25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ DOLAR AVRO ekonomi@cumhuriyet.com.tr STERLIN FAİZ BORSA 11 7 MAYIS 2021 CUMA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 8.3140 3.2 kuruş 10.0330 1.3 kuruş 11.5800 4.6 kuruş 17.94 Sabit 1.428 7.73 puan 3216.94 13.46 lira 484.37 5.78 lira Politika faizini değiştirmeyen Merkez Bankası, emtia fiyatlarındaki artışa dikkat çekti Emtia Merkez’i korkuttu Merkez Bankası PPK’ye göre ihracattaki artış eğilimi, altın ithalatındaki gerileme ve kredilerdeki yavaşlama, cari işlemler dengesinde öngörülen iyileşmeyi destekliyor. Merkez Bankası bünyesindeki Para Politikası Kurulu (PPK), bayram tatili nedeniyle erkene çektiği mayıs ayı toplantısının sonuçlarını dün açıklayarak halen yüzde 19 olan politika faizini (bir hafta vadeli repo ihale faizi) değiştirmediğini duyurdu. PPK’nin kararla ilgili değerlendirme notunda, son dönemde emtia fiyatlarında yeniden artış gözlendiğine ve yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalarını etkilediğine dikkat çekilirken, yurtiçinde ise salgının sınırlayıcı etkilerine rağmen iktisadi faaliyetlerin güçlü seyrettiğini, iç talep bir miktar ivme kaybetse de dış talebin gücünü koruduğunu belirtti. ‘Sıkı duruş’ çıktı Merkez’e göre emtia fiyatlarındaki yükselişe karşın, ihracattaki güçlü artış eğilimi, altın ithalatındaki belirgin gerileme ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın etkisiyle kredilerde gözlenen yavaşlama cari işlemler dengesinde öngörülen iyileşmeyi destekliyor. Ayrıca parasal sıkılaştırmanın kredi ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerine atıf yapan PPK, faizle ilgili şu vurguyu yaptı: “Enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeler dikkate alınarak Nisan Enflasyon Raporu tahmin patikasındaki belirgin düşüş sağlanana kadar para politikasındaki mevcut duruş sürdürülecektir. Bu doğrultuda kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir.” Nisan ayı açıklamasında ise son vurgu şöyleydi: “Bu doğrultuda kurul, politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar vermiştir.” PPK “enflasyonun üstünde faiz” vurgusunu ise tekrarladı. Karar, döviz piyasasını etkilemezken dolar 8.3510 liraya kadar çıktı. l Ekonomi Servisi KAMU PARASINA ZARAR VERME VE YETKİYİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇLAMASI 2013’ten beri Maliye Bakanı koltuğunda oturan Emadi, 2020 sonunda Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk payının devredildiği, ülkenin 300 milyar dolarlık varlık fonu olan Katar Yatırım Otoritesi’nin yönetim kurulunda yer alıyor. El Emadi ayrıca, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine en fazla borç veren kurum olan Katar Ulusal Bankası’nın İcra Kurulu Başkanı. ALİ ŞERİF EL EMADİ Katar Maliye Bakanı’na gözaltı Katar’da kamu parasına zarar verme ve yetkilerini kötüye kullanma şüphesiyle sorgulanmak üzere Maliye Bakanı Ali Şerif el Emadi gözaltına alındı. Kamu sektörüyle ilgili suçlara dair belgelerin incelenmesinin ardından bu kararın alındığını bildiren Katar Haber Ajansı (QNA), Katar Başsavcısı’nın talimatıyla “genişletilmiş” bir soruşturmanın yürütüldüğünü kaydetti. Bir kaynak Reuters’e yaptığı açıklamada, “Eldeki bulgular ve açılan soruşturma, maliye bakanlığı pozisyonuyla ilgili olup diğer kurumlardaki yönetim kurulu üyelikleriyle ilgili değil” dedi. Bloomberg ise Emadi’nin Katar’da çalışan yabancı finans firmalarının kayıtlı olduğu, yabancı yatırımı teşvik eden platform konumundaki Katar Finans Merkezi’nin başkanlığından alındıktan sonra gözden düştüğüne dair son zamanlarda spekülasyonlar olduğunu yazdı.l Ekonomi Servisi ABD’DEN ATILLA’YA TICARET YASAĞI ABD Ticaret Bakanlığı’na bağlı Sanayi ve Güvenlik Dairesi tarafından yayımlanan “İhracat Ayrıcalıklarını Reddeden Tertip” metninde bakanlığın, eski Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’ya ABD ile 10 yıl ticaret yasağı koyduğu ortaya çıktı. Kararı İhracat Tahakkuk Ofisi Direktörü John Sonderman açıkladı. Atilla’nın kendisinin, atadığı temsilcilerin ya da çalışanların direkt ya da dolaylı olarak ABD ile ilişkili mal, yazılım ve teknoloji ihracatı ya da ithalatı yapamayacağı vurgulandı. Atilla, Halkbank döneminde ABD hükümeti tarafından, İran’ın ABD’nin yaptırımlarını delmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle 32 ay hapis cezasına çarptırılmıştı. Atilla, 28 ay tutuklu kalmasının ardından Türkiye’ye dönmüştü. Borsa İstanbul Genel Müdürlüğü’ne getirilen Atilla, geçen mart ayında görevinden istifa etmişti. l Haber Merkezi Büro Emekçileri Sendikası’nın hesabına göre 4 aylık enflasyon yüzde 16.2 Ücretler hızla eriyor MUSTAFA ÇAKIR KESK’e bağlı Büro Emekçileri Sendikası (BES), kamu emekçilerinin maaşlarındaki büyük erimeyi ortaya koyan dikkat çekici bir rapor hazırladı. TÜİK’in, nisan ayı için enflasyonu (TÜFE) aylık olarak yüzde 1.68, 4 aylık olarak yüzde 5.45 ve yıllık olarak yüzde 17.14 açıkladığını hatırlatan BES, buna karşın yaptıkları “Kamu Emekçilerinin Enflasyon Sepeti Araştırması”na göre enflasyondaki artışın aylıkta yüzde 1.79, 4 aylıkta yüzde 16.2 ve yıllıkta yüzde 35.60 olduğunu vurguladı. BES’e göre aylık enflasyon ocakta yüzde 9.32, şubatta 1.83, martta 2.54, nisanda ise 1.79 olurken, TÜİK bunları sırasıyla yüzde 1.68, yüzde 0.91, yüzde 1.08 ve yüzde 1.68 olarak ilan etti. Yine BES’in hesaplamasına göre gıda ve alkolsüz içeceklerdeki aylık fiyat artışları ocakta yüzde 13.23, şubatta yüzde 3.28, martta yüzde 4.07 ve nisanda yüzde 2.72 oldu. TÜİK’in bunları da sırasıyla yüzde 2.48, yüzde 2.57, yüzde 1.13 ve yüzde 2.13 olarak hesapladı. Yıllık fark 18 puan Kamu emekçilerine bu yılın ilk altı ayı için yüzde 3 zam verildiği hatırlatılan araştırmada, TÜİK’e göre bile 4 aylık enflasyonun yüzde 5.45 olduğuna dikkat çekildi ve şimdiden maaş zammının TÜFE karşısında 2.45 puan geriye düştüğü vurgulandı. Yüzde 16.2’lik 4 aylık enflasyon dikkate alındığında ise kayıp 13.2 puan. BES ayrıca kamu emekçilerinin enflasyonunun yıllık bazda nisan ayında yüzde 17.14 olan TÜİK enflasyonun 18.46 puan üzerinde gerçekleşerek yüzde 35.60’a ulaştığına dikkat çekti. BES’in araştırmasına göre yıllık gıda enflasyonu, yüzde 16.98 olan TÜİK rakamlarının 37.06 puan üzerinde, yüzde 54.04 oldu. l ANKARA Çiller döneminde 1 TL’ye bölge halkı ve çalışana satılan Kardemir, siyasilerin kontrolünde Kardemir de arpalık oldu Jale Özgentürk YAKIN PLAN jale.ozgenturk@cumhuriyet.com.tr Yönetim kurulunun 11 üyesinden 8’i AKP tarafından belirlenen bürokratlardan oluşuyor. 9’uncu yönetim kurulu üyesi ise bakanlık görevinden alınan Zehra Zümrüt Selçuk oldu. Karabüklüler Kardemir’in arpalık olarak görülmesine tepkili. “Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Karabük Demir Çelik AŞ Yönetim Kurulu’na atandı...” Önceki gün akşam saatlerinde geldi bu haber. Karabük Demir Çelik Sanayii, (Kardemir) sıradan bir şirket değil. Önce tarihini hatırlatayım... Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarında sanayileşmenin en önemli adımlarından birini oluşturuyor Karabük Demir Çelik Fabrikası... “Fabrika yapan fabrika” sloganı ile 1937’de Mustafa Kemal Atatürk’ün emri ile kuruluyor. Ancak yıllar içinde hükümetler sanayileşme yerine kolay yatırımları seçince gerekli yenilenme sağlanamıyor ve 1994 yılında kapanma aşamasına geliyor. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, krize karşı 5 Nisan kararları doğrultusunda zarar eden KİT’leri kapatmaya karar verince iktidar ortağı Murat Karayalçın, kamuoyunun da desteği ile farklı bir modelle özelleştirmeyi savunuyor. Ve Kardemir, Avrupa’daki örnekleri gibi 1 TL’ye çalışanlara, yöre halkına satılıyor. Tazminatlarından, maaşlarından vazgeçen çalışanların, birikimlerini yatıran vatandaşların katkısı ile 12 binden fazla ortaklı halka açık bir AŞ’ye dönüşüyor. Ancak çok ortaklı bir yapı olduğu için hisselerin çoğunluğunu ele geçiren iki aile yönetimde söz sahibi oluyor. Bir süredir de aileler arasında sıkıntılar yaşanıyordu. AKP hükümeti de bu tartışmalara son vermek bahanesiyle yönetim kurulu için devreye girdi. 11 yönetim kurulu üyeliğinin 9’u Ankara’dan belirlendi. Enerji Bakan Yardımcısı Alpaslan Bayraktar, yönetim kurulu başkanı oldu. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz, geçen günlerde Kardemir Yönetim Kurulu Başkanı Alparslan Bayraktar ve başkan vekili Erdal Erdem’in maaşlarını açıklamıştı. Yavuzyılmaz’a göre Alparslan Bayraktar’ın aylık maaşı 77 bin 140 TL, Erdal Erdem’in ise aylık maaşı 72 bin 403 TL. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz’ın iddiasına göre Selçuk ise aylık 39 bin TL alacak. Karabük’te Selçuk’un atanmasına ilişkin açık bir Fuat Tosyalı tepki yok. Hatta şirketin geleceği açısından alkışla karşılanıyor. CHP İl Başkanı Abdullah Çakır ise bölgede sessiz bir tepki olduğunu söylüyor ve “Karabük insanı ne zaman değerlendirilecek doğrusu merak ediyoruz?” diyor. Çakır, şunları ekliyor: 4 En son olarak Kardemir AŞ Yönetim Kurulu üyeliğine eski Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk atandı. Şaşırdık mı? Hayır. Üzüldük mü? Evet. 4 Karabük, demir çeliğin başkentidir ve bu kentin yetiştirdiği, sistemi bilen, sektörü bilen onlarca insanımız varken, sadece KARDEMİR’İN arpalık olarak görülmesi bizleri gerçekten üzmektedir. Kardemir, 4 bin 500 kişinin çalıştığı, on binlerce küçük yatırımcının bulunduğu bir şirket. Karabük için bir beka sorunu olarak tanımlanıyor. Şirketin “arpalık” gibi atamalarla yıpratılması ne kadar doğru? KARDEMIR OLMADI BMC IÇIN MASADA Kardemir’deki aile tartışmaları yaşanırken bir iddia da gündeme gelmişti. Kardemir’in yıllardır göz diktiği ama alamadığı Filyos limanı projesini üstlenen Türkiye’nin en büyük çelik üreticisi Fuat Tosyalı’nın Kardemir’le ilgilendiğini, geçen yılağustos ayında yazmıştım. Aynı zamanda Türkiye Varlık Fonu üyelerinden olan Fuat Tosyalı, öğrendiğime göre yüzde 51 hissseye ulaşmanın zorluğu nedeniyle bu kararından vazgeçmiş. Zaten bilindiği gibi Tosyalı’nın gündeminde başka bir proje var. Bir süredir savunma sanayii üreticisi BMC için masada. BMC, siyasetin de son yıllardaki en önemli tartışma konularından biri. 2014’te TMSF, BMC’yi 751 milyon TL’ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çok yakın olan Ethem Sancak’a satmış daha doğrusu devretmişti. Daha sonra yüzde 49.9’u ise Katar ordusuna satılmıştı. Bu sırada Altay tankı üretimi üzerine Sakarya’da bulunan Tank Palet Fabrikası da BMC’ye devredilmişti. Erdoğan, BMC’de Sancak’ın performansından memnun olmadığı için yeni bir ortaklık yapısına karar verdi. Şimdi Tosyalı’nın bu şirkete ortak olmasını istiyor. Tosyalı ise sadece Sancak’ın değil, diğer ortak Öztürk ailesinin de hisselerini almak istiyor. BMC işçilerine göre görüşmeler zaten bitmiş. Ancak ne olacakları konusunda endişelerini gideren kimse yok. Ülke olarak bir iddiamız olmayınca... “Yok artık, bu kadar da olur mu?” dediğimiz her şeyi yaşıyoruz. Bir bakan kalkıyor “3. doz aşıyı yerli aşı yapabiliriz” diyor. Anında bilim insanlarından “bilimsel temeli yok, erken bir açıklama” tepkisi geliyor. Bir başka bakan, “Turistlerin göreceği herkes aşılanacak” diyor. Kendi ülke insanının değerini bir cümle ile sıfırlıyor.. Ekonomik dengeler aylardır altüst; enflasyon dizginlenemiyor... Tarım çökme noktasında; çiftçi kendi ürettiği salatalığı çöpe atarken Çin’den salatalık ithal ediyoruz... Uzaktan eğitime erişimleri kısıtlı ya da olmayan geniş bir kesime, kendi ülkemizin çocuklarına karşı üretebildiğimiz herhangi bir B planı olamıyor. Sanayi üretiminin ithal girdilere bağımlılık oranı giderek artıyor. 80 milyon insan, onları yönetmeyi başaramayan iktidarın elinde oyuncak gibi. Kararlar alınıyor, vazgeçiliyor, yeniden alınıyor. Doğru mu, ucu nereye gidecek alınan kararın, kimleri mağdur edecek? Bakılmıyor, sorulmuyor. İçişleri Bakanlığı’nın semt pazarlarını yasaklayan genelgesi son örneklerden biri oldu. Üretici, ürettiğine alıcı bulamayınca meyvesinisebzesini çöpe döktü. Oysa hem yasağı koruyarak hem de üreticiyi ve tüketiciyi mağdur etmeden çözüm bulunabilirdi. Planlanabilirdi... Hay Allah. Planlama mı? dedik. Covid19 pandemisi tüm dünyanın, insanlığın, ekonomilerin başına bela. Ama kimileri başa çıkabiliyor bir şekilde. Ekonomilerini, insanlarını en az zarara uğratmanın yollarını buluyorlar. Kimi ülkelerde ise kontrolden çıkıyor işler.. Neden? Çünkü doğru planlama yapılmıyor. Günübirlik kararların akışına bırakılıyor yönetim. Hay Allah, yine planlama dedik.. Bundan 98 yıl önce kurulan Cumhuriyet bir iddia idi. “Yapabiliriz” iddiası. Devrimler, bu iddia ile yapılmıştı. Türkiye, aydınlanmanın ilk ışığını bu iddia sayesinde yakabilmişti. Refraktör kazanlarının üretildiği Sümerbank’ın mühendisleri “Biz, bir teknolojiyi ya da ürünü bir kez ithal ederiz. Sonrasını kendimiz yaparız” iddiasındaydı. Bu iddia, aklınıza gelebilecek her alandaydı. Lokomotif, araba, uçak, telefon, sanayi makineleri, ilaç... Bu iddia kapsayıcıydı, ötekileştirici, kutuplaştırıcı değil. Bu iddia temelini kendi insanından, kendi insanına güveninden alıyordu. Yöntemi “doğru planlama” üzerine kurulmuştu. Stratejiler geliştiriliyordu, 5 yıllık kalkınma planları yapılıyor ve o doğrultuda yol alınıyordu. İşte biz, öncelikle bu iddiayı yitirdik. AKP iktidarının 20 yıllık iddiası Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki aydınlanma, kalkınma iddiasının çok uzağında; hatta tam aksi istikamette. “Biz birlikte yapabiliriz” iddiasının yerini “ben ne söylersem o olur, ben ne verirsem onunla yetinirsiniz” aldı çoktandır. Ve inanın; “ılık suya konunca sakince duran ve su ısındıkça alıştığı için yerinden kıpırdamayıp haşlanan kurbağalara” dönüşüyoruz. Bu yüzden bize yeni, güçlü, birleştirici bir iddia gerek. Acilen hem de... 21. yüzyıl için planlama Bundan 10 yıl önce Ankara’da sessiz sedasız bir grup “21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayları” düzenlemeye başlamıştı. Prof. Dr. Bilsay Kuruç önderliğinde bilim insanları, akademisyenler, gazeteciler, ekonomistler bir araya gelip “İçinde bulunduğumuz yüzyılda bizleri neler bekliyor? Toplumları ne şekillendirecek? Ülkeler buna hazır mı? Peki, ya Türkiye” sorularına yanıtlar arıyorlardı. Ciddi bir beyin fırtınası, müthiş bir entelektüel paylaşım. Türkiye’ye yol haritası niteliğini taşıyan onlarca bilgi, belge... 10 yıl boyunca bıkmadan sürdürdüler arayışlarını... Çünkü şu 2 nokta idi çıkış yolları. 21. yüzyılı bilim şekillendirecek. Bugün, Türkiye için en ciddi açık, öyle döviz açığı falan değil, insan kaynağındaki açık. 10 yıl geçti aradan. Bu iki nokta hâlâ geçerliliğini koruyor ve tabii “21. yüzyıl için planlamacıların” ne kadar haklı oldukları da. Üstelik koronavirüs, bilimin önemini daha da gözler önüne serdi. O bir avuç insan, Türkiye için yeni bir iddia ortaya koymak istiyordu. İddia imkânsız değildi. Ama imkânsız olan, Türkiye’nin siyasi çekişmeleri içinde sesini duyurabilmekti. 10 yıl önce duyurabilseydi inanın birçok şey farklı olurdu... KISA... KISA... l Bankalararası Kart Merkezi, temassız ödemelerde şifresiz işlem limitinin 250 TL’den 350 TL’ye yükseltildiğini duyurdu. l Bireysel emeklilik sistemi (BES) yönetmeliğindeki değişikliğe göre yıl içinde 6 kez yapılabilen fon dağılımı değişikliği 12’ye çıkarıldı. Ayrıca, 1 Temmuz’dan itibaren BES fonlarının Bireysel Emeklilik Fon Alım Satım Platformu’ndan (BEFAS) alınıp satılabilmesine olanak sağlandı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear