14 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 20 ŞUBAT 2021 CUMARTESİ KÜLTÜR ‘Bülbül’den ‘Avaz’a... Karadeniz müziği ile hafızalarımıza kazınan Fuat Saka’nın yeni albümü “Avaz” kısa süre önce tüm dijital platformlarda dinleyiciyle buluştu. Yeni albümünü konuştuğumuz Saka, “Avaz 2”nin de müjdesini verdi. “Albümün içerisinde yer alan türkülerden birinin sözleri Pir Sultan Abdal’a ait. Türkünün adı “Bülbül”. O dört dörtlüklerin içerisinde geçer ‘avaz’. Bu çalışmaya yakışacağını düşündüm. Kısa ve akılda kalıcı.” Bu sözler, Karadeniz müziği ile hafızalarımıza kazınan Fuat ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Saka’ya ait. Pandemiden önce çalışmalarına başladığı yeni albümünü kısa zaman önce dinleyicilerle buluşturan Saka, Anadolu’nun değişik yörelerinden türkülerle yola çıkmış ve 14 türkünün yer aldığı albümün mikslerini Datça’da kendi stüdyosunda yapmış. Saka, “Kayıtların bitmesi projenin bitmesi anlamına gelmiyordu. Birkaç ay sonra seçtiğimiz eserlere Mert Güncüer tarafından klipler çekildi. Türkülerin bir kısmına uzun süredir birlikte müzik yaptığımız Gürcü dostlarım Zurab Cagnidze, Zaza Miminoshwili, Orhan Şimşek, sevgili Makedon dostum Tunan Kurtisev Almanya’da stüdyolarında kendi bölümlerini kaydedip bana gönderdiler” diyor. Zorunlu göç öyküsü... Saka için 14 türkünün seçimi çok kolay olmamış; “Aslında 14 türküyü 3035 türkü kayıt yaptıktan sonFotoğraf: MERT GÜNCÜER ra onların içerisinden yapımcı arkadaşım Ufuk Işıklar ile beraber seçtik. Mümkün olduğu kadar Anadolu’nun değişik yörelerinden türkülerle yola çıktık. Tabii ki benim tarzıma uygun olmasına dikkat ederek bizim de sevdiğimiz türküler bunlar dediklerimizi topladık bu çalışmada” diyor sanatçı. Albümünde, zorunlu göç öyküFuat Saka, 14 türkünün yer aldığı albümünü kendi stüdyosunda tamamladı. süne de yer veren Saka, şarkının hikâyesini şu ifadelerle anlatıyor; “Asmaların Altında isimli türkü tadında sözü müziği bana ait bir şarkı. Zorunlu göç öyküsüdür bu şarkının özü. Küçük yaşlarda birbirlerini çok seven iki çocuğun hikâyesidir. Amcamın anlattığı bir yaşanmış, ayrılık hikâyesi.” Uzun zamandır bir Karadeniz senfonisi üzerine çalıştığını belirten Saka, projeyi son bir yıldır göç senfonisi olarak değiştirdiğini söylüyor ve ekliyor: “Şu ana kadar 15 melodisi hazır eski dostum (Almanya’dan) ‘DATÇA’DA HAYAT SAKIN, DINGIN...’ n Datça’da yaşıyorsunuz. Datça’yı tercih etme nedeniniz ne? Aslında direkt Datça’nın içerisinde yaşamıyorum; büyük şehirlerin kaosundan, stresinden, kirli havasından vs. kaçmanın zamanı geldi deyip eşim Gülsen ile Datça’ya 20 25 km mesafede bir köyün yakınındaki evimizde yaşamaya başladık. Aşağı yukarı 1617 yıldır buradayız. Burada sahil Trabzon’daki çocukluğumuzun sahilini hatırlatmıştı bana, dingin, sakin stresten uzak olması, son derece temiz havası olumlu etkilemişti beni. n Herkes sizi gitarla özleştirdi başka çaldığınız enstrümanlar var mı? Çocukluğumdan bu yana ağız armonisi, akordeyon, darbuka (daha sonra bateri, değişik vurmalılar) saz, piyano, gitar çaldım. 1980’lerin başından sonra gitar ve saz ağırlıkla sürdürdüm enstrümanlarla olan dostluğumu. Tabii ki bu enstrümanlar büyük oranda sesime eşlik ettiler. Betin Güneş ile kontaktayız orkestra düzenlemeleri için. Bütçe araştırması yapıyoruz, bir ekiple umarım gerekli bütçeyi bulabilirsek önümüzdeki dönemde çalışmanın ikinci aşaması olan orkestra düzenlemelerine başlayacağız Betin ile. Bunun dışında sanıyorum “Avaz 2” türkü albümü hazırlayacağım.” Polisiye Festivali bu yıl çevrimiçi 221B Polisiye Festivali bu yıl 5. kez 2328 Şubat tarihlerinde çevrimiçi olarak yapılacak. Festivalde, dünyadan ve Türkiye’den polisiye edebiyat, sinema ve dizi alanlarının en önemli isimleri bir araya gelecek. Festivalde Türkiye’den Timur Soykan, Mahfi Eğilmez, Yeşim Ustaoğlu, Ümit Ünal, Miray Daner, Boran Kuzum, Ercan Mehmet Erdem, Alper Canıgüz, Prof. Dr. Halis Dokgöz, Armağan Tunaboylu, Çağatay Yaşmut, Suat Duman, Mesut Demirbilek, Doç. Dr. Bülent Ayyıldız, Prof. Dr. Nevin Özkan, Ercan Akbay, Gülce Başer, Erol Üyepazarcı, Sevin Okyay, Ümmü Burhan, Deniz Şaşmaz Oflaz, Şebnem Aksoy konuşmacılar arasında bulunuyor. Festival altı gün boyunca Mylos Yayın Grubu YouTube sayfasından izlenebilecek. Canlı Yayında Ezra Pound ‘Kantolar’ kitabı Yapı Kredi Yayınları’ndan Dürrin Tunç editörlüğünde çıkan Ezra Pound’un 800 sayfalık “Kantolar” kitabının tamamı, kitabın çevirmeni Efe Murad tarafından Yapı Kredi Yayınları’nın Instagram hesabından canlı yayında okunacak. Bugün saat 20.00’de başlayıp yarın saat 20.00’ye kadar kısa aralıklar dışında kesintisiz yayımlanacak olan bu baştan sona okuma denemesiyle Pound’un birçok şiirden, dilden, insandan sesleri birleştirdiği dev yapıtı şiirsel bir deneyime dönüşecek. Her kelimesinde başka söylemlere açılan, her parçasında başka bir metne, tarihi belgeye, konuşmaya, şarkıya ve müzikaliteye göndermede bulunan Kantolar büyük bir kolaj, ihtiyatlı bir montajdır. Modernizmin en etkili şairi Ezra Pound’un ağırlıklı olarak 19151962 yılları arasında kaleme aldığı bu başyapıt, 116 bölümden oluşan uzun tek bir şiirdir. Orta Format, ‘niyet’ sorguluyor! Bağımsız ve kolektif edergi Orta Format, 31. güncellemesinde “niyet” olgusuna odaklanıyor ve farklı disiplinlerden insanların kendi alanlarında bu olguya nasıl yaklaştığını sorguluyor. Üç aylık bir sürece yayılacak ve görsel sanatlardan felsefeye, siyaset biliminden psikanalizme dek birçok alandan 12 konuşmaya yer verilecek olan bu güncellemede, hem üretimde hem de yargılarda önemli bir yere sahip olan “niyet” olgusu konuşulacak. İlk ayın konuşma programı şu şekilde: 21 Şubat Vahan İsaoğlu (Moderatör: Orhan Cem Çetin), 27 Şubat Mustafa Avcı, 6 Mart Sevcan Tiftik. Konuşma serisi Zoom üzerinden yapılacak ve video formatında yayımlanacak. Önceden kayıt yaptırmaya gerek yok. Konuşmalara katılmak için “https://bit.ly/niyetserisi” adresine girmek yeterli. Ahmet Ayhan ‘Karantina Günlükleri’ fotoğraf sergisi oldu Yeni Sözler Fotoğraf Atölyesi, “Karantina Günlükleri” adlı çevrimiçi bir fotoğraf sergisi yayımlayacaklarını duyurdu. Facebook ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında da tanıtım ve duyuruları yapılan çalışma 62 fotograftan oluşuyor. Fotoğraf sanatçısı Mehmet Çağlarer küratörlüğünde 17 fotoğrafçının çalışmaları ile oluşturulan sergi, dün izleyicilerin beğenisine sunuldu. (Sergi adresi: https:// fotograftayenisozler.com) Katılımcı fotoğrafçıların isimleri şöyle: Ahmet Ayhan, C. Caner Şavlı, Hasan Başaran, Meral Ataner, Murat Dağaşan, Murat Şahin, Mürvet Turan, Nergis Gözgü, Nihal Ciner, Nuray Cumbul Ayhan, Özge Yüksel, Rasim Rasimoğlu, Saadet Altın, Selma Birinci, Sevil Çetin, Sibel N. Erkenci, Şirin Özten. Kadın Yönetmenler Festivali dijital ortamda Kadın Yönetmenler Derneği’nin düzenlediği 4. Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali çevrimiçi olarak “sınırlara ve tarihlere #sığamıyoruz!” sloganı ile düzenlenecek. Festival bu yıl uluslararası arenaya açılarak gösterimlerini 17 Mart tarihlerinde Türkiye, İngiltere ve Kosova’da çevrimiçi olarak yapacak. Orta ve kısa metraj 16 uluslararası filmden oluşan Dünya Sineması seçkisi festivalin internet sitesinden çevrimiçi olarak izlenebilecek. Öte yandan 26 Nisan 5 Mayıs aralığında ise festivalde yarışan Türk Filmleri ve Balkan Filmlerinin yanı sıra Türkiye’deki filmlerden oluşan özel bir gösterim seçkisi çevrimiçi olarak yine festivalin web sitesinden izlenebilecek. 25 30 Haziran’da ise pandeminin izin verdiği fiziki koşullarda ödül töreni ve özel gösterimlerle İzmir’de sinemaseverlerin karşısına çıkacak. Festivale dair gelişmeler için sosyal medya hesaplarını ve www.kadinyonetmenlerfestivali.com.tr adresi takip edilebiliyor. SÜMBÜLTEPE YENI ALBÜMÜYLE GERI DÖNDÜ Selin Sümbültepe 2017 tarihli ilk albümü “Cızgan”ın ve 2019 yılından beri yayımladığı teklilerin ardından, ikinci albümü “Ben Estim Sen Esme” ile bir kez daha dinleyicisiyle buluştu. Albüme adını veren “Ben Estim Sen Esme” dahil olmak üzere dört şarkının prodüktörlüğünü Bora Çifterler üstlenirken, akustik çalışmalarda ise Eylül Biçer imzası var. Yeni şarkıların yanı sıra ilk albümün ardından yayımlanan teklilerin yer aldığı “Ben Estim Sen Esme”de 90lar’dan bir yeniden yorum şarkı da bulunuyor. İkinci albümünü çoğunluğu elektronik ve akustik tınılardan oluşan, vokalin daha yalın olduğu, hikâye anlatıcılığı ve söz yazarlığının şimdiki zaman ile nostalji arasında köprü kurduğu bir müzikal gezinti olarak tanımlanabilir. muratbeser@muratbeser.com Erkin Koray ‘Erkin Koray Tutkusu’ (Kervan) Cem Karaca ‘CemazÜlEvvel’ (Yavuz&Burç Plakçılık) 1977, Cem Karaca’nın “Parka”yı söylediği, 1 Mayıs katliamının olduğu, siyasal gerginliğin tavana vurduğu yıldı. O yıl Erkin Koray için de çok hareketliydi; eşinden boşanmış, ruhsatsız silahla yakalanmış yurtdışına çıkmış, bir de “Erkin Koray Tutkusu” plağını çıkarmıştı. “Elektronik Türküler” albümüne nazaran tür itibarıyla hayli çeşitli bir çalışmaydı bu. Hardrock, saykodelik rock, country derken sahip olduğu batılı omurgaya karşın yerel çizgileri de kuvvetliydi. İçinde “Suskunluğun Ötesi”, “Allah Aşkına”, “Cümbür Cemaat”, “Sanma”, “Öksürük” gibi Erkin Koray külliyatının çok mühim şarkılarının bulunduğu albümdeki iki İngilizce parça ise (“Blonde Men” ile “My Delight”), aslında yurtdışında 45’lik olarak basılma amacıyla kaydedilmiş, ancak bu hayal gerçekleşmemişti. Erkin Baba’ya eşlik eden kemik kadro ikinci gitarda Orhan Ünal, basta Harun Kolçak ve davulda Okay Temiz’den oluşuyordu ama üç parçada bası Ahmet Güvenç, bir parçada Rauf Ülgün ve bir parçada da davulu Korkut Koray çalıyordu. Pek çok seveni için Erkin Baba’nın en iyi çalışması olarak takdir gören “Erkin Koray Tutkusu” albümü şimdi yeniden analog bantlardan aktarılarak plak olarak basıldı; açılır kapak ve 180 gram, eksiksiz gediksiz... 1994 yılında Kalan Müzik etiketiyle CD ve kaset olarak piyasaya sürülen Cem Karaca derlemesi “CemazÜlEvvel”, beş Apaşlar, üç Kardaşlar dönemi şarkının yanı sıra, üç Almanya sürgünü zamanında yapılmış yedi parçanın toplamından oluşmuştu. Şarkılar Cem Karaca ile Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltuk tarafından seçilmiş ve sıralanmış olup kapağı Karaca’nın yakın dostu karikatürist Haslet Soyöz tarafından çizilmişti. Albüm, sonradan Kalan Müzik ile Yavuz Plak arasındaki bir takas esnasında el değiştirmişti. Yavuz Plak derlemeyi şimdi şarkı sözlerinin yer aldığı açılır kapakla ve orijinal grafiği ile ilk kez plak formatında çıkardı. Plak formatının içerik olarak iki farkı var: birincisi şarkı sıralaması, ikincisi şarkı sayısı. Ancak her iki değişiklik de zaruriyet tahtında yapılmış şeyler. Albüm uzundu, bir plağa sığmıyordu; plak baskısı için iki parçayı çıkarmak zorunda kaldılar. Çıkan parçaların hangisi olacağı tamamen süresine bakarak kararlaştırılmış, piyango Kardaşlar döneminden iki parçaya vurmuş: “Lümüne” ve “Mehmet’e Ağıt”. Parça sıralamasının değiştirilmesi ise iki yüze eşit dağıtmak amacıyla gerçekleştirilmiş. Plağın ses ve kapak kalitesi yerli yerinde. “CemazÜlEvvel” bir derlemeden çok daha fazlası. Yaşamlardan gelen Soğuk Savaş yıllarında bir yandan kırıma uğrarken bir yandan öğrendik, aydınlandık. Bizden önceki tarihi yaşayanların aktardıklarından, yaşamlarından beslendik. Bütünleştiği başka yaşamlarla birlikte dönemsel bir tarihi sunan bazı yaşamlarda, bugünlere nasıl geldiğimizin ipuçları yer alır. Öğrenirken zenginleşiriz onlarla. Acı çekmemizin en büyük nedeninin bilgisizlik olduğunu, Türkçe ile felsefe yapılabileceğini söyleyen ve hep insana saygı çağrısı yapan İoanna Kuçuradi’nin “Azların gücü çokların güçsüzlüğü”, “başkaldırma”, “insanlaştırma eğitimi” ve onsuz olunamayacak dediği “laiklik” kavramlarını açımladığı Figen Atalay’la söyleşisini Cumhuriyet’te okuyunca, bazı yaşamların günümüzü kavramada ne kadar çok katkı sunacağını düşündüm (Bkz. İnatla ve Umutla İnsan ve Değerleri Peşinde: İoanna Kuçuradi, Haz. Faruk Şüyün). Tek Adam’ın öğrettiği Şevket Süreyya Aydemir’in Tek Adam’ı ilk gençliğimizde bizi çarpan, önümüze ufuk açan yaşamöykü kitaplarının ilkiydi. Atatürk’ü öyle bir anlatıyordu ki, onun özellikle İsmet İnönü’yü anlattığı İkinci Adam, Toprak Uyanırsa, Suyu Arayan Adam’ını (özyaşam) ve diğer kitaplığını okumamanın eksiklik olacağını kavramıştık. Bu Dünyadan Nâzım Geçti (Vâlâ Nureddin), Mavi Gözlü Dev (Zekeriya Sertel), Nâzım’ın Çilesi (Rady Fiş) adlı kitaplar, şiirleriyle tanışmaya başladığımız Nâzım Hikmet’i, inandığı doğrultuda yaşayan ve direnen bir büyük insanı tanımanın kıvancını yaşattı. O, Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim diyordu özyaşam romanında. Örnek yaşamlardan süzülen yakın tarih Daha sonraki yıllarda nehir söyleşi, roman, inceleme, deneme, anı, özyaşam olarak yazılan, bize dünü öğreten, onlarca yaşamöykü kitabıyla buluştuk. Aktarılan yaşamların günümüzde karşılaştığı sorunların üstesinden gelmesi için insanı donattığı, beslediği bir gerçektir. Son yıllarda, Doğan Avcıoğlu: Bir Jön Türk’ün Ardından kitabıyla da tanınan Hikmet Özdemir, Savaşta ve Barışta Mustafa Kemal’i; Metin Aydoğan Ülkeye Adanmış Bir Yaşam’da Atatürk’ü, Ben ve Ülkem’de toplumsal tarihimizle iç içe geçen kendi zorlu yaşamını anlattı. Şerafettin Turan, İnönü’yü yazdı. Alev Coşkun, Asker İnönü ve Diplomat İnönü/ Lozan’la İnönü’nün olağanüstü yaşamının izinde yürümeyi sürdürdü. Yaşar Aksoy, Yürekler Selanik’te Hasan Tahsin’in ve Gazi Paşa’nın Casusu Gâvur Mümin’de Kuvayı Milliye için casusluk yapan Mustafa Mümin Aksoy’un; Mehmet Saydur, Köy Enstitülerinin Düşün Babası’nda İsmail Mahir Efendi’nin; Feyziye Özberk, Resneli Niyazi ve Muzaffer İlhan Erdost’un; Dr. Hatem Türk Başkaldıran Dizeler’de Hasan Hüseyin’in; Çağhan Uyar Altan Abi’de Altan Öymen’in yaşamıyla dağarımızı zenginleştirdi. Yaşamlar öğretmeyi sürdürüyor Öner Ciravoğlu’nun söyleşisi Ardından Yıllar Geçti’de Hıfzı Topuz’un; Hatice Aydoğdu ile Nilüfer Timisi Nalçaoğlu’nun söyleşisi Biz Varız: DünBugünYarın’da Mustafa Timisi’nin yaşamını okuduk. Sebahat Altıparmakoğlu 100 Yaşında ile Vedat Türkali’yi, Metin Turan Üç Kanatlı Masal Kuşu ile Oğuz Tansel’i, Sadık Arslan Bu Dünyadan Mahzuni Geçti ile Mahzuni’yi günümüze getirdi. Mine Söğüt, Bir Yaşamöyküsü Denemesi’nde Adalet Cimcoz’un, Halit Payza Çöl Fedaisi’nde Teşkilatı Mahsusacı Kuşçubaşı Eşref’in, Orhan Bahtiyar Vecihi Kara Tehlike’de ilk savaş pilotumuz Vecihi Hürkuş’un yaşamını romanlaştırdı. Daha onlarca yaşamöykü kitabından bugüne gelişimizin öznesi olan insanların yaşamıyla dünümüzü, bize emanet edilen Cumhuriyeti nasıl savunacağımızı, yücelteceğimizi öğreniyor, öğrenmeye devam ediyoruz. HHH İnsan Doğan Cüceloğlu, güle güle! İstanbulied konseri sezon boyu İş Sanat’ta İş Sanat, mezzosoprano Ekin Bezirganoğlu ve piyanist Senem Zeynep Ercan’ın müzikal birlikteliklerinden oluşan İstanbulied’i sahnesinde ağırlayacak. Konserde Alman ve Fransız lied’lerini (şarkı) seslendirecek topluluk, Türkçe sözlü tangolar ile Özdemir Asaf ve Ümit Yaşar Oğuzcan şiirlerinin müzikle birleşmesinden doğan “İstanbul Şarkıları”nı da sanatseverler ile buluşturacak. Şiir ve müziği, vokal ve piyanoyu bir araya getiren İstanbulied’in konseri 20 Şubat saat 20.30’dan itibaren İş Sanat’ın YouTube kanalından ve internet sitesinden sezon boyunca izlenebilir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear