25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 5 7 EYLÜL 2020 PAZARTESİ Hukukçular, yeniden gündeme taşınan ölüm cezası tartışmalarına tepkili: Gereksiz ve saçma MHPGenel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “idam geri getirilsin” çıkışı na tepki gösteren hukukçular, idam tartışmasını “gereksiz ve saçma bir tartışma” olarak de ğerlendiriyor. İdam düzenlemesinin Türkiye’nin imza ladığı uluslararası ZEHRA ÖZDİLEK anlaşmalara aykırı olduğunu hatırlatan hukukçular, “Türkiye’nin o kadar problemi varken ölüm cezasını tartışmak kadar saçma bir şey olamaz. Si yasetçiler başka şeylerle uğraş malıdır. İdam cezası gibi temel bir sorunu Ayasofya’da olduğu gibi iç politika aleti olarak kul lanmak büyük bir ayıptır” gö rüşünü dile getirdi. Türkiye’de 34 yıldır fiilen uygulanmayan ve 18 yıldır da hukuken bulunmayan idam, bir zamanlar seçim mitingle rinde ip gösteren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tara fından yeniden gündeme geti rildi. Ardından TBMM Başka nı Mustafa Şentop “Belli suç larda olması gerektiği kana atindeyim”, AKP Grup Baş kanvekili Cahit Özkan “Va tandaşımız istiyorsa biz de parlamentoda bunun gereği ni yapmak zorundayız” diye rek Bahçeli’ye destek verdi. ‘ İÇ POLITIKA ALETI OLARAK KULLANMAK YANLIŞ’ n Turgut Kazan: Büyük hukukçu Cahit Özkan, bir hukukçular derneği başkanıydı. Herhalde hukuk fakültesinden de mezun olmuş bir arkadaş. Ama Fenerbahçe Ordu Evi önünde ‘generalleri teslim edin’ diye basın açıklaması yapan bir hukukçu. Eğer idam olsaydı teslim edin dediği generaller idam edi lecekti demek ki. Böyle bir hukukçu. İdam gibi temel bir sorunu Ayasofya’da olduğu gibi iç politika aleti olarak kullanmak büyük bir ayıptır. Artı öyle bir değişikliği yapamazlar öyle bir çoğunlukları yoktur. Bu, önce anayasa değişikliğini gerektirir. Önce bir anayasayı okusunlar... İdamı düşünmek ilkelliktir. Hangi suç için düşünüyorlarsa düşünsünler idam asla o suçların işlenmesine engel olamaz. İdam getirilirse büyük acılar yaşanan bazı örneklerde olduğu gibi sonunda muhaliflere uygulanır. Siyasi iktidar kimse ona karşı olanlara uygulanır... Türkiye geçmişte darbelerden sonra hep örneğini yaşamıştır. Türkiye’nin eski AİHM yargıcı Rıza Türmen, ceza hukukçusu Prof. Köksal Bayraktar ve İstanbul Barosu’nun eski başkanlarından hukukçu Turgut Kazan, idam tartışmasını Cumhuriyet’e değerlendirdi. ‘Devlet insanı korur’ n Rıza Türmen: Ben bunların ciddi olduğuna inanmıyorum. Gündemi meşgul etmek için yapıyorlar. İşin etik tarafını bir tarafa bıraktığımızda bile devlet adam öldürür mü? Öldürmez. Devlet insanlarını korumakla yükümlüdür. Hukuken ise idamın getirilmesi imkânsız görülüyor. Türkiye idam sorununu AKP zamanında halletti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin idamı yasaklayan iki tane protokolü var. 6 ve 13 sayılı protokoller. 6 sayılı protokol yasak ladı ama savaş zamanı izin verdi. 13 sayılı protokol ise mutlak yasaklandı. ‘Savaş zamanı barış zamanı her koşul altında idam yasaktır’ dedi. Bu protokolü AKP imzaladı ve taraf oldu. Bu protokoller Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) ayrılmaz parçalarıdır. İdamı getirmek için 13 sayılı protokolden çekilmek lazım. AİHS’denden de dolayısıyla çekilmiş oluyorsunuz. Sözleşmeden çekilebilirsiniz ama Avrupa Konseyi üyeliğiniz de sona eriyor. Avrupa Konseyi üyeliği sona ererse bütün değerlerle bağlantınızı kesiyorsunuz. Türkiye’nin bambaşka bir ülke olması söz konusu burada. ‘Geriye dönüş’ n Prof. Köksal Bayraktar: Son derece yanlış bir yakla şım. Ölüm cezasının ne kadar vahşi ne kadar insanlığa aykırı olduğu bilinen bir gerçek. 21. yüzyılın düşüncesi içerisinde buna yer vermek ve bunu tartışmaya açmak kadar hatalı bir şey olamaz. Türkiye’nin o kadar problemi varken sosyal, iktisadi, kültürel problemler gibi, ölüm cezasını tartışmak kadar saçma bir şey düşünemiyorum. Türkiye idamı kaldırdı. Şimdi tekrar geriye dönmek hem hukuken geriye dönüş olacaktır hem insanın gelişmesi yönünden geriye dönüş olacaktır. İnanılmaz bir şey. Halk isterse biz bunu kabul ederiz ne demek? Halkın isteği nasıl belli olacak? Hangi dönemin halkı, hangi yörenin halkı? Bence siyasetçiler başka şeylerle uğraşmalıdır. l İSTANBUL CHP’li Erkek, Oda TV davası için çağrı yaptı; Çakırözer, tutuklu Yıldız’la görüştü: Kalemim dışında neyim var? CHPGenel Başkanı Muharrem Erkek, “Mesleklerini yaptıkları için tutuklu olan gazetecilerle dayanışmak ve gazeteciliğin suç olmadığını tekrar söylemek için 9 Eylül Çarşamba günü, saat 10.00’da, Çağlayan Adliyesi’nde buluşalım” çağrısında bulundu. CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer aracılığıyla iktidara seslenen Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız da “Ben tutuksuz yargılansam, ne yapabilirim ki? Elimdeki kalemim dışında neyim var? Herhalde beni Trump ya da Merkel ile karıştırıyorlar. Çünkü bu ülkede gerçekten adaletin işleyişine zarar veren faaliyetleri onlar ve Türkiye’deki muhatapları yapıyor” dedi. CHP’li Muharrem Erkek, yaptığı yazılı açıklamada, “Mesleklerini yaptıkları için tutuklu olan gazetecilerle dayanışmak ve gazeteciliğin suç olmadığını tekrar söylemek için 9 Eylül Çarşamba günü, saat 10.00’da, Çağlayan Adliyesi’nde buluşalım” çağrısı yaptı. Çakırözer’den ziyaret CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer ise tutuklu Oda TV Ankara Haber Müdürü Müyesser Yıldız’ı, Sincan Cezaevi’nde ziyaret etti. Yıldız, Çakırözer’e, bir an önce iddianamesinin hazırlanarak hâkim karşısına çıkarılmasını gerektiğini söyledi. Yıldız, Çakırözer ile yaptığı görüşmede de adli yıl açılış töreninde yapılan konuşmaları anımsatarak, şu değerlendirmeyi yaptı: “Adli yılı açarken Cumhurbaşkanı diyor ki, ‘Devlet adaletle yaşar. Biz, hem kendimiz için hem de tüm insanlık için sürekli adaletin peşinde koşmalıyız.’ Sonra Yargıtay Başkanı diyor ki, ‘Türk yargısının temel amacı halka kusursuz adalet hizmeti sunmak, adalete güveni yükseltmek ve kamu vicdanını tatmin etmektir.’ Hatta Yargıtay Başkanı ‘Türkiye’den yurtdışına hukuk ihraç etmekten, dünyaya hukuk alanında örnek olmaktan’ bahsediyor. Bu sözleri söyleyenler gerçeklikten tamamen kopmuşlar. Onların sözleriyle, bizim gerçeklerimiz arasında uçurum var. Adalet diyenlere, vicdan diyenlere soruyorum: Ben niye içerideyim? Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç neden Silivri’de? Dünyaya adalet götürmekten bahsedenler ön KILIÇDAROĞLU ARADI, KOMUTANLIK HAREKETE GEÇTI Osmanlı döneminden bugüne Karaburun yöresinde yaygın olan tel kırma tekniği, Türk el nakışı sanatının en özgün örneklerinden birisini oluşturuyor. İşlemeye özel yassı bir tel ve özel iğne kullanılarak yapılan bu el sanatı, tellerin birbirine bağlantısı Şerife Zorlu olmayacak şekilde makas kullanılmadan kırılması ile gerçekleşiyor. Şerife Teyze’nin bayrağı Anıtkabir’de sergilenecek Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu ziyareti sırasında hediye ettiği ve yöreye özgü tel kırma tekniği ile yapılan bayrağın bir benzeri Anıtkabir’e hediye edilecek. Başkan Erdoğan’ın hediye ettiği bayrağı çok beğenen ve kimin tarafından işlendiğini öğrenen Kılıçdaroğlu, Karaburun’a bağlı Kösedere Köyü’nde ikamet eden, bayra ğı işleyen 77 yaşındaki Şerife Zorlu’ya telefonla ulaşarak teşekkürlerini iletti. ‘Çok mutlu oldum’ CHP Genel Başkanı’nın kendisini aramasından çok mutlu olan Şerife Teyze, “Kemal bey telefonda konuşurken ‘Benden bir isteğin var mı’ deyince, kendimi tutamadım, onun için yaptığım bayrağın bir benzerini Anıtkabir’e hediye etmeyi çok istediğimi, ama bugüne kadar başarılı olamadığımı söyledim” dedi. Kılıçdaroğlu ile görüşmesinden birkaç saat sonra kendisini Anıtkabir Komutanlığı’ndan aradıklarını ve bayrağı memnuniyetle kabul edeceklerini ilettiklerini belirten Şerife Zorlu, çok duygulandığını, gözyaşlarını tutamadığını, verilen ölçülere uygun olarak bayrağı işlemeye başladığını söyledi. l İZMİR / Cumhuriyet ce yurtta adaleti, yurtta vicdanı sağlamalı. Vicdan dersi veriyoruz diyenler, önce kendi yurdumuzda kendi insanımıza karşı vicdanlı, adaletli olsunlar.” Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını yitirmesinin Türkiye’nin en önemli meselesi olduğunu vurgulayan Yıldız, “Bu mesele sadece Müyesser Yıldız’ın meselesi değil. Türkiye’de gazeteci olsun, siyasetçi olsun, avukat olsun, kim olursa olsun herkesin adil yargılandığından emin olması lazım. Ama böyle bir şey yok. Yargının bu bağımlı hali böyle sürecekse, mahkemeler kararlarını artık Türk milleti adına değil, iktidar adına, Saray ya da onları o özel görevlere kim atadıysa onlar adına versinler. Ama Türk milleti adına değil. Çünkü Türk milleti asla bu kadar vicdansız, bu kadar adaletsiz değildir. Zulüm yapmaz” mesajını verdi. ‘Beni Trump sanıyorlar’ Tutukluluğuna yaptığı itiraza verilen ret kararına “skandal denebilecek bir gerekçe yazıldığına” dikkat çeken Yıldız, şöyle konuştu: “Her ay tutukluluğuma itiraz hakkım var. Ağustos itirazında hâkim ret kararına yeni bir gerekçe eklemiş ve ‘şüphelilerin salıverilmesi halinde adaletin işleyişine zarar verecek faaliyetlerde bulunma tehlikesi’ demiş. Şimdi ben zaten üç yazı nedeniyle tutukluyum. Ben tutuksuz yargılansam, ne yapabilirim ki? Elimdeki kalemim dışında neyim var? Herhalde beni Trump ya da Merkel ile karıştırıyorlar. Çünkü bu ülkede gerçekten adaletin işleyişine zarar veren faaliyetleri onlar ve Türkiye’deki muhatapları yapıyor. Ve bunu açık açık da söylüyorlar, kimi istiyorlarsa Erdoğan’a söyleyerek mahkemelerce bıraktırdıklarını söylüyorlar zaten.” AİHM Başkanı Roberto Spano’nun Türkiye’ye gerçekleş tirdiği ziyaret konusuna da değinen Yıldız, “Hatırlarım biz Ergenekon kumpas davalarında yine böyle cezaevinde zorla yatırılırken, o dönem de sanırım AİHM Başkanı gelmişti. AİHM’ye giden dava yükü azalsın diye bireysel başvurunun yolu açılmıştı o dönemlerde. Ama aynı zamanda cezaevine kumpasla atılanların yaşadığı haksızlığı, hukuksuzluğu daha da uzatan bir süreçti bu. Ayrıca bireysel başvuru yolunu açtık da ne oldu? AİHM kararlarını uygulamayan ülkelerin başındayız” dedi. Yıldız, “AİHM Başkanı şunu sorabilecek mi merak ediyorum: ‘Madem 90. maddeyi koydunuz. AİHM kararları öncelikli hale geldi. O zaman niye yerine getirmiyorsunuz o kararların gereğini? Niye hâlâ gazeteciler tutuklu? Niye adil yargılanma hakkı tanınmıyor” değerlendirmesinde bulundu. l ANKARA / Cumhuriyet l 400 DAVA, MILYONLARCA LIRA BORÇ Esenyurt’ta borç öde öde bitmiyor HAZAL OCAK AKP’den CHP’ye geçen Esenyurt Belediyesi önceki dönem borçlarından dolayı dava kıskacında. Belediyeye AKP döneminde açılan davaların sayısı 400’ü buldu. AKP yönetimindeyken yapılan imar uygulaması nedeniyle mağdur olan yurttaş, arazisine kamulaştırmasız el konulduğu gerekçesiyle tazminat davası açmıştı. AKP’li Necmi Kadıoğlu’nun başkan olduğu 2011’de açılan dava 2013’te karara bağlanmıştı. İtirazın sonunda yurttaşın 340 metrekarelik arazisine belediyece kamulaştırmasız el atılması nedeniyle 681 bin lira ödeme yapılmasına ilişkin karar, Yargıtay tarafından 21 Ocak 2020’de onanmıştı. İcra memurları belediyeye gitmiş, Belediye Başkanı Kemal De niz Bozkurt’un odasındaki ve belediye binasındaki eşyalara haciz işlemi başlatmıştı. İtiraz üzerine belediyedeki iş aksayacağı gerekçesiyle haciz işlemi durdurmuştu. 200 milyonu ödendi Belediyeye açılan davaların 400’ü bulduğu öğrenildi. Önceki dönemden devam eden davaların güncel bakiyesi ise 469 milyon 416 bin 22 lira. Bu davalardan 3’ü belediye aleyhine sonuçlandı ve haciz işlemi yapıldı. Belediyenin toplam borcu ise şu an 1 milyar 966 milyon 920 bin 997 lira. Borçlar arasında kamulaştırma borçları 64 milyon 326 bin 156 lira, müteahhit borçları da 424 milyon 586 bin 487 lira. Belediye CHP’ye geçtikten sonra bu borçların 200 milyon liralık kısmı ödendi. l 300 BİN KİŞİ YASAL TAKİPTE CHP’den KYK borçluları için teklif CEMİL CİĞERİM Kullandıkları öğrenim ve katkı kredilerini geri ödeyemedikleri için 300 bini hakkında yasal takip başlatılan ve 5 milyona ulaşan öğrenim kredisi borçluları, Meclis’in atacağı adıma odaklandı. CHP Samsun Milletvekili Neslihan Hancıoğlu, Meclis Başkanlığı’na 351 Sayılı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi sundu. Hancıoğlu, teklifinin gerekçesinde özetle şunları kaydetti: “Yüz binlerce öğrencimiz, eğitim giderlerini karşılayabilmek için burs ve öğrenim kredisine ihtiyaç duymaktadır. Genç lerimiz, ya işsiz kalmakta ya da çok düşük ücretler karşılığında hayata tutunmaya çalışmaktadırlar. 300 bine yakın gencimiz hakkında yasal takip başlatılmış durumdadır. Devletin, üniversiteyi krediyle tamamlayabilmiş ancak maddi yönden sıkıntı çeken gençlerimize daha fazla sahip çıkması zorunluluktur.” Hancıoğlu’nun teklifi mevcut haliyle yasalaşırsa, halihazırda yükseköğrenim sürecinde katkı ve öğrenim kredisi kullananlara, söz konusu kredilerle ilgili gelecekte hiçbir şekilde borç tahakkuk ettirilmeyecek ve geçmişte kullanılan kredilerden ötürü tahakkuk ettirilmiş olan borçlar tümden silinecek. l SAMSUN l TÜRKIYE BAROLAR BIRLIĞI 3 üyeden yönetmelik değişikliğine tepki Türkiye Barolar Birliği (TBB), Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek ile Yönetim Kurulu üyeleri Asude Şenol ve Filiz Saraç, TBB’nin çoklu baro düzenlemesi AYM’de görüşülmeden Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nde değişiklik yapmasına tepki gösterdi. TBB Yönetim Kurulu çoğunluk kararıyla değişikliği kabul etti. 3 ismin katılmadığı toplantıdaki düzenleme Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özbek, Şenol ve Saraç dün yaptıkları açıklamada, “Siyasi iktidarın baroları denetim altına alma, hukuk, demokrasi ve insan hakları mücadelesi yapamaz, hukuksuzluklara karşı ses çıkaramaz şekilde vesayet altına almaya, çoklu baro ile baroların bölünmesinin yolunu açmaya, temsilde adalet ilkesini esastan zedelemeye yönelik bir yasanın yönetmeliğinin çıkarılmasındaki acelecilik tarafımızdan kabul görmemiştir” görüşünü dile getirdi. l Haber Merkezi ACILARINIZI PAYLAŞIYORUZ... Vefat ve başsağlığı ilanlarınız için yaptığınız ödemenin yüzde 20’sini Cumhuriyet Vakfı Burs Fonu’na aktarıyoruz. Bu fondan, yetenekli, ihtiyaç sahibi öğrencilere burs veriyoruz. Acılarınızı paylaşıyoruz. Yakınlarınızın adı bu burslarla yaşasın. www.cumhuriyetvakfi.org.tr ANKARA: 0312 442 30 50 İZMİR: 0232 441 12 20 İSTANBUL: 0212 343 72 74
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear