Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Esikte duruD. tavır almanın zorlunu NECMI ZEKA Zafer Aracagök'ten "Eve Dönmek îstemiyorum" ya da M odern dünyada yaşadıgımız b'elki de en büyük sorunlardan biri "tavır" sorunudur. Topluma ve kendimize karşı nasıl bir tavır alacağız? Hangi noktada duracak, dünyaya hangi açıdan bakacağız? Hep bize dayatıfan, farkında oldugumuz ya da olmadığımız bölünmclcr, sınırlamalar (var olan toplumsal, siyasal vc mantıki sistem) içinde mi yasayacak, düşüneccgiz? Yoksa bu îcı sıtlamaları, modern dünyanın baskibinı, parçalanmışlığını, sahtcliğini aşmanın (ve ilk adım olarak bunun bilıncine varmanın, sorgula manın) bir yolu var mı? Kısacası, sonuçta bu dünyada tünı bu tarklılıklar ve çatışmalar içinde toplumla vc kcndimizle uyumlıı olma, mutlu olma olanak larımız neler? Zafcr Aracagök'ün "Eve Dönmek tstcmiyorum" kitabı, cn genel anlamda modern dünyaya karşı eleştirel bir tavnn olanağını cdcbiyat, düşünce ve hatta sincma tarıhinın en göze temalarından biri olan "eve dönme" teması ckscninde araştırıyor. Bu tavrı, aşk, yazı, sanat ve toplum eleştirisi olarak, analoc bir kurguyla cle alıyor. Alman romantıznunin en önde gelen isimlerınden Novalis'in, felsefeyi bir eve dönme özlemi, "her yerdc evde olma dürtüsü" olarak tanımladığ ıfragmanı çok ünlüdür.l "Eve Dönmek îstemiyorum" başlıjiı, ister istemez önce elımizdcki kitabın bu romantik özleme, kedere ycni bir tepki ol.ı bileceği kuşkusunu doğuruyoı Acaba diye düşünüyorsunuz. Bu kitap "modern dünyanın sancıla rını o kadar da abartmayın; kendinizi o kadar da sıkmayın" tarzmda biraz ironik, 'postmodern' bir deneme mi?.. Hayır, "Eve Dönmek Îstemiyorum" son zamanlarda örneklerinc daha az rastladığımız, toplum ve ideoloji eleştirisini ciddiye alan, radikal bir sorgulama, bir tavır kitabı. Sanırım bu yüzden Aracagök sergilcdiği tavn, modern diinya nın en yaygın diger iki tavrından, nihilizm ve relatıvizmden özcnle ayırıyor (s. 50). Bu yaklaşımın bızi, bülün dcğerlerin reddini, anlamsızlığını savunan nihilizme ya da farklıhklar karşısında her şeyin eşit derecede geçerli vc dcğerli olduğunu savunan relativizme yani sonuçta irrasyonali/.me götiirmeyecegıni vurguluyor. Geıek bu vurgu, gerekse aşaöıda dcgineceğinıiz diğer özelliklerinden ötürü, Zafcr Aracagök'ün "Eve Dönmek Istemivorum" kitabı, en genel anlamda modern dünyaya karşı eleştirel bir tavrın olanağını edebiyat, düşünce ve hatta sinema tarihinin en gözde temalarından biri olan "eve dönme" teması ekseninde araştırıyor. "Eve Dönmek Îstemiyorum "da dile getirilen (yazıya dökülen) tavır daha çok I. Derrida'nın Türkçeye yapı çözüm ya da yapı parçala(n)ması diye çevrilen "deko»strüksiyon"2 ve T. W. Adorno'nun "negatif diyalektik" çalışnıalarını çağrıştırıyor. Derrida ve Adorno'nun vazılarında oldlıgu gibi, burada cfa, hiçbir zaman "mutlak bir hakikat" ya da "yeni bir metot" katına çıkınayan, ilk bakışta çelişkili, hatta olanaksız görünen Dİr düşünme (yazı) eylemı, bir sorgulama var: "Ya ev diye bir şey hiç olmadıysa?", "Ya dil bıze hep yalan söylemişse?" Bir kitap tanıtım yazısı çerçevesınde hoşgorülebilecek bir genel lemeye giderek " DerridaAdorno tavrı' diye adlandıracağımız bu tavrın, belki de en çarpıcı özelliklerinden biri açmaz (aporia) ya da çeliskı (Wıderspruch) kavramına vcrdiği önemdir. Yunancada "çıkmaz yol, geçilmez yol" anlamına gelen aporia (açmaz), bu tavra göre, bize anlık da olsa ycni bir s.or gulama, özgürlük fırsatı sunuyor. Kapalı sayılan volları deneyerek, açmaza aüşerelc sistemin içinde ancak sistemin hâkim olamayacaı bir alana erişmeyc çalışıyoruz. şte bu çaba.sistemin, yapının, kavramsal düşüncenin dışına çık madan, kendi iç mantığını sonuna kadar götürerek, sarsarak, "fark"a vardığımız, farkın ctkilerini ortaya çıkaraığımız bir an. Böylece, geçici de olsa, düşünce sistemımize hâkim olan merkez/kenar, özne/nesne, hayat/sanat, iç/dış gibi karşıtlıkların sımrlarını açıyor, çözüyoruz. Artık ortaya çıkan fark, düşünce sisteminıizin (mantıöın) "bu ya da öteki" diye adlanuıramayacağı, bir özdeşlik (A=A) kuramayacağı, ancak "bu ve öteki, aynı zamanda her ikisi" biçiminde tanımlanacak, muallak (navada asılı, karar verilcmez) bir durum oluyor. Derrida, dekonstrüksiyonun bu muallaklık (tam karar venlemeyiş) kosuluna bağlı ve bu koşulun içinde olduğunu söylüyor.3 Aracagök de kitabının başında 'ne' yaptığını açıklarken benzer bir noktadan konuşuyor: "Bu metinde, yani olmayan vc olan var ile yok metınde, yazar düşündüğü şey üstüne düşünmeyi hem reddetmiş hem de onaylamıştır. Bu yüzden bu var/yok metinde düşüncelerine ve düşünce üzerine duşüncelerine kulak verdiğimiz kişi eve ulaşmayı becerememek bir yana, eve ulaşmayı reddetmıştir." ( s. 7) Aristo mantığı diye bilinen alışKİTAP SAYI 265 Açmazdan madat ummak Pekl, ev varraıkl? f SAYFA 8 CUMHURİYET