Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Kapak konusunun devamı. • " dın. Olsun. Cîcne dene, gene yenil. • Daha iyi yenil.' Terk edilmişlik, saçmaük, mahkumiyet, suçluluk, zamanın vc mckânın dışındalık, kendine ve ötekılere yabancılık, güçsüzlük, müstehcenlik, iğrençlik... Geçmiş değcrlerlc ilişkisini koparmış, geleceğin de;erlcrini yaratamayan insan sadece anamsız bir diinvaya fırlatılmış ve yalnız değildir,'attığı her adım, her düşüncesi, her duygusu da hayal kırıklığına vc asaöılanmaya mahkumdur; her proje, daha oluşurken kaynağım kurutur, çürür ve tersine döner. Her şey bize ihanet etmektedir: Yaşam, ötekiler, kendi gövdemız, en kişisel düşüncelerimiz, en tutkulu duygularınıız... Ve biz, sakatlanmış, dilsiz, gövdesiz, karanlığın ıçinde amaçsız dolaşırız ve dolaşmaya mahkumuz ama çoğıı kez kımıldayamadığımızdan mahkumiyetimiz işkenceye dönüşür; bu acınası halimizde birazcık olsun yucelik yoktur, gulünç bir trajedidir her şey. İnsan, hayvansı işleyişlerin egemen olduğu bu iğrenç yaşamda kendi fiziksel asağılığını sürckli hissederken, "dünya" oenen toplumsal olgunun vazge• çilmez "varhğı " olmanın ve "yeryiizü"ndeki tüm yaratıklar gibi "ölüm"e yazgılı oluşun ikilemini de sonsuz bir tedirgınlik olarak yaşamaya devam eder bir Beckett metninue yaşar gtbi. . Hiçbir yere götürür Beckett hiç olan insanların hıç için hareket ettıği hiçın dünyasına; I lıçlık ve I ler Şey evrenine. Beckett'in bizi kara mizahla ve acı alayla soktuğu bu evrcnde, mizahın vc alayın üşiiten doruldarından, insanın trajcdisinc (kendi trajedimıze) duyduğumuz merhamet duygusuyla incriz yeryüzüne: Gövdemiz yaralı, aklımız noksan... Bu bir yolcuhık mudur? Hiçbir yere götürmemiştir ki bizi Beckett! Son yazar: Samuel Beckett lam, bclki bir anlam parodısı, kısacası ıçimizdeki anlamlar dünyasını anlaşılmaz hale getıren ayrı bir anlam olan anlamsızlıkta yatar" Anlatının taklit cdebilecegi bir dünya yoktur ve anlatırken anlattığının başka bir $ey olduöunu anlar ınsan; asla her şey anlatılanıaz, hep bir şey unutulur ve cger her şey söyIenirse, hiçbir şey söylenmemış olur. Çünkü, her şeyin söylendiği bir dünya bitmiş, tamamlanmış, ölü bir dünyadır, oysa son, ölüm değildir, gelecek olan, ama ne zaman geleceöıni kımsenin bılmediğı, sadece geleceği bilinen şeydir Bitirmek bu so na doğrıı yürümektir; ve son, sona doğru götürcn yoldur, bu anlamda her şeyin çoktan bittigi söylenebilir daha baştan itibaren. "İnsan, bitmeye mahkumken bitemeyen varlıktır." Dolayısıyla, yaşamı anlamsız kılan ölüm değildir. Tersine, eylemlerimize anlam vermemizi buyuran ölümdür, ama tüm yaşam ölümsüz gibi yaşanır: Hiç olarak. Bu yiizden, insanın biri olma, bir şey anlamına gclme çabasıyla birlikte başlar mutsuzluğu da; ve bütün bilgelik ve mutluluk, bızı ıyı kötü sona doğru taşıyan anonim ve durgun akıntıya (katılıncaya f kadar) yaklaşmaktadır. Murphy, bu ilk Beckett romanı, hiç olmak, dünyauan, gövdesinden ve ruhundan kaçmak isteyen Murphy ile hiç olmasına izin vermeyen ötekiler arasındaki catısmanın romanıdır. Alay ve hiciv güçliikle gizleyebilir buradaki traiediyi. lkinci roman Watt ise, toplumla ilişkisini sürdürmek isteyen, ancak bunda başarılı olamayan, giderek dil düzeyinde de iletişim gücünü yitiren ve gidebileceği tek yer tımarhane olan bir diğer antikahramanın, Watt'ın hikâycsidir. Her iki romanın da (görünür) bir başlangıcı, (kuşkulu) bir sonu vardır ve (muhtemelcn) bir şey olur. Ama ses antikahramanların, diğer kişilcrin (vc Beckett'in) sesi konuşmaya önceden başlamıştır, sonra da devam edecektir, susması için hiçbir neden yoktur ve bizim yakalayabildiğimiz okuyabildiğimiz kelimeler sonsuz vc sonuçta hedersiz bir sövlemin parçalarıdır. Bu yiizden Beckett okumak nep aynı kitabı ve hiçbir şeyi okumaktır. Beckett'in söylemi bizi yaşam diye adlandırılan şeyin dehşetinc maruz bırakırkcn, kıtap(lar) da bize sadece kitap olduğu duygusunu verir kelimelerin gerçekdışı sıralanışı, sözün her adımda kendi boşluğuna ncdcn olan kcndiliğinden yürüyü Bir oyun bo/andıı Beckett. Bütün geleneksel anlamların parantczc alınıp ycrinc başkalarınm konduğu (Sartre'ın devrimi, Camus'nün başkaldırıyı önerdiği) bu yokluk ortamında Beckett'in yaptığı sadece bir ifşa, bir ihbardır: Isyan etmez, gözetler; saçmayı yargılamak için saçmanın dışında durmaz, içine yerleşip bu ilk, temel anlamsızlığa gönüllü olarak girer ve kahramanlarını biz okurlarını da asla oradan çıkarmaz. Ama nc olursa olsun bir şeye gönderir kelimeler Beckett? Düzyazısındaki ve şiirindeki garip ilgisizlik ve mantık sogukluğu yazının yaşam deneyiminden değil, yazının kendisinden yani hiçlikten doğduğunu anlatmaktadır... Beckett metni: Kendinden başka hiçbir şeyin amacı ve aracı olmadıgı için tüm evren olabilen edebiyat... Yazmak Boşlukta konuşmak, karşında bırı varkcn herhangi birıne söylenmeyen kclimeleri, hiçbir dolaysız etki iddiasında olmjyan, alet olmayan, sadece ımge olan kcliıncleıi telaftuz etmek... Yazı: üzneyle yazarla ve okuyucuyla arasına sürekli mc&afc koyan ve kaçan sesler... "Anlaşılmayı" beklemeyen kitaplar yazarıdır Beckett; "hiç" ile bir şey yapar ve bu bir şeydir. "Buradaki tek anlam," der Georges Bataille, "kendi tarzında bir anSAYFA 4 Hiçllkten doğan yan Son yazarın ölümüyle birlikte edebiyatın yok olacağı günü hayal eden (Beckett in belki en yakın olduğu yazar) Maurıce Blanchot, son hakikatin sessizlik olduğunu ve edebiyatın sessizliğin doruk noktasında sona crcceğini düşünür. Sessizliğe yazarak varılacaktır. Çünkü Blanchot'nun dediği gibi, "her edebi eser, bizden söz ederken bize yönelen bu konuşkan sonsuzluğa karşı sıkı bir savunma ve yüksek bir duvardır." Söylemek istediğini söyledikçe daha azını söyleyen, hiçbir şey söyleyen Beckett romanları hem bu "konuşkan sessizliğc" karşı bir barikattır, hem de sonu gelmez bir eclebiyat olarak sonu gelmez bir yenilgiye mahkumdur. Söz'le sessizliğin, varlık ile hiçliğin çakış tığı noktayı bulmuştut, Beckett: "Son yazar": Söz, sözsüzlük, kelimesizlik, kımıltısızlık, bedensizlik, kaosöncesi: Bugün. Tarihin dışına çıkmış bir çığlıktır (bir mırıltı, bir sus işarctidir) Beckett, ama tarih devam etmcktc... O haldc, insanı bu sıfır noktasından ne çıkaracak? Değişim için kuşkusuz gerekli olan karanlıltta, sonun çoktan burada olmadığını, bitmeyenin sonunun gelmediğini kim iduia edebilir kiP Beckett'in, "son yazar"ın sesi bütün tınısını buradan alır Murphy'nin, Watt'ın (biz çağdaşlarının) sesi de. Biz çağdaşları, Türkçc'de yaşayanlar, yıllardır okuruz Beckett üzerine yazılaıı, Beckett'tcn çevirilcri... Yine de ruhuyla, kalemiyle Türkçe okumak isterseniz Beckett romanlarını, en sadık, en güzel "ihaneti" öneririm: Uğur Ün çevirilerini; yani Watt (Ayrıntı Yay., Aralık 1993) ve Murphy (Ayrıntı Yay., Ekim 1994) Vc yakında: Molloy, Malone Ölüyor ve Adlandtrılamayan... yine Uğur Un'den ve Ayrıntı Yayınları'ndan. • Watt/ Samuel Beckett/ Çevıren • Uğur Un/ Ayrıntı Yaytnlan/ 214 s Murphy/ Samuel Beckett/ Çevıren Uğur Ün/ Ayrıntı Yııyınları/ 17H i ' CUMHURİYET KİTAP SAYI 265 Edebiyatın sessizliği