25 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

POLİTİK BİLİM Aykut Göker http:/www.ınovasyon.org;[email protected] Cumhuriyet’in Çocukları, Arkeolojinin Büyükleri: ‘2023 yılında, ARGE harcaması Gayrı Safi Yurtiçi Hasılanın yüzde 3’üne ulaşacak, tam zamanlı araştırmacı sayısı da 300 bine çıkacak.’ Başbakan öyle istedi. Nimet Özgüç ve Tahsin Özgüç 300 Bin Araştırmacımız Olacakmış! Söz BTYK’nin 27 Aralık’taki toplantısında Başbakan’ın yaptığı konuşmadan açılmışken o konuşmada geçen bir noktaya daha değineyim. O konuşmasında Başbakan şunları da söylemişti: “...Biz milletçe, bilim konusunda da, tarihimize bakarak, tam bir özgüven içinde geleceği şekillendirmek durumunda ve sorumluluğundayız. Sahip olduğumuz mirası ne kadar iyi değerlendirebilir, üzerine ne kadar koyabilirsek, o kadar övünmeye hakkımız olur. Aksi takdirde, övünme, savunmanın ötesine geçemez.” Başbakan’ın bilim konusunda “tarihimize” bakarken hangi tarihe baktığı ve o tarihte kimleri görüp kimleri görmediğinden söz etmiştim. O konuya tekrar dönmeyeceğim; o tarihin bize bıraktığı bilim mirası nedir; o mirasın üzerine biz ne koyarız, bunların üzerinde de durmayacağım. Ama söylediklerinden öyle anlaşılıyor ki, Başbakan, özellikle eğitim ve öğretime önem vererek ve bu alanda “hiçbir fedakârlıktan kaçınmaksızın” devraldığımız bilim mirasının geliştirilmesini istiyor. Asıl üzerinde duracağım nokta, Başbakan’ın “ARGE ve yenilik” konusunda ortaya koyduğu hedefler... ARGE derken kastettiği, belli ki, sadece ekonomik getirisi olacak ARGE faaliyeti değil... Açıklamış: “Bilim denildiğinde, sadece fizik, kimya, biyoloji, matematik gibi bilim dallarının anlaşılması; sosyoloji, uluslararası ilişkiler, iktisat, felsefe, antropoloji, tarih gibi dalların ihmal edilmesi, ilerlemenin de, kalkınmanın da eksik ve aksak olmasına yol açacaktır.” Ortaya koyduğu iki somut hedef var: ‘2023 yılında, ARGE harcaması Gayrı Safi Yurtiçi Hasılanın (GSYİH) yüzde 3’üne ulaşacak, tam zamanlı araştırmacı sayısı da 300 bine çıkacak...’ Çok güzel... Aynı BTYK toplantısında, yeni karar tasarılarını da içeren “Gelişmelere İlişkin Değerlendirmeler” başlıklı 294 sayfalık bir belge (ekleriyle birlikte 445 sayfa) dağıtılmış. Bu belgedeki verilere göre, 2010’daki toplam ARGE harcaması GSYİH’nin %0,84’ü kadarmış; tamzamanlı eşdeğeri (TZE) araştırmacı sayısı da 33 bini yükseköğretim sektöründe olmak üzere toplam 82 bin imiş... Demek ki, 2023 yılına kadar ARGE harcaması 3,57; TZE araştırmacı sayısı da 3,65 katına çıkacak... Bu nasıl mümkün olacak? Sorunun yanıtını dağıtılan belgede aramayın. O belge Ulusal Bilim, Teknoloji ve Yenilik Stratejisi 20112016 ile ilgili gelişmeleri ve karar tasarılarını içeriyor. O strateji, TÜBİTAK’ın kendi gündemindeki strateji. Biliyorsunuz, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın da kendi gündemi, kendi stratejisi var: Türkiye Sanayi Stratejisi 20112014... Bilim, teknoloji, sanayi söz konusu olduğunda her kurum kendi kafasına göre takılmayı sürdürüyor. Tabii Başbakan’ın da her gün kendi kafasında oluşturduğu gündemler var. Oluşturuyor ve buyruğunu veriyor. Tıpkı ‘yerli otomobil’ konusundaki buyruğu gibi... 2023 hedefleri de öyle olmalı... Demek ki, kanun hükmünde kararnamelerle kurulan katı merkeziyetçi bürokratik yapı kadrolara adam yerleştirmede, hukuk işleri, eğitim ve öğretim hizmetleri, güvenlik hizmetleri gibi devlet hizmetlerinde, mülki idarede ve akçalı işlerde ideolojik denetim mekanizması olarak iş görüyor, ama sıra bilimde, teknolojide, yenilikçilikte yetkinleşmeye, sanayimizi geliştirmeye gelince iş değişiyor. İşaret edilen bu son alanlarda amaç birmiş gibi gözükse de herkes bildiğini okuyor. Hâl böyle olunca bilimde, teknolojide, sanayide iş nereye varır, bilinmez. Daha doğrusu, ortada birbirini desteklemeyen, kapsadığı dönemler farklı, hangi uzun vadeli stratejinin tamamlayıcısı olduğu belirsiz bunca strateji varken, üstelik bir de, kendi kafasındaki gündeme göre gündelik buyruklarla işleri yürütebileceğini sananlar varsa, ülkenin hiçbir yere varamayacağı bilinir de, pek söylenmez. Sanki birilerince kotarılmasına çalışılan “Ilımlı İslam Projesi”nin ‘bilim, teknoloji ve sanayide yetkinleşme’ gibi bir ayağı yok gibi... Kendi teknoloji gücünü oluşturmaya çalışan İran örneğini görenlerin yoğurdu üfleyerek yemeleri doğal... Nursel Duruel, Türkiye Bilimler Akademis i y ay ı nı Türkiye Bilimler Akademisi’nin Yaşamöyküleri Dizisi’nde yeni bir kitap. İsimleri arkeoloji, Anadolu ile anıtlanmış iki önemli isim, Nimet Özgüç ve Tahsin Özgüç’un hayat öyküleri, bilimsel ve kültürel çalışmaları kitaplaştırıldı. Kitap sadece iki değerli hayatın öyküsünü anlatmıyor, aynı zamanda bu hayat öykülerinin Atatürk ve Arkeoloji ile ve Genç Cumhuriyet’in bilimselleşme öyküsü ile örtüşmesini anlatıyor. Bu bakımdan değeri daha da artıyor.. Nimet Özgüç’ün Ankara Kız Lisesi’ndeki anılarında Atatürk de iyi bir yer tutuyor. Afet İnan’ın burada öğretmenlik yapması nedeniyle de, Atatürk liseye sık sık gidiyor ve bir keresinde de bütün liseyi çiftliğine davet ediyor.. Atatürk’ün gençliğe olan ilgisi bütün belgelerde böylesine yoğun. Nursel Duruel diyor ki: “Nimet ve Tahsin Özgüç, Cumhuriyetin ilk dönemindeki zor koşullarda bilim insanları yetitirmek için gösterilan çabayı, özeni, tam bir sorumluluk duygusu, çalışma azmi ve yurt sevgisi ile değerlendirmişlerdir. Ender verimlilikteki iyaşamları boyunca arkeolojiye, özellikle Önasya arkeolojisine yaptıkları çdok önemli katkılarla Türk ve dünya arkeoloji çevrelerinin en saygın isimleri arasında yer almışlardır.” Kitabı özellikle gençlerimize okutmak gerekir.. Öğretmenler öğrencilere ders konusu olarak da vermeliler.. Kitap, BRT yayınlarından çıkmış. telefonla 0.216.455 09 7071, ya da elmek adresi: [email protected] adresinden istenebilir. E mr ul lah G üne y, Dicle Üniversitesi, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi, [email protected] Ocak sayısının kapak konusu Galileo Galilei. Bilimin tarihe düşen notu başlığı altında şu yazılara yer verilmiş. Metafiziğin ve geleceğin yıkıcısı, meta mübadelesi ve eylemsizlik ilkesi, Tanrısal nedenselliğe darbe. Ayrıca, Canlılar depremi önceden sezinleyebilir mi?, Van Depremi: Çoğul travma, Tarihöncesinden Ortaçağa zamanın ölçümü, Eşitlik kavramının toplumsal ve ekonomik boyutları, Bilimsel yaratıcılık ve cemaat içi baskılar gibi konu ve araştırmalar bulunuyor. Ocak sayısında kapak konusu “arşivler meselemiz” Oktay Özel, Türkiye’de arşivler konusundaki güncel tartışmaların önümüze serdiğinden çok daha derin boyutları olduğuna işaret edip siyasetçi ve tarihçi arasındaki problemli ilişkiye dikkat çekiyor. Ayrıca Ressam Henriette Browne ve Sultan Abdülaziz’in haremi lağetmesi, Türkiye Solu’nun M. Kemal Paşa’ya ve Milli Mücadele’ye bakışı, Dersim’38’i araştır(ma)mak, yaz(ma)mak ve hatırla(ma)mak gibi konular yer alıyor. Kapak konusu FTipi bilim: Hoca’nın ilmi başlığı ile Fethullah Gülen ele alınmış. Ruhlar, cinler, melekler, mucizeler, medyumlar, büyüler, fallar, muskalar... Ruh çağırma seansları, çatalkaşık bükenler, aynı anda 20 yerde olanlar, ellegözle tedavi, ruh fotoğrafçılığı, rüya yorumlama, öteki dünya deneyimleri gibi konuları Hoca’nın yorumlaşışı ele alınmış. Ayrıca İnsan evriminde dik yürüme ve büyük beyin, kılsız vücut araştırmasına ve Alan Sokal ile “Postmodernizme karşı bilim” başlıklı söyleşiye yer verilmiş. kirlerin teşvik edilmesi, projelendirilerek ürün ve hizmete dönüştürülmesi amacıyla veriliyor. Bilim ve Ütopya Toplumsal Tarih Dicle Üniversitesi öğretim üyesi Emrullah Güney ile Mimar Umut Güney’in birlikte hazırladıkları EkolojiBiyocoğrafya Ansiklopedisi 408 sayfa içinde ekolojiyi, ekosistemleri, ortamçevre sorunlarını A’dan Z’ye açıklıyor. Fotoğrafların, çizimlerin özenle seçildiği kitabı TRT eski prodüktörlerinden Alaaddin Bahçekapılı yayına hazırlamış. Hedef kitle, üniversitelerin coğrafya, biyoloji, tarım, orman, çevre mühendisliği, bölge ve şehir planlama eğitimi verilen fakültelerinde görevli öğretim elemanları ve öğrencileri. Liselerde görevli coğrafya, biyoloji öğretmenlerinin yararlanmasına da uygun. Ekoloji nedir? Ekoloji, canlıların kendi aralarındaki ilişkileri, ekosistemleri inceler. Biyocoğrafya ise coğrafya ile biyolojinin kesişme alanında yer alır. [email protected] EkolojiBiyocoğrafya Ansiklopedisi Bilim ve Gelecek CBT 1297/ 6 27 Ocak 2012 Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü şirketlerinden Netaş’ın 2011 Netaş İnovasyon Ödülleri sahiplerini buldu. Tüm şirket çalışanları arasında düzenlenen yarışmaya, 80’e yakın yaratıcı fikir ve proje katıldı. Yapılan değerlendirmede, “Patent” kategorisinde Ahmet Salih Büyükkayhan ve İbrahim Karadoğan; “Yeni Ürün / Ürün ve Süreç İyileştirme” kategorisinde Kerem Daldal, İsmail Melih Taş ve Onur Arpacıoğlu; “Serbest Uçuyorum” kategorisinde ise Necip Gözüaçık ve Bülent Kemal Mutlu ödüle layık görüldü. Kazananlara plaketlerini, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay ve şirketin davetlisi olarak Türkiye’de bulunan, dünyaca ünlü inovasyon girişimcisi Sir Terry Matthews verdi. Netaş İnovasyon Ödülleri, şirket genelinde yeni ve yaratıcı fi Netaş, yaratıcı çalışanlarını ödüllendirdi. 23 Ocak6 Şubat 2011 tarihleri arasında iki hafta boyunca her gün farklı yaş gruplarına yönelik “Eğlenceli Bilim Kış Okulları” adı altında etkinlikler düzenleniyor. Bu etkinlikler 9:3016:30 saatleri arasında gerçekleştirilecek. Kamu çalışanlarına ve İTÜ mezunlarına indirim uygulanmakta. “Çılgın Bilim Kış Okulu” – 46 ve 711 yaş “Elektronik Kış Okulu” 710 yaş “Model Uçak Kış Okulu” 710 ve 1014 yaş Ücret, servis ve program bilgisi için: Tel: 0212 251 60 13, 0554 888 89 13 Mail: [email protected] İTÜ Bilim Merkezi Kış Bilim Okulları
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear