23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 15 NİSAN 2021 PERŞEMBE 190/1 0 0 210/1 0 0 180/7 0 180/9 0 190/6 0 180/3 0 130/ 2 0 180/6 0 230/1 2 0 190/7 0 210/9 0 190/1 0 0 100/2 0 220/1 3 0 110/1 0 140/8 0 110/2 0 120/8 0 100/1 0 150/3 0 150/9 0 190/1 3 0 TARİHTE BUGÜN 1912: 2 bin 340 yolcusuyla ilk yolculuğuna çıkan Titanic transatlantiği, New Foundland’ın güneyinde buzdağına çarparak battı. 1513 kişi öldü. 1922: Kanadalı bilim adamları Frederick G. Banting ve Charles H. Best, şeker hastalığına karşı kullanılan “insülin”i buldu. Gülistan’ı İmdat pankartı Gaziemir’de KÜBRA KÖKLÜ unutturmayın Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun hazırlayarak İstanbul’da bir binaya astığı, daha sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından indirilen “Ölmek İstemiyorum” pankartı, Gaziemir Belediyesi hizmet binasına asıldı. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, “Kadınların bir anlamda sesi olmak, şiddete dur demek ve kadınların çığlığını bir kez daha halkımızın dikkatine sunmak istedik” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet İşkenceci kocasını öldüren kadına 15 yıl Adana’da, kendisine 11 yıl işkence ve şiddet uygulayan eşi Hakan Özbek’i (33) pompalı tüfekle vurarak öldürdüğü öne sürülen Fikriye Özbek’in (28) yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme heyeti, Hakan Özbek Özbek’in “eşini kasten öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılmasına karar verdi. Ancak heyet, Özbek’in cezasını “haksız tahrik” ve “iyi hal” indirimi uygulayarak 15 yıl 10 aya düşürdü. l DHA Tuma Çelik’e beraat 31Mart yerel seçim çalışmaları sırasında, bir dernekte tanıştığı D.K’ye “nitelikli cinsel saldırı” suçundan yargılanan, eski HDP’li, Bağımsız Mardin Milletvekili Tuma Çelik, “delil yetersizliğinden” beraat etti. Çelik, 12 yıla kadar hapis istemiyle yargılanıyordu. Mahkeme, Çelik hakkındaki yurtdışına çıkış yasağı kararını da kaldırdı. l ANKARA/Cumhuriyet Doku ailesinin avukatı Ali Çimen: Soruşturma zamana yayılarak unutturulmak isteniyor. 1 Eylül’den beri işlem yapılmadı. Tunceli’de 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku (21) soruşturmasında bir yıldır sonuç alınamadı. Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, “Gülistan Doku dosyasında en üst düzeyde etkin soruşturma yapılacağına söz verilmiş olmasına rağmen geçen 15 aylık zamanda henüz şüpheliye ait dijital materyallerin analizi yapılmadı. 1 Eylül 2020 tarihinden itibaren soruşturmada hiçbir işlem yapılmamıştır. Doku soruşturmasının Tunceli Adliyesi’nin küf kokan arşivine kaldırılmasını kabul etmeyeceğimizi açıkça belirtmek isterim” dedi. Analiz bile yapılmadı Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2. sınıf öğrencisi Gülistan Doku, kaldığı yurttan 5 Ocak 2020 sabahı ayrılmasının ardından kendisinden bir daha haber alınamadı. Diyarbakır’da yaşayan Doku ailesi, kızlarının kaybolduğu gün Tunceli’ye gelerek güvenlik güçlerine ihbarda bulundu. Doku’nun bulunması için hem Uzunçayır Baraj Gölü yüzeyi hem de göl dibinde balık adamlar ile arama çalışmalarına devam edildi. Ancak Doku’ya ait bir ize rastlanılamadı. Cumhuriyet’e konuşan Doku ailesinin avukatı Ali Çimen, Gülistan Doku’nun 466 gündür kayıp olduğunu vurgulayarak “Gülistan Doku dosyasında en üst düzeyde etkin soruşturma yapılacağına söz verilmiş olmasına rağmen geçen 15 aylık zamanda henüz şüpheliye ait dijital materyallerin analizi yapılmadı. Gülistan’ın son görüldüğü yer olan Dinar Köprüsü’nü gören kameraların çözümü de yapılmadı. Soruşturma dosyası, taleplerimizin kısmen yanıtlanması şeklinde yürüyen bir dosyadır. Soruşturma makamlarının son bir yılda kendiliğinden yaptıkları bir araştırma söz konusu değildir” dedi. Avukat Çimen, duyarlı kamuoyunun “Gülistan Doku nerede” diye sormaya devam etmesini istedi. Datça 5.1’le sallandı Muğla’nın Datça ilçesi açıklarında önceki gece 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Ege Denizi’nde 23.28’de olan depremin büyüklüğü 5.1 olarak kaydedildi. Depremin ardından 07.58’e kadar 38 artçı sarsıntı kaydedildi. Valilik, herhangi olumsuz bir durumla karşılaşılmadığını bildirdi. l Haber Merkezi KANALA ITIRAZIMIZ VAR! Engelli genci darp etti, ilişiği kesildi Türkiye İşitme Engelliler Spor Federasyonu yöneticisi Faruk Demir’in, katıldığı toplantıda engelli bir genci darp ettiği görüntüler tepkiye neden oldu. Görüntüler sonrası, Demir’in federasyonla ilişiğinin kesildiği öğrenildi. Federasyon Başkanı Yakup Ümit Kihtir, “Çıkan haberleri çok büyük bir üzüntü ve şaşkınlık ile öğrenmiş bulunmaktayım. Böyle bir olayla federasyonumuzun gündeme gelmesinden utanç duymaktayız. Bu çirkin olayı camia olarak kınıyoruz” dedi. l DHA 17 yaşındaki genç kendini vurdu Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde ikamet eden Ronayi Çerkezoğlu (17) iddiaya göre evde bulduğu tabancayla karnına bir el ateş etti. Silah sesini duyan yakınlarının çağırdığı ambulansla hastaneye kaldırılan genç kız, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak yaşamını yitirdi. Genç kızın ölümü ile ilgili inceleme başlatıldı. l İHA Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu çağrısıyla bir araya gelen çok sayıda yurttaş, dün tartışmalı Kanal İstanbul projesinin askıdaki imar planlarına itiraz etti. İstanbul Ataşehir’deki Çevre ve Çaykur’un işe alım kurasında hile iddiası CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, ÇAYKUR’un işe alım kurasında usulsüzlük yapıldığını belirtti. Başarır sosyal medya hesabından yaptığı paylaşıma “Bu görüntüler, Varlık Fonu’na aktarıldığı günden beri zarar eden ÇAYKUR’un işe alım kura çekiminden. Sadakatin, liyakate nasıl tercih edildiğinin ‘noter huzurundaki’ en net görüntüsü! AKP listesinde ismi olanlar kabul, yoksa olmadı bir daha! Rezillik!” notunu düştü. Başarır’ın paylaştığı görüntüye göre kurayı çeken kişi numarayı çektikten sonra yandaki listeye bakıyor. İddiaya göre numara listede yoksa tekrar kutuya atılıyor, listede bulunan numaralar okunuyor. Kuranın ardından noterden yapılan açıklamada ise “Birbirine yapışmış halde ve üzerindeki numaralar görünmeyecek vaziyette olan iki taş çıkması üzerine bu taşlar tekrar kutuya atıldı” denildi. l ANKARA Şehircilik İl Müdürlüğü önünde buluşan yurttaşlar, “Kanala itirazımız var’’ yazılı pankart açtı. Grup adına yapılan ortak basın açıklamasında, “Vatandaşla inatlaşma’’ çağrısı yapıldı. l İSTANBUL/Cumhuriyet Ekmek isyanı Seyyar tezgâhını ateşe verdi Konya’da seyyar aracıyla hurma ve üzüm satan bir kişi, iddiaya göre kendisine kesilen 410 lira para cezası sonucu sinir krizi geçirerek aracını ürünleriyle beraber yaktı. İtfaiye ekipleri olay yerine gelerek yangını söndürdü. İtfaiye ekiplerinin yanmış meyve kasalarını araçtan Kesilen 410 TL cezaya isalıp yere koyması ka yan eden seyyar satıcının meralara yansıdı. Gö görüntülerini CHP’li Murüntüleri sosyal med harrem Erkek yayımladı. ya hesabından paylaşan CHP Genel Başmemleket freni patlakan Yardımcısı Çanak mış kamyon gibi uçukale Milletvekili Mu ruma sürükleniyor, Saharrem Erkek ise “İn ray iktidarının umusanlar ekmek teknesini runda değil” dedi. yakıyor, intihar ediyor, l Haber Merkezi paslar tam gaz devam etti. TSK’de tasfiye davaları sürüyordu. İkinci bir adım attı. Bir kez daha randevu istedi. 20 Temmuz Erdoğan’ın ‘Bende 2013’te Başbakan’ın Dolmabahçe’de kakalabilir mi’ dediği bul edeceği söylendi. Bu kez eşinden başka kimseye haber vermeamiral dosyası mişti. Yine de içi içini yiyordu: Bir gemi güvertesi. Gözleri bağlı şişman adam diz çökmüş. Karşısındaki dört asker, o an geldiğinde, diz çökmüş adamın kafasına üçer mermi sıktı. Kalabalık kurşuna dizme töreninden memnundu. Candide “Kim” diye sorduğunda kanlar içinde düşenin bir amiral olduğunu öğrenmişti. “Neden” diye sorduğunda aldığı cevap o kadar saçmaydı ki... Voltaire, Candide’de şöyle not etmişti: “Bu ülkede öteki amirallere ders olsun diye ara sıra bir amiral öldürmek âdettendir.” On yılda ne çok tören yaptık, ne çok amiral öldürdük. Her seferinde yandaşlarımıza ne çok “hurra” dedirttik. Kan ve barut kokusu havada asılıyken doymuş kalabalıkları nasıl da eve gönderdik. Pazartesi günü, bu köşede hedefe konmuş amirallerin hikâyelerini okudunuz. Yine de eksik kaldı... Deniz Kuvvetleri Komutanlığı kurmay başkanıyken istifa eden Atilla Kezek’in, o yıllarda, iki kez Erdoğan’la görüştüğünü yazmıştım. Acaba iki kişi neler konuşmuştu? “Bir taraftan da yaptığımı sorguluyordum. Her zaman iftihar ettiğim, meslek hayatım boyunca her yerde söylediğim Kasımpaşalılığımın o günlerde parmaklıklar arkasında da herkes tarafından olmasa da bir kısım arkadaşım tarafından, fısıltı halinde bir şeylere bağlanmaya çalışıldığını biliyordum.” Kezek, ikinci karşılamadaki havayı şöyle anlatıyor: “Başbakan yine ayakta ve oldukça sıcak karşıladı. Oturduk, genel kısa bir sohbetten sonra doğrudan konuya girdim.” Bu kez daha somut konuşmuştu: “Olayların zirve yaptığı 20092012 yılları arasında Deniz Kuvvetleri’ndeki kadro ve atamaları mercek altına alıp kritik görevlerde bulunan ve kumpasa uğrayan personel ile ilgili bir çalışma yapmıştım.(…) Başbakan, ‘Yan tarafa geçelim’ dedi. Geçtik ve yaptığım çalışmayı masanın üzerine serdim.” Çalışmanın içeriğini Kezek şöyle özetliyor: “Kritik görevlerde bulunan muErdoğan: Hâlâ harip personelin yüzde 70’i bir davaya bulaştırılmış ya da hapkabullenemiyorum Yanıtını bulmak için Kezek’in kitabı “Dışarıdakiler”i açtım. (Galeati Yayıncılık) Kitapta anlattığına göre, görüşme Kezek’in isteğiyle gerçekleşmiş ve bunda “Kasımpaşalıse atılmıştı. Bir albay veya amiral tutuklanıyor, onun yerine gelen eğer cemaatin adamı değilse o da bir şeylere bulaştırılıyor, bu durum kendi adamları o göreve gelene kadar devam ediyordu.” lık” etkili olmuştu: “Çocukluğumda babamın teyzeÇalışmanın özeti: si ve ailesi, Kasımpaşa’nın Kulaksız semtinin Sinanpaşa Mahallesi’nde oturuyordu. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi ile aynı mahallede yakın komşuydular. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan beni hatırlamasa da kardeşimi tanıyordu. Kardeşim vasıtasıyla randevu talep ettim.” “Randevu talebimden kısa bir süre sonra kabul cevabı geldi. Görüşme 1 Mayıs 2012 saat 14.00’te Ankara’da Başbakanlık’ta olacaktı” diyor Kezek. “Oldukça riskli bir işe girişmiştim” diye devam ediyor. Sadece eşi ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Murat Bilgel’e haber verdiğini de ekliyor. (Kezek, Bilgel’in görüşmeye karşı çıktığını, buna rağmen gittiğini de not etmiş.) FETÖ takibinden kurtulmak için telefonunu kapatıp İstanbul’da bırakan Kezek, tam saatinde Erdoğan’ın odasına girdi: “Önce mahalle ve akrabalar bilahare Kasımpaşa ve Okmeydanı sohbetinden sonra iş, ziyaretin esas konusuna gelmişti. Konuyla ilgisi olmadığından Başbakan’dan müsaade isteyip kardeşimi görüşme salonundan çıkardım.” Devamını şöyle aktarıyor: “Genel olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir saldırıyla karşı karşıya olduğunu, başta Deniz Kuvvetleri personeli olmak üzere liyakatli, başarılı personelin hedefe koyularak tasfiye edilmeye çalışıldığını, Balyoz diye bir şeyin olmadığını, başta dijital belgeler olmak üzere, belgelerin sahte olduğunu kendi 15 TEMMUZ Kezek’in masaya serdiği çalışma, tabloyu ortaya koyuyor. ErgenekonBalyoz kumpaslarıyla, denizciler birer birer tasfiye edilirken yerlerine aşağıdan gelen FETÖ’cüler yerleşiyor: “ 20092010’da 16 adet Güdümlü Mermili Fırkateyn komutanından 12’si kumpas davalarına bulaştırıldı. (Geriye kalan ve ismi hiçbir yerde geçmemiş 4 kişiden 3’ü ise daha sonra amirallik rütbesine terfi etti. Bu 3 kişi halen 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde. 5 adet fırkateyn komodoru kurmay albaydan 3’ü kumpas davalarına bulaştırıldı. (Geriye kalan ve ismi hiçbir yerde geçmemiş, daha sonra amiral olan 2’si ise 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde.) 20102011 yıllarında 9 üs, bölge, Boğaz komutanlarından 8’i kumpas davalarına karıştırıldı, biri de istifa etti. (O kadrolara daha sonra atanan 6 amiral bugün 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde.) 20112012’de gemilerin komutanları ile o gemilerin personelini yetiştiren eğitim kurumlarındaki 69 kadrodan 40’ı kumpas davalara bulaştırıldı. (Kalan 29’undan 21 kişi halen 15 Temmuz kalkışması nedeniyle yargı önünde.)” Sonuçlarından bakınca, Kezek’in darbeden üç yıl önce, gelmekte olanı Erdoğan’a haber verdiği görülüyor. Devamını Kezek’ten dinleyelim: “Başbakan yapmış olduğum çalışmayı göstererek ‘Bu bende kalabilir mi’ diye sordu. Ben de bir kopyası olduğu için memnuniyetle kendisine teslim ettim.” Yüzde 90’ı darbe sanığı üslubumla anlatmaya çalıştım. DeSonuç mu? niz Kuvvetleri’nde en önemli mu Kezek, kumpas sürünce, üstelik harip görevlerden olan fırkateyn kendisi de hem de Genelkurmay’ı komutanlıklarının doldurulama yönetenlerin de yol vermesiyle hedığını, bu zafiyeti gidermek için def alınınca istifa etti. Ne yazık ki makineci personelin komutan FETÖ’nün 15 Temmuz yürüyüşü yapılmaya başlandığını anlattım.” de devam etti: Sohbetin geldiği nokta ne yapıla “Yapmış olduğum çalışma tasfibileceğine kilitlenmiş görünüyor: ye edilenler üzerinden olduğu için “Kendisinin arkadaşlarımızın suç ismen FETÖ’cü diye kimseyi suçlasuzluğunu görüp inandığını belirt mamıştım. Ancak kritik personel lismesi halinde her şeyin yoluna gi tesinde tasfiye edilenlerin yerlerine receğini söylediğimde, bu konuda gelen ve hiçbir saldırıya maruz kalbir şey söylemesi halinde herkesin mayan personelin yüzde doksanı ve basının ‘yargıya müdahale’ diye 15 Temmuz kalkışması nedeniyle saldırıya geçtiğini söyledi.” bugün yargı önünde.” Kezek, bir ayrıntı daha veriyor: Voltaire’in yazdığı gibi, eski bir “Bana, ‘Genelkurmay âdeti gerçekleştirdik. Amiralleri Başkanı’nın tutuklanmasını hâlâ günlerce linç ettik. Ruhlarını kürsükabullenemiyorum’ demişti. San lerde, medyalarda, mesajlarda çarki olanlardan o da rahatsızmış gibi mıha gerdik. Hepsi bitince de evlebir izlenim edindim.” rimize dağıldık. Kurşuna dizmeden Kasımpaşalılık fısıltısı   önce dinleseydik, belki gemilerimiz de limanlarımız da insanlarımız da Kezek’in anlattığına göre, kum daha huzurlu olacaktı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear