23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 3 1 MART 2021 PAZARTESİ 100/30 180/90 50/10 120/30 110/00 40/30 70/00 80/20 160/40 130/60 80/00 160/70 TARİHTE 110/50 BUGÜN 180/120 80/30 60/10 140/30 170/40 140/30 150/30 100/40 90/30 1921: Mehmet Akif’in (Ersoy) “İstiklal Marşı”, Maarif Vekili Hamdullah Suphi Bey tarafından Meclis’te ilk kez okundu. Pet şişeyle gelen ilaca kandılar ZEHRA ÖZDİLEK Sahte doktorun oyununa bürokratlar da alet oldu. Hem sağlıklarından hem paralarından olan mağdurlar savcılığa başvurarak şikâyet dilekçesi verdiler. Kanser, diyabet, epilepsi gibi birçok ağır hastalığı bitkisel ilaçlarla iyileştirdiğini öne süren sahte doktor Mehmet Sıddık Can tarafından dolandırılan çok sayıda kişi savcılığa başvurarak şikâyetçi oldu. Can’ın ilk sivil orgeneral olarak bilinen Ali Fidan ile eski Emniyet Müdürü İzzet Çetinkaya’nın ismini kullanarak kendilerine güven verdiği belirten mağdurlar, hem sağlığını hem de paralarını kaybettiklerini anlattılar. ‘Türkiye’ye kaçtım’ Mehmet Sıddık Can’ın pet şişe içinde kargoyla gönderdiği ilaçları kullandıktan sonra sağlıklarının daha da kötüleştiğini savunan çok sayıda mağdur, Can’ın, kendilerine farklı farklı senaryolarla kandırdığını iddia etti. Uluslararası bir ilaç devinin Almanya’daki merkezinde üretim bölümünde çalıştığını anlatan Can’ın “Bu şirket, elimdeki formülleri almanın peşindeydi. Ben formülleri vermek istemediğim için Türkiye’ye kaçtım. Firma da Türkiye’deki diplomamı kayıtlardan sildirdi. Peşime silahlı kişiler dahi taktılar” şeklindeki anlatımını birçok mağdurdan duymak mümkün. Mağdurlar Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başavcılığı’na Can hakkında şikâyet dilekçesi verdi. 20 yıldır diyabet hastası olan mağdur C. Ş., Can ile medikal ürün satışı yapan bir arkadaşının Fatih’teki işyerinde karşılaştığını söyledi. Can’ın vurduğu iğneler sonrası kan tanıştığımızda eski Emniyet Müdürü İzzet Çetinkaya, ilk sivil orgeneral Ali Fidan ve yine bürokratlardan Bülent Karayel ve Uğur Eldeniz olduklarını öğrendik. 3 saatten fazla süren bu görüşmede bahsi geçen sahte doktorla birkaç kez görüştüklerini, iş görüşmesi için bazı iş insanlarına yönlenSahte doktor Mehmet Sıddık Can’ın hazırladığı karışımlar ve vurduğu iğneler birçok insanın sağlığını kaybetmesine neden oldu. dirdiklerini beyan ettiler. Ben de bu bürokratları onların isimlerini kullanarak birçok kişiyi mağdur eden bu kişiden şikayetçi olmaları gerektiğinden bahsettim. İzzet Çetinkaya bizim şekeri düşen C.Ş., toplamda 80 bin liraya yayanımızda Mehmet Sıddık Can ile gökın para verdi. Can’ın talebi ile yıllardır kul rüştü. Telefonun hoparlörü de açıktı, Mehlandığı insülin ilacını kesen Ş., bir ara koma met Sıddık Can bütün borçları kabul edelık oldu ve günlerce hastanede kaldı. rek bir buçuk ay içinde ödeyeceğinin sözünü Komaya girdi Dolandırıldığını anlayınca savcılığa verdi. Biz hala paramızı alamadık. ” Bir milyon dolandırılan var şikâyette bulunan C.Ş. dilekçesinde, şu ifa İstanbul Savcılığına dilekçe veren ve ismi deleri kullandı: “Bizim gibi mağdur edilen geçen bürokratlarla görüşenler arasında yer E.T. kendisinin Mehmet Sıddık Can aracı alan F.K. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, lığıyla Ankara’da birçok bürokrat ve iş in “Mehmet Sıddık Can çok ilginç birisi. Yanınsanıyla görüştüğünü hatta bu bürokratla da sürekli nüfuzlu birileri ya da bürokratlar rın yönlendirdiği bir ecza deposuna bizoluyor. Son olarak ismini henüz öğrenemezat gittiğini, görüşmelere şahit olduğundan diğimiz eski bir paşa kendisine destek olubahsetti. Bu görüşmeden sonra E.T. Anka yormuş. Hatta bu paşa H.K. isimli bir avukat ra’daki bürokratlara söz konusu kişinin bi tutmuş bu kişiye, sürekli önümüzü kesiyorzi ve çevremizdeki insanların mağdur etti lar. Bu adama kimse dur demiyor. Sürekli ğinden bahsetmesi üzerine bu kişiler bizi arkasında birileri var” dedi. Bir milyon liraAnkara’ya davet etti. yı aşkın paraları dolandırılan K.E. ve Z.E. çifF.K., E.T. ve ben Dikmen’deki bir adrese ti ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şi12 Ekim 2020 tarihinde gittik. Bu kişilerle kayet dilekçesi verdi. l İSTANBUL Sahte Covid19 raporuna operasyon İstanbul’da sahte Covid19 raporu düzenledikleri iddiasıyla gözaltına alınan 12 şüpheliden 3’ü tutuklandı. Polis, yaptığı çalışmanın ardından örgüt liderinin dünya genelinde milyonlarca takipçisi olan sosyal medya fenomeni Gürcistan uyruklu N.M. olduğunu tespit etti. Örgüt yöneticisi Suriye uyruklu M.T’nin beyaz önlük giyip doktor rolü yaparak Covid testi yaptırmak için gelen kişilerden sokakta veya turizm acentesi içerisinde sürüntü örneği aldığı, kişiler uzaklaşınca örneği çöpe attığı anlar polis kamerasına yansıdı. Suç örgütünün, sahte Covid19 test sonuçlarını online olarak karekod sistemiyle teyit alınabilmesi amacıyla bir web sitesi kurdukları, müşterilere sahte negatif rapor çıkardıkları, raporlarda Sağlık Bakanlığı’nın amblem ve başlıklarını kullandığı belirlendi. Raporlar için 150 ile 300 dolar arasında para istendiği tespit edildi. l AA Silivri’de korkunç olay Silivri’de Murat Berk (33), annesini ve üvey annesini silahla ateş ederek öldürdükten sonra intihar etti. Olay, önceki gece 01.30 sıralarında Çanta Balaban Mahallesi’nde 2 katlı bir evde yaşandı. Murat Berk (33) henüz belirlenemeyen nedenle öz annesi Gülsüm Berk ve üvey annesi olduğu belirtilen Güler Kaya’yı silahla ateş ederek öldürdükten sonra intihar etti. İhbar üzerine olay yerine jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri 3 kişinin hayatını kaybettiğini belirledi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l DHA ABD tek dozluk aşıyı onayladı Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Johnson&Johnson firmasının geliştirdiği tek doz Covid19 aşısının acil durum kullanımını onayladı. Jonhson&Johnson aşısı, Pfizer/ BioNTech ve Moderna’dan sonra ABD’de acil durum kullanım onayı alan 3’üncü aşı oldu. Aşıyı diğer aşılardan ayıran özelliği tek doz uygulanması ve buzdolabında kolay koşullarda saklanabilmesi. 44 bin kişi üzerinde denenen Johnson&Johnson’ın tek dozluk Covid19 aşısının yüzde 66 etkili olduğu, hastalık ve ölüme karşı güçlü koruma sağladığı açıklanmıştı. Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) güncel verilerine göre ülke genelinde yapılan toplam aşı sayısı 70 milyonu geçmiş durumda. CDC’nin son verilerine göre, ülkede 47 milyondan fazla kişiye ilk doz, 22 milyonu aşkın kişiye de ikinci doz Covid19 aşısı yapıldı. İstanbul için uyarı ‘Artış eğilimi var’ Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, İstanbul’daki son durumu değerlendirdi ve “İstanbul, ilçeler arası nüfus geçişinin çok fazla olduğu bir il. Bu nedenle açılmalarla ilgili kararlar, ilçe değil il bazında alınmalı. Son bir haftadır test pozitiflik oranları ve vaka sayısında bir artış gözlüyoruz. Bu nedenle İstanbul’da tam açılma için henüz erken” dedi. İstanbul’daki oranların bir önceki haftaya göre yükselme eğiliminde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Yavuz, “Umarız ki bu artışın nedeni mutant suş değildir. Çünkü o zaman bu önlemler altında hız kesmemiz mümkün olmayacak. Temkinli olmakta fayda var” dedi. l DHA 28 ŞUBAT PAZAR 109 BİN 639 8 BİN 424 33 MİLYON 175 BİN 16 28 BIN 569 %4.2 610 66 6 BİN 511 2 MİLYON 701 BİN 588 1191 2 MILYON 572 BIN 234 Erbakan’ın ölümünü dört gözle bekleyenler Hayat bitti dersin. Oysa sana sonrasında da bir yaşam biçerler. Dünya, yaşayan ölülerin, ölmüş de hâlâ yaşayanların tükenmez bir mezarlığıdır. Yalçın Küçük’ün, 41 yıl önce, 12 Eylül darbesine sayılı günler kala çıkardığı “Bir Yeni Cumhuriyet İçin” kitabına bakıyorum. Şaşırtıcı, ama 549. sayfasında yazıyor: “Yeni bir askeri müdahalenin şunu yapması mümkün: Erbakan’ı Türkiye’nin siyaset sahnesinden silip, Erbakan’ın temsil ettiği İslamcı dinsel politikayı daha yoğun bir biçimde uygulamak.” Sahiden öyle oldu. Darbe geldi, Erbakan’ı sildi. “Zorunlu din dersi” gibi en tutucu politikaları uyguladı. İslamcılık parti programından çıkıp darbecilerin silahlarından birine dönüştü. Grevdeki işçiye, eylemci öğrenciye, eşitlikçi aydına, hürriyetçi politikacıya karşı artık kalın bir sopa vardı. Nitekim Küçük’ün “öngörülü” kitabı da yasaklandı. 8 yıl hüküm giydi. ülkeyi geriye doğru taşıyabiliriz’.” Öte yandan 28 Şubat bahsi yıllarca kapalı kaldı. Ta ki Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarına kadar. Askerler yargılanmaya başlayınca her şey gibi 28 Şubat da sandıktan çıktı. Gelgelelim, bir sorun vardı… AKP destekliyor, FETÖ uyguluyordu. Ama Necmettin Erbakan, bu davalara destek vermek bir yana karşı çıkıyordu. 7 Aralık 2010’da, NTV’de, Mirgün Cabas’ın sorusu üzerine, Ergenekon kumpasları için şunları söyleyecekti: “Askerlerin içerisinde Amerikan düşmanı varsa bunları temizliyorlar. Rejisör kendi oyununu oynuyor, siz dünyaya başka gözlükle bakıyorsunuz. Gerçek gözlükle baktığınız zaman bir de bakacaksınız ki meseleler bambaşkaymış.” Erbakan, kendisinden bekleneni sergilememiş, Atatürkçü askerlerin sanık olduğu davalara destek vermemiş, 28 Şubat’ın askerlerinden intikam alacağını söylememiş, yargılama talebinde bulunmamıştı. 28 Şubat’ın imzacıları Cumartesi günü Necmettin Erbakan’ın ölüm yıldönümüydü. Erbakan çizgisiyle ilgili ilgisiz birçok politikacı onu anıyordu. Ertesi gün, yani pazar günü ise 28 Şubat kararlarının yıldönümüydü. Denk geliş nedeniyle iki mesele birbirine karıştı. En çok faydalanan, kuşkusuz iktidar yanlılarıydı. Milli Görüş’ün düzenlediği Erbakan anmasına katılmasalar da “Hocamız” diyerek adını en çok onlar andı. Ardından 24 yıldır bitmeyen “28 Şubat mağduriyeti hikâyeleri”ni devam ettirdiler. 28 Şubat’la nasıl hesaplaştıklarını anlatıyorlar, yargılamalardan bahsediyorlardı. Haliyle dudaklarımdan döküldü: “Erbakan’ı öldürdüler, Erbakan’a rağmen Erbakancılık yaptılar.” Yeni kuşak pek bilmiyor. “28 Şubat” dediğimiz, aslında Milli Güvenlik Kurulu’nun 28 Şubat 1997 tarihli, 406 karar sayılı toplantısı. Sonucu, bir ana karar metninden ve bu metin ekinden oluşuyor. Ana karar metni, ülkede irtica yanlısı grupların çok yönlü bir tehdit oluşturduğu ve bu tehdide karşı adım atılması gerektiği konusunda görüş birliğini vurguluyor. Hayır, 28 Şubat kararları “yasadışı bir bildiri” değil. Aksine, altında Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve komutanlar dışında, Başbakan Necmettin Erbakan’ın, Dışişleri Bakanı Tansu Çiller’in, Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan’ın ve İçişleri Bakanı Meral Akşener’in imzası var. Peki, sonra ne oldu? 28 Şubat kararları, 13 Mart 1997 tarihinde Bakanlar Kurulu’nun gündemine geldi. MGK kararları, Refah Partisi DYP hükümetinin bakanlarına okundu ve onaylandı. Başbakan Necmettin Erbakan, ertesi gün, yani 14 Mart 1997’de, Cumhurbaşkanı’na gönderdiği yazıda, kararların hükümet tarafından da onayladığını, gereğinin hükümet tarafından yapılacağını yazdı. Kısacası, 28 Şubat kararlarından hoşlanmayabilirsiniz. İçeriğine katılmayabilirsiniz. Ama hem kararlar hem uygulaması anayasal kurumlar tarafından yapıldı. Erbakan bekleneni yapmadı İşin bir başka yanı, özellikle Milli Görüş’ün sonradan AKP’yi kuran “yenilikçi kanadı”, kararlara yüksek mukavemet göstermedi. Zira onlar da aynı dönem İslamcı hareketin “köktenci” unsurlarını eleştiriyorlardı. Yüzlerini Batı’ya çevirmişlerdi. Unutulmasın, Erdoğan hapse girdiğinde kendisine en yakın gazeteci Cüneyt Ülsever’di. Hapishanede Erdoğan’ı ziyaret ediyor, ona “yeni döneme hazırlık” için kitaplar götürüyordu. Ülsever’le Bağımsız dergisi için konuşmuştum. Bana o gün, Erdoğan’ın hissiyatını şöyle anlatmıştı: “Hapse girmeden önceki bir sohbetimizde bana dedi ki ‘Abi ben 28 Şubat’tan çok net ders aldım. Biz bu insanlara kızıyoruz ama haklı yönleri de var. Biz ne istediğimizi tam somutlaştıramadık. Gayri ihtiyari belki Erbakan’ın ölmesi beklendi Öyleyse… Erbakan’ın ölmesi gerekiyordu. Hayır, elbette öldürülmedi. Ölmesi beklendi. 27 Şubat 2011’de Erbakan, yaşına bağlı hastalıklar nedeniyle vefat etti. Hemen ardından “Kozmik Oda Kumpası”nın mimarı FETÖ’cü savcı Mustafa Bilgili tarafından soruşturma başlatıldı. İlk gözaltılar 12 Nisan 2012’de yapıldı. İşin ilginci, “davanın bavulcusu” olarak anılan, şaibeli belgeleri soruşturma başladıktan sonra savcıya getiren eski binbaşı, FETÖ iltisaklı çıktı. Bilirkişi raporlarıyla bunların sahte olduğu ispatlandı. Dosyaya giren CD’de FEM Dershanesi’nin soru kitapçığı bile bulundu. Davanın mağdurları arasında TSK’den FETÖ bağlantısıyla suçlanarak atılan onlarca askerin yer alması mı dersiniz? Davayı hazırlayan 5 savcı, 13 hâkim, TÜBİTAK’tan 3 bilirkişinin FETÖ suçlamasıyla mesleğinden olması mı? Kısacası Ergenekon ve Balyoz kimin imalatıysa, bu dava da onun imalatıydı. Ancak çoğu yaşamının son evresindeki 103 insan, yıllarca “28 Şubat öyküleri” içinde şeytanlaştırılmaya, dekor olarak kullanılmaya devam etti. Erbakan’sız Erbakancılık Erbakan’sız 28 Şubat hesaplaşmasının bir kritik anı daha var. O da Erbakan’ın adalet bakanı ve dava arkadaşı Şevket Kazan’ın, mahkemeye gelişi. Mahkeme Başkanı Fevzi Şıngar “O dönemde size doğrudan bir tehdit var mıydı, şikâyetçi misiniz” diye sorduğunda Kazan herkesi şaşırtan yanıtı verdi: “Hayır, doğrudan bir tehdit gelmedi. (…) Ben şikâyetçi değilim.” Kendi avukatının bile beklemediği yanıt, mahkemede dalgalanma yaratınca “Buradaki arkadaşlar içinde değerli arkadaşlarım var” diyerek sözlerini tekrar etti. Kazan’ın konuşmasından sonra, intikam ateşi yakmış bekleyen eski arkadaşları, hem Erbakan’a hem Kazan’a ağzına geleni söyledi. Nihayetinde 12 Eylül’de darbecilerin modellediği “Erbakan’sız Erbakancılık”, günümüzde 28 Şubat davasıyla, onun bitmeyen mağduriyet edebiyatıyla sürdü. Erbakan’ın kapağını açmadığı dosya, FETÖ ve AKP eliyle bambaşka bir hesaplaşmaya dönüştü. İşin ayrı bir yanı ise “aynı gemideyiz” diyerek siyasi iktidarla ortak bir çizgide buluşan kimi ikircikli muhalifin de söz konusu bahsi pek açmamasıydı. Bilmem hemfikir misiniz? Ölümden daha garibi var. Artık olmayanın fotoğrafı, dikiş tutmaz bir yakaya iğnelenir. Adı, kendisinin olmayan bir “dava”ya sebep kılınır. Gözünü açıp da yanıt veremez. Ölüm, sonsuz bir kabulleniştir. Ölümün en acı yanı, hayat karşısında çare bulunamaz bu kayıtsızlıktır. Elbette ölülerin avuçlarındaki çizgileri de yaşayanlar değiştirir. ICOPAL SHINGLE SİSTEM Avrupa’nın öncü shingle markası Icopal’in en yeni teknolojilerle ürettiği, zorlu hava koşullarına dayanıklı shingle ve tamamlayıcı sistem bileşenleri: Yağmur derelerinden, baca diplerine her ayrıntısı çözülmüş, estetik shingle çatı sistemi. bmigroup.com/tr
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear