22 Ekim 2025 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 8 EKİM 2025 ÇARŞAMBA 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER İNSAN ÖLÜR, CUMHURİYET’E DESTEK Neşet’ler ölmez... VE DAYANIŞMA ÇAĞRISI sorgular, Neşet Ertaş’ın da dahil ol- YÜKSEL IŞIK duğu abdallık kültürü. Girerken ve umhuriyet, 101 yıldır açıkça söylemek zorundayız: lı toplumun dirençle ayakta du- inanıyoruz. YAZAR çıkarken eşitse yaşarken neden olu- halkın haber alma Gazetemiz her geçen gün ran yürekli kalesidir. Her katkınız bağımsız, şur bu eşitsizlik? O iki kapı arasın- DENİR ki “Neşet’i tanımamışız. Sa- Chakkını savunan, özgür ve artan baskılar ve ekonomik Bu nedenle sizleri, ilkeli gazeteciliğimiz ve da geçen vakit süresince eşitsiz ve dece onun türkülerine, söyledikleri- bağımsız bir gazete. abluka ile karşı karşıyadır. Bu CUMOK’un (Cumhuriyet yayıncılığımızın yarınlara hakkaniyetten uzak bir yaşamı reva ne, sazını çalma biçimine bakmışız. Bugün de aynı kararlılıkla koşullar bağımsız gazeteciliği Okurları) isteği ve desteğiyle taşınmasına güç verecektir. gören, gördüren nedir? Oysa arkada bir derya varmış.” görevimizi sürdürüyoruz. her zamankinden daha fazla başlayan bağış ve dayanışma Gelin, bu yolculuğu birlikte Doğrudur; Neşet Ertaş’ın arka- Cumhuriyet gazetesinin tehdit etmektedir. Ancak kampanyamıza, Cumhuriyet’in sürdürelim. Cana can katan ses sında bir derya var. O deryadan patronu yok, holdingi yok. biliyoruz ki bağımsız kalmak geleceğine imeceyle ortak Cumhuriyet için el ele, omuz bizim gördüğümüz, Anadolu’da Bektaşilik ikliminden serpilip ge- Hiç kimseden, hiçbir yalnızca siz okurlarımızın olmaya çağırıyoruz. CUMOK, omuza. yoğunlaşan tarihsel birikimin lişen, beslendiği ana damar Bekta- kurumdan emir almaz. Tek desteğiyle olasıdır. Atatürkçü Düşünce Derneği, CUMOK’un çağrısıyla yansımasıdır. Sesinin, sözünün, şilik olan abdal kültürü, yukarıdaki yol göstericisi; büyük önder Cumhuriyet, daha önce oldu- başta kadın kuruluşları olmak başlayan kampanyayla bağış havasının kesişme noktası, abdal- soruya verilebilecek dört başı ma- Atatürk liderliğinde kurulan ğu gibi bugün de laik, demok- üzere sivil toplum örgütleri ile almaya vakfımız yetkilidir. lık geleneğidir. mur bir yanıtı bulma çabasındadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlık ratik, sosyal hukuk devleti ilke- laik demokratik Cumhuriyete Bağışlarınızı gazetemizden ve Bin çiçekli halıyı dokur gibi do- O nedenle sorar Neşet Ertaş: temelini oluşturan Aydınlanma sinin izleyicisi, insan hakları ve inanan tüm halkımızın internet sitemizden duyurulan kumuşlardır geleneklerini abdal- “Garip Bülbül gibi feryat ederiz Devrimleridir. eşitlikten, özgürlükten, Aydın- gazetemiz Cumhuriyet’e bu banka hesap numaralarına lar. Attıkları her ilmek, yedi ik- Cehalet elinden küsm-ü kederiz Bugün gelinen noktada, şunu lanmadan yana, çevreye duyar- zorlu süreçte sahip çıkacağına yatırabilirsiniz. lim, dört köşenin rengini taşır. Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz Dadaloğlu’nun söze döktüğü gibi Dünya senin vatanın mı yurdun “yedi iklim dört köşeyi dolandım/ mu” Cumhuriyet, 101 yıldır başı dik, dürüst, ilkeli yayıncılık yapıyor. Meğer dünya her tarafta bir imiş” Neşet Ertaş’ın, “varıp bir cana- dizeleri, abdalları anlatır gibidir. na ikrar verdin mi” sorusu, hem Cumhuriyet 101 yıldır bağımsız. Katkınızla bağımsızlığımız güçlenecek. Arayan onları Anadolu’da bulur. anlamlı hem önemli. Bektaşiliğin Çünkü geleneklerine yurt edindik- kanatları altında, dünya nimet- Cumhuriyet 101 yıldır Aydınlanmacı. Bağışınızla Aydınlanma ateşi parlayacak. leri, kendileriyle ad verilmiş gör- lerini umarsamaz bir iklimdir söz dükleri coğrafyadır Anadolu. Kapı- konusu olan ve tek bir hedefi var - sından içeri girdikleri Anadolu’da, dır; adil, özgür ve eşit yaşam hak- Cumhuriyet 101 yıldır okurun ve halkın öz gücüne yaslanıyor. Dayanağımızsınız. hedefleri, “varıp bir canana ikrar kına sahip olmak. vermektir”: Bozkır’ın ortasından insanın Cumhuriyet, 101 yıldır demokrasiyi ve özgürlükleri savunuyor. Gücümüzsünüz. “Vade tekmil olup ömrün dol- canına can katan bir sesle madan aramızdan biri olan Neşet baba, Emanetçi, emanetin almadan böyle bir iklimin simgesidir. Ömrünün bağının gülü solmadan Hepimizin insan tarafına benzer; BANKA BİLGİLERİ Varıp bir canana ikrar verdin hepimizi ifade eder. Boğazımız TL HESAP USD HESAP EUR HESAP mi?” düğümlendiğinde hatırımıza CUMHURİYET VAKFI CUMHURİYET VAKFI CUMHURİYET VAKFI düşen, keyiflendiğimizde türküleri dilimizden dökülen, dizeleri Dünya malı için... BANKA ADI: Türkiye İş Bankası Pangaltı Şubesi BANKA ADI: Türkiye İş Bankası Pangaltı Şubesi BANKA ADI: Türkiye İş Bankası Pangaltı Şubesi zihnimizde dolaşıp duran bir Gelenekleri onlara öğretir ki HESAP NO: (1041) 1214335 HESAP NO: (1041) 0852409 HESAP NO: (1041) 0852447 okyanustur o. “insan ölür ama uruhlar ölmez”. IBAN NO: TR38 0006 4000 0011 0411 2143 35 IBAN NO: TR28 0006 4000 0021 0410 8524 09 IBAN NO: TR69 0006 4000 0021 0410 8524 47 “Ne güzel yaratmış seni yaradan Bu nedenle “bastıkları yeri Esmesin sevdiğim yeller incidir SWIFT CODE: ISBKTRIS SWIFT CODE: ISBKTRIS SWIFT CODE: ISBKTRIS toprak sanmazlar”. Bilirler ki Güzelsin sevdiğim gülden gon- toprağın her bir karışı, insanlığın cadan tarihsel birikimine ev sahipliği Uzanmasın sana eller incidir (…) yapan hazine gibidir. Bu büyük hazinenin bir parçası olarak göze Bozkırın tezenesi görünmekten imtina ederler ama göz arar bulur onları. Tıpkı Bu nedenle olsa gerek ki “Boz- Neşet Ertaş gibi. Dikkatli bir göz kırın tezenesi” demişler ona. Ona Filozof ve imparator ile bakarsanız, Neşet babanın bu yakıştırmanın neden yapıldığını “seyir içinde seyir” halini biliyoruz ama her ne kadar Yaşar görürsünüz. Pir Sultan Abdal’ın Kemal’e atfedilse de kim yapmış dizeleri onları anlatır: bu güzel yakıştırmayı; tam olarak PROF. DR. AHMET ÖZER eyaletleri matematik, fizik, bi- dostlarına dağıtan İskender’e, ra bir taş yığını gibi dağılıp git- “Önüme bir çığır geldi bilmiyoruz. Bildiğimiz, karıştığı yoloji, sosyoloji, bitkiler tarihi, “Sana ne kaldı?” diye sordukla- ti. Ancak İskender’in yanında Bir ucu var şar içinde kaza nedeniyle hapisteyken ken- SEÇILMIŞ ESENYURT Abdallar dükkânın açmış disine ulaştırılan Yaşar Kemal’in hayvanlar tarihi, bilimler tari- rında “umut” diye cevaplamış- götürdüğü bilimciler daha mut- BELEDIYE BAŞKANI Ne istersen var içinde” bir kitabının iç kapağına, “Bozkı- hi, ahlak, politikadan oluşuyor- tı. Fethetme umudu. Savaşarak lu, daha umutlu ve daha bilgi- Neşet Ertaş, içinde şekil aldı- rın tezenesine geçmiş olsun” ya- ünyayı fethetmenin her du. Her bir bilim eyaletinin ba- kazanma umudu. Doğudan da- lenmiş döndüler. Gördüklerini, ğı abdallar gibi insanlığın ezel- zıldığıdır. zaman iki yolu vardır: Bi- şında bir başarılı öğrencisi bu- ha zengin dönme umudu. Do- araştırdıklarını arkadaşlarına den ebede uzanan özleminin pe- Anlaşılan adlandırma o ka- Dri silahla, kılıçla yapılır; lunuyordu. ğunun sarayları, altınları, çift anlattılar, yazdılar. şindedir. Türkülerinde, sazında, dar güzel gelmiş ve Neşet baba- öbürü ise kalemle, bilimle, söz- sözünde dile gelen o özlem, hak- nın üzerine o kadar güzel oturmuş Öğrencileri her gün okulda başlı kartalları idi onu çeken. Teofrast, “Bitkilerin Tarihi”ni le inşa edilir. Bugün buna iliş- tır, eşitliktir. Abdallar için söyle- ki kimse kaynağına bakma ihtiyacı toplanıyorlardı. Aristo onlarla Kısacası güçtü, kılıcın gücüy- bu seferden sonra yazdı. Yeni nen, “öldüğünde mutfağında bir duymamış. Ne de olsa bazı adlar kin tarihten bir örneği anlat- konuşurken belki de yetiştirdi- dü İskender ve beraberindeki- ağaçlar, yeni bitkiler, yeni mey- çuval un kalmışsa günaha girmiş- kişiyle ad verilmiştir; kimse sor- mak istiyorum. Bu aynı zaman- ği en başarılı öğrencisini çoğu leri çağıran şey. Yoksullar zen- veler keşfetti. Bugün hâlâ üze- sindir, dünya malı için çalışmışsın maz kaynağını. da kılıçla kalemin, savaşla barı- zaman üzülerek hatırlıyordu. gin olmak için, zenginler bi- rinden 2 bin 500 yıl geçmesine demektir” sözü, sanki Neşet baba Çocukluğu ve gençliği sefalet şın hikâyesidir. için söylenmiş gibidir. içinde geçen, kendilerine biçilen ka- Bu öğrencisi bilim adamının raz daha zengin olmak, köleler karşın insanlık onun çalışmala- Platon’un öğrencisi Aristo, Madem “İki kapılı bir handır” deri parçalamak için canhıraş uğraş barış silahını, askerin keskin azat olmak, kimi savaşçılar da rından yararlanıyor. bu dünya; ilk kapıdan girerken veren Neşet Ertaş, hak ettiği yere Atina’nın jimnasyumlarında ge- kılıcıyla değiştiren İskender biraz daha nam için, şan için İskender birçok kez yanında herkes eşit ve ikinci kapıdan çıkar- ulaştığında zaman hayli ilerlemiş- zinerek ders anlatmayı pek se- idi, namı diğer Büyük İskender gidiyorlardı İskender’in peşin- götürdüğü bilimcilere imren- ken de herkes eşitse burada ya- ti. Aramızdan ayrılmak üzereyken verdi. Bu nedenle ona ve öğren- ya da İskender-i Zülkurneyn. den gidişi olan ama dönüşü ol- mişti. şarken oluşan farkı sorgular ab- onun bir derya olduğunu fark ettik. cilerine “gezinenler” anlamına dallar. Neşet Ertaş’ın çağrısı da bu Bu yazı, o deryadan bir damlayı an- mayan seferine. doğrultudadır: latmayı amaçlıyor. gelen “Peripatesyenler” denili- İskender’in umudu… Diyojen’in dersi! İskender’in amacı ise o bü- “İki nimet var insana 25 Eylül 2012’de, buralardan be- yordu. Çok faydalı olan bu ge- Makedonya kralı kör Filip Asya seferine çıkmadan yük egosuyla yeryüzünü tek Biri yardır, biri ana denen ayrılmadan önce uyarmış- zintilerden sonra Aristo’nun öğ- “Oğlum İskender senin zama- Korint’te çağdaşı ve arkadaşı başına fethetmekti. Kılıcın gü- Dünya malı için cana tı bizi; “Bana öldü demeyin; yorul- rencileri kendi işlerine döner; nında doğduğu için tanrılara Diyojen’i ziyaret etmişti. Diyo- cünü, kılıcın kaleme galebe çal- Kıyma sakın, kıyma sakın!” du, gitti deyin” demişti. 13 yıl ön- kimi bitki toplar, kimi hayvan- şükrediyorum” diyerek kendisi- jen misafirini eve kabul etme- Bu dünyaya gözlerini açtığında ce yorulup gitti ama sesiyle sözüy- dığını göstermekti. Ama bir şe- eşit, bu dünyadan göçerken de eşit le bağlamasıyla hep aramızda. Bo- ları inceler, kimi kum üstünde ne mektup yazdığı zaman Aris- mişti. Çünkü evi yoktu, bir fıçı- yi tam olarak bilmiyordu. Yer- olan insanın yaşarken oluşan fark- şuna dememişler; “ölürse tenler yuvarlak üçgenler çizerek geo- to daha gençti. Filip, Aristo’ya da yaşıyordu. Böyle olduğu hal- yüzünün ne kadar büyük oldu- lılıkların niçin ve neden olduğunu ölür, canlar ölesi değil”. metri çalışır, bazıları da etrafı- “Senin eğitiminden geçtikten de hükümdarlardan daha mut- ğunu. Yeryüzünün ne kadar bü- na topladıkları kâğıt tomarları- sonra oğlum tahtımın gerçek lu yaşadığını söylerdi. Hiçbir yük olduğunu bilseydi bunun na notlar tutardı. varisi haline gelecektir” diyor- şey karşısında boyun eğmemiş- ne kadar büyük bir akılsızlık Öğrencileri hocalarına yar- du. Ve Filip Aristo’ya ancak 10 ti. İskender’in ziyareti ile iki olduğunu anlardı. Gitti, önüne dım ediyordu. Aristo devlet arabayla çekilebilecek kadar al- mağrur yüz yüze geldiğinde bir gelen yerleri fethede ede gitti. hakkındaki kitabını yazmak tın gönderdi. Aristo bu paray- tarafta cihangir İskender, öte Durmadan savaşıyordu. Geçti- için 158 Yunan devletinin dü- la çok kıymetli el yazmaları al- tarafta fıçısından başka bir şeyi ği yerleri fethetmekle kalmıyor, zenini incelemek zorunda kal- dı; hem kendisinin hem öğren- olmayan Diyojen duruyordu. yakıp yıkıyordu. C mıştı. Yazdığı kitapların sayısı cilerinin hem de bilim ve felse- İskender, güneşli bir günde Sonunda Hindistan’da üst- 100’ü aşmış olan bu büyük fi- fenin gelişimine paha biçilmez fıçının önünde durup Diyojen’e lerine yağmur gibi ok yağ- DAYANIŞMASI lozofa bütün bunları yaparken katkılar yaptı. (Bir de bugünü “Dile benden ne dilersen” de- mış, fillerin ağır ayakları al- öğrencileri hep yardım etmiştir. düşünün...) diğinde Diyojen, “Gölge etme, tında binlercesi yok olup git- En parlak öğrencisi İskender başka ihsan istemem senden” mişti. Ve umut, evet umut on- Cumhuriyetimizi adıyla, sanıyla, ‘Bilgi imparatorluğu’ neden sonra zaman gelip çat- demişti. Ve İskender ayrılırken ları aldatmıştı. Kılıcın gücü ne ilke ve çizgisiyle 100 yılı aşkın süredir Deyim yerindeyse, Aristo bi- tığında “bilim” yerine “fetih” “Ben İskender olmasaydım Di- kadar güçlü olursa olsun güç- savunan Cumhuriyet gazetesini yaşatmak lim komutanı, öğrencileri de yolunu seçmişti. Zamanın ru- yojen olmak isterdim” demişti. süzlüğü ne denli içinde taşıdı- bir sorumluluktur. askerleri idi. Komutan asker- hu onu elinde kılıçla yeryüzün- Dünyanın fatihi seferlerin ğını göstermişti yüz binlerce lerine bilim adamlarının dün- Bilinçli, yurtsever üyelerimizi de at koşturmaya, fetihler, iş- tozları ve yangınların dumanla- can pahasına. Neden sonra aç, ya hakkındaki gözlemlerini ve galler yapmaya çağırıyordu. Pe- rıyla milyonlarca insanın güne- Cumhuriyet gazetesi ile dayanışmaya çağırıyoruz. perişan ve umutsuzdular, geri bunlardan çıkardıkları sonuç- ki, İskender’i fetihlere, doğu- şini gölgelemişti. Sonunda du- dönmek istiyorlardı. ları bir araya getirme emri ver- nun gizemli, tehlikeli, uçsuz- manlar dağılmış, tozlar yatış- Kalemin zaferi mişti. O da bunlardan kendine bucaksız topraklarına sürükle- mış fetihler çökmüştü. Ama bi- göre sonuçlar çıkarıyordu. Bü- yen neydi? Umut. Evet umuttu. İskender dünyayı fethedeme- lim ve bilgi yaşamaya ve ilerle- tün bu bilgileri bir araya getire- Güçle, kılıçla fethetme umudu. di. İtalya’dan Hindistan’a fet- meye devam ediyordu. rek adeta bir “bilgi imparatorlu- Sefer öncesinde bütün altın- hettiği uçsuz bucaksız toprak Kalem, yani aklın gücü kılıcı ğu” kurmuştu. İmparatorluğun larını, kölelerini, çiftliklerini parçaları da kendisinden son- yenmişti... Alanında uzman Cumhuriyet aydınları- Değerli araştırmacı-yazar Osman Selim “Biz hayvan özgürlükçüleri, yaşam nın makalelerinden oluşan kitap, yakın hakkının savunucusuyuz. İnsanın ve Kocahanoğlu, Ali Fuat Cebesoy’un tarihimizin sürekli tartışılan bir biyogra?sini eksiksiz bir şekilde ortaya insan dışı hayvanın, bu dünyaya konusunu ele alarak bu konuda gelmekle kazandığı yaşam hakkı, koyarken Mustafa Kemal’le ilişkisinden yazılanları bir araya topluyor ve bir Kurtuluş Savaşı yıllarındaki rolüne, dokunulmaz olmalı; herhangi bir bakıma bu konudaki tartışmalara son gerekçeyle yok edilmesi normalleştiril- Moskova büyükelçiliği döneminden noktayı koyuyor. Cumhuriyetimizin muhalif siyasetçiliğine ve çok daha memeli. Bununla sınırlı da kalmamalı; yüzüncü yaşını kutladığımız bir insanın ve insan dışı hayvanların fazlasına ışık tutuyor. dönemde yayımlanan bu kitap, yaşamlarını şiddete ve sömürüye maruz yoruz. Vahdettin’e toz kondurmak istemeyen kalmadan sürdürme hakkı tanınmalı. 21. Cumhuriyet karşıtlarına önemli bir yüzyılda insanlığın önündeki en büyük yanıttır. devrim bu...” 13,5x23- 408 sayfa- İnceleme 13,5x20,5- 436 sayfa- İnceleme 13,5x20,5- 572 sayfa- İnceleme
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear