25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 7 AĞUSTOS 2020 CUMA İKSV’nin düzenlediği İstanbul Müzik Festivali, koronavirüs salgını nedeniyle dijital ortama taşındı Müzik sonbaharda ekranlarda! İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 48. İstanbul Müzik Festivali, 18 Eylül 5 Ekim tarihleri arasında dijital ortamda müzikseverlerle buluşacak. Haziran ayında yapılması planlanan ancak koronavirüs salgını nedeniyle eylül ayına ertelenen festivalin son olarak çevrimiçi yapılmasına karar verildi. “Beethoven’ın Aydınlık Dünyası” teması etrafında şekillenen festival konserlerinin çekimleri İstanbul’daki ve Avrupa’nın çeşitli şehirlerindeki tarihi mekânlarda yapılıyor. Bu yıla özel olarak dijital bir programla hayata geçirilecek festival kapsamında verilecek izleyicili bir konserde ise Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO), 19 Ağustos Çarşamba akşamı Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahneye çıkacak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iş tiraklerinden Kültür AŞ desteğiyle verilecek konserde COVID19 önlemleri sebebiyle sınırlı sayıda izleyici yer alacak. Festival programındaki tüm konserlerin kayıtları video formatında dijital ortamda yayımlanacak ve fiziki konserlere oranla daha erişilebilir bilet fiyatlarıyla, Türkiye’nin her yerinden ve yurtdışından sanatseverlere ulaşacak. Kayıtlar tarihi mekânlarda İstanbul Müzik Festivali Direktörü Efruz Çakırkaya, festivalle ilgili şun Efruz Çakırkaya ları söyledi: “Tüm dünyayı saran COVID19 salgını sebebiyle bu yıl, 47 yıldır kesintisiz düzenlenen İstanbul Müzik Festivali’ni fiziki olarak gerçekleştiremiyoruz. Fakat bizi birbirimize bağlayan festivalin ve içinde bulunduğumuz koşulları daha katlanabilir kılan müzi ğin susmasına da gönlümüz razı değil. Bu sebeple bu yıl “dijital” olarak izleyicimize ulaşmaya karar verdik. Tarihinde ilk kez dijital olarak gerçekleşecek festivali Şerefiye Sarnıcı, Tekfur Sarayı, Hıdiv Kasrı, Tophanei Amire Kültür ve Sanat Merkezi, Harbiye Saint Esprit Katedrali, Surp Hovhan Vosgeperan Ermeni Katolik Kilisesi, Süreyya Operası gibi İstanbul’un çokkültürlü kimliğini ve tarihi kültürel hazinelerini ortaya koyan mekânlarda; Avrupa’da ise Perchtoldsdorf Şatosu, Stavelot Manastırı gibi heyecan verici mekânlarda yapılan konser kayıtlarıyla sanatseverleri çok farklı bir müzikal yolculuğa çıkarmayı amaçlıyoruz. Dijital ortamda hayata geçecek festivalin bu yıl yalnızca İstanbullu müzikseverlere değil tüm Türkiye’ye ve hatta dünyaya ulaşacak oluşu da bizi şimdiden çok heyecanlandırıyor.” Böyle 56. yaş herkesin başına! Zerrin Tekindor. Sadece sahnelerin değil, ekranın da vazgeçilmez ismi. Hatta çizdiği fantastik kadınlarıyla tuvallerin de. Önceki gün doğum günüydü. Sanatçıları yaşarken de anmak gerekiyor. Ins Zerrin Tekindor tagram hesabında birbirinden güzel pozlarını paylaştı. Yüz bini aşkın beğeni ve iyi dilek aldı. En çok da “Aşkı Memnu” dizisindeki arkadaşları Beren Saat, Selçuk Yöntem ilgi çekti, tıpkı dizinin hâlâ çok izlenmesi gibi. “Matmazel’e biz de “böyle 56, çok yakışmış” diyor, daha nice yıllar, sahnede, ekranda, dizide, tuvali başında görme dileklerimizi iletiyoruz. Güzel gözlü, melankolik bakışlı güzel kadın, hep gülsün diye! l Kültür Servisi Bakırköy’ün ‘Altın’ kalpli tiyatrocusu Üstün Asutay’ın tiyatroya adanmış ömrünün büyük kısmı Bakırköy’de sahnede geçmişti. Kaybına da en çok tiyatrocular ve seyircileri üzüldü Üstün Asutay, 50. sanat yılını sahnede dostlarıyla kutlamıştı. Yazar Uçar yaşamını yitirdi Yazar Yılmaz Uçar, 54 yaşında hayatını kaybetti. Uçar’ın cenaze si dün Edirne’de toprağa verildi. Ya zar, bu yıl başında bypass ameliyatı olmuştu. Edebi yata Gerçek Sa nat dergisinde ilk şiirlerinin ya yımlanmasıyla başlayan Uçar, daha sonra öy küye yöneldi; röportajlar yap tı, güncel siyasi gelişmeler üze rine gözlemleri ni kaleme aldığı Yılmaz Uçar denemeler yaz dı. Öykü, söyle şi ve denemeleri Varlık, İnsancıl, No tos Öykü, Güzel Yazılar, Cumhuriyet Kitap, Adam Öykü, E, Söylem, Gerçek Sanat, Edebiyat Gündemi, Berfin Ba har başta olmak üzere birçok dergide yayımlandı. TIR, açık havaya uygun hale getirildi. ‘Gezen Sinema TIR’ı Adana’da Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Gezen Sinema Tırı” 78 Ağustos tarihlerinde Adana’da olacak. Proje kapsamında bir AVM’de gündüz iki seans halinde çocuk filmleri, akşam Türk sinemasının iz bırakmış filmleri ücretsiz olarak seyircilerle buluşacak. Dans yarışmasına başvurular başladı Şimdiye kadar 30’u aşkın ülkede düzenlenen dans yarışması Red Bull BC One için başvurular bugün başladı. Yarışma bu yıl çevrimiçi olarak yapılacak. Katılımcılar, yarışmaya tek kişilik performanslarını gösteren videolarla başvuru yapacak. Aralarından seçilecek kazananlar, 2021 yılında düzenlenecek Red Bull BC One Dünya Finali’nde yarışma şansına sahip olacak. (Ayrıntılı bilgi: redbullbcone.com) Tiyatro ile geçen bir ömür. Yarım asırdan fazla sanatla dolu bir hayat. Onunla bir şekilde yolu ke sişen ya da tiyatroda karşılaşan kime sorsanız alçakgönüllü, sıcak ve sami mi der. Üstün Asutay’ı yitirme nin hüznü büyük. Uzun zaman önce kaybettiği ve resmini hiç yanından ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK ayırmadığı eşine kavuştu. “Özlüyorum” derdi. Şimdi özlemin büyüğü kendi gi KİMDİR? 1938 yılında Bakırköy’de doğdu. Kartaltepe İlkokulu ve Taş Karma Ortaokulu’nda okudu. Tiyatro hayatı 1961’de Bakırköy Halkevi ve 1962’de Türkbank Çocuk Tiyatrosu ile başladı. İlk oyunu Halkevinde Kenan Pars’ın sahneye koyduğu “Pikvintom Mahkumu”dur. İlk yıllarında oyunculuk, sonraki yıllarında genel sanat yönetmenliğini yaptı vam eden Asutay 1971’de Bakırköy’de Bakırköy Komedi Tiyatrosu’nu kurdu ve beş yıl hiç ara vermeden hizmet sundu. 1982’de Ercan Yazgan’la ve tekrar Bakırköy’de tiyatro faaliyetleri başladı. 1985’de Şener Şen’le “Selamsız Bandosu” filmini çevirdi.1988’de Gazanfer Özcan topluluğunda çalışmaya başladı. 1989 yılında yönetmenliğini Ertem Eğilmez’in yaptığı “Arabesk” filminde Şener Şen ve Müjde Ar ile birlik bi oyuncu olan oğlu Mert Asutay’a, to ğı Türkbank Çocuk te oynadı. Münir runu ve dostlarına kaldı. Tiyatrosu’yla tam 40 Özkul’la oynadı Koyu bir Bakırköy Spor taraftarı yıl boyunca her cu ğı “Uzaylı Zekiye” olan Üstün Hoca sadece tiyatroda de martesi, pazar ücret ve TRT’ye yaptığı ğil, Bakırköy’de de çok sevilen ve sayı siz oyunlar sergileye Neriman Köksal’la lan bir sanatçıydı. “Bir insan, bir sem rek Türkiye’nin dört başrolünü paylaş te ne kadar gönül verebilir”in en güzel bir yanında tiyatro tığı 6 yıl 505 bö cevabı Üstün Hoca’nın Bakırköy için yaptıkları. Bakırköy Halk Evi ve Bakırköy Sanatçılar Derneği’nde sayısız sanatçı yetiştirdi. Bakırköy Belediye Tiyatroları’na uzun yıllar emek verdi. Tiyatroda ilk karşılaştığım günden bugüne mütevazılığıyla hatırladığım Üstün Hoca, herkesin gönlünde güzel bir yer edindi. Bir gün bir oyunun prova arasında sohbet ederken, “Tiyatro sizin için aşk dan mahrum yaşa lüm süren “Bizim yan çocukları tiyatroyla buluşturdu. Lö Mahalle” adlı diMünir Özkul ile birlikte... zi filmlerin yanı sı semili Çocuklar Vak ra “Kuruntu Aile fı yararına turneler yaparak, hasta ço si”, “Ah Şu Komşular”, “Şemsi Paşa Pa cukların tedavisine katkıda bulun sajı”, “Vatandaş Ahmet Efendi” gibi di du. 1963 yılında çekilen Türkiye’nin zilerde rol aldı. ilk uzun metrajlı bilimkurgu çocuk fil 19972014 yıl aralığında Bakırköy mi olan “Aydede’ye Gidiyoruz” filminde Belediye Tiyatrolarında Bakırköy Be başrol oynadı. 19682002 yılları ara lediyesi Sanat Danışmanı olarak gö sında çocuk oyunu yönetmenliği de rev yaptı. gibi mi?” dediğimde bana, “Aşk değil ama hayatım!” demişti. Şimdi sözü, onunla aynı sahnenin tozunu yutan meslektaşlarına bırakıyorum. incelikli tiplemeleriyle hafızalarımızda yaşayacak. Danışman olarak çalıştığı dönemlerde BBT’ye büyük katkıları oldu. n Ragıp Savaş: Bakırköy Beledi larca birlikte hem sahne, hem de yönetim kurulunda çalıştık. Onunla ilgili unutamadığım ve beni etkileyen anım; genç yaşta kaybettiği eşinin fotoğrafını yanından hiç ayırmayışı. Bizlere göste ‘Merhametli, zarif’ n Gül Onat: Üstün Asutay çok önemli bir tiyatro adamı olmasının ötesinde zarif, merhametli, duyarlı bir insandı. Birlikte çalışmış olduğum için kendimi çok şanslı buluyorum. İçimizde hep yaşayacak. ye Tiyatroları’nda Üstün Ağabey’le çok güzel günlerimiz oldu. Hem sahnede hem de yönetimde birlikte çalıştık. Çok zorluklara göğüs gerdik. Ama hep saygıyla, sevgiyle, esprilerle. Ağabey, kardeş gibi. Sanat için tiyatro için. Üstün Ağabey iyi bir sanatçı ve iyi bir insandı. Çok genç yaşta kaybettiği değerli eşi rir, ona olan özlem ve aşkını dile getirirdi. Bize, altın gibi bir evlat, bir meslektaş ve kendisi gibi yüce gönüllü arkadaşımız Mert Asutay’ı bıraktı. ‘Bilgeliği, candanlıgˆı... n Emrah Eren: Du¨nya tatlısı insan. Yine eksildik, yine biraz daha bu¨yu¨du¨k, biraz daha tatsızlas¸tık. Mu¨s¸fik Hoca’yı kaybettigˆimizde ‘Yüreği pak’ n Munis Düşenkalkar: Böylece bir devir kapanıyor. Azalmışlardı artık bitti, demek sıra bize geldi. Okuldayken Müşfik Hoca, önce insan olun derdi. Profesyonel hayatta Üstün Ağabeyi tanımak hocanın ne demek istediğini öğretti bana. Yüreği de yüzü gibi piripak çok güzel insandı. n Turgay Kantürk: Türk tiyatrosu önemli bir figürünü daha yitirdi. Üstün Asutay gülümseten, Usta oyuncu “Bahar Noktası” adlı oyunda. ne kavuştu. Özlenecek... ‘Taht kurdu’ n Orhan Aydın Kemal: Üstün Ağabey, Bakırköy Halkevi’nin ve onun yetiştirdiği birçok değerli sanatçıdan biri olan üstad Münir Özkul’un öğrencisi olarak geleneksel tiyatromuzun son neferlerinden biriydi. Değerli sanatçı kişiliğinin yanında kadir şinaslılığı ve vefalılığı ile gönüllerde taht kurmuş çok değerli bir ağabeyim olarak, Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda yıl oynadıgˆı bir karakterin agˆzından “Sevgi o¨ldu¨ ulan!” diye haykırmıs¸tım. U¨stu¨n Agˆabey’in kaybıyla “tevazu o¨ldu¨” diye fısıldayabilirim. Okuldan mezun olup adım attıgˆım BBT sahnesinde ilk onunla nefes alıs¸ım, kars¸ımda go¨ru¨nce kesilen nefesim, tevazusu, bilgeligˆi, candanlıgˆı, canlıgˆı... Hangi birini anlatayım? I·yi ki yas¸adı, iyi ki dokundu bizlere, iyi ki var etti varlıgˆıyla, iyi ki ogˆlu Mert’i bize yoldas¸ etti... Onu çok özleyeceğiz. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren Asutay için dün Bakırköylü Sanatçılar Derneği (BASAD) önünde tören düzenlendi. Sanatçının cenazesi daha sonra Kartaltepe Amine Hatun Camisi’nde ikindi vakti kılınan cenaze namazının ardından Bakırköy Mezarlığı’na defnedildi. Hayatı karartılanlar Kadın tarih boyunca derdini içine akıtarak yaşadı. Kan kustu kızılcık şerbeti içtim dedi. Yemedi yedirtti, uyumadı uyuttu. Çağlar boyu onun yaratıcı gücüne inanılmadı. “Saçı uzun aklı kısa” diye aşağılandı. Yuva bozulmasın diye katlandı bunlara. Oysa akılsa akıl duyumsamaysa, duyumsama yaratıcılıksa yaratıcılık beceri ise beceri özveriyse onun bin katı; erkekte ne ise kadında da o! Ne acıdır ki şiirinde sevgi ırmakları gürüldeyen insanımızın arasında canavar ruhlu sapıklar da türüyor. Yoksa üç ay içinde daha gençliğine doyamamış 100’ün üstünde kadının canına kıyılır mıydı! Gazeteci bir kadın okurumdan, kurşunlanan, başı gövdesinden ayrılan, cesedi yakılan, yüzüne asit püskürtülerek hayatı karartılan kadınlara yönelik duygularını yansıtan bir ileti aldım. Burada sözü ona bırakıyorum. Okurluk bilinci Bu çağda doğmamak için neler vermezdim. “Her dönemin karanlığı karanlıktır” diyebilirsiniz. Lakin hiçbir dönemde aydınlığın lekesizliği bu kadar aşındırılmamıştır. Aydınlıkla karanlık arasındaki keskin çizgi silinmiş gibi. Bir sarmalda, içime çöken ağırlıkla boşluğa çekiliyorum. Sessizlik ve izsizlik kalkanım oldu uzun zamandır. İçimden gelmiyor yazmak bile. Dün Muğla’daki kadın cinayeti haberini taşıdım sayfaya. Eski erkek arkadaşı tarafından boğulan, sonra yakılan, ardından üzerine beton dökülen üniversiteli Pınar Gültekin’in hikâyesini. Bu kaçıncı kadındı bilmiyorum, fotoğraf altına “Geriye solan gülüşleri kaldı” diye yazdığım. Artık atacak başlık kalmadı bu haberlere. Uzun uzun düşündüm. Başlık bulamadım sahiden. Durumu anlatan en iyi başlık, “Başlık bulamadım!” olurdu. Söz tükendi Söz hiç biter mi, ama tükendi gerçekten. Hani diyor ya şair; “İnsan olan yerlerim çok ağrıyor” öyle işte. Cinayete ilişkin bir araba laf edildi yine yetkili merciler tarafından; “gereği yapılacak”lar, “katil en ağır şekilde cezlandırılacak”lar kürsülerden savruldu, afili matem cümleleri sıralandı. Sosyal medyadan konuya duyarlılık oyunları sergilendi. Tek gerçek ise bir kadının daha vahşice katledildiği; bedeninin, umudunun, hayalinin toprağın altına girdiği... Mezar taşına, soruşturma dosyasına adı verilecek, üç gün konuşulup geçilecek. Döngü bu! Devlet büyükleri “kadından yana yasaları aşındırma” girişimini sürdürürken, ortamlarda “duyarlı beycilik” oynayanlar evlerine girince maskelerini çıkarıp duvara astı, şiddetin en az bir çeşidini anasına, bacısına, karısına, kızına ya da sevgilisine uygulamaya devam etti. Meydanlarda toplanıp “Artık yeter” diye haykıran kadınlara tabii ki polis müdahale etti, kimileri geceyi parmaklıklar ardında geçirdi, şanslı olanlar copunun izleri sırtında yatağına girdi. Sabaha yinelenecek bir gün daha böyle bitti. Daraltılan ortamlar Yaz sıcakları gerçek yüzünü yeni yeni gösterdi. Vatandaşın maskeyle sınavı sürüyor. Kimi umursamıyor, kimi kan ter içinde kalsa da ne maskeden ne sokaklardan vazgeçiyor. İnsanlar ürkek ve gergin, keyifsiz, kalabalık... Çok sevdiğim birkaç mekân vardı, oturup kitap okuduğum, arkadaşlarla buluşup bir şeyler içip sohbet ettiğim. Ne yazık ki kapandı. Bazen parklarda buluşuyoruz biz de. Ne yeşili, ne havayı, ne yağmuru hissederek boş dolaş dön eve... İstanbul ise yorgun, bunalmış ve bunaltıcı... Tüm hoyratlığı sessizce izliyor benim gibi. Tek amacı en az hasar alarak atlatabilmek bu süreci. * Alper Akçam, 10.07.20 günlü yazımda adı geçen Ardahan’ın çevresini saran ormanın “kızılçam” değil, sarıçam ormanı olduğunu açıkladı. Teşekkürler. Cinemaximum’lar açılıyor Türkiye’deki en büyük sinema zinciri sahibi Cinemaximum’un sinemaları bugün itibarıyla açılıyor. Açılışın ilk haftasında gösterime girmesi planlanan filmlerin bazıları şöyle: “Bayi”, “Nuh Tepesi”, “Gece Nöbeti”, “Araf 4: Meryem”, “Şeytanın El Kitabı”, “Bloodshot”, “Train to Busan”. Christopher Nolan’nın yeni filmi “Tenet” ise IMAX ve 4DX salonlarda 26 Ağustos’ta yerini alacak. Alınacak önlemler şöyle sıralandı: 4 Satılan koltuğun, sağında ve solunda 2 koltuk boş bırakacak şekilde yeni bir oturma düzeni uygulanıyor ve yan yana koltuk satışı yapılmıyor. Ayrıca, satılan koltuğun önünde ve arkasında da 1 sıra boş bırakılıyor. 4 Seans araları, etkileşimi ve riski en aza indirmek adına 30 dakika aralıklı şekilde düzenlendi. Bu süre zarfında salonlarda temizlik ve hijyen çalışmaları yapılıyor. Tüm salonlar ve fuaye alanları nano gümüş teknolojisi ve onaylı dezenfektanlar ile dezenfekte ediliyor. 4 Sinema salonlarında bulunan tüm klimalar ek bir yatırımla yüzde 100 dışarıdan temiz hava sirkülasyonu sağlayacak uygun hale getirildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear