Catalog

SAĞLIK Joker 22 EYLÜL 2020 SALI KURTARMA ÇALIŞMALARI BAŞLADI 275 balina sığ 03 37 53 65 74 75 35 SONUÇLARI 6 BİLEN: 63.743.502 TL (Devretti) 5 BİLEN: 114.373 TL 4 BİLEN: 1.885.25 TL 3 BİLEN: 116.85 TL 2 BİLEN: 11.10 TL ON NUMARA 01, 10, 12, 17, 19, 22, 24, 27, 29, 30, 32, 38, 45, 49, 51, 53, 55, 58, 61, 62, 70, 78 10 BİLEN: 603.458’er TL (Devretti) 9 BİLEN: 4.205.70’er TL 8 BİLEN: 262.50’şer TL 7 BİLEN: 47.40’ar TL 6 BİLEN: 8.10’ar TL HİÇBİR NUMARAYI DOĞRU TAHMİN EDEMEYEN: 7.50’şer TL sibelbahcetepe@gmail.com POLIKISTIK OVER SENDROMU, ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI ZORLAŞTIRIYOR sularda mahsur Anneliğe Avustralya’nın Tazmanya eyaletindeki Macquarie Heads bölgesinde yaklaşık 275 balinanın sığ sularda mahsur kaldığı bildirildi. Türü belli olmayan ancak pilot balina oldukları tahmin edilen memelileri, sıkıştıkları sığ sulardan kurtaracak ekiplerin çalışması sürüyor. Balinaların mahsur kaldığı körfezin üzerinde helikopterle uçan ve bazı balinaların ölmüş olduğunu söyleyen yetkililer, “Evet, gerçekten çok üzücü bir manzara. Okyanustan körfeze girişin hemen dışında muhtemelen 25 balina var ve körfezdeki kumlu sığ sulara sıkışmış tahminen 250 balina daha var” ifadelerini kullandı. l AA YEŞİLE BÜRÜNDÜ, ÇEVRECİLER TEPKİLİ Gölü ‘boya’dılar Kimyasal atığın sorumlusu araştırılıyor. İstanbul Eyüpsultan’da bulunan göle kimyasal atık boşaltıldı. Gölün bir kısmı yeşile bürünürken çevredekiler duruma tepki gösterdi. İddiaya göre, Pirinçci Mahallesi’ndeki Şahintepe Gölü’ne kimliği belirsiz kişi veya kişilerce “boya” olduğu düşünülen kimyasal atık boşaltıldı. Gölün bir kısmı ve kenarı yeşile büründü. Göle balık tutmak ve piknik yapmak için gelenler, gördükleri manzara karşısında şaşkına döndü. Pirinçci köyü Muhtarı Ali Yazıcı, göl içerisinde çok sayıda balık çeşidi bulunduğunu belirterek “Burası akan bir göl değil, toplama göl. Buraya boya dökmenin mantığı nedir? Yazık, günah burada her tülü balık var. Yapanları kınıyorum” dedi. l DHA AYVALIK BELEDİYE BAŞKANI ERGİN: Bir karışını bile teslim etmeyiz Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Şeytan Sofrası mevkisinde geçen cumartesi akşamı çıkan ve 40 hektarlık alanın yandığı orman yangınıyla ilgili konuştu. Başkan Mesut Ergin, “Orman yangınının ilk belirlemelere göre elektrik nakil hatlarından kaynaklı olabileceğini düşünüyoruz. Yangında yitirilen tüm canlılar ve ağaçlar için içimiz kan ağlasa da asli görevimiz Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nı korumak ve bu alanın bir karışını bile açgözlü rantçılara teslim etmemek” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet 5.1 BÜYÜKLÜĞÜNDEKİ DEPREMİN BİLANÇOSU 143 ev hasar gördü BOR/ NİĞDE engel Uzmanlar: Çocuk sahibi olmak isteyen kadınların yüzde 3040’ında görülen polikistik over değil sendromu, sağlıklı bir yumurtlamanın olmaması, âdet düzensizliği, tüylenme şikâyetleri ve kısırlık (infertilite) gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Bu sorunu yaşayanlar tüp bebek ile anne olabiliyor. İLK ADIM DIYET VE EGZERSIZ Kadınlar için can sıkıcı bir sorun olan “polikistik oversendromu” yumurtalıklarda, büyüyemeyen çok fazla yumurta birikmesiyle ortaya çıkan hormonal bir bozukluk. Aslında bir hastalık değil, doğuştan gelen bir özellik. Özellikle fazla kilosu olan kadınlarda görülen “polikistik over sendromu”, çocuk sahibi olmayı zorlaştırsa da bir engel değil. Bu sorunu yaşayan kadınlar da tüp bebek tedavisiyle anne olabilme şansına sahip. Kriter yaş Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Tayfun Kutlu, polikistik over sendromunda tüp bebek aşamasına geçmeden önce iki basamaklı bir tedavi sürecinin olduğunu söyledi. Kutlu, hastanın ideal kilosuna geldikten sonra ilk basamakta yumurta üretimini sağlamaya yönelik ve genellikle 3 kür şeklinde planlanan bir ilaç tedavisiyle sürecin başladığını anımsatarak “Hastanın insülin direncini azaltan ilaçlar da bu aşamada tedaviye eklenebiliyor. Eğer tedavi sonunda yumurtlama olursa, hasta doğal bir ilişkiyle dahi gebe kalabilme şansı yakalıyor. Ancak yumurtlama sağlanamazsa bu kez tedavinin ikinci basamağına geçiliyor; yani iğne ve aşılama tedavilerine” dedi. İğne tedavisinin daha kaliteli yumurta gelişimini sağlamak için yapıldığını anlatan Kutlu, “Böylelikle elde edilen bir ya da daha fazla yumurtanın olgunlaştırılıp çatlaması sağlanıyor. Bu tedavinin devamında, aşılama kısmında ise erkekten alınan spermler daha kaliteli olması için laboratuvar ortamında yoğunlaştırılarak, en ideal döllenme için yumurtanın çatladığı saatlerde ona en yakın yere bırakılarak birleştiriliyor. Tabii bu aşamalarda tedavinin en büyük rakibinin “yaş” kriteri olduğunu hatırlatmalı ve şunun da mutlaka altını çizmeliyiz: Hastanın çocuk sahibi olmayla ilgili alınan öyküsünde bazı ek risk faktörleri varsa bahsettiğimiz basamakların bazıları atlanarak bir üst basamağa geçilebilir. Bu tip hastalarda tüp bebek tedavisinde başarı oranları, diğer basamak tedavilerine göre daha yüksektir” dedi. Birden fazla deneme Tüp bebek tedavisinin, sayıca fazla yumurta gelişiminin sağlandığı ve bu nedenle de birden fazla deneme şansı sağlayan bir yöntem olduğunu kaydeden Kutlu, özetle şunları kaydetti: Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Öztürk Öksuz, polikistik over sendromunda kesin tanı için ilk adımın ultrason değerlendirmesiyle yumurtalıktaki yumurta sayısına bakmak olduğunu anımsatarak “Beraberinde bazı hormon testleri yapılıyor ve hastanın insülin direncine bakılıyor. Ayrıca hastanın öyküsü, âdet düzeTayfun Kutlu Ebru Öztürk “Bu tedavide, nispeten daha düşük dozdaki ilaçlarla yumurta uyarısı yapılabiliyor ve elde edilen yumurtalar toplanıyor. Fakat polikistik over sendromlu hastalarda yumurta sayısı beklenenin üzerinde olursa bazı riskler doğabiliyor. Bunlardan biri; yumurta sayısının fazla olmasıyla, oluşan embriyoların rahim içine tutunma şanslarının azalması. Diğeri ise yumurtalıkların aşırı uyarılması. Ancak bu riskleri bertaraf etmenin de bir yolu var. Elde edilen yumurtaların taze transfer yerine, en iyi oldukları aşamada dondurulup bir ni ve şikâyetleri dinleniyor, tüylenmenin derecesini görmek için vücut muayenesi yapılıyor. Polikistik over sendorumunun getirdiği tüm şikâyetlerde, tedavi açısından ilk olarak fazla kiloların atılması için bir diyet ve egzersiz planı uygulanıyor. Hastadaki bu yaşam tarzı değişikliği ideal kiloya gelmeyi sağlamakla kalmıyor, tüylenmeyi de azaltıyor” dedi. sonraki âdet dönemine kadar saklanması, rahmin ve vücudun da dinlenmesini sağlıyor. Bu rahim dinlendirme tekniğiyle hastanın gebelik şansı da artırılmış oluyor. Tüm bunlara rağmen ilk denemede hamilelik olmazsa, daha önce elde edilip kullanılmayan embriyolarla yeni denemeler yapılabiliyor. Bu açıdan tüp bebek tedavisinin, kadınlara tekrar tekrar şans veren bir yöntem olduğunu bir kez daha belirtmiş olalım. Polikistik over sendromunun temelinde insülin direnci yattığı için hamileliğe bağlı diyabet ve hipertansiyon ve erken gebelik kayıpları da bu hastalarda daha sık görülüyor. Bu açıdan tüm riskler ve tedavi süreci hakkında hastanın en doğru şekilde bilgilendirilmesi önemlidir. Unutmayın! Gebelik şansını belirleyen en önemli kriter yaş... Bu nedenle tüp bebek kararında özellikle “35” yaş sonrasında mümkün olduğunca vakit kaybedilmemelidir.” İNATÇI ÖKSÜRÜĞE DİKKAT SAĞLIK REHBERİ Alerjik reaksiyona karşı 6 öneri Covid19 pandemisi sürecinde günlük yaşantımızın vazgeçilmezi hatta en kritik unsuru haline gelen maskeler; polenlere ve hava kirliliğine karşı da önemli bir süzgeç görevi görüyor. Ancak dikkat! Özellikle pandemi sonrası çeşit çeşit renkler ve desenlerle karşımıza çıkan maskeler, alerjik reaksiyonlara yol açarak günlük yaşantımızı olumsuz etkileyebiliyor. Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. İkbal Esen Aydıngöz, maskelerin amacına uygun seçilip kullanılması gerektiğini belirterek, alerjik reaksiyona karşı 6 öneriyi şöyle sıraladı: Niğde Valisi Yılmaz Şimşek, Bor ilçesinde önceki gün meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremde 17’si ağır olmak üzere 143 evin hasar gördüğünü açıkladı. Depremin ardından bütün ekiplerin ilçedeye intikal ettirildiğini söyleyen Şimşek, “Ekiplerimiz evlerdeki hasar durumunu inceledi. Tabii gün ağarınca tablo daha da netleşti. Herhangi bir can kaybımız, yaralımız yok ancak evlerde hasar var. 17’si ağır, 126’sı hafif toplam 143 evin hasarlı olduğunu tespit ettik. En kısa sürede de vatandaşların mağduriyetlerini gidereceğiz” dedi. Öte yandan dün akşam saatlerinde Antalya’da 3.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, can ve mal kaybına yol açmadı. l AA, DHA TEHLİKE ÇANLARI Türkiye’nin ihracatta yüzünü güldüren önemli ürünlerinden kayısıyı küresel iklim değişikliği nedeniyle zor dönemler bekliyor. Boğaziçi Üniversitesi’nden araştırmacılar, olası iklim değişikliğinin etkilerini dikkate alarak kayısı meyvesi için verimlilikteki değişimi öngörmeyi amaçlayan bir proje yürütüyor. Çalışmadan alınan verilere göre, kayısı veriminin yakın ve orta vadede yüzde 40’lara varabilecek oranda azalacağı öngörülüyor. l Haber Merkezi Nefes darlığı ve inatçı kuru öksürük belirtilerini ihmal etmeyin. IPF’nin henüz kesin tedavisi yok ancak hastaların yaşam süresini uzatan ilaçlar var Halk arasında “akciğer sertleşmesi” olarak bilinen IPF (Idiyopatik Pulmoner Fibrozis) hastalığının en belirgin işaretleri “nefes darlığı” ve “inatçı kuru öksürük.” Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Funda Coşkun, bu belirtilerin ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek toplumda çok fazla tanınmayan IPF’nin henüz kesin tedavisi bulunmadığını, ancak hastaların yaşam süresini uzatan ve kalitesini artıran ilaçlar olduğunu söyledi. IPF’nin Türkiye’de görülme sıklığı 100 binde 5. KOAH ya da astım hastalıkları ile karşılaştırılabiliyor. TÜSAD Difüz Parankimal Akciğer Hastalığı ve Pulmoner Vasküler Hastalıklar Çalışma Grubu Başkanı da Doç. Dr. Funda Coşkun, 1420 Eylül Dünya Idiyopatik Pulmoner Fibrozis Farkındalık Haftası’nda yaptığı açıklamada hastalığın nispeten nadir görülen bir hastalık olması nedeniyle belirtilerinin göz ardı edilebildiğine dikkat çekerken, tedaviye erken başlanması halinde olumlu gelişmeler görüldüğünü kaydetti. Tedavide gelişmeler İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. N. Gülfer Okumuş da tedavideki gelişmelere dikkat çekerek “Akciğerlerdeki fibroz denilen sertleşmenin ilerlemesini engelleyen antifibrotik ilaçların üretilmesi IPF’de bir dönüm noktası olmuştur. Bu hedefe yönelik ilaçlar yeni tedavi olanağı sunmuş, akciğerlerdeki fonksiyonel kaybı azaltarak, hastalığın kötüleşmesini yavaşlatmış ve sağ kalım süresini uzatabilmişlerdir” dedi. ZORUNLU OLMADIKÇA! “Covid19 Dönemi Diş Klinikleri Araştırması” koronavirüs salgınının hastaların gözünde ağız sağlığı ve ortodonti alanında yarattığı değişimleri ortaya koydu. Buna göre, her 10 kişiden 6’sı karantina kısıtlamaları sonrasında diş hekimine yalnızca ihtiyaç duyduğunda gittiğini belirtiyor. Katılımcıların yüzde 64’ü salgının ortaya çıkması ile kendileri veya çocukları için bir diş kliniğine gitmediklerini belirtiyor. Align Technology Türkiye Genel Müdürü Evren Köksal, “Covid19 korkusu nedeniyle ağız ve diş sağlığının ihmal edilmesi ciddi sağlık risklerini beraberinde getirebilir” dedi. n Öncelikle cildinizde tepkiye neden olan maskeyi farklı bir ürünle değiştirin. n Maskenizin görüntüsünden ziyade kaliteli olmasına dikkat edin. n Maskenin koruyucu olabilmesi için yüze sıkıca oturması gerekiyor ancak hareket ve konuşma gibi eylemlerle sürtünme meydana geliyor. Eğer uzun süre maske kullanılıyorsa terleme ve nemlenme nedeniyle maskenizi değiştirmenizde fayda var. n Gün boyunca yüzde biriken ter ve yağı ciltten uzaklaştırmak, temizlemek gerek. Yüzünüzü ılık su ile yağ çözücü etkisi zayıflatılmış yumuşak temizleyici kullanarak yıkayabilirsiniz. n Kızarıklık ve ciltte gerginlik varsa parfümsüz, seramid ve hyalüronik asit içeren bir nemlendiriciyi günde 2 kez uygulayabilirsiniz. n Yanma ve kaşıntı gerilemiyor, yakınmalar giderek daha geniş bir alana yayılıyorsa dermatolojik değerlendirme ve reaksiyonun şiddetine göre tedavi planlaması gerekebilir.