Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Vitrindekiler Bina/Behiç Ak/Boyut Yayınla Gazetemiz de "kim Kime Dum duma" adlj karikatür bandını çizmekte olan Karikatürist Behiç Ak'ın "Bina" adlı kitabı tek perdelik bir oyun. Sporsalonu olarak inşa edilmekte olan bir binanın inşaatı devam etmekte, ancak herkes binanın başka amaçlar için kullanılmasını sağlamak için çaba harcamaktadır. Projesi olan bir bina, bürokrasinin, düzenin ve "değişen değerlerin" tutsağı olmuş insanlann "saçma" düşünceleri ile giderek asıl amaçlarından uzaklaşmış bir yapıya dönüşmektediı". Böylece, insanın kendi asal sorunlarına bile nasıl yabancılaştığı giderek gerçeklerden uzaklaştığı anlatılmakta oyunda. Behiç AK Godot'yu BeklerkenTüm DüşenlerOyun Sonu/Samuel Beckett/Ceviren: Uğur Ün/ lioyut Yayınları/214s. Çağımızın, hakkında ençok ynzı, makale, kitapyazılmış, kendinden söz edilmiş sanatçısı Sanuıel Beckett'in üç oyunu yer alıyor kitapta. Kitabın ilk oyunu "Godot'yu Beklerken", dünyada "uyuınsuz tiyatro" türünün başyapıtı blarak biliniyor. İnsan varhğının "anlamlı" olduğunu anlama özleminin dile gelirikliği bu oyun yurdıımıızda da birçok kez sahnelendi. İkinci oyun "Tüm Düşenler", adını Incil'den alan, bir radyooyunu. İrlandalılara özgü konuşma biçimlerini, gülmece ve hüzün yüklü bir üsluplayansıtır. Kitaptayer alan üçüncü oyun "Oyun Sonu", grotesk boyutları olan, s A araştırıyor. Kıray'ınbirodak konusu da, dış borçlar. Osmanlı sarayı, aldığı borçlardan Kızıltoprak Hatıraları/ Nezih Nc\zr' llctişım Yaymları/ 346 .s. yatırım, üretim artışı için yaNezihH. rarlanmak ycrine bunları Neyzi, eski âyan, eşrat, tüccar gibi gruplar bir Kadıarasında dcngelcr olu^tunnak kövlü. Ka ve kendi denetimini .ırtırmak dıköy'ün amacıyla kullandı. Osmanlı artıkeskiye dcvlctinc borç veu'n devletler dair ismin de, bu ilişkidcn, Osmanlı ekotlen başka nomi ve siyaserinde isteklcribir şeyi kal ne uygun değişiklikler gerçekmayaneski lcştirmek için yararlandılar. mahallesi Kızıltoprak'ta, yeYazar, 19. yüzyılda Osmanlıyı rinde kimbilir hangi apartma temelden etkilcycn değişimlenın yükseldiği bir köşkü, bu rin 16. yüzyıl sonuyla 17. yüzköşkün etrafında dağılan bir yıl başlarında lilizlendiğini orOsmanlı ailesinin hikâyesini, taya koyuyor. Dış borçlanmakendi batıralarına ve yıllarca ııın artmasındn önemli etken, dolaplarda saklanmış evrakı merkezîotoriteninzayıflaması metrukeye dayanarak anlatıyüzünden vergi gelirlerinin yor. Hemen hepsi üsmanlı azalısıydı. Ve dış borçlanma, döneminden Cumhuriyete ka dünya ekonomisiyle bütünleşdar çeşitli devlet görevlerinde meyi hızlandırdı. Dış borçlanbulunmuş, şiir, edebiyat, müma aynı zamanda, tüketim zik, mimarlık gibi sanatsalmallarına talebin artmasını, itkültürel faaliyetler yürütmüş, halatta yiikselmeyi, birçok fikirhayatımızakatkılaryapscktörün çöküşünü getirdi. mış, siyasî hayatta yeralmış geKıray, borçların ödenemeyişiniş bir aile çevresinin hikâyesini kâh geçmişe uzanarak kâh o nin nedenlerini ve sonuçlannı insanlann günümüzdeki izleri analiz ediyor. Yazarın görüşii, ni arayarak oluşturuyor. Ney dış borçlanmalarla sağlanan fonların bürokrasi tarafından zi'nin hatıralarında, yazarın "Batılılajma" yolundaki redeyişiyle, Osmanlılarla Kızılformlar için kullanılması sotoprak birbirine bağlanıyor. nucu, tipik bir sömürge yapıHekim İsmail Paşa'dan Sırrı sının oluşmadığı. Kıray, borçPaşa'ya, Leyla Hanım'dan (Saz) Yusuf Razi Bey'e, Vedat lanmayla biçimlenen ekonoNedim Tek'e, Mehmet Ali Ay mik yapı ve sınıf ilişkilerinin, ni'den İsmail Arar'a, Nezih ve büyünıeyi ve borç ödemeyi Ali Neyzi'yc, İleri'lere uzanan sürdüremeyen bir sistem yarattığını tespit ediyor. aile zinciri bu bağı çok güzel tanımlıyor. Ama artık nc bu Göl/ YasumıriKaıvabata/ Kızıltoprak var ne de köşkün Turkçe.u: Ülkem Ctırpınar I bahçesinde Leylâ Hanıın'ın Can Yaymları/ 120s. söylediği bostesi duyuluyoı: "Mâni oluyor hâlimi takrire NobelEdehicâbım..." Bizekalan, yalnız biyat ödüNezih Neyzi'nin hatıraları... lünü alan (1968) ilk Japonyazarı olan YaOsmanlıda Ekonomik Yapı sunari Kave Dış Borçlar / Emme Kıray I wabata, tlctı)im Yaymları/ 2% s. 1899'da Emine Kıray, elimizdeki kita doğdu, bında, 19. yüzyılda dü nya ekonomisi ile Osmanlı ekono 1972de deniz kıyısındaki tüm uygarhğın ve insanhğın çöküşünü, birodaiçinesıkışıp kalmış, hepsi sakat bir ailenin mutsuz, sevgisiz ilişkileri yoluyla anlatıyor. mik ve siyasî yapısının elkileşmesiçerçevesinde imparatorluk ekonomisinde nelerin de evinde intihar etti. Bir saplantının öyküsü olan Göl'ü, Ikinci Dünya Savaşı sonrasında en üretken döneminde yazdı. Göl, erişilmez kusursuzluğun, uzaktan hayran olunan, ama ıılaşılamayan güzelliğin ardına umutsuzca takılmış bir adamı, hangi suçtan dolayı kaçtığı bilinmeyen evsiz ve yurtsuz bir kaçağı anlatıyor. önüne geçemediği birözlem, Gimpei adiı kahramanı sokakta rastladığı güzel kadınların peşine takılmaya İLİyor. Gimpei, kadınları izliyor, hendeğe saklanıp gözetliyor onları, ama geçip gidiyor kadınlar, hep güzel, hep uzak kalnıak üzere. Çünkü onların güzelliği bu dünyaya değil, düş dünyasuıa özgü bir güzdük. Onun tek arkadaşı olan gerçeklik ise, tuhaf ayaklaruuıı biçimsizliğinde sonut anlamtnı bıılan kalıcı bir çirkinlikten başka bir şey değil. Bütün ügisi yoldan rastgele geçen bir yabancıya birden kayıveren (îimpeigibi.öykü de birden şimdiki zamandan geçmişe, amdan sanrıya savruluyor, sonra çıplak günışığı, düşü dağıtıyor. Savaşın yıkıntılan arasından yalnızlık ve hayatın acılığı geıçekleri ortaya çıkıyor. Günden Kalanlar/ Kazuo Işigurol Turkçai: ŞcbncmSusaml Can Yaymları1255s. Daha önce "UzakTepeler" adlı romanıyla tanıdığımız Kazuo İşiguro, 1954'teNagazaki'de doğmuş, daha sonra beş yaşındayken ailesiyle birlikte İngiltere'ye goç etmış, oracta yaşayan ve yazan bir yazar. 1989yılında Ingiltere'de Booker ödülünü kazanmış olan üçüncü romanı "Günden Kalanlar'ın konusu, daha önceki iki romanı gibi Japonya'da değil İngiltere'de geçiyor; iki dünya savaşı arasının İngilteresinde, Lord Darlington'ın malikânesinde 1922 yılından başlayarak hiç aralıksız, neredeyse 35 yıl hizmet etmiş olan baş uşak Stevens'in, malikânenin yeni Amerikah sahibinin zorlamasıyla ve onun arabasıyla 1956 yılındaçıktığıküçükbirgezi konu ediliyor. Stevens'in hayatında ilk kez tatil yapmayı kabul edişinde, Darlington malikânesinin eski kâhyası olan ve şimdi İngiltere'nin batı kıyısında bir yerde yaşayan Bayan Kenton'ı ziyaret etmek, onu belki de yeniden malikâneye dönmeye razı etmek istediği de rol oynuyor. Altı gün süren bu yolculuk Stevens için Lord Darlington'ın malikânesinde gcçmiş 35 yıllık başuşaklık yaşamma bir dönüş yolculuğu oluyor. İçindeyaşadığını.ne tüılü bir sevgiyi kaçırdığını bütürı ac»hğı ve koınikliğiyle görmısinf yardım eden biryolculıık 1938 Harp Okıılu Olayı ve Nâzıın Hikmet IA. Kadir/Can Ytivııılurı/ 168 s. "Bu kitabı yazmaya karar verdiğim O! \VI zaman elimde bir satır notumyoktıı. O zamanlarçekilmişbirikisilik fotoğraf vardı kitaplığımda. Onları da ne badiı elerden, ne yangınlardan kurtanpgetirmiştim bugüne... Nâzım'ın arkasından bir ağıt değil bu kitap. Bildiğim, gördügüm, işittiğim, yaşadığım karanlıklarda unutulup gitmesine bir tıırlü katlanamadığım gerçekleri günışığına çıkarmaktır maksadım... O zaman lar, ta 1938'lerde, Alman faşi/mi azgınbirhalegelmişti. Ortadoğu'da tam bir egemenlik kurmuştıı. Harp Okıılıında kitap okumaya meraklı bir avuç genç vardı. Bu gençler, ırkçı, Turancı bir başka grubun hışmına uğradı. \ Iarp Okulıı, Ankara allak buüak oldu. Bugün yarın darağaçları kurulacakmış gibi bir hava esti ortalıkta. Sorgular, sualler, mahkemeler derken, bu çocuklar, kahahatli ka bahatsiz, kurunun yanında yaş, gürültüye gittiler. Kimi hapis cezası yedi, kimi alaya çıkarıldı, kimi kâtip sınıiına ayrıldı.Bu olaym asıl acı vanı, o /.aman 37 yaşında olan şair Nâzıın 1 likmet'in, bu gençlerin varlığından bile haberi yokken, tevkit edilerek, onlarla birlikte mahkemc edilmesi ve orı beş y ıla mahkumedilmesidir. İyiokun ıı\ı;i'i)M u \ K.UİU v F A 1 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 8 4