24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
13 HAZİRAN 2022 PAZARTESİ HABER/YORUM 9 BİRİKİM, TASFİYE VE Çatışmadan kaçınmak uriye ve Yunanistan, biri gerçek, diğeri KARŞIDEVRİM potansiyel çatışma alanıdır. S İlkinde gelinen noktaya AKP iktida- on üç yazı (25 Nisan, 9 ve 23 ğımlı ekonomi’nin harcını ve sıvasını mın sürekli inişi ile geçti. rının tercihleriyle gelindi. İkincisinde durum Mayıs) 1940-45’e yakından, ez- tamamladı. Modele kan bağışı yap- Ciddi araştırmalar inişin büyük- farklı olsa da siyasi iktidarın tercihleri etken Sberleri bir yana bırakarak bak- tı. Sermaye sınıfı ekonomik varlığı- lüğünü, özelliğini gösterir. (Adil Te- olmuştur. Her iki soruna da değinmekle beraber iki so- mayı öneriyordu. Israrla. Niçin? Unu- nı gitgide büyütüyordu. Ama kendi mel, DPT, 1999) Yurtiçi hasılanın ruya yanıt arayacağız: İktidarın bunlara çözüm tulan birkaç soruyu sorabilmek için. öz siyasal eliti yoktu. Modelde yeni 1950’lerde yüzde 44’ünü üreten ta- üretme ihtimali var mıdır? Ülkenin mevcut ko- Şöyle: Kırsallık toplumda ezici ağır- ve aktif unsur ‘lümpen’ oldu. İlk kez rım, 1990’larda yüzde 15’ini üretebilir. şulları neyi zorunlu kılmaktadır? lığa sahipse, orada, içinde ‘kültür yönetime ağırlıkla damgasını vurdu. Çünkü çalışan nüfusu sırtında taşır: Suriye’den başlayalım... devrimi’ taşımayan bir “demokra- Tarih gösteriyor ki, lümpen herhan- 1950’lerde yüzde 78’ini, 1990’larda tik devrim” düşünülebilir mi, olabi- gi bir sosyal değere ve yükümlülü- yüzde 45’ini. Yani, 1990’larda tarım- Suriye’de yeni operasyon lir mi? İkincisi, orada yeni bir mülki- ğe sahip olmayan kategoridir. Eme- da çalışan yüzde 45 nüfus, ülke top- yet dokusu yaratarak üretim atılımı ğe hasım, hatta düşmandır. Bu ne- lam hasılasının ancak yüzde 15’ini konusu yapılamıyorsa, bir “demokratik dev- gatif özellik onun için varlık-yokluk üretiyor! Sonra, iniş hızlanıyor: Ta- Suriye’de iç savaşın başladığı günden iti- rim” düşünülebilir mi, olabilir mi? Ve meselesidir. Çünkü örgütlü emeğin rımda çalışanlar 2010’da yüzde 24’e baren siyasi iktidarın takındığı tavır ulusal çı- üçüncüsü, orada bu ikisinin kaynaş- ve onu özümseyen toplum katlarının iniyor ve hasılanın artık yüzde 9’unu karlarımıza aykırı olmuştur. Bu işe 11 Şubat masıyla daha büyük, yeni bir toplum yaygınlaştığı ölçüde lümpenin varo- üretebiliyorlar. Bugün (2021) yüzde 2011’den sonra başlanması da rastlantı de- ğildir. O tarihte yapılan Balyoz tutuklamala- boyutu oluşturmaksızın bir “demok- luş nedeni ortadan kalkar. O bunu 17’ye indiler ve hasılanın sadece yüz- rı “askeri vesayeti” bitirmiş ve siyasi iktidara ratik devrim” düşünülebilir mi, ola- hisseder ve içgüdüleriyle sermayeye de 5-6’sını üretiyorlar! (Zafer Yükse- geniş bir alan açmıştır. Muhtemelen o tarih- bilir mi? Sorular, düşünmek için bir sığınır, ona militanca hizmet sunar. ler, Gökhan Günaydın) ten itibaren MGK toplantılarında, “Suriye’de başlangıç teklifidir. Soru doğru ise Zenginliğe ve güce tapar. 2000’ler Sorular gelsin. Biri, 1950’den son- ABD ile birlikte rejim değişikliğine girişmek ül- doğru yanıtı içinde taşır. bunu sergiledi. Lümpen, sermaye- ra “tarımda kalanlar” için. Tarımı kim kenin çıkarına aykırıdır” vb. ifadeler kullanıla- Bunlar 1940’larda, Cumhuriyetin nin “elitsizlik”ten doğan boşluğuna yönetiyor? Çiftçisi mi, yoksa başta maz hale gelmiştir. özü için farklı başlıklara, sözcüklere yerleşti. (Sermayeden teşvik gör- ticaret olmak üzere başka sektörler Askeri vesayet neydi, neyi engelliyordu? yansımıştır. Bu şekilde sorulmamış- dü.) Eşitsizlik ortamında zenginle- ve bunlara uyumlu siyaset mi? (“Fi- Bunlar ayrı birer yazı konusu olmakla birlikte tır. Ve 1945’ten sonra bir daha so- şen taşra, bu havuzu sürekli besle- yatlar makası”!) Bir başka soru ka- en azından şunu belirtmeden geçmeyelim: rulmamıştır. 1960’la başlayan yirmi di. Buluştular. İlk kez birlikte yöne- pısı “tarımdan (kırsaldan) göçenler” MGK platformu ulusal çıkara dayalı bir dış yılı ayırırsak, sormama alışkanlığının tim gücüne kavuştular, Cumhuriyet için. Yani, kentlere, varoşlara gitgide politikanın tartışıldığı bir mecraydı. Eksiği, 1980’den sonra iyice yerleşmesiyle değerlerinin, kurumlarının tasfiye- daha çok yığılanlar için. İster “ekono- hatası, yanlışı olabilir ancak ana eksen buy- 2000’lere geliyoruz ve ne buluyoruz? si için bir ‘misyon birliği’ üstlendi- kasında tutar! Bu ilişki daimidir: Ti- ri bayram etti. Bu birkaç yıl sürdü, o mik verimlilikleri”ne, ister duyanlara du. İşte bu eksen kaydı. Ulusal çıkara daya- “1980’den sonra Türkiye’de ka- ler.” 2010 Referandumu’ndan ön- caret sermayesi borçlandıran, çift- kadar. Ama o yüksek tarım fiyatları haykıran “insan dramları”na ait so- lı dış politika da yerini ümmet çıkarına dayalı politikaya bıraktı. Milyonlarca Suriyeli sığın- pitalizmin ekonomisi artık dünyanın ceki gözlemlerdir. çi borçlanandır. Destekleme fiyatı DP’ye tam işe başlarken tarihin bü- ruların geniş kapısı. Bilmeliyiz, özel- macı bu politikanın sonucudur. şekillendirmesine tabi oldu. Dünya- ise siyasetin “lütfu”dur. Eğer köy- yük ikramiyesi oldu. Kendini köylü- likle son on küsur yıldaki taşra zen- IŞİD ve PYD’nin doğması, İran ve da ‘örnek bağımlılık’ şablonuna dö- lü seçmen olarak “çantada kek- ye “cebine para koyarak” takdim et- ginleşmesi ile “makaslar”daki kü- Çiftçi ne oldu? Rusya’nın Suriye’de alan kazanması bu poli- nüştü. Siyasal modeli buna uyumla lik” ise siyaset o destekleme fiya- ti. Onu seçmen olarak kendine kay- çük çiftçinin yoksullaşması köyde ve Geri dönelim. Önce 2010’a gel- tikanın sonuçlarındandır. oluştu. Orada öncelikle dikkat çeki- tını elbette “kanka”sı olan tüccarın detti. Geçici değil, kalıcı kayıt oldu. kentte aynı öyküde iç içedir. (Finan- mek üzere bir bakalım. Anımsaya- Sınırın hemen bitişiğinde ortaya çıkan tehdi- ci olan, sosyalleşmeksizin ve olgun- o “özel” makasına ayarlı tutar. Si- Cumhuriyetin aydınlanma değerle- sa, tefeci-tüccara borçlanıp, ödeye- lım, Cumhuriyet 1940 başında köye de karşı 2016’dan itibaren Fırat Kalkanı, Zey- laşmaksızın zenginleşen taşradır. O yaset ilişkileri “piyasa”sı böyle iş- rine karşıt söylemlerle bu nasıl pe- bilmek için tütün ekimini bırakarak “kültür devrimi” (enstitü) ile girme tin Dalı ve Barış Pınarı operasyonları yapılarak kapitalizmin siyasal modelinin hem ler. 1950’den sonra, büyük çiftlik- kiştirildi, onlara girmeyelim. (Cum- Soma’da madene giren küçük çift- adımını attı, bunu 1945’te toprakta olası bir koridor önlenmiş, 2017’den itibaren sonucu hem de yakıtıdır. Bir taşra ler yanında, gitgide çoğalan küçük huriyetin 1930’dan başlayan yirmi çi gibi). Bunlara şimdi girmeyelim. yeni mülkiyet ve yeni tarım (“mille- de İdlib bölgesinde yaratılan çatışmasızlık ala- zenginleşmesinde ortaçağ kalıntı- çiftçinin dünyası budur. Enflasyon yılda birikmiş altın rezervini, DP’nin, Doğru gözlem için kapitalizmi bü- tin efendisi”) yaratma hamlesiyle ta- nıyla bir ölçüde daha fazla sığınmacının geli- ları, hurafe ve feodal kalıntılar pe- dönemleri üreticinin “girdiler”ini 1950’den sonraki birkaç yılda ithala- tünlüğüyle izlemek gerekiyor. 1994- mamlıyordu. Çağa adım atmak üze- şi engellenmiştir. kişerek birlikte kapitalizme kalkan ayrıca pahalılaştırır; maliyeti artar, ta dayanan bir “yapay bolluk” yara- 95’te Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Bu operasyonlar başarılı sonuçlar ver- re büyük kurumsal atılımdı. Yaptır- oldular. Kapitalizm, bunlarla iç içe, geçimi zorlaşır. İktisatçının “iç ti- tarak tükettiğini not edelim, yeter.) tarım için kararlar aldı: Destekle- se de siyasi hedef ulusal çıkara aykırı oldu- madılar. Bu yol kapandı. İlk soru şu- ğu için işlevleri kısıtlı kalmıştır. Bu bölgelerde bir yandan bünyedeki lümpen un- caret hadleri” dediği ilişki (tarım fi- me fiyatları “piyasa bozucu” olma- dur: Çiftçi olamayan köylü ne olur? olası koridorun önlenmesi ve terör yapılan- surları da daha önce olmadık şekil- yatlarının sanayi fiyatları karşısın- malıdır, dedi. Şöyle yorumlayalım: Tarımın büyük inişi İki yol var, üçüncüsü yok: Bir, ortak- malarına mani olunması, 2011 öncesi sınır de bağrına bastı, büyüttü ve siyasal da ne kadar arttığı, yani, bir trak- Çiftçinin kaderi olan “fiyat makası” çı, yarıcı, maraba ve bunlarla yan ya- Bir köylüler ülkesinde kurulan Cum- istikrarını sağlayamamıştır. Yeni bir operas- modele yerleştirdi.” tör dolusu buğday verince, karşı- tüccara göre ayarlanmalıdır! Bunun- na az topraklı küçük çiftçi olarak, dü- huriyetin ekonomisinde lokomotif ba- yonun da bu genel durumu değiştirme ola- 1950’lerden 2000’lerin ilk on yı- lığında çiftçinin ne kadar ilaç vs. la dünya kapitalizmi (büyük kapita- zeni değişmeyen köyde kalmayı sür- sit tarım üretimidir. Yurtiçi hasılanın nağı yoktur. En fazla bölgede görevli aske- lına atlamış olduk. Bir 12 Eylül ta- alabildiği) bize bir fikir verir. Ama, lizmler dışında) çiftçinin yönetimini dürür. İki, kalkar kente göçer, ora- yarısı o tarımdan gelir. 1950’nin “Ko- ri birliklerin güvenliği bakımından Münbiç ve rihli 2010 referandumundan önce, yetmez. “Fiyatlar dünyası”, çeşit- “küreselleşme”nin “atlıları”ndan ti- da ucuz ya da boğaz tokluğuna iş- re fiyatları”yla (savaş sürer, beklenti- Tel Rifat gibi alanlarda daha emniyetli bir or- o ağustosta, bu gözlemler sevgili li “makaslar”la çiftçinin emeğini caret sermayesine veriyor. Tarımı çi olur; olamazsa işsiz kalır, “yedek siyle) dağ, taş ekime açıldı. 1945’te tam yaratılabilir. Işık Kansu’nun isteğiyle onun kö- sonsuz kaynağa dönüştürür, başka kim yönetir sorusuna somut yanıt! işçi ordusu”na katılır. sadece 1000 traktör vardı. İthalat- PYD’nin varlığını ortadan kaldırmaz. şesinde yer aldı. Yeni Türkiye tab- “birikimler”e aktarır. Kurgusu böy- Bize yansıdı mı? İlginçtir, sadece pa- Köyde kalırsa ne olur? Ne oldu? la sayı 1954’te 40.000’e çıktı. Ve- Suriye’de genel bir istikrara yol açmaz. losu hakkındadır. Günün kapitaliz- ledir. Anlayabilmeliyiz. Çiftçi var ra yönetimiyle sınırlı bilinen IMF ge- 1940’ların tasarladığı yol açılma- rim arttı mı? Ortaçağ toprak rejimi- PYD’nin ABD’ye yaslanarak devletleşme mi de dünya çapında tablosunu ye- olabilmek için daha, daha çok ça- cikmeden, 2000’de Türkiye’nin önü- gayretini kesintiye uğratmaz! mak üzere kapanınca, köylü (kü- ne sahip büyük topraklılar, taşra eş- niliyor. “Yenilikleri”ni de kuşanarak balamalıdır. Yeterli olur mu? Son ne WTO’nun bu tarım kararını geti- Zaten Suriye’yi bölen bir politika terör ör- çük çiftçi, diyelim) artık yalnızdır. rafı zenginleşiyordu, tarım üretimin- gütlerinin devletleşmesini kolaylaştırır. PKK Türkiye’yi şekillendirmeye artık da- 70 yılı bir düşünelim. riverdi. Arkadan, yine gecikmeden, “Piyasalar dünyası”na terk edilmiş- de ise verim artmıyordu. 1954’ten ile stratejik mücadele alanı Suriye’dir. Kim- ha iddialı ve etkili geliyor. Yepyeni Köylü 1945’te CHP’ye şöyle hü- Dünya Bankası’nın “Toprağını ekme, tir. Orada iki fiyatın makası için- 2010’a bir çizgi çekersek görürüz: se PKK’nin Suriye kolunu silahlandırıyor diye kadrolar yapabiliyor. küm veriyordu: Bize vergi koyar, köy para verelim” tebligatı ve uygulama- dedir: Siyasetin vereceği destek- Tarımın 66 yıllık ortalama büyüme ABD’ye kızmamalıdır zira bu yolun taşları An- “21. yüzyılla birlikte dünyada yolu, okul yapmak için çalışma yü- sı başlatıldı. Küçük çiftçi pancardan leme fiyatı ile tüccarın verdiği “pi- hızı yüzde 3’ün altındadır! O sürede kara tarafından döşenmektedir. -Amerika’dan kaynaklanarak- yaşa- kümlülüğü koyar! 1950’den başla- başlayarak tarım alanlarını terk et- yasa fiyatı”. Siyaset tüccarsız dü- ülkede hüküm süren sağ siyaset za- nan istisnai likidite bolluğu Türk kapi- yarak DP’yi şöyle benimsedi: Biz- ti; bir tür rantiyeliğe adım attı. Peki, şünülemez. Köylü ürününü tücca- man zaman hurafe (“dünyada ken- Yunanistan savaş istiyor talizminin yeni siyasal modeli ve un- den vergi almaz, cebimize para ko- küçük çiftçi tasfiye olacaksa tarımı ra hep düşük fiyattan verecektir. dini besleyen 7 ülkeden biri!”) ya da Yunanistan yüz yıl önce İtilaf Devletlerinin surları için büyük ikramiye oldu. Ade- yar, köy yolu yapar! 1950’de, “Yeni kim yapacak? Elbette, büyük çiftlik- Ona hep “tefeci faizi” ile de borç- “yemin” (“toprak reformu yoktur, ta- kayığına binmişti, şimdi de ABD’nin başını ta gökten para yağdı. Ülkeye giren ve dünya savaşı geliyor” havası ile, yük- ler ve daha önemlisi, “endüstriyel ta- ludur. Tüccar köylüyü ürünün dü- rım reformu vardır”!) ya da “şecaat” çektiği Batı’nın kayığına binmiş durumda. İşi çıkan büyük hacimli para yeni ve bü- sek fiyatlı bir özel “Kore konjonktü- rım” bayrağı ile toprakları onurlandı- şük fiyatı ile ona verdiği borcun (“o desteklemeye 5 veriyorsa, ben belli bir seviyeye getirmiş olmalı ki söylemi- yük menfaatler yaratarak ‘örnek ba- rü” doğdu. Dünyada tarım üreticile- racak dünya şirketleri var! yüksek faizi içinde, bu “özel” ma- 10 vereceğim”!) üretti ve vakit tarı- nin tonu değişti. Bunu onlar adına kolaylaştı- ran da AKP iktidarı oldu. Emekli Kurmay Al- bay Ümit Yalım bir vatansever olarak bu ko- nuyu kamuya mal etti. Yunanlar sadece 20 TOPRAĞI DOLARA ÇEVİRMEK kadar ada, adacığı (belki daha fazla!) sahip- lenmekle ve üzerinde üsler kurmakla kalma- dı aynı zamanda ülkesini ABD üsleriyle do- ngiltere dünyaya kapitalizmin inişinde bir aşamaya Sermaye, eski/yeni kat- muş olmaktan çok, sakallı fotoğ- nattı. Batı’nın gücünü arkasına alarak Ege İabecesini öğretti. Minnettarız. Ta gelindi. Çiftçinin top- manlarıyla toprağa “akın” rafından tanıdığımız biri 19. yüz- Denizi’ne ve Akdeniz’in batısına egemen birkaç yüzyıl öncesinden gösterdi rağıyla birlikte piyasa- için “kalk borusu” duyu- yıl ortalarında şöyle demiş: “Küçük olmak istiyor. Aralarından başlarına gele- ki, kapitalizm küçük mülkiyetin bü- ya verilişinden (1950), yordu. Toprağı dolara dö- köylüler kendi kendilerini temsil cekleri anlatabilecek yeni bir General Me- yük mülkiyet için tasfiye edilme- toprağın çiftçiden ay- nüştürecekti. İngiliz’in “çit- edemezler, temsil edilmek zorun- taksas çıkmasında ve onu dinlemelerinde siyle var olur. Önce tarımda. “Fi- rılarak piyasaya verili- lemesi” başka, bizimki ka- dadırlar. Onların temsilcileri onla- fayda var. Çünkü savaş iki ülke için de yı- yat makasları” elbette bu tasfiyeyi şi (2010-12) aşaması- pitalizmin başka zamanına ra (...) efendileri gibi, üstün bir yet- kım demektir. Hatırlatalım! yapacaktır. Ama yetmez, beklene- na. (Toprağın piyasa- aitti. Kentten bakınca kır- kili, mutlak bir hükümet gücü gibi CB Erdoğan da geçen hafta hatırlatmada mez. Küçük çiftçileri toprakların- ya verilişinde ilk adım sal “hep aynı zaman birimi görünmelidir.” bulundu ama artık çok geç! dan zorla (yasayla ya da yasasız) hemen 2003 Aralık’ta içinde” imiş gibi görünür. Yazının başında 1940-45’ten çıkarıp o araziler “büyükler”e veri- atılmıştı. Cumhur- Seçim bilgileri kırsalı ken- uzaklığımızı unutulan sorular için Sorularımızın yanıtları lecek, etrafı “çitlenecektir” (Enclo- başkanı Sezer önle- te böyle gösterir. Tarımda- vurguladık. O sorulardan ne kadar AKP’nin kendi yarattığı bu sorunları çöz- sure). Tarihçiler buna “sermayenin di. Sonra, 2004’ten mek oluyordu. Ve öyle oldu. Top- ki büyük inişi ve sonunda uzaktayız? Önce siyasetin, son- me ihtimali yoktur. Zaten Suriye’nin ABD ile ilk birikimi” olarak baktılar. Kendi başlayarak “pergel düzenlemesi” rağın tarımdan alınarak “başka “toprakların piyasalaşması”nı 70 ra okuryazarlığın ilgi ve düşün- birlikte yaratıcısıdır. Yunanistan konusu da 2000’lerimize gelelim. adımları atıldı. 2012 Nisan’ında or- birikimler”e verilişi ile çiftçinin si- yılın seçim bilgileriyle birleştirin- ce dışı bıraktığı kadar uzak. Ya- en hafifinden kendi ihmalidir, TSK’nin kötü- 2012’de bir yasa çıktı (6360 sa- man köyleri de “mahalle” yapıla- linmeye gidişi birlikte hızlandı. Ka- ce, bu dramda, çiftçiler istikrarlı oy ni, köylülerinki kadar uzak. Geç- rüm edildiği dönemin yan ürünüdür. Onun pitalizmimiz artık tarımdan “fi- yılı). Büyükşehir belediye arazisin- rak ormanlar “imar”a, yani piyasa- desteğini esirgememiş görünüyor- mişe öykünmeyelim. Orada kal- şimdi yapmaya çalıştığı, bu sorunları iktida- rını sürdürme amacının birer aracı getirme de değişiklik yasası. 16 bin 500 ya açıldı. Bir bütünlük var.) (Ozan yat makasları” ile kaynak çekmek- lar. Çiftçinin, kendi varlığına son mayalım. Geleceğin sorularına arayışıdır. Ayaklar altına aldığı milliyetçilik- köyün tüzel kişiliğine son verip on- Zengin, 2021). le yetinmiyordu. Artık köylülerden veren bir “tarihi zaman”ın değiş- uzaklığımız ne kadar? Bu uzaklık ten medet ummasıdır. ları “mahalle” yaptı. Adeta “çitle- 2011 Genel Seçimi’nden son- varlıklarını (toprak, akarsu, vs.) al- mez elemanı olması yadırganabilir ölçüsü merak, ilgi, bilgi ve cesa- AKP’nin seçim bağlamında çıkarı mace- yerek” tarım dışına çıkardı. Çiftçi- ra günün ilgili bakanı “500 milyar mak gerekliydi. Milli emlakın ova- mi? İroni mi, paradoks mu? Tarihin retin bütünlüğü ile kavranabilen ra aramayı gerekli kılabilir. Oysa ülkenin çı- lar, yaylalar, ormanlar ve kıyıları- ye tarım toprağını terk edip ranti- dolarlık inşaat hamlesi” tasarla- emri mi? Düşünürler düşünsün! bir şey olmalı. Tarihin daima ye- karı, içinde bulunduğu koşullar nedeniy- ye olması için yine teşvik verir gi- dıklarını müjdelemişti. Anlayana, nın, yani toplum varlıklarının “pi- Tarihin, önemi yadsınamayacak ni zamanlara açık “ani dönüşler” le şimdilik her türlü çatışmadan kaçınmayı bi. Bir taşla iki kuş. Tarımın büyük “Toprak önce inşaat içindir!” de- yasaya verilişi” de eşzamanlı oldu. düşünürlerinden, yazdıklarını oku- sunacağını unutmamak lazım. zorunlu kılıyor. KUŞADASI’NDA HAYAT SOKAKTA AKIYOR Yükselen döviz kurları, artan fiyatlar yüzünden Avrupalıya cennet, yerli turiste hayal Bodrum’da denetim şart leyen Gür, “Türkiye’nin elinde ol- MUHAMMED ÖZMEN mayan gelişmeler de var. Hava yol- öviz kurlarının yükselmesiy- larında sorunlar yaşanıyor. İngiltere le Bodrum, yabancı ve Hollanda’da charter uçuş- Gece-gündüz festival Dturist açısından da- larda iptaller yaşanıyor. Rus- ha ucuz bir tatil beldesine ya ve Ukrayna’da sorunlar var. astronomi, kültür, sanat ve eğ- Atölyesi” ve şef Ozan Güngör’ün dönüştü. Cumhuriyet’e ko- Her türlü olumsuzluğa rağmen nuşan Dünyanın En Güzel Glence Kuşadası’nda “sokak” katılımıyla “Bolama Atölyesi” ge- haziranın ortalarına doğru bü- konseptiyle birleşerek festivale niş katılımla yapıldı. Lezzet tur- Koyları Birliği Genel Sekre- yük bir hareket olmasını bekli- teri duayen turizmci Galip dönüştü. Sağanak yağmura rağ- ları kapsamında Kale Kapısı’nda yoruz. Asıl beklentimiz yaz ay- Galip Gu¨r rek, ilgili kurumların işletmelerde daha çok sosyal medyada yoğun men büyük bir coşkuyla yapılan Ege otlu mücver, Kaya Şavkay Gür, “Türkiye, Avrupa ülke- larında Avrupa ülkelerinden” leri için cennet oldu. Yunan denetimlerini yapması, fiyat liste- bir şekilde paylaşırsa o doğruymuş festival kapsamında kentin turis- Meydanı’nda kabak çiçeği dol- diye konuştu. Türkiye’nin dö- sinin asılması ve menü bulunması gibi algı oluşuyor. Her işletme ka- tik noktalarına kurulan lezzet du- ması, Sevgi Sokak’ta iç bakla, adalarından günlük alışveriş viz ihtiyacının her geçen gün büyü- için gelenler oluyor. Yerli turist için gerektiğini söyledi. fasına göre fiyatlandırma yapamaz. rakları ve kent sahneleri ziyaretçi Güvercinada’da ise kalburabastı düğünü belirten Galip Gür, turizme Bodrum’un, sosyal medya üzerin- Bakanlık belgeli iseniz sunacağınız akınına uğradı. Cuma günü başla- servis edildi. 7 farklı noktada kuru- ise şartlar zorlaştı, otellerde kal- odaklanma zorunluluğunun daha mak biraz sıkıntılı olacak” dedi. Tu- den paylaşılan yüksek tutarlı adis- ürünün fiyatını onaylatmak zorun- yan Kuşadası Sokak Festivali’nde lan sahnelerde dönüşümlü perfor- da arttığını vurguladı. Gür, bu sü- yon fişleriyle gündeme gelmesinin dasınız. Aksi dolandırıcılığa girer” Tarihi Kervansaray’da Ayhan Sici- manslar sergilendi. rizm sektöründe pandemi sonrası reçte Bodrum’da denetimlerin sık- toparlanmanın çok zorlaştığını söy- doğru olmadığını belirten Gür, “Kim dedi. l İZMİR moğlu eşliğinde “Zeytinyağı Tadım l İZMİR / Cumhuriyet laştırılması gerektiğini dile getire-
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear