25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 10 OCAK 2021 PAZAR BİRİNCİ İNÖNÜ SAVAŞI’NIN 100. YILDÖNÜMÜ İNCELEME Milli Mücadele’nin ŞahinveTüreci’nin aşı devrimi sürüyor: Sırada MS tedavisi var B SINIR ALEVCOŞKUN ugün, 10 Ocak 1921’de yaşanan I. İnönü Savaşı’nın 100. yıldönümü... I. İnönü Savaşı, Milli Mücadele’nin ilk zaferidir ve Milli Mücadele’nin çok önemli bir sınır taşıdır. TAŞI Flaş haberi verelim önce, BioNTech şimdi de otoimmün hastalıklara karşı yeni bir aşı ile sahneye çıktı. MS hastalığını tedavi edebileceklerini gösterdi. Gerçeği, dünün artık çoğu fosil olmuş kitaplarında arayıp da önümüze sürenler, artık çöp olmuş bilgilerden bugünün gerçeğini anlamaya çalışanlar, “Yahu aşı geçmişte 2030 yılda ancak geliştiriliyordu, şimdi ise 10 I. İnönü Savaşı’nın önemini anlayabilmek için günün koşullarına kuşbakışı bakmamız, savaş öncesi arka planı, altyapıyı ve nirengi noktalarını anımsamamız gerekiyor. ayda önümüze aşı diye bir şey koyuyorlar, büyük bir komplo ile karşı karşıyayız.. Aşı olmayın, DNA’nıza bir çip takacaklar” diyenlere son söz: Adam kendi kafasını dondurmuş, ona çip taksan neye yarar.. Bir devrim yaşıyoruz biyoteknolojide, tıpta, 13 Kasım 1918’de işgal edilmiş olan Cephe Komutanı İsmet moleküler biyolojide, genetikte, canlıların yaİstanbul, 16 Mart 1920’de açıkça yeniden işgal ediliyordu. Harbiye Bakanlığı sarılıyor, son Osmanlı meclisi basıBey iki ateş arasında kalmıştı. Bir yandan Ethem şamı lime lime bilimin elinde. 10 ayda aşı, tüm bu alanlardaki bilgi birikiminin aşı üretmede patlamasından başka bir lıyordu. Aydınlar ve kimi milletvekilleri bir bir toplanıp Malta’ya sürgün ediliyordu. Mustafa Kemal de 19 Mart 1920’de Anadolu’ya gönderdiği genelgeyle her sorununu çözmek için uğraşırken öte yandan Yunan işgal güçlerinin saldırısını da durdurmak şey değildir. İşte mRNA aşı teknolojisinin büyük isimleri olarak tarihe geçen Uğur Şahin ve Özlem Türeci (ve şirketleri BioNTech), yeni koronavirüse karşı hızla geliştirdikleri aşının ardından, ikinci büyük sürprizlerini yaptılar ve sancakta seçim yapılmasını, yeni seçigerekiyordu. aynı mRNA teknolojisi ile otoimmün hastalen meclisin Ankara’da toplanacağını bildirmişti. İşgal güçleri, Anadolu’da toplanacak Askerin İnönü mevzilerine bir an önce ulaştırılması lıklar adı altında sınıflandırılan MS (Multiple Skleroz) hastalığını geliştirdikleri aşı ile tedavi edebileceklerini gösterdi. bir meclisin Kuvayi Milliyecileri merkezi bir duruma getireceğini ve bunun çok tehlikeli olacağını çok iyi biliyorlardı. Emperyalist İngiltere, Padişah Vahdettin ve ona bağlı işbirlikçi İstanbul Hükümeti hemen önlem aldılar. İSYANLAR BAŞLIYOR Ankara’da meclis açılış hazırlıkgerekiyordu. Birlikler iki günlük mesafeyi bir günde almak zorundaydılar. ÇERKEZ ETHEM İSTANBUL’A YANAŞIYOR Bağışıklığın bedene saldırısı Otoimmün hastalıklar, insanın kendi bağışıklık sisteminin, bir şekilde (kısmi) bozulup kendi dokularını düşman görüp saldırmasıyla oluşuyor. İltihaplı romatizmadan tutun sedef hastalığı ve iltihaplı bağırsak hastalıklarına kadar milyonlarca insanı perişan ediyor. Science dergisinde yayımlanan araştırmalarında, koronavirüs aşı teknolojisi mRNA ile ları yapılırken, İstanbul Hükümeİngilizler de durumu izliyorlardı. ürettikleri yeni aşının, MS fare modellerinde ti de iç isyanları başlattı. 16 Şubat 1920’de İkinci Anzavur Ayaklanması, 13 Nisan’da Düzce Ayaklanması, 18 Nisan 1920’de Kuvayi Milliye’ye karşı padişahın İngilizlerle birleşerek Kuvayi İnzibatiye ordusunu kurdurması, Düzenli orduya karşı olan Çerkez Ethem, İstanbul Hükümeti’ne yanaşıyordu. 2 Ocak 1921 günü, Çerkez Ethem, İstanbul’daki sadrazama çektiği telgrafta, Ankara’ya karşı harekete geçhastalığı durdurucu, engelleyici ve iyileştirici olduğunu gösterdiler. Klinik araştırmalarda da benzer sonuçlar elde edilirse, MS’in ötesinde, diğer otoimmün hastalıklar için de büyük bir umut ışığı yanmış olacak. mRNA teknolojisine, kanser aşısı geliştirmek için sarılmışlardı büyük bir inanç ve Düzce’de başlayan isyanın Bolu’ya sıçtiği, Yunan komutanlığı ile anlaşmaazimle. O da sırada! raması... ya vardığı bilgisini veriyor ve “tutulaAşıda 2020 yılı ile birlikte yeni bir çağa girdik! İsyanlar, meclisin açılacağı sıralarda Ankara’nın ilçeleri Nallıhan ve Beypazarı’na kadar gelmişti. İsyanlar meclisin açılışından sonra da devam etti ve Anzavur kuvvetleri 10 Mayıs 1920’de Adapazarı’nı işgal ettiler. 15 Mayıs 1920’de Yozgat’ta Çapanoğlu İsyanı başladı. Bununla yetinilmiyor, 1 Haziran 1920’de Doğu’da Milli Aşireti İsyanı başlıyordu. ÇEMBERE cak yol konusunda yüksek sadrazamlık katının destek ve onayını almaya gerekli gördüm” diyordu. Ethem, böylece isyanını ve Yunan Komutanlığı ile işbirliği yaptığını İstanbul Hükümeti’ne resmen bildiriyordu. Aynı günlerde, çaresiz olarak Kütahya’da Ethem kuvvetleriyle Batı Cephesi Kuvvetleri arasında çatışma çıktı. Ethem kuvvetleri 67 Ocak tarihleToplumsal büyük karmaşa Kadir Has Üniversitesi Türkiye Araştırmalar GrubuGlobal Akademi ortaklığında gerçekleştirilen “Türkiye Eğilimleri Araştırması”nda bir dizi ilginç bulgu var. Prof. Mustafa Aydın ile yapılan dijital toplantıda veriler tabii ki ağırlıklı ekonominin kötüye gittiği ile dolu. Araştırmanın siyaset ve yönetimle ilgili bazı verilerini epey tartışmalı bulsam da en ilgi çekici bir sonucu, en güvendiği kurumlar sıralamasında ilk üç sırada Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), jandarma ve polisin olmasının ALINMAK İSTENİYOR Mustafa Kemal, çembere alınmak isteniyordu. Ne ordusu ne de askeri vardı. Anzavurlar, “gâvur imamlar” İslam Teali Cemiyeti, Kuvayi İnzibatiye savaş halinde Ankara’yı ve Mustafa Kemal’i ateş çemberine almak istiyordu. örtü serildi. Bu örtü işgal güçlerinin Öte yandan padişaha bağlı Şeyhülis ülkeyi terk ettiği tarihe kadar Meclis lam Dürrizade Abdullah’ın yayımladı kürsüsünde kaldı. ğı fetvada “Mustafa Kemal asidir”, “di Yunan işgal birliklerinin yürüyüşlenen ‘Katlivacip’, öldürülmesi zorunlu ri sürüyordu. 20 Temmuz 1920’de bir kişidir” deniliyordu. İngiliz savaş filosunun desteği altında Evet, Meclis 23 Nisan 1920’de açıl Tekirdağ da işgal edildi. dı. Ancak isyanlar durmuyordu. Trakya’ya çıkan Yunan askeri birMustafa Kemal bunlarla uğraşıyor, likleri 25 Temmuz’da Kırklareli ve öte yandan da düEdirne’yi de aldılar. zenli orduyu kurmaBöylece Osmanlı ya çalışıyordu. Meclis’in ve KuvaMustafa Kemal, çembere Devleti’nin tarih boyunca başkentleri yi Milliye’nin güçalınmak isteniyordu. olan Bursa, Edirne ve lenmeden dağılmasını sağlamak amacıyla, işgal devletleri de bu tarihlerde Ne ordusu ne de askeri vardı. Anzavurlar, ‘gâvur imamlar’ İslam İstanbul yabancı askerlerin işgali altına geçmişti. Utanmaz mütaAvrupa’da toplanTeali Cemiyeti, Kuvayi reke basını ise şöytılar yapıyorlardı. San Remo’da toplanan İngiltere, Franİnzibatiye savaş halinde le yazıyordu: “KuvaAnkara’yı ve Mustafa yi Milliye parlak sözlerle milleti aldatsa, İtalya başbakan Kemal’i ateş çemberine tı. Bursa’yı, Edirne’yi ları, Anadolu’da saalmak istiyordu. savunamadı. Boş yevaş kararı aldılar. Nitekim kısa bir süre sonra, Yunan askeri birlikleri, 22 Haziran 1920’de Milne hattındaki cephe boyunca Ankara’nın toparlaMustafa Kemal bunlarla uğraşıyor, öte yandan da düzenli orduyu kurmaya çalışıyordu. re kan dökülmesine sebep oldu.” Kuvayi Milliye vatanı kurtarmaya çalışıyor, işbirlikçi Alemdar gazetesi ise demagoji yapıyordu. maya çalıştığı ordusuna karşı saldırıya geçti. İngilizler, Yunan saldırılarına yardım etmek amacıyla 25 Haziran 1920’de Mudanya’ya, 2 Temmuz’da Bandırma’ya denizden askeri birlik çıkardılar. SEVR DAYATILIYOR Yunan birlikleri Bursa, Tekirdağ, Kırklareli ve Edirne’yi işgal ederken, Batılı emperyalist devletler de o tarihte Sevr Antlaşması’nı dayatıyordu. Nitekim, 22 Temmuz 1920’de padişahın başkanlığında toplanan İstanbul’daBURSA’NIN IŞGALI Yunan askeri güçleri de güneyden yürüyorlardı; 30 Haziran 1920’ye kadar Kula, Eşme, Sındırgı ve Edremit’i, daha sonra da Susurluk ki Saltanat Şurası Sevr’i kabul etti. Kuvayi Milliye Meclisi moral ezikliği içindeydi. Mustafa Kemal, düzenli orduyu kurabilmek, zorluklarla başedebilmek için uğraşıyordu. ve Bandırma’yı ele geçirdiler. İlerle ALİ FUAT PAŞA yen Yunan ordusu 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı işgal etti. VE GEDİZ SALDIRISI Meclis açılalı henüz 76 gün olmuşYunan güçlerinin Bursa’yı işgal ettu, milletvekillerini yas bağlamıştı. meleri nedeniyle yenilme duygusuBu arada 31 milletvekili tarafından nun verdiği öfke ve Meclis ile kamuverilen bir önerge oybirliği ile kabul oyunun artan baskısı karşısında Batı diz bölgesinde mevzilenmiş olan bir Yunan tümenine karşı saldırıya geçme düşüncesini, Ankara’ya, Genelkurmay Başkanlığı’na bildirdi. Yunan ordusunun üç tümeni Bursa bölgesinde, bir tümeni Uşak’ta, bir tümeni Aydın bölgesindeydi. Gediz’deki Yunan tümeni diğer ana kuvvetlerden ayrı ve bağlantısız görünüyordu. Ali Fuat Paşa, bu bağımsız Yunan tümenine baskın yaparak bir başarı sağlamak istiyordu. Mustafa Kemal böyle bir saldırıya karşıydı. Genelkurmay Başkanı İsmet İnönü’yü Ali Fuat Paşa’nın yanına göndererek “ordunun henüz hazır olmaması nedeniyle böyle bir saldırıya karşı olduğunu” bildirdi. Ancak, Ali Fuat Paşa ısrar ediyordu. Sonunda, Batı Cephesi Birlikleri, 24 Ekim 1920 gecesi Yunan birliklerine karşı saldırıya geçtiler. Ne yazık ki sonuç yenilgi oldu. Yeni kurulan ordu ve Meclis bir yenilgi daha almıştı. Bunun sonunda, Batı Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa, Moskova’ya büyükelçi olarak gönderildi. Batı Cephesi Komutanlığı’na Albay İsmet Bey atandı. DÜZENLİ ORDU Mustafa Kemal’in temel düşüncesi bir an önce disiplinli ve düzenli ordunun kurulmasını sağlamaktı. Ancak Milli Mücadele’nin zor günlerinde, isyanlara karşı savaşan ve Milli Mücadele’ye yardım eden Çerkez Ethem kuvvetleri, düzenli ordu kurulmasını istemiyorlardı. Örneğin, Çerkez Ethem’in kardeşi Saruhan Milletvekili Reşit Bey bir toplantıda Mustafa Kemal’e “Hâlâ şu erkânı harp beylerle mi (kurmay subaylarla mı) gâvuru kovacağınızı sanıyorsunuz?” diyor ve “1893’ten beri talim ve terbiye ile kazanılmış tek bir savaş olmadığını” ileriye sürüyordu. Buna karşın, 10 Kasım 1920’de göreve başlayan Albay İsmet Bey, düzenli ordu için hızla çalışmaya başrinde, Gediz’deki milli orduya topçu ateşiyle savaş açarak, düzenli birlikleri epeyce zor durumda bırakmıştı. Batı Cephesi birlikleri ile isyan eden Ethem birlikleri arasında çatışmalar sürerken, tam bu sırada, 6 Ocak 1921 Perşembe günü sabah 10.30’da Cephe Komutanı Albay İsmet Bey’e şu haber verildi: “Yunan Ordusu, Bursa ve Uşak’tan bu sabah ileri harekete geçmiştir.” İKİ ATEŞ ARASINDA Yunan kuvvetleri ilerliyorlardı; Banaz, İnegöl ve Yenişehir’i işgal ettiler. Cephe Komutanı İsmet Bey iki ateş arasında kalmıştı. Bir yandan Ethem sorununu çözmek için uğraşırken öte yandan Yunan işgal güçlerinin saldırısını da durdurmak gerekiyordu. İnönü bölgesi yönünde harekete geçmiş olan Yunan birliklerine ulaşmak için tren yoluna ve en yakın tren istasyonuna varmak için askerlerin 80 kilometre yol yürümeleri gerekiyordu. Bu durumda Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey, Ethem üzerine yapılan hareketi bir süre için askıya aldı. Gediz bölgesinde 61. Tümen Komutanı Yarbay İzzettin Çalışlar’ı bırakarak, Yunan saldırısını durdurmak amacıyla İnönü bölgesine yöneldi. KAPANIN ORTASINDA Askeri açıdan Cephe Komutanı İsmet Bey tam bir kurt kapanının ortasında kalmıştı. Önünde Ethem ve iki kanatta güçlü Yunan birlikleri vardı... Askerin İnönü mevzilerine bir an önce ulaştırılması gerekiyordu. Yunan güçleri İnönü mevzilerine yakındı ama Batı Cephesi birlikleri daha uzaktı. İki günlük mesafeyi bir günde almak zorundaydılar. Bu savaşlara bizzat katılmış olan Yüzbaşı Rahmi Apak durumu şöyle anlatıyor: “Batı Cephesi kıtaları, beş günden beri uzun yürüyüşlerle çok yorgun düşmüşlerdi. Mevsim kıştı. Askerin çoğunun kaputları yoktu. Öksürüyorlardı. Erat cılızdı. Hayvanlar ayakta yürürken uyuyorlar ve düşüyorlardı. Yollar kötü ve çamurdu.” Bugünkü yazımızda, savaşa giderken genel durum ve koşullar ele alınmıştır. Yarın da I. İnönü Savaşı üzerinde durulacaktır. yanı sıra, iktidarın iki de bir defterlerini dürmek istediği Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, en güvenilen kurumlar listesinin üst sıralarında yer aldı. RTÜK, TÜİK, ÖSYM ve medya kuruluşları da en güvenilmez kurumlar... Güvenilmez medya yaratmak, iktidara uygun istatistikler üretmek, iktidara muhalif basın ve TV’leri karartmak, ceza vermek, dava açmak ve susturmaya çalışmak, iktidarın başlıca işlevlerinden olduğu için halk tarafından güvenilmezler olarak etiketlenmeleri sürpriz değil. İktidar bu temel kurumları başarıyla felç etti. Ayrıca araştırma, siyasal kutuplaşmanın en üst düzeye çıktığını vurguluyor. Özdemir İnce’nin dünkü Cumhuriyet’teki söyleşisinde “AKP’nin yaptığı, silahsız iç savaştır” sözleri, bu kutuplaşmayı tarif ediyor. Canan Kaftancıoğlu’na karşı en üst düzeyde yapılan saldırılara bakın, CHP’yi düşmanlaştırma politikalarına bakın ve iktidarın 2.5 yıllık bir seçim sürecinde bu kutuplaştırmayı nerelere tırmandırabileceğini hesap edin artık. Eksik bilgi 31 Aralık tarihli “Koronavirüs sözlüğü denemesi” başlıklı yazıda, öne çıkan konularda bazı bilim insanlarımızın adını vermiştim, böyle birkaç isimle geçiştirmenin haksızlık olacağını bile bile. Toplumu doğru bilgiyle aydınlatan daha pek çok ismi saymamız gerekirdi, hepsinden özür dilerim, bunlar arasında Prof. Ahmet Saltık var. Canla başla çalıştı. Bu çerçevede Prof. Kayıhan Pala’yı anmalıyım. Özellikle bu iki bilim insanını, bağımsız tavır ve anlatımlarından dolayı. VEFAT Memoş Gelişken’in sevgili eşi, Ebru ve İrem’im biricik babaları, Tevfik ve Zeki’nin kayınpederi, Öner Gelişken’in ağabeyi BÜLENT GELİŞKEN 7 Ocak 2021 Perşembe günü aramızdan ayrıldı. Üzüntümüz sonsuzdur. Işıklar içinde uyusun. AİLESİ edilerek Meclis kürsüsüne siyah bir Cephesi Komutanı Ali Fuat Paşa, Ge lamıştı. SÜRECEK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear