28 Eylül 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 31 AĞUSTOS 2020 PAZARTESİ PROF. GÜLRU NECIPOĞLU, İNGILIZ AKADEMISI’NE SEÇILEN ILK TÜRK BILIM INSANI OLDU Türkiye’nin ‘yumuşak gücü’ bilim insanları! Türkiye’nin tarihi ve kültürel mirasımızla ilgili yurtdışında kaygıyla izlenen hamleler yaptığı bir dönemde bu alanda uluslararası çapta çalışmalara imza atmış KONUK bir bilim insanımızdan YAZAR müjdeli haber geldi. GILA BENMAYOR Harvard Üniversitesi, Sanat ve Mimarlık Tarihi Bölümü’nde Ağa Han İslam Sanatı Kürsü sü Direktörü, profesör Gülru Necipoğ lu Kafadar, prestijli İngiliz Akademisi üyeliğine seçildi. 118 yıllık geçmişi olan, 1400 üye li akademinin ilk Türk üyesi olan Gül ru Necipoğlu daha önce Amerikan Sa nat ve Bilimler Akademisi üyeliğine seçilmişti. Necipoğlu aynı zamanda ABD’nin en köklü kuruluşu olan Amerikan Felsefe Topluluğu üyesi. Fransızca, İtalyanca, İngilizce, Al manca, Arapça, Farsça, Osmanlıca bil diği için birçok ülkede arşiv araştır malarını sürdüren Necipoğlu, Mimar Sinan’ı en iyi bilen, en çok araştırmış olan bilim insanı. “Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğu’nda Mimari Kültür” ki tabı uluslararası ses getirmişti. Bilimsel çalışmaları Osmanlı, Akde niz mimarisi tarihi, premodern İslam Sanatı ve Mimarisi, erken modern im paratorlukların kozmopolitliği, görsel kültür ve bilim tarihi ilişkileri gibi ge niş bir yelpazede. Zaten İngiliz Akademisi tarafından üyeliğe seçilme gerekçesi olarak bilim sel çalışmalarının uluslararası üstün lüğü ve konularının geniş perspektifi gösterilmiş. Parlak öğrenciler yetiştirdi Ünlü Fransız ekonomist Thomas Piketty ile birlikte akademiye “Corresponding Fellowship” yani İngiliz vatandaşı olmayan üye olarak se Ayasofya ve Kariye ile ilgili gelişmelerin, Türkiye’yi Türkiye neden önemli? içine kapanma ve global bağlamda yalnızlığa itme tehlikesi taşıdığı bir dönemde, Necipoğlu’nun Türkiye ve premodern Osmanlı sanat ve mimarisine odaklanan Türkiye’den akademiye kabul edilen ilk bilim insanı olarak neler hissettiğini sorduğumda Gülru Necipoğlu şöyle cevap veriyor: çalışmaları uluslararası destek ve takdir görüyor. “Bu yıl insani ve sosyal bilimler kap samında seçilen 86 yeni üye arasın GKaüflraudaNrekciimpodğirl?u İstanbul doğumlu Gülru Neci da olmam güzel bir sürprizdi. Meslek hayatımda çok anlamlı ve onur verici bir unvan akademi üyeliği. 1986 yılında Harvard Üniversitesi’nde asistan profesör olarak ilk yayınlarımın hayata geçmesiyle başlayan çalışmalarımın poğlu Kafadar lisans eğitimi uluslararası boyutta takdir görmesi ni Wesleyan Üniversitesi’nde bitirdikten sonra yüksek lisans ve doktorasını Harvard Üniversitesi Sanat ve Mimarlık Tarihi bölümünde tamamladı. 1986 yılında aynı bölümde yardımcı doçent olarak atandı. 1993 yılından beri üniversitenin Sanat ve Mimarlık bölümünde Ağa Han İslam Sanatı Kürsüsü’nün direktörü ve profesörü. Necipoğlu, İtalya’da Andrea Palladio Enternasyonal Mimarlık Araştırmaları gibi pek çok araştırma merkezi ve akademik derginin danışma kurulunda. son derece sevindirici. Demek ki çalışmalarım geniş kitlelere ulaşmış. Türkiyeli ve kadın bir bilim insanı olarak üyelilik benim için özellikle anlamlı. Öte yandan Necipoğlu’nun gözünde bu üyeliğin Türkiye için de önemi büyük. Zira Ayasofya ve Kariye ile ilgili gelişmelerin, Türkiye’yi içine kapanma ve global bağlamda yalnızlığa itme tehlikesi taşıdığı bir dönemde, Necipoğlu’nun Türkiye ve premodern Sanat ve mimarlık tarihiyle ilgili ulusla Osmanlı sanat ve mimarisine odakla rarası ödüllerin sahibi. nan çalışmaları uluslararası destek ve takdir görüyor. Necipoğlu’nun İngiliz Aka üretkenlikle ölçülmüyor. demisi üyeliği Türkiye’nin Kazanılan ödül ve unvan “yumuşak gücüne” katkı lar, uluslararası saygınlık sağlıyor. ve en önemlisi parlak öğ İngiliz Akademisi’nin çi renciler yetiştirmiş olmak çeği burnunda yeni üyesi önemli kriterler” diye de bu arada 20202021 akade çilen Gülru Necipoğlu bugünlerde vam ediyor. mik yılı içinde “Üç Erken İstanbul’da. Necipoğlu’nun eski dok Modern İmparatorluk ve Dolayısıyla İngiliz Akademisi üyeli tora öğrencilerinin pek ço Mimari Kültür: Osmanlı, ğini kendisiyle konuşma fırsatını bul ğu Türkiye, İngiltere, ABD, Safevi ve HintMoğol Dün dum. Kanada ve Ortadoğu üniver yalarına Karşılaştırmalı Bakış” kitabı Bu yıl akademiye seçilen 86 bilim sitelerinde profesör, doçent ve öğre nı tamamlamayı planlıyor. insanı arasında olmanın haklı mutlu tim görevlisi olarak kendi öğrencileri “Covid19 inzivası, temeli 2013 yı luğunu yaşıyor. ni yetiştiriyor. lında Cambridge Üniversitesi’nde ver “BilimVarlık, Adalet Ağaoğlu’nu Gülru Necipoğlu’nun ektiği tohum diğim Slade Konferansları dizisinde selamlıyor lar dünyanın dört bir yanında yeşeri atılan kitabımı bitirmeye vesile ola “Başarı sadece bilimsel özgünlük ve yor özetle. cak” diyor. Varlık, Adalet Ağaoğlu’nu selamlıyor Varlık dergisi, Eylül 2020 sayısında “Zamanlar ve Mekânlar Arasında Adalet Ağaoğlu” başlıklı dosyasıyla temmuz ayında yaşamını yitiren Adalet Ağaoğlu’nu selamlıyor. Yazarın “Ölmeye Yatmak”, “Bir Düğün Gecesi”, “Hayır...”, “Fikrimin İnce Gülü”, “Üç Beş Kişi” adlı romanlarında uzam, zaman, söylem, değişim ve varoluş izleklerini Arzu Etensel İldem, Ayşe Eziler Kıran, Burcu Alkan, S. Seza Yılancıoğlu, Zafer Çeler ve Feridun Andaç dosyada yer alan yazılarında irdeliyorlar. Dergi “Gündem” adlı köşesinde ise Betül Dünder’in “Hayatta Kalmak Adına Bir Sözleşme” başlıklı, Türkiye’de son yıllarda artan kadına şiddet olaylarından ve “Şiddete Hayır, İstanbul Sözleşmesi’ne Evet!” bildirisinden bahseden yazısına yer veriyor. Sahaflar Beylikdüzü’nde buluşuyor Beylikdüzü 7. Barış ve Sevgi Buluşmaları kapsamında düzenlenen Beylikdüzü Sahaf Festivali bugün başlıyor. 31 Ağustos 5 Eylül tarihleri boyunca pandemi kurallarına uygun olarak düzenlenecek festivalde, Türkiye’nin dört bir yanından gelen sahaflar Beylikdüzü’nde buluşacak. Moderatörlüğünü Ümit Nar’ın üstlendiği Sahaf Söyleşileri’nde ise konuklar ile söyleşiler yapılacak. Festival süresince düzenlenecek kitap mezatları ile eserler açık artırma usulüyle satışa sunulacak. Sümbültepe’den yeni albüme hazırlık Selin Sümbültepe’nin 2020 sonunda dinleyici ile buluşacak olan ikinci stüdyo albümü “Ben Estim, Sen Esme”nin ilk habercisi olan “Dalgakıran” şarkısı tüm dijital müzik platformlarında yayında. Şarkının söz ve müziği Sümbültepe’ye ait. Düzenlemesinde ise Bora Çifterler’in imzası bulunuyor. Altın çocuk Çınara’ya ULUSLARARASI ÖDÜL Yaşar Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Müzik Akademisi öğrencisi Çınara Manaflı (11), bu yıl 6’ıncısı düzenlenen ve ilk kez çevrimiçi yapılan Almanya BadenWütrttemberg Uluslararası Müzik Yarışması’nda ikinci oldu. S. Rachmaninof’un Elegie Op.3 No.1 ve L.V. Beethoven’in Op.79 No.25 Sonatı’nı seslendiren genç piyanist, piyano dalında ikincilik ödülünü ülkemize getirmeyi başardı. Piyanist annesi ve keman sanatçısı babası nın büyük desteği ile müziğe küçük yaşlarda ilgi duyan 6. sınıf öğrencisi Çınara Manaflı, ilk ödülünü 5 yaşında aldı. 2014 yılında Mozart Akademi Ulusal Piyano Yarışmasında jüri özel ödülüne layık görülen genç yetenek, aynı yıl İngiltere Newcastle Piyano Yarışması’nda birincilik ödülünü elde etti. Genç yetenek New York’ta bulunan dünyanın en ünlü konser salonlarından Carnegie Hall’de başarılı bir konsere imza atmış ve New York VivaMusic Uluslararası Klasik Müzik Yarışması’na da katılıp ikincilik ödülünün sahibi olmuştu. l İZMİR / Cumhuriyet Can Bonomo, Yenikapı’yı salladı Alternatif rock müziğin başarılı isimlerinden Can Bonomo, KerkiSolfej’in düzenlediği TikTak’la Park Et Seyret etkinliği kapsamında önceki akşam Yenikapı’da sevenleriyle buluştu. Yüzlerce kişiyle bir araya gelmenin mutluluğunu paylaşan sa natçıya takipçileri gece boyunca danslarıyla eşlik etti. Yeni şarkısı “Güneş”i de seslendiren sanatçı yoğun istek üzerine şarkıyı ikinci kez söyledi. “Bahri Hazer” isimli şarkısına da repertuvarında yer veren Can Bonomo, sahnesinde Nâzım Hikmet’i de andı. Üç yıl dört ay... Günümüzün insanı dehşete düşüren nankörlüğü içinde önemsizleştirilmeye, tüm simgeleri, kahramanları, hatta tarihleri teker teker silinmeye çalışılsa da şaka değil, dünyadaki ilk başarılı antiemperyalist kurtuluş savaşı bu ülkede verildi. O savaşın, Milli Mücadele’nin ilk adımı 19 Mayıs 1919’da atıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğindeki tam bağımsızlık ve devrim yürüyüşü pratikte o gün başladı. Atatürk’ün Nutuk’a şu unutulmaz cümleyle başlaması da bunu doğrular: “1919 senesi mayısının 19. günü Samsun’a çıktım.” O tarihten 3 yıl 4 ay sonra Büyük Taarruz ve Büyük Zafer geldi. Samsun’da başlayan mücadele, TBMM ordularının 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmesiyle yeni bir aşamaya geçti. Mustafa Kemal Paşa, İzmir’e girildiğinde defterine şu notu düştü: “15 Mayıs 1919 İzmir’i işgal. 3 sene 4 ay. Ben aynı gün İstanbul’u terk. O kara günde Karadeniz’de, bugün Akdeniz’deyim.” Nâzım Hikmet’in “Kuvayi Milliye Destanı” işte bu 3 yıl 4 ayın yazılmış en güzel hikâyesidir. Destan, o sürece “toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çok” olanların “maceraları”nın içinden bakar. Karayılan’ın, Kambur Kerim’in, Kartallı Kâzım’ın, Arhavili İsmail’in ve destanın dizelerinden bize bakan tüm isimsiz kahramanların hikâyeleri, on yıldır savaşa savaşa tükenmiş bir halkın nasıl yeniden ayağa kalktığını, “ağır ellerini toprağa basıp” nasıl doğrulduğunu, “Bıraksalar ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak Kocatepe’den Afyon Ovası’na atlayacak” olanın arkasında nasıl saf tuttuğunu anlatır. Çok seçici bir pandemi İki aydır İzmir’deyim. “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” genç oyuncularım, yaratıcı ekibim ve zorlukları büyük özveriyle aşan teknik ekibim, sahne amiri Yunus Kara, dekor yapımda İhsan Yakupoğlu, projeksiyon kumandada Serdar Güler, ses kumandada Gündoğdu Gültemur ve ışık kumandada Turap Başel ile birlikte “Kuvayi Milliye Destanı”nı çalıştık. Oyun çıktı, hem de çok iyi çıktı. Ali Berktay’ın oyunlaştırdığı, Okay Temiz’in ritimlerini hazırladığı ve çalıştırdığı, Selim Cinisli’nin dekor, Gökçe Şener’in kostüm, Yılmaz Ertekin’in ışık tasarımını yaptığı oyun, İzmir Büyükşehir Belediyesi Deneme Sahnesi’nin ilk prodüksiyonu olarak, 28 Ağustos’ta prömiyer yapacaktı. 28 Ağustos Cuma günü son hazırlıklar yapılırken, belediyeden haber geldi: Valilik tüm belediye etkinliklerini “pandemi önlemleri sebebiyle” iptal etmişti. Sadece 28’indeki değil 29 ve 31 Ağustos tarihlerindeki temsiller de iptal edilmişti. Kelimenin tam anlamıyla şoke olduk. Çünkü bir gün önce çeşitli etkinliklerin yapıldığını, konserlerin devam ettiğini, hatta 28 Ağustos’ta, yani bizim oyunun yasaklandığı gün, üç özel tiyatro temsilinin oynanabildiğini biliyorduk. Pandemi ne kadar seçici davranıyordu böyle... Kuvayi Milliye ruhu Bu iki aylık çalışma süreci, “3 yıl 4 ay”ın hikâyesinin farklı kuşakları birleştirme gücünü de gösterdi bana. Öğrencilerim ve kendi gençlik dönemine onlarca yıl öteden bakan ben, “aynı yürek ferahlığı” içinde “ya istiklal ya ölüm” diyor, “sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin zaferi için hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin bir şarkı söyler gibi” ölebilen insanlarımız için aynı kederi hissediyor, “yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” duygusunda birleşiyorduk. Bir kez daha inandım: Kuvayi Milliye ruhu bu memlekette zaman ve mekân sınırlarını aşan bir harç oluşturuyor. Herkese ve her şeye rağmen... Umarım “Kuvayi Milliye Destanı” eylül ayında seyirciyle buluşur, sarf edilmiş onca emek boşa gitmez. Beyoğlu’nda Napoliten Konseri’yle yaz akşamı İstanbul Devlet Opera ve Balesi tenorları, önceki akşam Beyoğlu Talimhane Sahnesi’nde Napoliten Konseri verdi. Konserdeki şarkılara yer yer hüzün, yer yer de neşe hâkim olurken, Eduardo di Capua, Francesco Paolo Tosti, Ernesto De Curtis, Rodolfo Falvo, Luigi Denza, Cesare Andrea Bixio, Guillaume Louis Cottrau, Ruggero Leoncavallo, Salvatore Cardillo gibi bestecilerden eserler seslendirildi. Sahne kurgusu piyanist Hüseyin Kaya tarafından yapılan konserde tenorlar Serkan Bodur, Berk Dalkılıç, Can Reha Gün, Ufuk Toker ve Onur Turan sahnedeydi. Meşher ve İstanbul yılları... Pandemi nedeniyle geçici olarak ziyarete kapatılan Meşher, gerekli sağlık tedbirleri alınarak 1 Eylül itibarıyla kapılarını yeniden açıyor. Meşher, ikinci sergisi “Alexis Gritchenko İstanbul Yılları” ile Ukraynalı sanatçının 19191921 yılları arasında yaşadığı İstanbul’u konu alan eserlerini izleyici ile 1 Eylül’de yeniden buluşturuyor. Sergi ile paralel olarak tasarlanan konuşmalar ise çevrimiçi olarak devam ediyor. Sergi, sanatçının çoğu suluboya olmak üzere, guaj, karakalem, yağlıboya eserlerinden oluşuyor. Gritchenko’nun, İstanbul’u ziyaretinden 100 yıl sonra, sanatçının o dönemde ürettiği 150’den fazla eseri günlüğünün ışığında, ilk kez bu sergi için bir araya getirildi. Sergi, izleyicinin İstanbul’un detaylarında gizli renk ve biçimleri fark ederek şehri yeniden keşfetmeyi hedefliyor. Sergi, 1 Kasım’a kadar izlenebilir. BIR GARIP KARŞILAŞMA Kieran Hurley’in yönettiği “Sesin Resmi” adlı oyun 3 Eylül’de saat 21.00’de KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nda sahnelenecek. Oyunda, Esra Bezen Bilgin, Yağız Can Konyalı rol alıyor. Yazmaya olan inancını kaybetmiş oyun yazarı bir kadın (Saye) ve hayatın şiddetinden kendini resim çizerek korumaya çalışan genç bir erkek (Arat), İstanbul’un tepelerinde bir yerde karşılaşır. Bu garip karşılaşmadan sonra görüşmeye başlarlar ve paylaştıkları her ikisinin de hayatını değiştirir. Saye, Arat’ın hayatını anlatan bir oyun yazmaya başlar. Arat da Saye’den öğrendikleriyle, gitgide sanata daha çok meylederken yoksul hayatındaki çelişkilerle boğuşur. İç içe geçen bu iki hikâye, oyunun sahneleneceği gece son kez yüzleşir ve bize “Başkasının sesi olmak, başkasının hikâyesini anlatmak sizi hikâyenin sahibi yapar mı” sorusunu sordurur. BODRUM CAZ ILE BIR BAŞKA 4. Bodrum Caz Festivali Açılış Konseri’nde Muğ la Büyükşehir Belediyesi Orkestrası, Şenay Lambaoğlu’na eşlik ede cek. Konser 1 Eylül’de Bodrum Kalesi’nde saat 21.00’de Münif Akalın’ın şefliğinde yapılacak. Düzenlemeler ve piyanoda Kaan Bıyıkoğlu, saksofonda Batuhan Şallıel, kontrbasta Enver Muhammedi ve davulda Ekin Cengizkan ile festival açılışı konserinde yer alacaklar.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear