24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Orhan Peker'den Cornelius Bischoff'a FERİT EDGU Cornelius Bıschof f, 1 %4 top koşturuıken, Orhan, bu ilk "atölyesinde' Rııs dcvriminden kapağı Istanbul'n atan bit Be\a/ Kus'un denetiıniııdercsiınyapıyoidıı Bcn,aıadabir bu "atölyeye' si/tp, (Jrlıan'ın <,alı^nıasını izliyordum, kimı /aman uzakıan, kimi zaman yakında.11. aına her /.aınan gıpta ile Okul sıralarında, n/ı'llıkle vatilt okul sıralarında başlavan doM.lukların oluşıırmınu yaşayanl.ıt bilir. Birbirimizi lunirken ortak yaııl.ırnnıy.ı da keşlediyorduk. Sonımda K.ıı.jdeni/lı bir çocuklukla, Kuzey Deni/lı bir çocıığun ruh yakınlıklarını kcsleltik.Handiyse iki kardeştik. Gunlcr, hahalur, aylar geçtikçe, edebiyat, tıkefe, sineına ve politik konularda da düşüncelerımizin birbirine yakın olduğımu gördük. Bu da bi/i birhirimı/ı* d.ıha bir yakınlaş tırdı, gerçek bir dosiluğun, bir ömür boyusürendostlugun lemelihöyleatıldı. Ama yeryu/.uıulı.1. günün birınde bedelinin ödenmesi gerekmcyen mutlulıık, sanırım, pek yokııır. Sevdiğimiz insan bi/e nc denli \ .ıkmsa, ayrılışı da o denli acı olur. Otuınl.ı birliktc olııştu rulan yaşam zcngınlifü, onun gidişiyle yuksullaşır. Bu nedcnle, kimi zaman kındi kendimt; soı.ırım: "Seçmck niıımkün olsa, olumu mü, yoksa yası mı seçerim.''" Ama ccvabını hi(,bir zaman veremem.5 Aralık 1974 tarihli nif ktubunda, ürlian •jöyle yazıyordu: "...MektııbuiKİ.ı lıiı ölüm' latı var. ün.ı takıldımdıigtıiMi Hiç unuimam, Kastamonıı Jkö\ lırıııJın birinde (,ok ya^lı bir kadına uMİamıştık. Ona, 'Ilâl.ı ölmedin mı la/c.1' diyc takılan lara, başını dik uırarak: 'Durun bele, yollar kalabalık' diyc ccvap vcri\ordu. Hiliyorbiın ben de' Dııı'ıın bakalım, yapılacak resimlervar diyorum." DDMUITI Orhan bu ıvsimlcrdcn bır erlinde konuk olduğum hiralar (198990) Almanya'daki eski bir gelenek dolayısıyla, birçok kentten okuma günleri yapmam için öneriler alıyorduın. Bunlar öylesine çoktu ki, tümunc olumlu yanıt vcrsem, Berlin'de oturup çalışmamın olasılığı yoktu. Hamburg Şehir Kitaplığı'ndan gelcn öneriyi gerı çt'viremedim. Kuzeyin bu lıman kentini, oldum olası ıııcı ak ettiğim ve o günt' dcğin yolum düşüp gö remcdiğim için. Şcbır Ki taplığı'ndakı okuma ak^amı baııa bir dosi kazandırdı:('orııeliusBiscboft. Bu adı hiliiıiyor dcğildim. Orban l'eker'dcn, Mustafa Pilevneli'dcn onun adını çukça duynıuştum. Ya^ar Kcmal'le benim ortak yayıncımız Lııcien Leitess de övgüyle söz ctmi^ti onun kılı kırk yaran Yaşar Kemal çcvirilerinden. Hamburg Şehir Kitaplığı'ndaki okuma ve sorularcevaplar sona eıdiğinde biı Alman yanıma yakla^ıı ve kusuibuz Türkçe'siyle kendıni tanıttı: Cornelius Bischorf. C.ornelİLis'un adını biliyor ama yaşam öyküsünü bilmiyordum. Sormasaydım, kuşkıısuz anlatmayacaktı. Sordum ve anlattı. Ayrıntılara girrneden Sıradan bir yaşam öyküsünü anlatır gibi. Oysa Cornt'lius'un yaşanu hiç de .sıradan bir serüven değildi. İnsanların "hayatım roman" dedigi türden bir serüvenin insanıydı. B Babası Eduard Bischoff, bir dülger olarak 1938 yılında Türkiye'ye gelmişti. Yükbelen nazizmin korkusunu uzaktan alıp ailesini de (eşi Yahudi kökenliydi) Türkiye'ye getirmeye çabalamıştı. Binbir zorlukla, Fransa üzerinden getirttiği ailesiyle, 1952 yılına değin Türkiye'de çalışıp yaşamıştı. tkinci Dünya Savaşı'nın cilvelerinden biri dostluk, kısa boylu, kara gözlü, içine kapalı Orhan Peker'in ölümüne değin sürmüştür. Orharun kendisine yazdığı mektupları, daha başlangıçta, önemli bir sanatçıyla karşı karşıya olduğunu iarkeden Cornelius tarafından saklanmıştır. İşte Orhan Peker'in sınıf arkadaşı ve yaşam boyu dostu Cornelius Bisc Orhan Peker Ispanva DOnusu evınde (ustte) Cornelius Bischoff ıle1950 yılları ( Yanda ) olarak, bu antinazi aile Çorum'da "mecburi ikâmetgah"ı tanımışlar, ama bu zorunluluk ve savnş sona erdiğinde de kendilerini hemen Almanya'ya atamamışlardı. Cornelius, böylece Türk halkının arasında, Türkçe oğrenmiş, İstanbul'a döndüklerinde St. Georg Avusturya Lisesi'ne girmiş ve burada, gunun birinde (savaşın yoğun olduğu 1942 yılında) sınıflarına giren, kısa boylu, kara pıyano çalmasını "bilen", resme olağanüstüyatkınlığı olan bir hayli i<,'ine kapalı Karadenizli bir çocukla arkadaşlık kurtnuştıır Okuliıiralarında kurulan bu hotf ayazdığımektııplarbunlardır. Okunduğunda görülecektir ki, iyi günlerini.kötügünlerini, tasalarını.sevinçlerini bu dostuyla paylaşmıştır. Onu bir can dostu bilmiş.gerektiğinde yardımına başvurmuş, gerektiğinde gönlünü açmıştır. Gerçek bir dost mektuplarıdır bunlar. Bir meslektaşa yazılmadığı için, ressamın, sanatıyla ilgili sorunsalının pekfazlaiziyoktur.Bunakarsıhk.içinde yaşadığı zor koşullar, aşklar, yolculuklar, umutlar ve umutsu/luklar, bir dönemin tanıklığı niteliğindedir. Cornelius, Hamburg da tanıştığımı zın ikinci günü, bana bu mektııplardan soz ettiğinde, bu mektupları yayımlamayı önerdim kendisine. Bir süre sonra (Türkiye've dönmüştiıml ınektupların ori|inallerinin totokopisiylekapımıçaldı: " Al ve ne yaparsan \ ap." Yapacağım bir şey yoktu. Bu satııiarı yazmaktan ve Orban Peker'in (<»nel/ıis'ci Mcktııplar mı \ayıma lıa/ırla maktanbaşka. • «joğunu bitiremedcn göçtü. Kalan gcne de resimlcri ve (lunım için) c!?siz birdostlııkoldu. • Kedısı Baska ıle 1970 Orhan Peker, Corneliııs'a Mektııplar/' Yımihillazırloytiıı Fırıt Kd&n )\ıptKrcdı Ytivııılcirt '!S4s. S A Y F A 7 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SA YI 1 8 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear