29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

PSİ KOLO J I Baatarafı S. Myfada lak gezegen özellikle aralık ayının son yarısında aurekll yan yana duracak VB gökyüzünde llginç bir çlft olusturacaklardır. Mericür: Bu Ay, Güneş lle DOnya arasından blr kez daha geçecek. 12 aralık sabahı akrep takımyıldızının ikinci parlak yıldızı olan Beta Scorpli'nin bir derece att köşesinde, 19 aralıkta da Satürn gezegeninin ^3 derece güneylnde yer alacak. Bu konularda Merkür'ü görmek için küçük blr durbün yeterll olacaktır. Vfcnua: Sabahları gOneş dogmadan blraz önce doğu ufkunu susleyecek. Aksam gökyüzunü eklmde terk eden ve kasımda Dünya lle Guneş arasından geçen venus sabahları guneydogu yonünde yOkselmeye devam edlyor. Aralık ayının sonunda Guneş'ten 35 saat önce dogmuş olacak. Mtnua, hem sabahlan hem de gundüzleri gözlemlenebildlğinden eakl Yunan uygariığında ona Aksam yıMm (Hesperus) ve Sabah yıldızı (Phoaphorus) adı verilmlştlr. Ulkemlzde venus gezegenlnln bu ikl adı da halk arasında kullanıhrken Mr üçöncü adı daha vardır. Ona Çoban yıldm da denlr. Eğer yerde Kar varsa venus ışığının gölge yaptığını görebllirsinlz. Bulutlaria kaplı gezegen 11 aralık günü en büyuk paıiaklığına ulaşır, (4.7) ve aabah e ^ ken saatkHde kalkanlara kendlnl göetertr. Mara: Güney yönünde ve Kova takımyıldızında bulunmaktadır. Doguya doğru hızla hareket eder. 3 aralık gOnu Slgma Aguarli yıldızının 3 yay dakikası * kuzeyinden geçecek fakat yıldız sönük olduğundan (parlaklığı 5:00) ancak blr durbün yardımıyla izleneblllr. 1819 aralık geceei bu kırmızı gezegen, Jüpiter'e 0,5° yaklaşarak gökyüzünde blr ÇİFT GEZEGEN otuşturacaklar. O gün Mara bize Jüpiter'den 4 kez daha yakın olmasına karşın ondan 12 kez daha aönüktür. tdars, Jupiter'i arkaaında bırakarak doğu yönundeki hareketine devam edecek ve 20 aralık günu Phl Aquari'nln (parlaklığı: 4.00) 05 derece kuzeyinden gececektir. Aralık sonunda ise Balıklar takımyıldızına glrecek. 6 ile 30 aralık gunlerl arasında Mars ile Juplter arasındakl en büyük uzaklık 7° olacağından bu tarlhler arasında bir durbunle bakıldığında göruş alanı içinde her ikl gezegeni de görmek olasıdır. Jüplter: Aralık gecelerinln kralıdır. Ondan daha parlak yıldız ve gezegen olmayacak. Guneş ve Dünya'dan çok uzak olan Jüpiter gerçekte bir rekabet olmamasına rağmen gökyüzünde sankl Mars'la yanşıyormuş gibi gozukecek. Her iki gezegen de doğuya doğru hareket etmekte, fakat Jüplter, Mars'a göre çok yavaş hareket ettiğlnden Mars ona yetişip geçmiş görünecek. Jupiter 27 aralık gunü Phi Âquaril yıldızının 11 yay dakikası güneylnden geçecek. Mars ise bu konumdan 7 gün önce geçmiş olacak. Satüm: 4 aralık günü Güneş'e göre ters yönden guneşln tam arkasına geçecek, dolayısıyla gezegen gundüzleri gökyüzünde olacak. Ancak aralık ayının sonlarına doğru sabahleyin Guneş dogmadan biraz önce onu tam aydınlığında görmek mümkün olacaktır. Uranüa ve Neptün: Bu gezegenler de bu ay DünyaGüneş çizgisi boyunca Güneş'in arkasına geçecekler. Uranüs 14 aralık Neptün ise 27 aralık günü bu olayı gerçekleştirecekler. Ay: 12 aralıkta Ülker, 13 aralıkta da öküz kümelerl (Boğa takımyıldızı) üzerinde görülecektir. 16 aralık gecesi Ise Ikizler takımyıldızının Castor ve Pollux yıldızlarıyla blrllkte doğacak. 21 aralık sabahı ay, Regulus (Aslan takımyıldızının en parlak yıldızı) 26 aralık sabahı ise Spica (Başak takımyıldızının en parlak yıldızı) yıldızının yanında olacaktır. 27 aralık günü Venüs'e 29 aralıkta ise Satürn ve Antarese (Akrep takımyıldızının en parlak yıldızı) yakın bulunacak. Guneş: 21 aralık günü Türkiye saatiyle 18.02'de guneye en yakın konumda olacak. Bugün gecelerin en uzun, gunduzlerin en kısa olduğu gündür. 21 aralık kuzey yarımkürede sonbahar mevsimlnln blttlgl, kışın başladığı gündur. * Bir derecenln 60ta blrine denir. Hayvanlar saymayı öğrenebilir mi? İnsanlarla hayvanların sayma yeteneklerinl gellştlrmeleri ortak özellikler taşıyor. Grl papağanlar, kargalar ve kuzgunların tahmin yetenekleri 8 nesne içeren gruplarda da başarılı olurken, güvercinler 6, tavuklar ise 3'ten itlbaren şaşırmaya başlıyor. Çeviri: Murat Arın rakamı arka arkaya söyleyebilir. Fakat, karşısına geçip satıcılık oynandığında; iki madeni para verip aynı şeyi şeker olarak geri vermesi istendiğinde farkına varmadan dört ya da beş şeker verebilecektir. Çocuk dörtbeş yaşına doğru, nesnelerin sayısal etiketlemesini yapabilir, ancak bu standart sıra halinde değildir: Çocuk, bir yandan sekize ya da daha fazlasına kadar sayarken, küplerini sayması istendiğinde " 1 , 5, 3,..." diyebilecektir. Birkaç ay öncesine kadar " 1 , 3, 3,3,..." demek onu rahatsız etmezken, bu aşamada her küp için ayrı bir sayı verecektir; standart dizi haline koyma henüz kazanılmamıştır. Genel nlcellk kavramı da işte bu sırada bellrir: Eğer çocuğun önüne 78 bllyetlk belli blr uzunluğu olan blr çlzgl çlzlllnM, çocuk kendlslnden l«tendlfllnde, aynı uzunlukta, ancak on blly* kullanarak blr hat oluşturacaktır. Onunkiler blrblrlerlne daha yakın olmasına karşın çocuk bunun farkına varmaz; örneğin aynısını yapıp yapmadığı aorulduğunda, "evet, benlmki de o kadar büyük" dlyarak yanıtlar. Karga ve Kuzgun'un aayıaal tahmin yetenekleri oldukça lazla I Ayın kralı Aralık 87'de Ay ve Güneş nsan, okumayı ve yazmayı bilmeden saymayı öğrenebilir. Paleantologlar, yazıya geçmeden önce, arkaik toplumların çeşitli sayma ve nicel çözümleme yöntemleri geliştirdiklerini belirtiyorlar. Insanbilimciler ise, nesnelerin miktarları üstüne ya da bunları tanımlayan simgeler üstüne anlamalar olduğunu gözlediklerini bildiriyorlar: örneğin "Burada daha çok var" ya da "Burada daha az var" gibi. Sayısal olmayan anlık bu nicel tahmin, "sayısallık" olarak adlandırılmış, mekanizmaları iyi bilinmeyen ussal bir davranışa bağımlı kalıyor. Sayısallığın bizim sayma yeteneğimizin özünde var olduğu sanılıyor. Fakat, nasıl birden ikiye geçiliyor? Sayısal olmayan tahminin mantıksal bir işlem olduğu kesin, çünkü bir karşılaştırma gerektiriyor. Ancak, sayma işlemi oldukça karmaşık; bilinç dışında, dört aşamada gerçekleşiyor ve belli düzeyde ussal yetenekler gerektiriyor. • öncellkle, sayıları gösteren standart sözcük dizileri olması gerekiyor. • Sonra, bu sayıların, sırayla, sayılan nesnelere uygulanması gerekiyor. iki yaşındaki çocuğun, küplerini sayması istendiğinde " 1 , 2, 3, 3" diye yanıtladığını hepimiz görmüşüzdür, çünkü " 1 , 2, 3, 4, 5, 6" diye yinelediğinde bildiğini gösterdiği sıralama içinde her küpü uygun şayıyla tanımlayamamaktadır. • Üçüncü aşama, sayılmış nesnelerin anımsanmasından oluşur (aksi halde, sayım sonsuza kadar sürer). Bu aşama gerçekte bir bellek gücü gerektirmez, ancak önemli nokta düşüncedeki etiketlemelerin doğru olarak birbirlerine bağlanmasıdır. • Son aşama, her nesne bir sayıyla "belirlendikten" sonra, son nesne için kullanılan son sayının, sayılmış nesnelerin toplamını tanımladığını anlamaktan oluşur. işte bu da ilk bakışta öyle görünmemesine karşın, ussal bir etkinliği gosterir. insan, okula gitse de gitmese de belli bir yaştan sonra bu düzeye ulaşır. • Plaget ve arkadaşları, sayma yeteneğinin, çocuğun gelişimi sırasında, nasıl kendiliğinden belirdiğini incelediler. Anne babalar, sistematik olarak üstüne düşmeseler bile çocuklarına bir sayma biçimi öğretirler; çocukları onları sayarken duyar ve taklit eder. Üç buçuk yaşındaki bir çocuk, aslında, ilk beş Şempanzolere nesnelerin slmgelerte blrleştlrilmeal öğmtlldl. Ancak şempanzenln öğrendlkleri her zaman somut blr şeyi tanımlryordu. Yaklaşık altı ay sonra, örnekte olduğu kadar bllye kullanarak çlzglyl çizmeyl başaracaktır. Eğer ylne örnektekl bllyelerln arası açılarak hat uzatılırsa, çocuk kendl çizgisinl, blrIkl bllye daha ekleyerek aynı uzunluğa getlrecektir; henüz bllye sayısının değlşmemesl kavramını aklında tutacak aşamaya gelmemlştlr, o anda uzunluğun daha uzun ya da daha kı•a olduğunu kavrayabllmektedlr (bu sayıaallık aşamasıdır). Bilye sayısının değişmediğini anlaması için daha birkaç ay (altıaltı buçuk yaşına kadar) geçmesi gerekmektedir. Çocuk bu aşamaya geldiği zaman, zekâsı, bilyeler arasındaki uzunluk, yoğunluk (belli bir uzunluktaki bilye miktarı yoğunluk kavramını getirir) ve genlşllk kavramlarını düzenleyecek kadar olgunlaşmıştır. Bu üç kavram dönüşkenliğin asıl olduğu bir mantık birliği oluşturur: "Eğer dizi uzunsa ve bilyelerin sayısı değişmemişse, bilyeler arasındaki aralıklar daha geniştir. Fakat, eğer aralıklar değişmemişse, o zaman daha uzun bir dizi elde etmek için daha çok bilye olması gerekir." Diğer bir deyişle, çocuğun usunda, sayı artık bir anda algılanan görüntüye (dizinin uzunluğu bağımlı değildir; ötekilerden bağımsız bir unsura dönüşür, "soyut" olur. Çocukluğu algılamalarına başvurmadan onu kavrayabilir: Bilmektedir. İşte bu aşamada sayı kavramını kazanmıstır. Sayma yeteneğl doğuştan vardır, usun gelişmesi sırasında ortaya çıkar. Fakat, daha basit bir şekilde mantık öncesl var olablllr mi? "Sayısallık" karşılaştırma gerektirir, bu da mantık sınırı içinde olmasına karşın, küpleri saymak için gerekli aşamalardan çok daha basittir. İlk insanların yeterli gördüğü sayısallık, mantıksal işlemlerin gelişmesinden önce nerededir? Kısa bir süre önce yapılan çalışmalar, 67 aylık çocuğun anlık tahminler yapabildiğini gösterdi. Bebek, ilk aylarda "nesneleri" açık bir biçimde algılayamaz. (Az ya da çok) renkli, hareketli ve dumanlı bir ortamda yaşar; işitme alanında da çeşitli seslerin hâkim olduğu bir tür gürültü vardır. Sonra, yavaş yavaş görüntüleri ve sesleri ayırt etmeye başlar. Bebek bunların etkisiyle büyülenmiştir ve ilgisini göstermek için tepkilerini açığa çıkarır. Kalp atış hızı, dikkati bir şey üstünde yoğunlaştığı zaman azalır; önünde bir şey tut
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear