutmayalım kı, Sırenler'ın sarkısı tehlıkelı bır şarkıydı, Odysbeus belkı ıhanet ettı, ama "aklı ıle yendığı" tehlıkeyı de kuçumsememclı • 1 Novalıs Die Lehrlınge zu Saıs, Gedichte, Fragmente, (Reclam, 1978) s 120) 2 Bk7 M Başaran ve niçin (yine) felsefe... (Yapı Kredı Yay, 1993) ve I Der rıda Gostergebilim ve Gramatoloji, on soz ve çevırı T Akşın (Afa Yay, 1994) 3 J Derrıda Memories for Paul de Man (çev C Cadava) (Columbıa U P, 1989)b 135 4 P de Man "Actıon and Tdentıty ın Nıetzsche" Untyinıg the Text ıçınde (der R Young) (Routledge & Kegan Paul, 1981)ıunde s 273 77 5 T w Adorno Negative Dialektik (Suhrkamp, 1982) s 21 6 Aynı yerde s 27 7 J Habermas Der Philosophische Diskurs der Moderne (Suhrkamp, 1985) ss 137 138 8 J Derrıda "Ldmond Jabcs and the Questıon of the Book" Writing and Diference ıçınde (çev A Bass) (( nıcago UP,1978),s 76 9 j Habermas "Phılosophıe und Wıs senschah alb Lıteraturı'" Nachmetaphysisches Denken ıçınde (Suhrkamp, 1988) s 261 10 1 W Adorno "Prpıesste Versoh nung" Theorien der Kunst ıçınde (der D Henrıch ve W Iser) (Suhrkamp, 1992) s 332 Eve Donmek tstemiyorum/ 7afcr Aracagok/ llettjim Yayınları/ 72 s SAYFA 9 Va sonuçı Sonııç "va"