Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
E.J. Hobsbaıvm kitabının Türkçe baskısına ayn bir önsöz de yazmış 11 Millet ve Milliyetcilik" Büyüsü Cözülürken ABDULLAH YILMAZ Ünlü tarihçi E.J. Hobsbawm kitabında "millet ve milliyetcilik" serüvenini derinlemesine incejiyor. Son iki yüzyıllık tarihin bulanık sularından çarpıcı sonuçlar çıkararak milliyetçiliğin insanlarm zenginleşen kimlik arayışlarının çok gerisinde kalan ve "geleceği olmayan" bir eğilim olduğunu saptıyor. Türkçe basıma yazdığı önsözde ise Rus, Sırp ve Türk milliyetçiliğinin tehlikelerine dikkat çekiyor. epimiz, birey olarak, kurulu bir dünyada bir cinse, sınıfa, kente ve hatta kentin bir mahallesine ait olarak doğarız. Bir milliyetimiz ve dinimiz vardır. Oğlan ya da kız olmamız farklı anlamlar içerir. Doğar doğmaz bir üst kimlik gibi hcpsi bize yapı^ıktır. Kendi özgül kimliklerimiz ise bu üst kimliklerin bir kesişme noktası, deyim yerindeyse bir savas. alanıdır. Farklılığımızın ve biricikliğimizin gerçekleşmesi, ya da gerçekleşememesi, hern savaşan güçlerin çokluğu hem de savaşın sonucunun kestirilememesi, daha doğrusu hiç bitmemesi ile Ugilidir. Sanki bir yerlere, bir şeylere eğreti ilişmişizdir. Razen kopanlamayacak kadar sağlam bağlarımız, sarsılmaz yerlerimiz olduğunu düşünsekde... H E j Hobsbawm SAYFA 12 Kurulu bir dünya dedik, yani egemen değerler ve ilişkiler ağı. Bugün kapitalisttir bunlar, beyazdır, orta sınıftan gelen bir erkektir, ama çocuk dcğildir> Çocukların, kadınların, azınlıkların, Güney'in varlığı, farklılığı sorundur hep. Reel dünya bu farklıhkların serpilip gelişmesi, aralanndaki ilişkilerin zenginleşmesi, dayanışma ve bütünsellik yerine her düzeyde "dışlayıcı bir kimliği" one çıkarıyor. Bunun adı modern varoluştur ve hikâyesi millet lc, milliyetç'ilikle başlamaktadır. Tanrının, ilahi olanın ve bilinemeyenin yeryüzünden kovulmasıyla geleneksel dolayımrını yitiren insanoğlu her düzeyde ürettiği ve yeniden ürettiği "öteki" dolayımlannı kendi po/.itif varlığını iddia etmektedir artık. En geniş insan topluluğunu kaplayan kimlik birimlerinden biri milletlerdir; ve milliyetçÜik bu birimlerin ilelebet varlığıniiddiaeder. Aynntı Yayınları taraf ından bugünlerde yayımlanan "1780'den Günümüze Milletler ve Milliyetcilik/ Program, Mit, Gerçeklik" adlı kitabında, tanınmış ara^tırmacı ve yazar E.J. Hobsbavvm milli devletlerin ve milliyetçi hareketlerin serüvenini çok özlü bir biçimde gözler önüne sermekte, çarpıct gözlemlerini dile getirmektedir. Kitabın bahsetmeden geçemeyeceğimiz bazı özellikleri var: Çok yakın bir döneme kadar (1992'ye) olangelişmeler, özellikle Balkanlar, Ortadoğu ve Katkaslar coğrafyası temelinde ele alınmaktadır. Bu anlamda türün en ye ni ve kapsamlı çalışmalarından biridir. Ayrıca Türkçe basım için yazılan onsöz Türkiye bağlamına ışık tutmaktadır. Yakın döneme kadar yürütülen yoğun tartışjna ve araştır'maların değerlendirildiği bir dizi konferansın notlarından kalkılarak hazırlanan kitap, nis peten dar bir hacimde derinlcmesine gözlem ve tespitlere giriştiği için okurundan bence hakettiği bir çaba istıyor. Bu yazı kitabın akla getirdiği bazı soruları dile getirmek ve yer yer ortaya atılan soruların yanıtlarını aramak kaygısıyla kaleme alındı. Öyle ki, önümüze serilen kuramsal araçlarla kendi tarihimize dönüp baktığımızda ortaya çıkan manzara ürkütücü, korkunç ve de tanıdık gelebilir. Belki de soruların çarpıcılığı oranında ortalamanın sakin sularına kaçıp kaybolmak arzıısu da artacak! Amabüyübirkerebozulmuş tur. Kurgular bir biri ardına çoküyor, kesinlikler kayboluyor ve sonu gelmez sorularla başbaşa kalıyoruz. Ben birkaçını dile getirmeyi yeğliyorum... Kutsal İkonlar Ya milletler ve milliyetçı hareketler oldukça yeni olgularsa ve Türkiye top rağında daha bu yüzyılın ba^ında ortaya çıkmışsa... "Milli diller hemen hemen daima yarı yapay kurgular ve yer yer, modern İbranıce gibi, fiilen icat edilmis. $cyler"se... Milletler, milliyetçi hareketleri ve devletleri yaratmıyor da, tersine devletler milletleri ve milliyetçi hareketleri asıl olarak yaratıyorsa. Milletlerin oluşumunda "Kutsal ikonların öneminin bir kanıtı, basit renkli kumas, parçalarının evrensel düzeyde modern milletlerin sembolleri olarak kullanılması ve bunların son derece değer verilen rıtuel tekrarlar ya da tapınma eylemlerini çağrı^tırması" ise... En uygar (!) milli oluşumların bile temelinde belli bir toprak parçası iizerindeki insan toplumunu bir örnekleştirme, etnik temizlik ve Öteki (yanı bir düşman) yaratma yat ıyorsa... Üğruna şehitler verdiğimiz ve her gün bunlara yenilerini eklediğimiz kutsal vatanımızın sınırları rasgele, belli güç dengelerine bağlı olarak ve hiç de kursal olmayan bas,ka bazı iaktörlere göre çizilmiş diğerleri gibi bir C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 1 8 4