25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 15 EYLÜL 2020 SALI KÜLTÜR Kuşadası’nda sokakta karikatür sergisi Kuşadası Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Kuşadası’nın Değerleri Uluslararası Karikatür Yarışması sonuçlandı. Yarışmada ödül alan eserler Kemal Arıkan Caddesi üzerinde sergilenmeye başlandı. Toplam 40 eserin görücüye çıktığı sergiye Kuşadalılar yoğun ilgi gösterdi. Sergi 21 Eylül tarihine kadar Kemal Arıkan Caddesi üzerinde 16.0000.00 saatleri arasında görülebilecek. Yarışmaya, 39 ülkeden 176 karikatürist toplam 576 eser ile katıldı. 18 eserin ödüle layık görüldüğü yarışmada birinciliği Ukrayna’dan Oleksiy Kustovsky, ikinciliği Türkiye’den Mehmet Atamer, üçüncülüğü ise Kazakistan’dan Galym Boranbayev kazandı. Büyük Jüri tarafından mansiyon ödülüne layık görülen isimler ise Türkiye’den Mustafa Yıldız, Polonya’dan Izabela Kowalska ve Özbekistan’dan Makhmudjon Eshonkulov oldu. l İHA Altın Portakal’dan anlamlı ikinci afiş Bu yıl 57. kez düzenlenecek olan Antalya Altın Portakal Film Festivali, iki afişle izleyicilerin karşısına çıkacak. Afişlerin ilkinde başrolde Fatma Girik, diğerinde ise koronavirüs salgını sürecinde büyük zorluklar yaşıyan sağlık çalışanları olacak. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla 3 10 Ekim tarihlerinde düzenlenecek 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde tüm film gösterimleri açık hava sinemalarında yapılacak. Kazı çalışmaları 12 ay sürecek Mardin’e bağlı 150 haneli kırsal Dara Mahallesi’nde bulunan Dara antik kentinde yapılan kazı ekibinde 40 mahalleli de çalışıyor. Kazı Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Metin, antik kente Kültür ve Turizm Bakanlığı kararıyla 12 aylık kazı statüsü verildiğini ve bu kararla neredeyse mahalledeki her aileden 1 kişinin kazılarda çalışabileceğini de söyledi. Büyükşehirlere göç veren mahalleli ise bu sayede göçün sona ereceğini ve geri dönüşlerin başlayacağını söyledi. Mardin’e 30 kilometre uzaklıkta bulunan Dara Mahallesi’nde yer alan ve tarihte Yukarı Mezopotamya’nın en önemli yerleşim yerlerinden olan Dara antik kentinde yapılan kazı çalışmalarında 1500 yıllık toplu mezarın yanı sıra çeşitli yapılar ortaya çıkarıldı. 6’ncı yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun doğudaki son kalesi olarak kabul edilen Dara ve çevresi, o dönem savaşların en yoğun olduğu bölge olduğundan 18 metre uzunluğunda ve 3 metre genişliğinde surlarla çevrilerek bir savunma sistemi oluşturuldu. Hafta sonunu ailesiyle birlikte olmaya ayıran İmamoğlu, önce Arter Sanat Galerisi’ndeki yeni açılan sergileri gezdi, sonra CRR Senfoni Orkestrası’nın konserini izledi Orkestra şefliğini Cem Mansur üstlendi. GENÇLER GELIYOR! Genç Yetenek Naz İrem Türkmen, üstün performansıyla şaşırttı. GüherSüher kardeşlerin “Dünya Sahneleri’nde Genç Müzisyenler” projesinin burslu yeteneklerinden olan Naz İrem Türkmen, Temmuz 2006 İstanbul doğumlu. İstanbul Devlet Konservatuvarı öğrencisi olarak başladığı müzik eğitimine Münih’te devam ediyor. Sanatçının uluslararası yarışmalarda kazandığı pek çok birincilik ödülü var. Naz İrem Türkmen, CRR Senfoni Orkestrası’yla katıldığı konserde de gösterdiği performansla büyük alkış aldı. Ve yakınlarının değerlendirmesiyle her zamankinden daha heyecanlı ve mutluydu. Naz İrem Türkmen, alkışlar üzerine bis parçası olarak ise Başkan İmamoğlu’na bir jest yaparak onun çok sevdiği bir dans olan Karadeniz Horonu’nu çaldı. Başkanın ailecek kültür sanat gezisi İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu ailesine bağlılığı ve tatil yapma hakkı üzerinden az eleştirmediler. Bunu yapanlar, siyasetçiysen karın dul, çocukların yetimdir, bir gün bile olsa ara verme hakkın yoktur görüşün de olup, aslında çalışıyormuş gibi gözüktükleri zamanlarda da keyif yapanlardır! Benim görüşüme göre siyasetçi de olsa savaşçı YAZGÜLÜ da, insanların ailesine bağALDOĞAN lı olup, eşine ve çocuklarına zaman ayırması görevidir, tatil yapmak da hakkıdır! Hafta sonu, pazar akşamüstü Cemal Reşit Rey Senfoni Orkestrası’nın, Şef Cem Mansur yönetiminde, İspanyol Akşamı temalı bir konseri vardı. Konserin solisti ise 14 yaşındaki dâhi çocuk, Naz İrem Türkmen’di. Belki de bu nedenle, İBB Başkanı İmamoğlu, eşini, küçük kızını ve iki oğlunu da alarak konseri dinlemeye geldi. Geleceğini bilmiyordum, çok hoş bir sürpriz oldu. Hatta konsere gelmeden önce ARTER Sanat Galerisi’nde açılan 5 yeni sergiyi de ailecek gezmişler, böylece İstanbul’a yakışır biçimde, bir tatil günü olan pazarı, ailesiyle birlikte kültür ve sanata ayırmışlar. Sanatçılar da başkanlarını yanlarında gör Genç Yetenek Naz İrem Türkmen, Başkan İmamoğlu ile birlikte. mekten çok memnundular. Kusura bakmasınlar ama ben yıllardır belediyenin kendisine ait senfoni orkestrasını izleyen belediye başkanı hatırlamıyorum! Gelelim konsere. Pandemi dolayısıyla içinden geçtiğimiz olağanüstü koşullarda, kapalı konser salonunda değil, açık hava tiyatrosunda, sos yal mesafeye ve maske ve hijyen koşullarına dikkat edilerek oturmuş izleyicilerle, konser büyük coşkuyla gerçekleşti. Saat 18.30’da yapılmasının nedeninin de 65 üstü yurttaşların gönül rahatlığıyla gelebilmesi olduğunu yazmıştık. Yine de çok kalabalık değildiler. Biraz da İstanbul Valiliği’nin hafta sonu öncesi acil bir kararla bütün etkinlikleri yasaklaması olmalı. Ancak valiliğin bu yasak kararı, 4 saat sonra alelacele geri alınmış ve hafta başına ertelenmişti. Çünkü neden? Kulakları çekilmişti de ondan! AKP Genel Başkanı, cumartesi akşamı İstanbul’da AKP’ye 100 bin yeni üye kampanyası başlatıyor ve bunu büyük katılımla yapıyordu! Aslına bakarsanız kültür sanat etkinlikleri yasaklansaydı bile onlar bunu yapardı da... Düğünler yasak denildi, yapmıyorlar mı, haydi kuralına uyduralım dediler ve bu sayede hiç olmazsa hafta sonu konserleri sürdü. Çıkışta, yine açık havada, Şişli Belediyesi’nin parklarda müzik programı devam ediyordu. Bu programlar eğlenelim diye yapılmıyor; işsiz kalan müzisyenlere destek, halka da moral olsun diye yapılıyor. Artık yok. Sanatçılar zorda, herkes zorda. Oysa müzik ve sanat iyileştiriyor! ‘Uzun Zaman Önce’ 6 şehirde Filmin yönetmenliğini Cihan Sağlam üstleniyor. Cihan Sağlam’ın yazıp yönettiği “Uzun Zaman Önce”, 11 Eylül Cuma günü 6 şehirde gösterime girdi. En son, 31. Ankara Film Festivali’nde En İyi İlk Film, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Özgün Müzik dallarında ödüller kazanan “Uzun Zaman Önce”, “vicdan” temasından yola çıkarak bir masumiyeti kaybediş hikâyesi anlatıyor. Yapımcılığını Cenk Özçelik ile Cihan Sağlam’ın üstlendiği, başrollerini ise Serdar Orçin, Onur Dikmen ve Nihan Okutucu Dengiz’in paylaştığı dramgerilim türündeki film, kadın ve erkek ilişkilerinin sevgisiz tarihini aile kurumunun içinden anlamaya çalışıyor. Filmin gösterileceği sinemalar: İstanbul / Ataköy Cinemaximum Ataköy Plus, Bakırköy Cinemaximum Marmara Forum, Beyoğlu Beyoğlu, Beyoğlu Pera, Cadde bostan Cinemaximum CKM Budak, Etiler Cinema Pink Akmerkez, Kadıköy Kadıköy, Levent Cinemaximum Kanyon, Levent Cinema Pink MetroCity, Nişantaşı Cinemaximum City’s, Üsküdar Cinemaximum Emaar. Ankara / Cinemaximum Armada. İzmir / Alsancak Karaca. Bursa / Cinemaximum Podyum Park. Diyarbakır / Cinemaximum Forum. Samsun / Cinemaximum Piazza. ‘Karagözüm İki Gözüm’ Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ta “Karagözüm İki Gözüm” isimli sergi bugün açılıyor. Geleneksel Türk Gölge Tiyatrosu’nun önemli temsilcilerinden Ragıp Tuğtekin’in orijinal tasvirlerinin, karagöz sanatına hayat veren üstatların ve günümüz karagöz sanatçı larının tasvirleri nin yer aldığı sergi, 21 Şubat 2021’e kadar görülebilecek. Yapı Kredi Müzesi Koleksiyonu’nda bulunan, Ragıp Tuğtekin’in 1930’lu yıllarda yaptığı 187 karagöz tasviri en son 2004 yılında “Yıktın Perdeyi Eyledin Vîrân” sergisinde gösterilmişti. Koleksiyonda yer alan tasvirler, küratörlüğünü Cengiz Özek’in, koordinatörlüğünü ise Nihat Tekdemir ve Elif Erdoğan’ın yaptığı “Karagözüm İki Gözüm” sergisiyle, bu sefer Ragıp Tuğtekin’in etkilendiği ve etkilediği sanatçıların işleriyle birlikte izleyiciyle buluşuyor. DT, Sabahattin Kudret Aksal’ın 100. yaşını kutluyor Devlet Tiyatroları, eylül başında perdelerini açtı. Oyunlar, havalandırma, dezenfektasyon, seyircinin aralıklı oturtulması, maske kullanılması gibi pandemi koşullarına uygun çeşitli önlemlerin alınabildiği sahnelerde, belirli günlerde sunuluyor. Önemli bir bölümü geçen dönemde sahnelenmiş oyunlar arasından seçilen, bir bölümü de yeni çalışılmış yapımlarla 20202021 dönemine giren DT’de sanatçıların ve seyircilerin sağlığının korunması düşünülerek az sayıda oyun kişisi içeren, sergilenme süresi kısa olan oyunlar yeğlenmiş. Zaman içinde tiyatromuz açısından önemli bir eksiklik yaratacak olan bu tür bir repertuvar anlayışı şimdilik akla yakın görünüyor. Yeni döneme hazırlanmakta olan Eskişehir Büyükşehir Belediye Şehir Tiyatroları da aynı yaklaşımı sürdürüyor. Öteki ödenekli tiyatroların da katılmasıyla, tiyatro yaşamının bir oranda canlandırılması söz konusu. Açık hava tiyatrolarına yasak geldi Anımsarsınız, pandemi koşullarına göre etkinliklere başlayan ya da başlamaya hazırlanan eski/yeni açık hava gösteri alanları, kendi yağıyla kavrulmak durumunda olan özel tiyatroların en azından Ekim sonuna dek birazcık soluklanabilmesi için bir çıkar yol olarak görünmüştü. Ne ki, İstanbul İli Umumi Hıfzıssıhha Meclisi’nin 11 Eylül 2020 tarihli olağanüstü toplantısında alınan “Açık alanlarda yapılacak konser, gösteri, festival vb. etkinliklere 14 Eylül 2020, saat 08’den itibaren hiçbir surette kesinlikle müsaade edilmeyecektir” sözleriyle belirlenen kararı, özel tiyatroların açmazlarını daha da baş edilmez boyutlara taşımıştır. Düğün, kına vb. gibi etkinliklerin yasaklanmasına koşut bir yaklaşım sergileyen bu karar, tiyatroyu “eğlence” olarak niteleyen anlayışın belediye yasalarına da sinmiş olması sonucunda, özel toplulukları bir kez daha “çöküntü” tehlikesiyle yüzleştiriyor. “Tiyatro”nun kültür ve sanat varlıklarımız içinde “vazgeçilmez” olduğu ve yalnızca ödenekli topluluklar tarafından üstlenilemeyeceği, bunun kanıtının da özel tiyatroların dünya düzeyindeki sanatsal katkısında açıkça görüldüğü düşünülünce, devletin ve belediyelerin bir an önce yasa ve yönetmeliklerdeki gerekli değişiklikleri yapma yolunda çalışmalara başlaması gerekmektedir. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı sürecin özel tiyatroları yok etmesini önlemek için de her türlü parasal desteğin ve ödeme kolaylıklarının sağlanması zorunludur. Aksal’ın, benzetmeci tiyatrodan absürd tiyatroya yolculuğu Ankara Devlet Tiyatrosu, ozan, öykü ve tiyatro yazarı Sabahattin Kudret Aksal’ın 100. yaşını kutladığı “Sonsuzluk Kitabevi” oyununun galasını 9 Eylül’de yaptı. 1980’de yazılmış olan yapıt, Aksal’ın son çalışmalarından biridir. Genel müdür Mustafa Kurt’un sahnelediği tek perde ve 65 dakika süreli olan bu 3 kişilik yapıt, Stüdyo Sahne’de sunuluyor. Tiyatromuza 10 oyunla katkıda bulunan Aksal’ın oyun yazarlığı iki evrede gerçekleşmiştir. En ünlüleri “Şakacı” ve “Tersine Dönen Şemsiye” olan ilk evre (19481965) oyunlarında “serimgelişmesonuç” düzeninde gelişen ve çoğunlukla “benzetmeci” tiyatro kurallarını izleyen, ancak, yazarın şiirsel düş gücünü özgür bıraktığı fantezi buluşlarla da bezeli yapıtlardır. Türk tiyatrosunun “uyumsuzluk tiyatrosu” gibi yeni akımlarla tanıştığı 1960’lı yıllarda, bir yandan geleneksel tiyatromuzun örgeleri kullanılırken bir yandan da yeni akımlarla kaynaşma aşaması gerçekleşmekteydi. Aksal’ın en ünlü sahne yapıtı “Kahvede Şenlik Var” (1965), içerdiği çağdaş “meddah” figürü ve oyunu sarıp sarmalayan “uyumsuzluk tiyatrosu” örgeleriyle, Aksal’in oyun yazarlığının ikinci evresine (19651983) adım attığını gösterir. İnsanoğlunun niteliğini araştıran oyunlar Bundan böyle, oyun kişileri “evrensel” özelliklerle donatılacak, “şiirin sesi” sahnede daha çok duyulacak, insanevren ilişkisi üstünde yoğunlaşılacak, oyun kişilerinin sayısı ve oyunların süresi azaldıkça “soyutlama” edimi ağırlık kazanacaktır.“Kral Üşümesi”, “Önemli Adam”, “Bay Hiç” gibi, “Sonsuzluk Kitabevi”nde de duygu ve düşüncenin şiirin imbiğinden geçirilerek damıtılan özü billurlaştırılmaktadır. “Sonsuzluğu amaçlayan” bir kişinin tutkularını dile getiren oyunda Aksal, insanoğlunun niteliğini belirleme yolunda yoğun bir arayış içindedir. “Sonsuzluk Kitabevi”nin çeşitli boyutlarının ayrıntılı dramaturjik özellikleri için, Esen Çamurdan’ın Mitos Boyut Yayınları’ndan çıkan, Aksal tiyatrosu üstüne yazılmış tek kitap olan “Hıçkırmakla Haykırmak Arası” başlıklı yapıtına başvurabilirsiniz. İyi Seyirler!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear