14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
gorus@cumhuriyet.com.tr 25 TEMMUZ 2021 PAZAR 2 OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Köy Enstitüleri örneğini günümüzde tarımsal üretime uyarlamak! PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI yu oluşturma çalışmalarını yoğun- Politikanın en önemli ayaklarından biri de tarımı bilgili ve bilinçli bir şekilde laştırmaktır. Bunun sav sözü “ana- yapacak insanların yetiştirilmesidir. Köylü/çiftçi işletmelerinin kârlı bir üretim “Köyün insanı, öylesine canlan- okulundan üniversite sonuna de- yapabilmesi, izlenecek tarım politikaları yanında teknik bilgiyle donatılmış dırılmalı ve bilinçlendirilmelidir ki ğin parasız eğitim” olmalıdır. Eği- köylü/çiftçiye bağlıdır. Kazanan çiftçiler kırsal kesimde kalacaklardır. Bu onu, hiçbir kuvvet kendi çıkarına timin her aşamasında paralı eğiti- me karşı tavır alınmalıdır. Yaban- ve insafsızca istismar edemesin. amaçla felsefesini Köy Enstitülerinden alarak bölgelerde kuramla uygulamanın cı dilde eğitime de son verilmeli- Köyün sakinlerine köle ve uşak bütünleştirildiği “tarım meslek enstitüleri” kurulmalıdır. dir. Kentlerde yoksul çocuklarına muamelesi yapamasın. Köylüler “meslek enstitüleri” ve kırsal böl- bedava çalışan iş hayvanı haline gelerde “tarım meslek enstitüleri” gelmesin.” açılmalıdır. İsmail Hakkı Tonguç Tarım meslek enstitüleri öy Enstitülerinin mimarı neden önemlidir? ve dönemin İlköğretim Ge- Özellikle 1980’li yıllardan itiba- Knel Müdürü İsmail Hak- ren sürdürülen neo-liberal politi- kı Tonguç’u 24 Haziran 1960 ta- kalarla tarımsal üretimin büyük rihinde sonsuzluğa uğurlamıştık. bir çoğunluğunu oluşturan aile iş- Anısına saygıyla... gücü temelli küçük ve orta ölçek- li yapılar topraktan kopmaya baş- Köy Enstitüleri ne idi? ladılar. Köylüler kentin ücra yer- Cumhuriyet ile birlikte köylü- lerinde proletarya olarak yeşerdi. lük meselesinin çözümü doğrul- Madencilik ya da başka sektörle- tusunda uygulamalar, ilk kez Köy re ucuz işgücü oldular ya da işsiz Enstitüleri ile gündeme alınmış- kaldılar. Günümüzdeki işsizliğin tı. Daha önce köylülere ancak as- önemli bir kesimini oluşturdular. ker gözüyle bakılıyordu. Türk- Bunun sonucunda, nüfus artışına ler askere alınıyor, diğer unsurlar koşut olarak tarım ürünleri ürete- askere alınmayıp zenginleşiyor- meyen bir ülke durumuna geldik du. Köy Enstitülerinin kurulduğu ve ithalatçı bir ülke olduk. Herhal- 1940’ta 6 yaşın üzerindeki nüfu- de duymuşsunuzdur, 2021 yılın- sun yüzde 78’i okur yazar değildi. da 11 milyon ton buğday ithal ede- Köylerde bu oran yüzde 90’dı. Nü- cekmişiz! fusun ağırlığını kırsal kesim oluş- Bu bağlamda yapılması gereken turuyordu ve ekonomide tarımsal en önemli iş, kırsal kesimin kırdan üretim egemendi. Özetlemek ge- kopmasını önleyecek ithal ikameci rekirse luluk vermişti. Mezun öğrencile- yasetçileri ve devlet bürokratları- ri olarak doğru yere konmalıdır. Bu- tarım politikalarıdır. Politikanın en •Köy Enstitüleri eğitim sistemi, ri Türkiye’nin aydınlanmasında, nı tedirgin etmeye başlamıştı. gün okullaşmada ve altyapıda baş- önemli ayaklarından biri de tarı- dönemin yapısal özelikleri dikka- eğitim ve sağlık sorunlarının çö- Bu bağlamda bir anımsatma ya- ka bir Türkiye var. Gereksinimimiz mı bilgili ve bilinçli bir şekilde ya- te alınarak kırsal kesimde aydın, zümünde, örgütlenmede, sanat ve palım: İsmail Hakkı Tonguç’u Re- farklıdır. pacak insanların yetiştirilmesidir. zanaatçı, öğretmen yetiştirmek edebiyatta etkin bir şekilde görev şat Şemsettin Sirer diye biri zi- Gereksinimimiz genelde, Köy Köylü/çiftçi işletmelerinin kârlı bir için kurulmuş bir sistemdi. almışlar ve katkıda bulunmuşlar- yaretine gelir ve “Siz bu çocukla- Enstitülerinin insan, sanat, de- üretim yapabilmesi, izlenecek ta- •Köy Enstitüleri, toplumun ge- dır. Sözgelişi 17.321 köy öğretme- rı böyle yetiştirirseniz biz bunla- mokrasi ve üretim merkezli özgün rım politikaları yanında teknik bil- reksinmesi olan bireyi (kul değil) ni, 1512 sağlık memuru ve ebe ve rı nasıl yönetiriz. Ben bindiğim eşe- felsefesini bütün toplum kesimle- giyle donatılmış köylü/çiftçiye bağ- yetiştirmek için öğrenme-öğretme 8756 eğitmen yetiştirilmişti. ğin benden akıllı olmasını iste- rine yaymaktır. Yakınmak yerine lıdır. Kazanan çiftçiler kırsal ke- sürecine etkin katılımı sağlayan mem” der. Bunu diyen kişi, Ameri- “Cumhuriyet kimsesizlerin kimse- simde kalacaklardır. Bu amaçla, demokratik bir süreçti. Köy Enstitüleri niçin kan etkisi ile Türkiye’ye Milli Eği- sidir” düşüncesi tekrar hâkim du- felsefesini Köy Enstitülerinden ala- •Köy Enstitüleri, köy çocukları- bitirildi? tim Bakanı olacaktı. (http://www. ruma getirilmelidir. Yakınmak ye- rak bölgelerde kuramla uygulama- nı bilgiyle donatarak geleceğe ha- bolugundem.com/kurulusunun-70- rine bir partiye, bir sivil toplum ör- Köy Enstitüleri programı nın bütünleştirildiği “tarım meslek zırlayan bir süreçti. yildonumunde-koy-enstituleri-ii- gütüne ya da bir kooperatife etkin 1940-1947 arasında uygulan- enstitüleri” kurulmalıdır. Burada •Gözlem, deney ve uygulama- 75495h.htm) üye olmak gerekir. dı. 1947 yılında Marshall planıy- önerilen “tarım meslek enstitüleri” yı iş yoluyla öğrenme-öğretme yo- Gereksinimimiz eğitimde de ül- la, Türkiye’nin, Amerikan emper- geçmişte Türkiye’de var olan ziraat luyla, kuramla uygulamanın bü- Köy Enstitüleri kenin tüm çocuklarına parasız, ni- yalizminin etki alanına sokulma- meslek liseleri değildir. Çiftçilere tünleştirildiği bir modeldi. modelinden nasıl telikli eğitim vermek, onların in- sıyla Köy Enstitüleri programı ya- teknik ve sosyal eğitim verecek ve •Sonuç olarak Köy Enstitüle- sanlaşmalarını, toplumsallaşmala- vaş yavaş törpülenmeye başlan- yararlanabiliriz? gereksinimleri olan yenilikleri de ri, öğrencilerine imece ve işbirli- rını sağlayacak eğitim kurumlarını dı. Çünkü Köy Enstitüleri, toprak ziraat fakültelerinden bilimsel des- Köy Enstitüleri modeli çok önem- ği yöntemi ile toplumun demok- yaratmak doğrultusunda kamuo- ağalarını, şeyhleri ve işbirlikçi si- tek alarak yapacak kurumlardır. lidir ancak farklı bir dönemin ese- ratik işleyişinde görev ve sorum- Taliban id Eolojisi v E TEK TEK KiTAP KiTAP 492 Sayfa 292 Sayfa 35 25 Müslü Man Kadını İSMAİL ÖZCAN kadın gazeteci mesleği öğretmen- met Aydın’dan bir örnek vereceğim. lik olan Afganlı bir kadınla kafe/lo- Mehmet Aydın Kuran’da yer alan iki EĞİTİMCİ/ YAZAR kal benzeri bir mekânda bir röportaj kadının şahitliğinin bir erkeğin şa- gerçekleştirmişti. Bu sırada ikisi de hitliğine eşit olması durumuyla ilgili zun yıllardan sonra ABD ve pipetle şişe kola içiyorlardı. Gazete- olarak şöyle diyor: “Kuran’ın bu aye- UNATO’nun Afganistan’dan ayrıla- ci kadın kolasını rahat, özgür bir şe- ti ilk yüzyılların Müslüman kadınla- caklarını ilan etmeleri üzerine Afga- kilde içiyordu. Afgan kadının ise ka- rı için doğru idi. Çünkü o yüzyıllarda nistan ve Taliban bir defa daha dün- fası, gözü, ağzı, yüzü dahil bütün be- çoğu kadın evinden çıkmaz, çarşıya ya gündeminde ilk sıralara oturdu. denini örten burkasının altından pi- pazara gitmez, toplumsal bir faali- ABD ve NATO’nun Afganistan’dan petli kolasını ağzına ulaştırabilmek ayrılması, Taliban’ın ekmeğine yağ yete katılmazdı. Yani olandan biten- için bir “merasime” katlanması ge- den habersizdi. Ama bugünün ka- sürmekten ve ülkede 40 yıldır sü- rekiyordu. Bu, izleyenlere acı veren, ren istikrarsızlığın daha ileri boyutla- dını için bunu söyleyebilir miyiz?” iç burkan bir manzaraydı. Bu man- İşte Kuran’ı, hadisleri ve diğer ra taşınmasından başka bir anlama zara o günlerin birçok yazılı ve gö- gelmemektedir. Mevcut koşullarda metinleri anlamada böyle bir ba- rüntülü medyasında yer almıştı. En kışla, bir anlayışla davranılmaz- bile Afganistan vatandaşları güven- çok Afganistan’da görülen “burka” li ülkelere iltica amacıyla yoğun şe- sa ulaşılacak yerler Talibanlar, denen lanet olası giysi, kadını köle- DAEŞ’ler, Hizbullahlar oluyor. kilde ülkeyi terk etmeye çalışırken leştirmenin alternatifsiz araçların- ülke bütünüyle Taliban’ın eline geç- Kadın eve kapatılır, kendisine dan biridir. toplumsal hayatta hiçbir hak ta- tiğinde terk eylemi daha da yükse- lecektir. Afganistan dünyada vatan- nınmazsa, yüzde 50’sinin yaşadı- Mücadelenin yolu belli ğı zamanda olan bitenden haber- daşları tarafından en çok terk edilen Kadın konusu ta baştan itibaren 3. ülkedir. Tam bir Taliban egemen- siz olduğu bir toplumla karşı kar- Müslümanlığın yumuşak karnı ol- şıya kalırız. İslam dünyasında bu liğinde esas mağduriyeti yaşayacak muştur. İslamın kadınla ilgili buyruk olanlar ise Afgan kadınlarıdır. ne yazık ki yüzyıllardır geçerli du- ve açıklamaları, büyük ölçüde dinin rum budur. Bunu en çok besle- En kanlı terörist yöntemleri kulla- SERRA MENEKAY KİTAPLARI içine doğduğu ve yayıldığı toplumun nan radikal İslamcı bir yapı/örgüt yen uygulamalardan biri de “ha- 7 KIVILCIMDAN ALEVE ALUŞTA’DAN ESEN YELLER ve coğrafyanın etkisinde şekillen- rem selamlık” yaşantı olmuştur. olan Taliban, dünyada kadın hak ve ADINI ARAYAN ÇOCUK 1-2 ŞEFİKA KİTAP miş, esas amacından çok uzaklaş- 115 özgürlüklerinden en fazla rahatsız Üzücüdür ki bu da en çok Osman- aşk x 96 = AŞK İĞNE OYASI mıştır. Müslümanlık, kadına kendi- lı İmparatorluğu’nda hayat bul- olan örgüttür. Taliban’a göre kadın sinden önceki zamanlarla mukayese okutulmaz, ne bürokraside ne aka- muştur. Küçümsenemeyecek bir edilemez derecede önemli haklar ta- kesimce harem selamlığın bugün demide ne de başka bir alanda gö- nımıştır; ama bu haklar kendisinden rev yapamaz, sadece yuvasını bek- bile uygulanma ısrarı Taliban ve sonraki zamanların ihtiyaçlarına gö- benzerlerinin toplumda kolayca ler, çocuklarını yetiştirir, kocasına re anlaşılıp yorumlanamamıştır. Bi- hizmet eder. Taliban’ın, günümüz- zemin bulmalarının temel sebeple- lakis İslam öncesi Arap gelenekleri- rinden biridir. de kadının hem insan hem de ka- nin ve Arap coğrafyasının etkisinde dın olarak bütün uygar ülkelerce ta- Bütün Müslüman toplumlarda geriye dönüş yaşanmıştır. radikal İslamcı örgütlerle müca- nınan ve hayata geçirilen hak ve öz- Burada dinsel metinlerin, kay- gürlüklerinden hiçbirine tahammü- delenin tereddütsüz en akılcı yo- nakların nasıl anlaşılması gerekti- lu, kadınlara hakları olan eşitlik ve lü yoktur. ğine ilişkin olarak tanınmış ilahi- Taliban’ın Afganistan’da egemen özgürlüğü bir koşula bağlamadan, RP Y?F \?QH D JDOHDW?\ ZZZ \?QF?O?N D JDOHDW?\ \?QF?O?N D JOHW?\ JDOHDW? yatçı akademisyen Prof. Dr. Meh- “ama/fakat” demeden tanımaktır. olduğu 20 yıl kadar önce Batılı bir
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear