14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 24 MART 2021 ÇARŞAMBA ‘Ülkenin en büyük derdi Andante’nin onca yıllık yolculuğu “Andante Dergisi” on sekiz yıl önce, benim Cumhuriyet gazetesindeki sütunum Allegro’ya kardeş olarak doğmuştu. Serhan Bali’nin öncülüğünde bütün müzik yazarları toplanıp katkıda bulunmuştuk. Bizler “Orkestra” dergisi ile büyümüştük. Panayot Abacı’nın hazırladığı bu dergi, yarım asırdan fazla yayınını sürdürmüştü. Andante’nin yeni bir solukla, bütün müzikçileri kucaklaması ve Orkestra dergisindeki kişisel tartışmalardan uzak duran üslubu, onun kimliği oldu. Andante’nin zor koşullar altında dahi olsa on sekiz yıl boyunca dayanması bir mucizedir. Şimdi belirli bayilerde satılıyor bir yandan da abonelikle yayınını sürdürüyor. Bence bu derginin başlıca özelliği, çok ünlü besteci ve yorumcular kadar parlayan gençleri de tanıtması, hatta onları da diğer ünlüler kadar kapak konusu yapmasıdır. Kapakta bir sayı Pekineller’i veya Saygun’u bulurken, ardından Berlin Filarmoni’nin yeni üyesi kemancı Hande Küden’i de Japonya’da dünya çapındaki Hamamatsu ödülünü kazanan Can Çakmur’u da bulursunuz. Ayrıca Can Çakmur’un filozof müzik yazılarını da zevkle okursunuz. Andante’deki bir başka özellik de okuruyla anketler halinde irtibat kurmasıdır. Hazırladığı dergi ekleri ise değişik ülkelerdeki müzik festivallerini ve müzik kültürünü işler. Son sayılardan birinde İsveç Klasik Müzik ve Opera Dünyası için bir ekdergi yayımlandı. Ne çok şey öğretiyordu İsveç’teki müzik ortamına dair: Eğitim merkezleri, festivaller, yıllık operabale programları, ülkenin bestecileri ve müzik kurumlarının tarihçeleri gibi. Bir zamanlar eşimle birlikte Stokholm’da bulunduğum sırada klasik müzik yayını yapan bir radyo kanalında ben de çağdaş Türk müziği programları hazırlayıp İngilizce olarak sunmuştum. Bu programlar kayda alınmış ve yıllar boyu ne zaman yayımlansa bana da bir telif ücreti gelmişti. Mart sayısında Pekineller kapak Ünlü piyanistlerimiz Pekineller geçen ay Almanya’nın en üst düzey devlet madalyası olan Cumhurbaşkanı Liyakat Nişanı “Bundesverdienstkreuz”a değer bulundu. Dünya çapında tarihe sahip olan bu nişanı İstanbul Alman Konsolosluğu’ndaki törende Başkonsolos, Cumhurbaşkanı adına kendilerine sundu. Sonraki ay da bu Liyakat Nişanı, dünya çapında başarıya ulaşmış bir başka Türk ikilisine, koronavirüse karşı ilk aşıyı bulan BioNTech’in kurucuları Dr. Özlem Türeci ve Prof. Uğur Şahin’e, Almanya’da Cumhurbaşkanı Steinmeier tarafından törenle takdim edildi. Andante mart sayısında Pekineller’i kapak yapmış ve Serhan Bali onlarla ayrıntılı, keyifli bir söyleşi kaleme almış: Pekineller’in eğitim süreçleri, dünya sahnelerine çıktıktan sonraki serüvenleri ve kendi deneyimlerini ülkemizdeki müzik eğitimine kanalize etmeleri gibi konular ele alınmış. Andante’nin geçen haziran sayısında Türk kadın orkestra şefi Nisan Ak ile Ahmet Makal’ın yaptığı söyleşide tanıştık. Ocak 2021 sayısında öğrencilerinin anlattığı Saygun; bir yıl önce, 40. sanat yılını kutlayan kemancımız Cihat Aşkın kapak konusu olmuştu. Yeni müzikte çağdaş bestecilerimiz, “Stefan Zweig’ın Dünyasında Müzik ve Müzisyenler” gibi her birisi birbirinden değerli ve renkli yazılar okuduk. Dergideki araştırma, inceleme ve tanıtım yazılarındaki imzaların da gün geçtikçe gençleşmesi ayrı bir başarı. Her sayıda yeni coğrafyaların tanıtılması değişik kültürlere açılan pencereler. “Teksesliçoksesli müzik” gibi yıllar boyu sürmüş tartışmaların düzeyli bir gündeme oturması ise Andante’nin tarihi bir özelliği oldu. “Andante” nin alt başlığı: “Türkiye’nin Klasik Müzik Dergisi”. Onu daha nice yıllar yaşatabilmekle gençleri de aydınlatmış olacağız. Bunun için de tek ilaç, okurlarının aboneliklerini sürdürmeleri. ÜLKEYI YÖNETENLER’ “Biz bugün aşağılık kompleksiyle boğuşan siyasilerle uğraşıyoruz. Muhalefetin her türlüsünden korkuyorlar, muhalif izleyicimiz ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK VEDAT de buna dahil.“ ARIK Ferhan Şensoy, kocaman bir dünya demek benim gibi bir tiyatro sevdalısı için. Ferhan Şensoy, bir tiyatro okulu demek benim gibi öğrenciliği hiç bitmeyen oyuncular için. Ferhan Şensoy, aklımızdan geçen ama bir türlü dile getiremediklerimizi cesurca sahneden söyleyen duyarlı bir sanatçı demek ülkesini seven her yurttaş için. Ferhan Şensoy, bu ülkede var olan ve adaleti savunan, durmadan yazan, sürekli üreten kocaman bir yürek demek, ülkenin aydınlık yanı için... Pandeminin başından beri Bodrum Yalıkavak’taki köy evinde yaşayan usta sanatçıyı arayıp “Konuşalım mı” diye sorduğumda, “Olur” dedi buruk bir sesle. “İyi misiniz” diye sorduğumda ise “Ülkem gibi” dedi ve eklen Bu pandeTuncel Kurtiz ve Ferhan Şensoy di: “Yazıyorum, yazıyo mi sürecinrum... Kitaplarımı bitirmem lazım.” Yazıyorum dediğinde sevindim çünkü umudunu kaybetde devletin sanata ve sanatçıya yeterli desteği verdiğini düşünüyor musunuz? Nasıl bir destek programı sunmalıydı sizce? FŞ; Devlet yardımından mudır tiyatroya gidemediğim için mutsuzum. Hayatı tiyatro ve yazmak olan siz, tiyatronuzu, sahnede olma‘BAŞIMI KAŞIYACAK VAKTIM YOK’ memişti ve tam teraf bir tiyatroyuz biz. Devle yı ne çok özlemişsisi umut olmaya devam ediyordu yazarak. Ülkenin koronavirusten tin gıdım yardımına gerek yok. İzleyicimiz yalnız bırakmaz bizi. nizdir. Duygu ve düşüncelerinizi merak ediyorum. sonra en büyük derdinin ülPazar günü sokağa çıkmak n Pandemi öncesi tiyatroya büyük ilgi vardı, neredeyse her mahallede küçük oda tiyatroları... Sizinle aynı binada bile gençler tiyatkeyi yönetenler olduğunu söyleyasak! Kitap yazmak yasak değil. ro yapıyordu. Yeni nesil tiyatrocuyen Ferhan Şensoy ile Ortaoyuncular’ı, Perde açamamak elbette üzüyor beni, ları nasıl buluyorsunuz? tiyatronun gidişatını, kaybettiği dostlarını ve yeni projelerini konuştuk. n Sizin iyi bir takipçiniz, sahneye çıkmayı özledim. Bunun dışında eve kapanmakla ilgili bir sorunum yok. Son yıllarda sokağa çıkmayı Ferhan Şensoy, kendisinde olan kavuğu Rasim Öztekin’e emanet etmişti. 1970’li yıllarda Beyoğlu’nda bir sürü tiyatro vardı, şimdi Ortaoyuncular var, oynayamıyoruz. Pazar sokağa filmlerinizi izlemiş ve da unuttum, çıkasım yok! Gördüğüm li sıkıntıları vardı ama çok dikkat edi çıkmak yasak, pazartesi 14.00’te oytüm oyunlarınızı seyretmiş iyi bir tiyatro seyircisi olarak bir yılşeyler beni mutsuz ediyor. Geriş’e evimize çekildik. Benim boş durmak gibi bir durumum olamaz. Masamın üstü kitap olmayı bekleyen dosyalarla dolu. Bin yıl yaşayacak değilim. Her yazarın ardında bıraktığı bitmemiş dosyaları vardır. Ben ölünce eşim Elif’im toparlayacak dosyalarımı. n Ortaoyuncular’ın bu yıl 41. yılı, kimler geldi kimler geçti. Gökyüzünden sizi seyreden son yıldız da Rasim Öztekin oldu yordu kendine. Levent Ünsal’ın kayna diyorlar. Bu kurallarla tiyatro nasıl bını atlatamadan Rasim’in birdenbiyapılacak bilemiyorum. Sürekli söyrzmdgtlsoaaeiieyi.prğınçkuzgScetm.aönaaar.B.çpiicyanteşHmauinlyseynaelelaoaanrahdsyğlrttigaıeırl,biklçkuosaisiosal’itcangvkınmlazdidadilklüeeriııay.zkzcdRbadoHe!ıiaza,ünrÖnisOshçkaziıhrmlemigeatpaepr.ıçim ibğanekİakırtsştlaeiandannvbçaaderıiİsrtkıinrsçıtbinyayıisyadıonoaaknakarnıartşsytaısuçnuöatırınlnayçs!lduaeüıavsezlyeıi?kovruamkstıyvn;idmyiazybdiiauaremasymntnSraoo,uioeadmktotcsnute!yuuırcu1Sbmdlmean8aüurş8r.yOğiıeızoT5murtklika’etmytlaı.nyieaokdYeyı.tmyaarayeGoşuniznımeyyııniyçyoam.acnmü.ru.cgeuariaBiülsmsdşakimualer.nteiamaalesef. Koskocaman mişte aklınıza gelir miydi, te de tiyatro ve genel anlambir hayat Ortaoyuncu Beyoğlu’nda bir tane tiyatro da sanat birçok baskıyla, sanlar ve sizde saklı on kalacağı, sanata bu kadar sürle karşılaştı. Benim tiyatrom yaca anı. Öztekin ile sansür uygulanakıldı, gece bekçisi hayatını kaybetti. O unutamadıcağı, sanatçıların sebepan orada bulunmaktan başka kabahağınız bir siz yargılanacağı? ti yoktu. Korkunç bir şeydi. Yine de işanınıBen Ayfer Feray Tiyatrosu’nday lerin hiçbir dönem bu kadar pespayezı bizimle paylaşır nTürkiye’nin koken Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi leştiğini görmedim. Metin Akpınar’ı üstünde kırk tiyatro vardı. Şim gözaltına almak nedir? Müjdat Gezen’i mısınız? Erken göçtü Kavuklu Rasim. Sanki hissetmiş gibi kavuğunu da ronavirüs dışında en büyük derdi nedir? Ayıptır söylemesi, ülkeyi yönetenler! sorgulamak nedir? Bu çaresizliktir, korkudur! Ayıptan da öte ayıptır! n Neden sanattan bu kadar korkuyorlar? Korkmamaları için somut bir seerken devretbep yok. Sanatçı muhalif olur. Buti. Kalbiyle ilginu daha önce de söylemiştim; benim dünya görüşümde yandaş sa‘MASKELI TIYATRO BENI natçı diye bir kavram olamaz. Ferhangi Şeyler’de sataşmadığım liRAHATSIZ EDIYOR’ der yok. Otosansür sevmem, sahnede dilimin kemiği yoktur. Yıllarn Yeni mevsime yeni projeleriniz, oyunlarınız var mı? Levent Ünsal kardeşimizin vefatı dolayısıyla Şahları Da Vururlar’ı oynayamadık. Levent’in yeri doldurulamaz cek. Ortaoyuncular’ın genç bir takımı var, hepsini ben yetiştirdim. Tiyatro müdürümüz bile Nöbetçi Tiyatro’dan. Benim hiç anlamadığım internetsel şeyler yapıyorlar. Ben interfluğ’yum, ca Özal’a demediğimi bırakmadım. Demirel’e, Deniz Baykal’a... Birçoğu gelip oyun izlediler, gülerek ayrıldılar. Erdal İnönü gizli gizli bilet alıp izlerdi, 500 koruması falan yoktu. tabii ama bir şekilde oynayacağız Elif’le çalışıyorlar. Elif çok deneyimli; İnsanın gelişmişlik düzeyini gösŞahları Da Vururlar’ı. Sahnede olur, internet üzerinden olur, bilemiyorum. Maskeli tiyatro fikri beni rahatsız ediyor. Aralıklı oturma düzeni komedinin mantığına aykırı! Dirsek dirseğe oturmazsa gülmez izleyici. Bu kuralı bütün Ortaoyuncular ekibi bilir. Yeni projeleri pandemi süreci belirleye25 yıldır Ortaoyuncular’da. Hem sahnede hem yayınevinde çok sorumluluk üstleniyor. Onlar internet aleyhisselamla uğraşırken ben kitaplarımı yazmakla meşgulüm. Derdeste çıktı, Ferdeste’yi bitirmek üzereyim. Belki sonra üçüncü otobiyografik romana otururum; Nezle Olmuş Dolmakalem! ‘Ferhangi Şeyler’ teren önemli unsurlardan biri de kendisiyle ilgili şakalara, eleştirilere karşı tavrıdır. Biz, bugün aşağılık kompleksiyle boğuşan siyasilerle uğraşıyoruz. Muhalefetin her türlüsünden korkuyorlar, muhalif izleyicimiz de buna dahil. Müzisyenlere destek albümü Pandemi döneminde ağır iş kaybı yaşayan müzisyenlere yardım niteliğinde geçen yıl başlatılan Anadolu Rock Aid adlı proje, müzik camiasında büyük bir ilgi görmüştü. Türkiye, Almanya, Hollanda ve İngiltere’den birçok müzisyenin desteklediği bu proje ile bir yardımlaşma platformu oluşturuldu. Bu proje kapsamında çıkarılan albüm de beğeni toplarken, albümün ikincisi geçen hafta yayımlandı. 2. albüme ilk albümden birçok müzisyen ve grubun yanı sıra Yol Arkadaşları, Emir Can İğrek & Kurtalan Ekspres, Necati ve Saykolar, Destan, Alper Kayman gibi yeni isimler katıldı. 25 Türkçe rock şarkısından oluşan albüm, tüm dijital platformlarda yerini aldı. Son konser, Son Feci Bisiklet’ten Geçen haftalarda birçok konsere sahne olan Evde Kal Fest #FiltresizÖzel’in son konuğu Son Feci Bisiklet olacak. Grup, sevenleriyle 25 Mart Perşembe akşamı saat 22.00’de @kendinehasonline hesabında buluşacak. Festival ile ilgili detaylı bilgi @ kendinehasonline Instagram hesabında. Güler Özince’den akustik performans Yapı Kredi bomontiada’nın her cuma Instagram hesabından canlı yayımladığı “Dünya Kadar Müzik” kapsamındaki “World Akustik” serisine, 26 Mart akşamı yeni nesil müziğin başarılı isimlerinden Güler Özince konuk oluyor. Saat 21.00’de başlayacak konsere Nadir Kaya da konuk sanatçı olarak katılacak. Besteci ve söz yazarı Güler Özince, “Merkür Retrosu”, “Öyle Olsa”, “Bulurum Yolumu” gibi şarkılarıyla geniş kitlelere ulaştı. 2020 Kasım ayında, söz ve müzikleri kendisine ait “Zihnimin Odaları” albümünü müzikseverlerle buluşturdu. “World Akustik” konserleri, yayın sonrasında puhutv üzerinden de izlenebiliyor. Çukurova Ödülü töreni ertelendi Çukurova Sanat Girişimi’nce (ÇSG) bu yıl Dil Derneği’ne verilen Çukurova Ödülü2021 için bu ay düzenlenmesi tasarlanan geleneksel ödül sunum töreni pandemi nedeniyle ertelendi. Çukurova Ödülü 2021 kapsamında Dil Derneği adına hazırlanan geleneksel ödül kitabı ÇSG’nin “cukurovasanatgirisimi.com” adlı web sitesinde okurların, ilgililerin dikkatine sunuldu. Web sitesinde ayrıca ÇSG ile ilgili ayrıntılı bilgiler, daha önceki çalışmalara ait bütün yayınlar (önceki ödül kitapları) bulunuyor. Daha önce Çukurova Ödülü almış sanatçıların, bilim insanlarının isimleri şöyle: “Nihat Ziyalan (2009), Taha Toros (2010), Ayla Kutlu (2011), İpek Ongun (2012), Prof. Dr. Erman Artun (2013), Ülkü Tamer (2014), Yaşar Kemal (2015), Mehmet AksoyNecah İbrahim (2016), Haluk Uygur (2017), İsa Çelik (2018), Nedim Gürsel (2019) ve Tariq Ali (2020). l İHA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear