22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
EKONOMİ ekonomi@cumhuriyet.com.tr 11 1 ŞUBAT 2021 PAZARTESİ Gıda enflasyonunun faturası esnafa çıkarıldı. Market baskınıyla ucuzluk aranıyor Ucuzluk baskınla olmaz! Son bir yılda yaklaşık yüzde 40 artan üretim maliyetleri düşmeden gıda fiyatlarının da düşmeyeceği belirtildi. Ucuzluk için üreticiyi doğrudan tüketiciyle buluşturacak bir yasa çıkarılması öneriliyor. Yüksek gıda fiyatlarına karşı ya “market baskını” ya da gıdayla hiç alakası olmayan PTT gibi kurumların devreye sokulmasının “önlem” olarak gösterilmesi, tepkilere yol açtı. Zincirin ilk halGAMZE BAL kasındaki üreticiyle son halkasındaki tüketici kaybederken, suçlanan da sadece esnaf oluyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, gıda fiyatlarındaki artış ile ilgili esnafı uyararak, “Eğer bu süreci böyle devam ettirecek olursanız çok ağır cezalar sizleri bulabilir” dedi. Oysa esnafın da zincirin son halkalarında yer aldığına dikkat çeken tarım uzmanları, “ortada bir suçlu varsa onun da yanlış politikalar uygulayan hatta herhangi bir tarım politikası olmayan hükümet” olduğunu söylüyor. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz, “Sorun market, pazar ve toptancı hallerinde baskınlar yapılarak çözülmeye çalışılıyor. Devlet girdi maliyetlerini düşürmedikçe gıda fiyatları düşemez” dedi. Tarım uzmanı ve eski ÇiftçiSen Başkanı Abdullah Aysu ise, “Suçu esnafa atmak göz boyamaktır. ‘Bakın ben bir şeyler yapıyorum’ demektir. Tarımla hiç ilgisi olmayan PTT’yi görevlendirmek yerine, üreticiyi doğrudan tüketiciyle buluşturacak bir yasa çıkarıp, bunun pratiği uygulanmalı. Tarım mutlak surette desteklenmeli. Piyasayı regüle edecek kurumlar inşa edilmeli. Bunlar yapılırsa sorun önemli ölçüde çözülecektir” diye konuştu. ‘Kendimize yetebilmeliyiz’ Aysu, Türkiye’de çiftçiliğin ortadan kaldırılıp, gıdadaki kontrolün şirketlerin eline verilmesinin de yüksek fiyatlarda önemli bir rol oynadığını anlattı. Birçok ülke, kuraklık nedeniyle hububat ürünlerinde verim kaybı yaşadığı için, kendine yeterliliği öne çıkarıp, ihracatına kısıtlama koyuyor. Yani bu ürünleri ithal etme kolaylığına kaçan Türkiye, ülkelerin korumacılık politikalarından dolayı istese de ithalat yapamıyor. Ancak hal böyleyken, çiftçinin desteklenip de yurtiçindeki tarımsal üretimin artırılmasına yönelik hiçbir adım yok. Aysu, “Aksine, şirketleri memnun etmek için ihracatçı ve ithalatçı firmaları destekliyoruz, ülkede tüketime yetecek üretim yokken, ihracatın önünü açıyoruz. Tercihimiz, öncelikle kendine yetebilmek olmalı” diyor. ‘Halkı koruyun’ TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’ndan yapılan açıklamada da gıda enflasyonunun sebebinin yanlış üretim ve ekonomi politikaları olduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: “Ülkeler kendi üretimlerini ve stoklarını artırır ve ihracat yasakları ile korumacılık önlemlerini sıkılaştırırken, ülkemizde yerli üretimi artırmaya yönelik adımlar henüz atılmadı. Yönetici konumunda bulunanlar, tercihlerini halktan yana kullanmalı.” Seçilen markanın dışında daha ucuz ürünler gönderilebiliyor Online gıdada mağduriyet! Türkiye Esnaf ve Sanatkar len ürün ve markalar, fatura derilebiliyor. Hatta sipariş lisları Konfederasyonu Genel vb. gibi dokümanlar dikkat tesindeki bazı ürünler ücreti Başkanı Bendevi Palandöken, li bir şekilde incelenmeli” di ödendiği halde stokta tüken“Online gıda alışverişlerinde ye konuştu. Palandöken, şöy diği gerekçesiyle gönderilmine yazık ki çok sayıda mağ le devam etti: “2020’de onli yor. Yerine sipariş listesindeduriyet yaşanıyor” dedi. ne alışveriş harcamaları ön ki diğer ürünlerin miktarlaPalandöken, “Özellikle so ceki yıla göre yüzde 85 arttı. rında değişiklik yapılarak fağuk havalarda artan yoğun Araştırmalara göre ise son za turaya yansıtılıyor.” luk nedeniyle siparişler geç manlarda online market alışteslim edilirken, vatandaş verişleri 5 kat artış gösterdi. PttAVM’den dava lara eksik veya hatalı ürün Vatandaşlarımız uygulamaÖte yandan PttAVM’nin ler gönderilebiliyor. Hızlı tü lar üzerinden gıda ürünleri 10 litresini 176.89 TL’den ketim malları ve market alış sipariş ederken görselde seç sattığı yağları, üretici olan verişlerini online tercih eden tikleri ürün yerine benzer ya Helvacızade’nin 145.90 TL’ye vatandaşlarımız uygulamaları da farklı ürünler, seçilen mar sattığı ortaya çıkınca PttAVM, kullanırken daha dikkatli ol kanın dışında daha pahalı ya şirket ile ilgili hukuki yollara malı. Verilen siparişler, seçi da daha ucuz markalar gön başvurduğunu açıkladı. DOĞALGAZA YÜZDE 1 ZAM Doğalgazda şubat ayında geçerli olacak fiyat tarifelerinde konut, ticarethane, sanayi ve elektrik üretim santralları abone gruplarında yüzde 1 zam yapıldı. Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) internet sitesinde, şubat ayına ilişkin tarife tablosu yayımlandı. Buna göre, BOTAŞ’ın konut tüketicileri için gaz dağıtım şirketlerine uyguladığı satış fiyatı, ocakta geçerli olan tarifeye göre yüzde 1 artışla 1000 metreküp doğal gaz için 1276 lira, ticarethane, sanayi ve elektrik üretim santralları için ise 1428 lira olarak belirlendi. KALP İLK SIRADA SGK’den ilaca 48.6 milyar TL Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), 2020’de ilaç için 48,6 milyar lira ödeme yaptı. Geri ödeme listesinde toplam 8 bin 933 ilaç bulunurken, bu yıl ilaca 59,2 milyar lira ödeme yapılması öngörülüyor. Listedeki 8 bin 933 ilacın 8 bin 557’si Türkiye’de ruhsatlı durumdayken, 376’sı yurtdışından tedarik ediliyor. 6,4 milyar lira ile kardiyovasküler hastalıkların tedavisinde kullanılanlar ilk sırada yer alıyor. Bu grubu sırasıyla 5,6 milyar lira ile kanser ilaçları izliyor. OCAK AYINA AİT Kısa Çalışma’da ödeme 5 Şubat’ta Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, ocak ayına ilişkin işsizlik ve kısa çalışma ödeneği ödemelerinin 5 Şubat’ta hesaplara yatırılacağını duyurdu. Ödemelerin banka hesaplarına yatırılacağını, IBAN bilgileri bulunmayan vatandaşlara da PTT üzerinden ödeme yapılacağını hatırlatan Bakan Selçuk, “İşsizlik ve kısa çalışma ödeneği ödemelerini 5 Şubat 2021 tarihinde hesaplara yatıracağız” açıklamasını yaptı. Taşerondan kadroya geçen işçiler sayesinde artış 6 ayda 123 bin 311 oldu Sendikalı sayısı arttı MUSTAFA ÇAKIR Türkiye’de çalışanların sadece yüzde 14.40’ını oluşturan sendikalı işçi sayısı 6 ayda 123 bin 311 artarak, 2 milyonun üzerine çıktı. Yeni sendikalı olan işçilerin önemli bölümü Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nu (Türkİş) seçerken, konfederasyonun üye sayısı 1.1 milyonun üzerine çıktı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nca hazırlanan “İşçi Sayıları ve Sendikaların Üye Sayılarına İlişkin 2021 Ocak Ayı İstatistikleri” yayımlandı. Taşerondan kadroya geçen işçilerin asıl işin girdiği işkolundaki sendikalara üye olabilmeleri ile birlikte sendikaların üye sayılarında “deprem” yaşandı. Özel sayısı 687 bin 790’dan 711 bin 295’e likle sağlık, büroeğitim, belediye işyer yükselirken, Devrimci İşçi Sendikaları lerinde büyük değişiklik gerçekleşti. Konfederasyonu’nun (DİSK) üye sayısı Geçen temmuz ayına göre, toplam iş da 190 bin 659’dan 193 bin 866’ya çıktı. çi sayısı 14 milyon 251 bin 655’ten 14 milyon 371 bin 96’ya çıktı. Toplam Belediyelerde değişim sendikalı işçi sayısı da 1 milyon 946 Belediyelerde örgütlü bulunan senbin 165’ten 2 milyon 69 bin 476’ya dikaların üye sayılarında ise dikyükseldi. Sendikalaşma oranı da yüzde 13.66’dan yüzde 14.40’a çıktı. Sendikaların üye sayısı kat çeken değişiklikler yaşandı. Bunda işkolu değişiklikleri de etkili oldu. En fazla üyesi buÜç büyük işçi konfederasyonunda sıralama ise yine değişmedi. En fazla üyeye sahip işçi konfederasyonu olan Türkİş’in üye sayısı 6 ayTürkİş: 1 milyon 131 lunan sendika olan Hakİş’e bin 749 bağlı Hizmetİş’in üye sayıHakİş: 711 bin 295 DİSK: 193 bin 866 sı geçen temmuz ayına göre 309 bin 600’den 238 bin 666’ya indi. DİSK’e bağlı Genelda 1 milyon 21 bin 952’den 1 milİş’in üye sayısı ise aynı dönemde yon 131 bin 749’a çıktı. Hakİş’in üye 109 bin 46’dan 114 bin 68’e çıktı. Türkİş’e bağlı Belediyeİş’in üye sayısı 106 bin 281’den 97 bin 760’a indi. Dikkat çeken artışın yaşandığı bir diğer işkolu ise “ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar işkolu” oldu. Türkİş’e bağlı TezKoopİş’in üye sayısı 76 bin 766’dan, 107 bin 823’e yükseldi. İşkolundaki Türkİş’e bağlı bir diğer sendika olan Koopİş’in üye sayısı da 71 bin 594’ten 104 bin 308’e çıktı. Metal işkolunda Türkİş’e bağlı Türk Metal Sendikası’nın üye sayısı 197 bin 299’dan 209 bin 529’a yükseldi. DİSK’e bağlı Birleşik Metalİş’in üye sayısı da 29 bin 849’dan 30 bin 699’a çıktı. “İnşaat” işkolunda Türkİş’e bağlı Yolİş’in üye sayısı 45 bin 941’den 50 bin 301’e yükseldi. l ANKARA ÜLKE GENELINDE 1.5 MILYON ADET KONUTUN “ACIL” DÖNÜŞMESI GEREKIYOR ‘Kendin yık kendin yap’ modeli hızlanacak Son 8 yılda 564 bin konut dönüşebilmişti. 700 bin konutun dönüşümü ise sürüyor. Kentsel dönüşüm konutlarına ilişkin inşaat taahhüt işlerinde KDV’nin yüzde 1’e düşürülmesiyle kentsel dönüşümün hızlanacağı düşünülüyor. Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren karara göre, riskli yapıların bulunduğu yerlerde dönüşüm projeleri çerçevesinde taşınmaz maliklerine ait mevcut inşaat alanının 1.5 katına kadar olan yeni inşaat alanında yapılacak olan konutlara ilişkin taahhüt işlerine yönelik KDV oranı yüzde 1’e indirildi. Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkanı Haluk Sur, “Son 8 yılda 564 bin konut dönüşebilmişti. 700 bin konutun dönüşümü ise sürüyor. Acil dönüşmesi gereken konut adedi ise 300 bini İstanbul’da olmak üzere ülke genelinde 1.5 milyon adet. Toplamda ise yaklaşık 6.5 milyon konut. Bu kararı, aynı zamanda gayrimenkulün bağlantılı olduğu 200’den fazla alt sektörde ekonomik canlanma oluşturacak bir teşvik olarak görüyorum” dedi. Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç ise “Bu kararla bedel karşılığı evlerini yeniletmek isteyen arsa sahipleri ve yükleniciler açısından çok önemli bir dönem başladı ve maliyetler ciddi anlamda azaldı” diye konuştu. l Ekonomi Servisi / AA ‘Büyük Yenilenme’ ve sosyal demokrasi Dünya Ekonomik Forumu’nun 2021 temasına göre bir “Büyük Yenilenme” gerekiyor. Aynı şeyi Sosyal Demokrasi (SD) için de söyleyebiliriz. ‘Büyük Yenilenme’ Finansal kriz, Covid19 krizi, ağırlaşan iklim krizi, “serbest piyasa” modeline dayalı kriz yönetim modelinin artık “sistemi” stabilize edemediğini gösterdi; yeni bir “model” arayışı başladı. Bunun ilk işaretlerini, son IMF ve Dünya Bankası toplantısında görmüştük. Neoliberal modelin kararlı bir savunucusu olan bu iki kurum şimdi, para politikası, bütçe disiplini ve kemer sıkma yerine maliye politikalarına, ekonomik büyümeye, kimi sanayi dallarını desteklemeye, enflasyona değil işsizliği azaltmaya öncelik veren ekonomik politikalar öneriyorlar. Kapitalizmin merkez ülkesi, ABD’de devlet başkanı seçilen Biden’ın ilk imzaladığı kararnameler de artık ekonomik modelde bir paradigma değişikliğine işaret ediyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun genel müdürü, Schwab’a göre “Covid19 krizi, eski sistemin 21. yüzyıla uygun olmadığını” gösterdi; bir “Büyük Yenilenme” gerekiyor. Schwab, şirketlerin “kâr maksimizasyonunun, hisse sahiplerinin çıkarının ötesinde, toplumun sorunlarına bakmaları gerektiğini” savunuyor. Fransa Devlet Başkan Macron “bu krizden ancak eşitsizliklerle mücadele eden bir ekonomiyle çıkabiliriz” diyor, ekliyor: “kapitalist model ve bu açık ekonomi, bugünün ortamında çalışmıyor”. Ford Foundation’un başkanı Darren Walker’e göre “eğer kapitalizm sürdürülecekse, neoliberalizmin tabutuna son çiviyi çakmamız gerekiyor”. Sosyal demokrasinin zamanları “Büyük Yenilenme”, 200 yıllık evrimi boyunca, her dönemde, sınıflar arasındaki dengeye, kapitalizmin dinamiklerine/gereksinimlerine göre şekillenen sosyal demokrasi için yeni bir sayfa açabilir. SD, burjuva devrimleri çağında şekillenen, kapitalist bireyin çıkarına odaklı liberal demokrasiye tepki olarak, çalışanların çıkarına odaklı bir demokratikleşmeyi savunan sosyalist bir hareket olarak doğdu. İşçi sınıfının ilk grev ve direniş hareketlerinin yükseldiği, emek piyasasının stabilizasyonunun kapitalist sınıf açısından ilk kez önem kazandığı dönemde kitleselleşti. SD, 1871 Paris Komünü yenilgisinin üzerinde, bir sağa kayma, gerileme dönemine girdi. SD, I. Dünya Savaşı’nı destekledi; Almanya’da bir sosyalist kalkışmanın bastırılmasında, Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’in katledilmesinde önemli bir rol oynadı. SD, sosyalizme parlamenter sistem içinde geçme amacını terk etti. İkinci Dünya Savaşı sonrasından 1970’lere kadar kitlesel sendikaların, ekonomik büyümenin, Soğuk Savaş’ın iklimi SD’nin altın çağı oldu. Bu iklimde, SD’nin ikili işlevi vardı: Bir taraftan toplumsal reformlarla işçi sınıfının yaşam koşulların iyileştirmeye çalışmak, diğer taraftan komünist hareketin gelişmesini önlemek. SD partiler, 1970’lerin ortasından itibaren yeniden gündeme gelen liberalizmin (neoliberalizm) karşısında, muhafazakâr partilerden, (The Economist’in gözlemini ödünç alırsak) “farklı politikalar geliştirmeyi başaramadıkları için” bu ikili işlevi yerine getiremediler, hızla gerilediler. Kısacası, sosyal demokrasinin 20. yüzyılın başında sosyalist özelliklerinden sıyrılarak zamanla bir “düzenlemeci” partiye dönüştüğünü, bir taraftan emekçi sınıfların temsilciliğini üstlendiğini, diğer taraftan da politikalarını, egemen sınıflar ile kendi sosyal tabanı arasında bir “birlikte varoluş modeli” kurmak üzere ama sağından, solundan ve tabanından gelen basınçların altında şekillendirdiğini görüyoruz. Şimdi, SD’nin yeniden yükselmesine uygun ortamda, sosyalist solun karşısına, yönetilemediğinde vahim toplumsal sonuçlara yol açan eski bir paradoks yeniden geliyor: Kriz ne kadar sert olursa olsun, işçi sınıfının, halkın “kapitalist gerçekçiliğin” etkisindeki kesimi, ilerici bir bilince ulaşırken, sosyal demokrasinin üzerinden atlamıyor, içinden geçiyor. Onlar hâlâ SD’nin etkisindeyken, özellikle faşizme karşı, safların sıklaştırılması gündemdeyken, SD partileri, birlikte mücadele etmenin yollarını aramak, araçlarını yaratmak yerine, “III. Dönem”de (192835) olduğu gibi sosyal faşist ilan etmek ya da yok saymak antifaşist güçlerin birlik olasılıklarını sabote ediyor, faşizmin değirmenine su taşıyor.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear