Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
l l l
Ekonomi: Jale Özgentürk Haber Merkezi: Can Uğur Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer
İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına
l
Reklam Genel Müdürü
l l
Eğitim: Figen Atalay Spor: Cumhur Önder Arslan
l
Yaygın süreli yayın Baskı: İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş
ALEV COŞKUN
l Evsun Sinem Alkan
Fotoğraf: Uğur Demir l
Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 11A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. Ankara : İleri Basım
17 TEMMUZ 2025 SAYI: 36440
l
Genel Yayın Yönetmeni Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Betül Berişe mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara
Reklam Yönetimi: Yenigün
l
Tel : 0312 353 29 61. İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih
Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Mine Esen
Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık
Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş
l
mh. 1199 sok. no:1/7 Sarnıç-Gaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam
Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2, 34381 Şişli/İST.
Genel Yayın Koordinatörü AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel
Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25.
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64
Ege Bölge Temsilcisi: Mehmet Şakir Örs
Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul
l
Hakan Akarsu Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi
e-posta: posta@cumhuriyet.com.tr Uets: 25999 - 15079 - 37611
Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat)
Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Emre Kongar (Bşk. Yrd.),
no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 711 40 20. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş.
Yazıişleri Müdürleri
l Ankara Temsilciliği: Güzeltepe Mahallesi, Abidin Daver Sokak, No: 14 Çankaya/Ankara
Faks: (0212) 251 98 68
Şükran Soner, Işık Kansu, Miyase İlknur,
Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilciliği: Halit Ziya Bulvarı 1352 Sok. 2/3
Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınma-
Özgür Soyer Cafer Kurt reklam@cumhuriyet.com.tr
Pasaport - İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Mine Kırıkkanat, Zülâl Kalkandelen
dan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir.
t ür K ro CK Müziği NE, GENÇ vE tAzE Bir ışı K Doğuy or
Onlar ‘Son Kalanlar’
öncesinde sahneye çıkmıştı.
mehmet S. A m AN
Bense tesadüfen oradaydım.
’lı yıllarda zirveye
Ancak Celal Dikmeci ve Orkun
ulaşan Türk rock müziği,
Çelebi’nin genç yaşlarına
Nazi’nin çaldığı mozaik
90sektörün dijitalleşmesiyle
karşın kendinden emin
birlikte, özellikle rap/hiphop ve
tavırları, sahne hâkimiyetleri,
80 yıl sonra Pompeii’de
elektronik müzik gibi türlerin ön Celal Dikmeci, Mehmet s. Aman ve
şarkıları kusursuz bir biçimde
o rkun Çelebi
plana çıkmasıyla popülerliğini büyük
dinleyiciye yansıtmaları
NAzi Almanya’sından bir Stuttgart’taki İtalyan
ölçüde yitirdi. Türk rock’ı son 10 yılda
etkileyiciydi.
yüzbaşı tarafından çalınan Konsolosluğu tarafından
Türkiye’de yükselişe geçen “alternatif
ve MÖ orta yüzyıl ile son yürütülen iade süreci, devam
rock”la biraz canlandı. ‘Kalıcı olmak istiyoruz’
yüzyıl arasına tarihlenen mozaiğin son sahibi ediyor: “Mor ve Ötesi’ni
Geçtiğimiz aylarda, tesadüfen
Dikmeci ve Çelebi ile gazetemizde
erotik temalı mozaik, olan, yaşamını yitirmiş konuştuk, yıllar önce
sahnelerini izleme fırsatı
bir araya geldik. Son Kalanlar’ın
salı günü Napoli’deki bir Alman vatandaşının ortaya koydukları
yakaladığım “Son Kalanlar”
solisti Dikmeci, çok farklı müzik
Pompeii Arkeoloji Parkı’na varisleri tarafından şarkıların benzeri bile
grubu, “Türk rock müziği bitiyor
türlerini dinlediklerini, ancak onları
iade edildi. “Olağanüstü yapıldı. Mozaiğin sahibi, bugün çıkmıyor. İnsanlar
mu” sorusuyla endişelenen
bir araya getiren türün grunge müzik
kültürel ilgiye sahip” eseri savaş sırasında da bu motivasyonla,
zihinlere, “Hayır, Türk rock’ında
olduğunu söylüyor. İlk dinlediğim
olarak tanımlanan İtalya’daki askeri ikmal bu vizyonla hareket
Grubun 2024’ten beri yayımlanmış
son kalanlar biziz” dercesine
an, müzik yapılarının Mor ve Ötesi ve
eser, Almanya’dan zincirinde görev yapan bir etmiyorlar. Elbette
yedi şarkısı var. Dijital platformlarda
seslerini duyurmaya başlıyor. Mimar
Redd gruplarının müziğini andırdığını
diplomatik kanallar Wehrmacht yüzbaşısından genelleme yapmak
yayımlanan son şarkıları ise “sonunda
Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar
söylüyorum. Dikmeci yanıtlıyor:
aracılığıyla geri getirildi. hediye olarak almıştı. yanlış olur ama çoğu u yandım” mayıs sonlarında dinleyiciyle
Fakültesi Sanat Tarihi bölümü
“Evet, tarzımız Mor ve Ötesi ve
buluştu. Grup, Genco Arı ile ilk lbümleri
günü kurtarmak
öğrencisi 26 yaşındaki Celal Dikmeci üzerinde çalışıyor...
Redd’e yakın. İkimiz de çok dinleriz.
amacıyla yapıyor.”
ve Yeditepe Üniversitesi İşletme
Redd yine daha seyrek dinlediğimiz
Dikmeci kaldığı yerden
Mavisakal’ın efsane
Bölümü mezunu, 24 yaşındaki
bir grup ama Türkiye’de bu işi en
devam ediyor: “Müzik ediyor. Çok duygusal olup çok adalet
Orkun Çelebi’nin bir araya gelerek
iyi yapan gruplardan oldukları için
bizim hayatımızdaki en büyük şey. Biz duygusuyla da yüklü olduğun zaman
albümü dijitalde
oluşturduğu Son Kalanlar, geleceğe
Mor ve Ötesi’nin belki bizde yani
kalıcı olma kaygısı taşıyoruz. ‘Bu grup birazcık böyle isyankâr olma isteği
emin adımlarla yürüyor.
dokunduğu yerler vardır elbette.”
1990’l Arı N başında
gerçekten iyi müzik yapıyor’ cümlesini uyandırıyor.” Sevdikleri grupların
Müzisyen ve prodüktör Övünç
Dikmeci, piyasada müzik yapan
Tarsus’dan çıkan ve
duymak bizim için çok önemli.” da böyle duruşu olduğunu söylüyor
Dan’ın “Türkçe sözlü hafif gotik
çok fazla insan olduğunu ancak genel
kısa sürede Türkiye’nin
Dikmeci, örnek veriyor, “Mor ve
müziği” olarak tanımladığı proje
olarak bir anlam kaybının yaşandığını
dört bir yanında ‘Adaletsizliğe gelemeyiz’
Ötesi, Nirvana, Alice in Chains...
olan “Kana Kana”, geçtiğimiz aylarda
söylüyor. Şöyle devam ediyor:
geniş bir dinleyici
Grubun şarkı sözlerini Dikmeci ve Hepsi aslında hepsi isyan çığlığıydı.
Roxy’de bir konser vermiş, Son
“İdeolojilerde büyük bir anlam
kitlesine ulaşan
Çelebi birlikte yazıyor. Şarkı sözlerine İnsanları harekete geçirmeye
Kalanlar da
kaybı yaşandı. Anlam arayışıyla ilgili
Türk rock müziğinin
baktığınızda, lirikal kaliteyi ve yer çalışıyorlardı. Türkiye çok umutsuz
bir kayıp yaşandı. Bireyselleşme
köşe taşlarından
karanlık ve sarsıcı yer toplumcu bakışı, isyan damarını bir dönemden geçiyor. Özellikle
yoğunlaştı. Tüketim
Mavisakal’ın kült
albümün en çok ses hissediyorsunuz. bizim kuşak için söylüyorum bunu.
toplumunda bazı
albümü “Kan Kokusu”,
getiren parçalarından Mayıs ayında Orta Doğu Bir anda her şey çok kötüye gitmeye
‘Hor Görül ENl Er E...’
şeyler çok çabuk
yeniden düzenlenmiş
biri olan “İki Yol” da, Teknik Üniversitesi’ndeki Devrim başladı ve etkisini üzerimizde
Dikmeci ve Çelebi’nin yolları ilk olarak “Arada
tükeniyor.”
haliyle, Tamar Records
senfonik ve yeniden Stadyumu’nda, ardından Bilgi görüyoruz. Bizim için acı verici
Kaldık” grubunda kesişiyor. iki üç yıl o grupla birlikte
Sözü
etiketiyle yıllar sonra
düzenlenmiş haliyle Ünirversitesi öğrencileriyle oluyor. Bu acıyı seslendiriyoruz.
devam ediyorlar ve ardından son Kalanlar ortaya çıkıyor.
Çelebi
dijital platformlarda
dijital platformlarda dayanışma için Bilgi Üniversitesi’nde İnsanları harekete geçirici bir müzik
Grubun adını nasıl buldunuz diye soruyorum, grubun
alıyor,
yerini aldı. Sert,
dinleyicisiyle buluştu. küçük konserler de verdiler. yapmayı istiyoruz” diyor.
gitarcısı o rkun Çelebi yanıtlıyor: “Bizim önceki grubumuzda da
şöyle
“Kırmızı çizgilerimiz var” diyor, Çelebi de “Sanatçının bir duruşu
birlikte yaptığımız son şarkının adıydı. o rada da şarkıların çoğu
Dikmeci. Şöyle devam ediyor: olmalı” diyor. “Her şeyden önce bir
ikimizin yaratıcılığından çıkıyordu. Grubun artık bitmeye yaklaştığı
“İkimiz de adalet duygusu çok fikri olmalı” diyor ve ekliyor: “Bir
dönemlerdi. Dağılma aşamasında da biz bu grubu kurduğumuzda
yoğun olan insanlarız. Adaletsizliğe şeyleri anlatmak istiyorsa sanatçı
bizim belli bir kitlemiz olsun istedik. o kitle de, ötekileştirilenler, hor
hiç gelemeyiz. Kendi bireysel o anlatacağı şeye de inanması
görülenler, dışarıda bırakılanlardan oluşsun istedik. Aynı zamanda işini
hayatlarımızda da böyleyiz. gerekiyor. Bir şeyi inanmadan
iyi yapan, kaliteli, türkiye’de rock müzikle ilgili de ‘son kalanlarız’ demek
istedik.” ikiliye en büyük desteği prodüktör, prodüktör, besteci, piyanist, Tanıdığımız ya da tanıdığımız birine yapıyorsa sanatçı, topluma bunu da
aranjör Genco Arı veriyor. o nlar da Arı’ya büyük saygı duyuyor. olan bir adaletsizlik bile rahatsız aktaramaz.”
Bozkurt o lcay yöntem
Yöntem, Olcay ve Bozkurt
Bereketli toprakların kültürel mirası
ilk kez aynı sahnede
sinemasından seçkiler izlenebiliyor.
ORHUN ATMIŞ
Türk tiyatrosunun oyuncu ve dansçı kadrosu,
Üstelik film gösterimleri ve
usta oyuncuları Selçuk 15 kişilik canlı orkestrası
Kültür, sadece sanatsal ifadelerle
etkinlikler sadece otel misafirlerine
Yöntem, Zuhal Olcay ve sahne tasarımıyla
sınırlı kalmayıp günlük yaşamımızın
değil, herkese açık. Geçen hafta Eric
ve Cengiz Bozkurt, ilk izleyicileri Don Kişot’un
her alanına nüfuz eder, nasıl
Besnard’ın 2021 yapımı “Delicious”
kez, Işıl Kasapoğlu’nun hayal ile gerçek arasında
düşündüğümüzü, nasıl hissettiğimizi
filmi gösterildi. Yarın efsanevi
yönetmenliğinde sahneye geçen dünyasında bir
ve davrandığımızı etkiler. Tarih
yönetmen François Truffaut’nun
taşınacak “Don Quixote” yolculuğa çıkaracak.
de kültürün oluşumunda ve
“Küçük Değişim” (1975) filmi
müzikalinde buluşacak. Oyunun prömiyer tarihi ve
gelişiminde belirleyici bir rol oynar.
izleyiciyle buluşacak. Haftaya ise 25
Müzikal, 30 kişilik çok yakında açıklanacak.
Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi,
Temmuz’da Denis Imbert’in 2023’te
geçmişiyle günümüzü şekillendiren
vizyona giren “On the Wandering
bölgelerden birisi. İlk çağlardan
Paths” filmi izlenebilecek.
González,
bu yana yerleşimlerin bulunduğu
alan, 4. yüzyılda Theodosius’un mübadele ve göçler nedeniyle bu durmuşlar, aynı zamanda Yeditepe Kitap basılacak
25 Eylül’de
oğlu ve sonradan Doğu Roma üretimler durmuş. Tam 100 yıl Üniversitesi’nde ders veren Şallıel,
En dikkat çeken yönlerinden biri
imparatoru olacak olan Arcadius sonra, 2000’lerin başında ise Zeynep “Babam ile bu yola çıkarken çok
İstanbul’da
de doğayla birlikte yaşama, yani “ko-
tarafından kurulması nedeniyle Arca Şallıel’in babası turizmci büyümekle ilgili hedefler koymadık.
habitasyon” yaklaşımı. Bu çerçevede
MiNiMAlist folk
yumuşak melodileriyle
“Arcadiopolis” olarak anılıyor. Özcan Arca ile birlikte kurduğu Her zaman küçük, yani bir KOBİ
bağ alanlarında 120’ye yakın kuş tü-
müziğin önemli
ruhlara dokunan
Tarihi İpek Yolu’nun Avrupa’ya Arcadia, bölgede şaraplık üzüm olarak kalacağız. Devleşmeyeceğiz”
rü gözlemlenmiş. Bunlardan bazıla-
isimlerinden José
González, “Crosses”,
ulaşan önemli duraklarından üreten ilk bağ olmuş. Yani hem diyor.
rı (şah kartalı, küçük kerkenez gibi)
González, 25 Eylül saat
“Heartbeats”, “stay
biri. Üstelik bereketli topraklar, markanın ismi hem de girişimleriyle
nesli tükenme tehlikesi altındaki tür-
21.00’de, zorlu PsM
Alive”, “teardrop”,
Fransız filmleri gösteriliyor
bunun nedeni tarih öncesinde bir kültürün devamını sağlamışlar.
ler. Her odanın balkonunda kırlan-
turkcell sahnesi’nde
“l ine of Fire” ve
sular altında olması dolayısıyla Şallıel, Arcadia’yı, “İçinde tarım, Arcadia’nın bağ oteli Bakucha’da
gıç yuvası var. Şallıel, bu doğal çeşit-
konser verecek.
“Down the l ine” gibi
mineral bakımından zengin tarımsal ürünleri dönüştüren bir ise geçmişten bu yana konser
liliği belgelemek için iki doğa fotoğ-
r oyal Albert Hall
şarkılarını istanbullu
olması ve günümüzde de Istranca üretim, ağırlama, gastronomi ve vb. kültür sanat etkinlikleri
rafçısıyla bir buçuk yıl süren bir çalış-
gibi prestijli salonları dinleyicileriyle
dağlarının etkisi. 100 yıl öncesine turizmi içeren multidisipliner bir düzenleniyordu. Ancak Institut
ma yaptıklarından söz ediyor. Şimdi
defalarca dolduran ve buluşturacak.
kadar bölgeden yetişen üzümlerle yaşam alanı” olarak tanımlıyor. Bir Français Türkiye’yle gidilen işbirliği
hedefleri, bu kuşların fotoğraflarının
şarap bile üretilebiliyormuş. Ancak yere kadar işleri büyüttükten sonra sayesinde doğanın içinde Fransız
yer aldığı bir kitap basmak.
ınar Kür... Edebiyatımızın cesur İşte şu son bir hafta içinde iki ama sadece yeme değil bir devrimden ya da saldırgan diye niteler. Bu
kadınlarından biri daha sonsuzluğa kitapla bir kaçamak yaptım ve bu bir başka devrime ilerleme iştahımızı kitabı okuduktan sonra Mine’nin kimi
Pgöçtü. eşsiz mutluluğu derinlemesine açıyor. Teşekkürler Umur, teşekkürler. tepkilerini daha iyi kavradım, onu
Hayatın, edebiyatın ve kadın olmanın yaşadım. Marx’tan Lenin’e, Napolyon’dan daha yakından tanıdım. O sert öfkeli,
karmaşık örgüsünü sözcüklerle İlki Umur Talu ve Dr. Bengi Churchill’e, Atatürk’ten Che’ye, Deniz
saldırgan dilin gerisindeki hassasiyeti
ilmek ilmek dokuyan, inceden
Başaran’ın birlikte yazdıkları Gezmiş’e daha nicelerinin sofralarına daha iyi anladım.
inceye işleyen bir yazar. Arkadaşım. “Devrim Mutfağı”. Bengi Başaran konuk olarak katıldığımızda düşünce
Çocukluğundan başlayarak çok genç
Diyarbakır’da, Adana’da ya da gastronomi ve mutfak kültürü ve siyaset sofranın tuzu biberi oluyor.
yaşta yaşadıkları, düşünceleri, kendini
Havana’da yoldaşım. Hep, her zaman, konusunda uzman, Umur Talu ise
Müthiş akıllı, müthiş akıcı ve çok lezzetli
ifade tarzı hepsi bir bütün. Bu bütünlük
Günler geçerken...
benim bin yıllık arkadaşım ve usta
her yerde cesur ve dimdik... Sadece bir yemek. Pardon bir kitap demek
içinde her söylediğine inanıyorsunuz.
gazeteci. Onun her yazısını her
yazdıklarıyla değil, duruşuyla da örnek istedim. (Kafka Kitap)
Asılacak Kadın’daki gibi, kimi zaman Hem yakın tarihimizin gerisindeki kimi
kitabını büyük bir coşkuyla hızla soluk
olan bir insan.
idam sehpasında bir kadını, kimi zaman gerçeklere hem de bireysel öykünün
soluğa okurum. Ama bu kez farklı. Bu
Eğer edebiyat bildigimiz ve
Barut
Yarın Yarın’daki gibi, özgürlüğün gerisindeki nice karanlığa ışık tutuyor.
kez yavaş yavaş sindire sindire hazmede
bilmediğimiz dünyalara yepyeni ufuklar
kıyısında bir genç kadının çırpınışlarını... Meslektaşım, arkadaşım, gazetemizin Yaşar Kemal, Çetin Altan, Ahmet
açmaksa Pınar Kür bunu ve daha hazmede okunası bir kitap var karşımda.
Bir Cinayet Romanı’nda “faili meçhul” yazarı Mine Kırıkkanat’ın yeni çıkan
Altan, Mehmet Altan, Harun
çoğunu gerçekleştirdi. Okurlarına essiz Bu ikili gelmiş geçmiş çoğu yakından
diyerek üstü örtülen hakikatlerin, Barut adlı kitabını elime almamla bir Karadeniz, Melih Cevdet Anday,
bir okuma tadı, okuma keyfi, okuma bildiğim devrimcilerin yeme içme
aslında en -çok- yakınımızda olduğunu daha elimden bırakmamam, bir çırpıda
İlhan Selçuk, Ali Sirmen, Nadir Nadi,
mutluluğu sağladı. Kullandığı özgün alışkanlıklarını, mutfak zevklerini,
gösterdi. okumam ve kendimi son sayfada Ercüment Karaca, Abdi İpekçi, Çelik
dilin yazılarındaki “müziğin” bunda devrimle eylemleriyle güncel yaşamları
Pınar Kür cesurdu. Cinselliği dile bulmam bir oldu.
Gülersoy, Demirel, Ecevit, Mümtaz
büyük payı vardı. Ataerkil düzene arasında kurdukları ilişkileri, kısa özlü
getirmekten korkmadı. Dirençliydi.
Mine Kırıkkanat’ın o coşkulu gürül Soysal ve daha nice insanın geçit
karşı bireyi ve toplumu sorguladı. Kimi açık seçik, dün ve bugün arasında
Yasaklanan kitaplarını, kalemini, sözünü gürül çağlayan, çok geniş bir alana
töreni. Bilinen ve bilinmeyen yüzleriyle.
zaman öfkeli, kimi zaman ironik ama köprüler kurarak ama aynı zamanda
düşüncesini her daim savundu.
yayılan Türkçesini ve dilinin zenginliğini Her satırda başta Mine’nin ve adlarını
muhteşem bir ironi, mizah, hiciv katarak
her zaman bilinçle sorguladı.
Artık dinlenebilirsin sevgili Pınar. sizlere anlatmama gerek yok, bilen saydığım ve sayamadığım nice insanın
ve önermelerle önümüze seriyorlar.
PEN Yazarlar Derneği’nin
Başta sevgili biricik oğlun Emrah
biliyor zaten. ne gibi yangınlardan geçtiğini gördüm.
duyurusunda vurguladığımız gibi Sakın bu kitap sadece midemize
Kolukısa’ya ve tüm sevenlerine sabır
Elbet toplumun da.
Barut, bir özyaşam hikâyesi.
öykü ve romanlarında kadın kimliğini, sesleniyor sanmayın. Bu kitap aynı
diliyorum. İyi ki varsın. İyi ki seni
Kronolojik değil. Tarihsel ve bireysel Ve kitabın son sayfasına geldiğimde
toplumsal ve bireysel baskıları ve zamanda hem kalbimize hem de
tanıdım.
(öykümüz 1980 sonunda bitiyor) “Hadi
çarpıcı olaylarla, ileri geri sıçramalarla,
özgürlükleri sorguladı. aklımıza ama en çok ruhumuza
gözlemlerle, deneyimlerle, birikimlerle, Mine, hadi Mine devamını bekliyorum”
Pınar Kür, tüm okurlarının vicdanına sesleniyor: Kâh toplumsal belleğimize
Devrim Mutfağı
dedim. Barut’un devamı niteliğindeki
kazınmış karakterler yarattı, en çok da sesleniyor kâh bireysel coşkumuzu ilişkilerle, analizlerle ilerliyor.
kadın hikâyelerini anlattı. Susturulan Okuma keyfi, okuma tadı, okuma dürtüklüyor. Eylemlerle düşünce Kimileri benim sevgili arkadaşımın Ateş kitabını bir an önce bitir de
kadınları, görünmeyen acıları, bastırılan mutluluğu, okuma zenginliği... Aman biçimi arasında bağlar kuruyor, kolektif fazla sivri dilli, fazla eleştirel, fazla okuyalım derken buldum kendimi.
arzuları ete kemiğe büründürdü. Tanrı’m bu ne büyük bir nimet. belleğinize sesleniyor, iştahımızı açıyor öfkeli bulur. Hatta kimileri onu agresif (Kırmızı Kedi)