23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 3 TEMMUZ 2020 CUMA Dislike Aslında uzun süredir, ve hatta benim gibiler için başından beri içinde bulunduğumuz bir dönemi, bir mevsimi ve belki de bir “çağı” tanımlıyor bu “dislike” sözcüğü. Sosyal medya kullanıcılarının aşina oldukları ama o kitlenin içinde bulunmayanların da haber gündemi sayesinde mecburen öğrendikleri bu sözcük, İngilizce’de “beğenmemek” ya da “hoşlanmamak, hazzetmemek, nefret etmek, antipatik bulmak” gibi anlamlarda kullanılıyor. Bir de “deeprooted dislike” derecesi var ki, “derin nefret” anlamına geliyor. Ama bu “aşırılık” içeren versiyonu henüz sosyal medyaya gelmedi. Bir de “ikon”u var bu sevimsiz tabirin: Baş parmağı aşağı doğru gösterip “indirmek” anlamında veya “in oradan aşağı” gibilerden de terbiyesiz ve edepsiz bir çağrı içeriyor denebilir. Son günlerin bu en moda tabirinden hareketle, gelin bugün bu köşede farklı bir şey yapalım ve biraz İngilizce dersi çalışalım. Bir nevi “Kamu Hizmeti Spotu” olarak kısa bir İngilizce tabirler kursu açalım. “Dislike” benzeri genellikle “dis” ile başlayan başka İngilizce sözcükleri de öğrenelim. Günlük hayatta lazım olur belki. Discontent: Dargın, hoşnutsuz, gayri memnun, küskün. Distaste: Tiksinme, iğrenme, ilgisizlik, hoşlanmamak. Disfavour: Gözünden düşmek, aleyhinde olmak, onaylamayan bir gözle bakmak. Disapproval: Onaylamama ifadesi, Disapprobation: Tensip etmemek, uygun bulmama hali. Disesteem: Saymamak, hürmet etmemek, hiçe saymak, değer vermemek, itibar göstermemek. Disrelish: Tiksinmek, iğrenmek, hoşlanmamak, beğenmemek. Disdain: Küçümsemek, hor görmek, tepeden bakmak, tenezzül etmemek, hakir görmek, dudak bükmek, tepeden ve kibirle bakmak. Detestation: Nefret, iğrenme, tiksinme. Disgruntlement: Gücenme, dargınlık, kırgınlık, küskünlük hali. Disagreement: Uyuşmazlık, ihtilaf, fikir ayrılığı, mübayenet, çekişme, uygunsuzluk hali. Disclosure: İfşa etmek, açığa vurmak, gizliliğini kaldırmak. Disanvantage: Dezavantaj, zarar, ziyan, sakınca, engel, mahzur, aleyhte bir durum. Disembark: Bir vasıtadan inmek, bir yükü boşaltmak Çok mu “Dis” bir yazı oldu? Peki. Burada keselim. İyi tarafından bakınca: Bir dolu yabancı sözcük öğrendiniz. Kötü tarafından bakın: Bugünün gençleri, yabancı dilleri bizden daha kolay öğreniyor ve “patır patır, çatır çatır” kullanmaktan çekinmiyor. Bizim kuşak biraz daha (nasıl desem?) diplomatik davranırdı. Şimdiki kuşak “Dis dis” çakıveriyor.   Bizden söylemesi. Kızıştırarak olmaz İşler yolunda gitmeyince sorunları çözmek yerine, yeni sorunlar yaratmak ve hatta sorunların nedeni olmayan kesimlerle yani toplumun çoğunluğu ile kavgaya girişmek, hiç de akıllı bir yöntem değil. Ama maalesef, tarih bize gösteriyor ki baskıcı rejimlerin yapabileceği tek şey, başvurabileceği tek yöntem bu. Dışarı ile kavga et. İçeri ile kavga et. Hatta kendi içinde (istediğin kadar üzerini örtmeye çalış duyuluyor) kavga et. Eğitimli, birikimli, donanımlı ve en önemlisi de örgütlü herkesle kavga et. Meslek örgütlerini karşına al. Onların yönetimine kendi görüşünde olmayan ve sevmediğin, dünyaya farklı bakan insanlar seçiliyor diye oraları dağıtmaya, parçalamaya, bölmeye çalış. Avukatı yerlerde sürükle. Doktoru soruşturmalarda sürükle, mühendise parmak salla, öğretmene sopa göster. Medyanın neredeyse yüzde 95’ini ele geçirmene ve kendine bağlamayı başarmana rağmen, geri kalan yüzde 5’in tek bir satırına, tek bir sözcüğüne, tek bir saniyesine bile tahammül gösterme. Gazeteleri ilanreklam geliri üzerinden kapanmaya zorla. TV ve radyolara ceza üstüne ceza yağdır. Lisans iptaline götüren yolu aç. RTÜK, Basın İlan Kurumu ve basın savcılıkları üzerinden sürekli sopa, satır, kırbaç salla. Gazetecilerin hapse atılmaları için sürekli bir kulp bulmaya ve onların bir gün yargı sonucu beraat edecek olsalar bile mümkün olduğu kadar tutuklu kalmaları için uğraş ve tutukluluğu (yani hukuksuzluğu) ceza haline getir. Sosyal medyayı sen de başkaları da özgürce kullanabildiği ve bunun ülkeye bir zararı değil yararı olduğu halde, orada “senin istediğini yazmayana” bir başka deyişle “yeşil top olmayı reddedene” nefret besle. Üç beş tane (her cenahtan) ahlaksızı bahane ederek, hırsla “kapatma” tehdidinde bulun. İşçinin, emekçinin tarihi kazanımlarını, emeklilik haklarını, kıdem tazminatlarını filan elinden almaya çalış. Durup durup “Ayasofya hadisesi” benzeri, uluslararası alanda başımızı fena halde belaya sokacak mevzular icat (evet kapanmış bir dosyayı yeniden yeniden yeniden açmak, sorun icat etmektir) et. Sonuç: Dislike… E, ama olmuyor işte. Dedelerinineleri, babalarıanneleri sussa (ki susmuyorlar artık), bebeler ellerinde “Dislike” pankartları ile çıkıveriyorlar ortaya. Hem de öyle bir yerlerden çıkıveriyorlar ki üzerlerine gaz da sıkamıyorsun orada. Plastik mermi işlemiyor o ortamda. Copu vurdun mu kendi ekranını kırıverirsin maazallah.    E, ne yapacaksın? Soldan sağa: Dislike Yukarıdan aşağı: Discontent Çaprazlama: Distaste Önün, arkan, sağın, solun: Disesteem. EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Sivas’ta katledilenler 27’nci yılında Madımak Oteli önünde anıldı. Valilik kısa süreli yürüyüşe izin verdi. Barışmak için özür gerekir Ankara’da 7 gözaltı Ankara’da Sivas Katliamı’nın 27. yıldönümünde anma etkinliği düzenlemek isteyen gruba polis müdahale etti, 7 kişi gözaltına alındı. Demokratik Alevi Derneği’nin (DAD) çağrısı ile Ankara Sakarya Caddesi’nde sivil toplum kuruluşları ve demokratik kitle örgütleri tarafından düzenlenmek istenen anma etkinliğine polis, Ankara Valiliği tarafından salgın nedeniyle alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı gerekçesiyle müdahale etti. HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni’nin de arasında bulunduğu grubu alandan uzaklaştıran polis, burada yaşanan arbede sırasında bir kişiyi gözaltına aldı. Grup, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri (PSKAD) Genel Merkezi önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polis, basın açıklamasına da izin vermezken, 7 kişi daha gözaltına alındı. l ANKARA/Cumhuriyet Şiir ve türkülerle anıldılar İzmir’de Sivas Katliamı’nda yaşamını yitirenler Buca Belediyesi Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen konserle anıldı. Anma programı, salgın tedbirleri kapsamında Buca Belediyesi’nin sosyal medya hesapları üzerinden yayınlandı. Şair Vedat Araz, şiirler okurken, sanatçılar Zafer Güler, Hüseyin Kurtulmaz ve Öznur Korkmaz türkülerle yaşamını yitirenleri andı. Bucalılar anma programına yoğun ilgi gösterdi. l İZMİR / Cumhuriyet PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, 27 yıl önce dönemin başbakanının oteli yakmak için bekleyenlere ilişkin, “Allah’a şükür onlara bir şey olmadı” ifadelerini kullandığını anımsattı. Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde gerici grubun ateşe verdiği Madımak Oteli’nde katledilen 33 aydın, 2’si ise otel çalışanı dün katliamın 27. yılında Madımak Oteli’nin önünde anıldı. Katliamda yaşamını yitiren şair ve doktor Behçet Aysan’a adanan anma töreninde katılımcılar, üzerinde Aysan’ın fotoğrafının yer aldığı beyaz önlük giydi. Anmada, “Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar” sloganı atılırken Madımak Oteli’nin utanç müzesi olması ve yüzleşme talebi bir kez daha dile getirildi. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) öncülüğünde Madımak Oteli önünde yapılan anma etkinliğine katliamda yakınlarını kaybeden ailelerin yanı sıra, Alevi örgütlerinin temsilcileri, CHP ve HDP’li milletvekilleri, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Anma kapsamında yapılmak istenen yürüyüşe Sivas Valiliği tarafından koronavirüs salgının gerekçesiyle izin verilmedi. Bunun üzerine yapılan görüşmeler sonucunda, Madımak Oteli’ne yaklaşık 600 metre yakınlıkta bulunan Valilik Meydanı’nda bulunan bir binaya doğru yürüyüş düzenlendi. Korona ‘KATLİAMLARI YAPANLAR AYNI ELLER’ Sivas Valiliği ise kentte ayrı bir anma programı düzenledi. Sivas Valisi Salih Ayhan ve Cem Vakfı yetkilileri dün eski Madımak Oteli binasında oluşturulan anı köşesine karanfil bıraktı. Vali Salih Ayhan, Sivas ve katliam kavramlarının bir arada kullanılmasını doğru bulmadığını belirterek “Selçuklu’nun kalbi, Osmanlı’nın vicdanı, Cumhuriyet’in aklı olan şehrin önüne de arkasına da katliam kavramı kullanmak büyük bir sorumsuzluktur diye dü şünmekteyim” dedi. Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner de 2 Temmuz ve 5 Temmuz 1993’te dünyada benzeri görülmemiş çok acı olaylar yaşandığını anımsatarak “Madımak’ta yaşanan katliam, Başbağlar’da yaşanan katliam, Çorum ve Maraş’ta yaşanan katliamı yapan eller, aynı ellerdir. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Biz, kin, nefret, cebir ve şiddet tohumlarını değil, gönlümüzdeki sevgi tohumlarını ekmek için geliyoruz buraya” dedi. l Haber Merkezi virüs önlemlerinin alındığı yürüyüş boyunca, katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşınarak, “Sivas’ı yakanlar AKP’yi kuranlar”, “Sivas’ın ışığı sönmeyecek”, sloganları atıldı. Yapılan yürüyüşün ardından Madımak Oteli’ne gelen kitle, otel önüne karanfil bıraktı. Yürüyüşün ardından yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşu yapıldı. ‘Yüzleşme yok’ Anmada konuşan PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, salgın nedeniyle tüm örgütleri anma etkinliğine çağıramadıklarını belirterek katliamın üzerinden 27 yıl geçmesine rağmen hâlâ yüzleşmenin olmadığını söyledi. 27 yıl önce dönemin başbakanının oteli yakmak için bekleyenlere ilişkin olarak “Allah’a şükür onlara bir şey olmadı” ifadelerini kullandığını anımsatan Kaplan, “Katliamın arkasında bir suç daha aranıyorsa, yerel basın da mutlaka sorgulanmalıdır. Yerel basının katliam ön cesi ve sonrası attığı manşetleri biliyoruz. Basın yandaş olmaz. Basın halkın vicdanıdır. Madımak utanç müzesi oluncaya kadar buraya gelmeye devam edeceğiz. Alevilerle barışmanın yolu, özür dilemekle olur. Devletten bu sözü bekliyoruz.” Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Hüseyin Güzelgül, 33 canın semahlarını dönmek, türkülerini söylemek için geldiği kentte diri diri yakıldığını anımsatarak “Kerbela zihniyeti yaşıyor” ifadesini kullandı. Katliamda yaşamını yitiren Gülsün Karababa’nın ağabeyi Hüseyin Karababa, “Bu seneyi Behçet Aysan anısına yapıyoruz. Behçet Aysan bir doktordu, insanları iyileştiriyordu. Buradan devlete sesleniyorum: Bu bir olay değildi, bu katliamdır. Benim kardeşime ‘vefat’ etti diyorlar. Benim kardeşimi ve canlarımızı diri diri yakıldılar. Nasıl vefat diyorsunuz. Bu devletin desteği ile yapılan bir katliamdır” diye konuştu. KURTULUŞ ARI ASIM BEZİRCİ VE RIFAT ILGAZ ANILDI: Yangın hâlâ içimizde Sivas Katliamı’nda yakılarak öldürülen aydınlardan yazar, çevirmen Asım Bezirci ve katliamdan birkaç gün sonra yaşamını yitiren dostu şair, yazar Rıfat Ilgaz, İstanbul Zincirlikuyu’ndaki mezarları başında anıldı. “Sivas yandı, kaç yıl oldu” pankartı açan dostları, “27 yıl önce yanan bu yangın hâlâ içimizde devam ediyor” dedi. Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Adnan Özyalçıner, Sivas’ta öldürülmek istenenin özgür düşünce olduğunu dile getirerek bugün de gazetecileri, yazarları tutuklayarak aynı şeyin yapıldığını söyledi. Özyalçıner, “Asım Bezirci, Rıfat Ilgaz ile baş başayız hepimiz. Düşüncenin öldürülemeyeceğinin, özgürlüğün kalacağının kanıtı olarak bizimle birlikteler hep öyle kalacaklar” diye konuştu. Sanat Meclisi adına konuşma yapan Mehmet Esatoğlu ise “Bu toprakların tarihi büyük direnişlerle yazılmıştır. Biz sanat insanları olarak soruyoruz: Sivas yandı kaç yıl oldu? Gerçek katiller yargı önüne çıkana kadar hep soracağız” ifadelerini kullandı. Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz da babasının hep “Ya ezenden ya ezilenden yana olacaksın. Öyle az şekerli çok şekerli falan olmaz” dediğini aktardı. Eski CHP milletvekili Hilmi Yarayıcı’nın da katıldığı anmada şiirler okundu. Öte yandan Sivas’ta katledilenler için İstanbul’da çeşitli anmalar yapıldı. Kartal Emek ve Demokrasi Güçleri, Kartal Meydanı’nda semah ve türkülerle anma programı düzenledi. Sarıgazi’de yapılması planlanan yürüyüşü ise Valilik engelledi. l İSTANBUL/Cumhuriyet MAZLUM ÇİMEN, ALİ BALKIZ VE SERDAR DOĞAN 27 YIL SONRA KATLİAMI CUMHURIYET’E ANLATTI: Hislerim bile kirlendi Sivas’ta, 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nde 33 ay dın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi yakı larak katledildi. Katliamın üzerinden 27 yıl geçmesine karşın aile ve mağdurların ada let feryadı, firari sanıkla rın yakalanmasını dahi MEHMET MENEKŞE sağlayamadı. Sivas Katliamı’nın 27. yılında sevdikleri ni toprağa veren aile ler, dinmeyen acılarını Cumhuriyet’e anlattı. Halk ozanı Nesimi Çi SEYHAN men, yolu Anadolu’dan AVŞAR Paris’e düştüğünde yağız bir delikanlıdır. Bakar ki orada sokak çalgıcıları müzik yapa rak para topluyor, çöker bir köşeye, curasını çalarak yanık yanık söyle meye başlar. Yoldan geçenler arasın da Abidin Dino da vardır. Buram bu ram Anadolu kokan ozanın kalacak yeri olmadığını öğrenir. Koluna girer, evine davet eder. Albümler, konser ler derken Nesimi Çimen’in tanınır lığı artar. Oğu Mazlum Çimen’de ba bası gibi yeteneklidir. O da büyük bir müzisyen olur. Ancak Sivas Katlia mı Mazlum Çimen’in tutunduğu dal lardan en önemlisini, babası Nesi mi Çimen’i koparıp götürür. Unkapa nı, Sivas ağıtlarıyla yıkılırken o, Edip Akbayram’ın sesiyle ünlenen “Sen benden gittin gideli”yi babasının ar dından yazdığını bile kendine saklar. Babasını, üstadını kaybetmenin acısı nı 27 yıldır yaşayan Mazlum Çimen, “AKP iktidarından adalet beklemek Katliamda babasını yitiren Mazlum Çimen, “AKP iktidarından adalet beklemek kadar garip bir şey olabilir mi” diye soruyor. Serdar Doğan ise yitirdiği kardeşi Serkan ile bir gece yaptıkları sohbeti anlattı. Katliamdan sağ kurtulan Ali Balkız, bu dönemin temellerinin katliamlarla atıldığına dikkat çekti. Ali Balkız Mazlum Çimen Serdar Doğan kadar garip bir şey olabilir mi? Adam kendini taraf olarak koyup öyle geldi. Gelen yapıdan bizler kendi beklentilerimiz doğrultusunda hareket etmesini bekliyoruz. Biz aslında şu an bizler ne durumdayız buna bakmalıyız. Tüm katliamlara rağmen AKP iktidar oldu. Bizler ne yaptık, neler yapıyoruz? Bunu sorgulamamız lazım. 27 sene oldu. Ne hissediyorsun diye kendime sormaktan utanıyorum. Artık hislerim bile kirlendi. Ne hissedeceğimi bilmiyorum” dedi. Renk renk balıkları vardı Katliamdan sağ kurtulan isimlerden birisiydi Serdar Doğan. Öldü sanılıp morga bırakılmıştı, hayata tutundu, ancak acı bir hayattı bu... Çünkü katliamda 19 yaşındaki kardeşi Serkan Doğan’ı kaybetmişti. Serdar Doğan kardeşini şu sözlerle anlattı: “Lise çağlarındaydık; sabahladığımız gecelerin birinde, ‘Ağabeyi, imkânın olsa, astronot olup uzaya mı çıkmak istersin, yoksa balık adam olup, okyanuslara dalmayı mı’ diye sordu. Uzaya çıkardım dedim. ‘Ne işin var yahu, kapkaranlık bir yerde, ne göreceksin? En fazla futbol topu büyüklüğünde bir dünya, sonrası yok. Ama suyun altı öyle mi? Mavi bir derinlik, renk renk balıklar, bitkiler. Ben, fırsatım olsa derin sulara dalmayı isterdim’ dedi. Serin ve mavi suların koynuna. Kocaman bir akvaryum yaptırdı kendine, renkli balıklarla doldurdu. Saatlerce ilgilenirdi onlarla. Düşünün su, en büyük öznesiydi. Madımak’ta, Kerbela’dan daha beter susuz kalacağını bilmeden kurduğu.” ‘Cumhuriyet yıkılacak’ sloganları atılıyordu 1990’lı yıllarda Pir Sultan Abdal Kültür Dergisi’ni çıkaran ve daha sonra Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanlığı yapan Ali Balkız katliamdan sağ kurtuldu. Madımak Oteli’ndeki etkinlikleri izlemek ve dergisinin yedinci sayısını hazırlamak için gitmişti. Ancak gözlerinin önünde bir vahşet yaşandı. Katliamın tanığı Ali Balkız, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Bu günlerin temelleri o yıllarda atıldı. 12 Eylül’e doğru giden yolda, Sivas, Çorum, Maraş, Bahçelievler, Piyangotepe katliamları nasıl ki birer aşama ise bugüne gelinen yolda da yeni anayasa, solun tasfiyesi, Özal anlayışının topluma dayatılması, zorunlu din dersleri, tek tek aydınların öldürülmeleri, faili meçhul cinayetler, gözaltında kaybetmeler, Hizbullah cinayetleri, Madımak, Gazi katliamları da birer basamaktır. 12 Eylül etkisinin giderek zayıfladığı, solsosyal demokrat partilerin kitleyle buluşmaya başladığı yıllardı 1990’lı yılların başları. Bu katliam Cumhuriyet’in 70. yılında; ‘Cumhuriyet burada kuruldu. Burada yıkılacak’ sloganları eşliğinde yapıldı. Cumhuriyet’in kuruluş yıllarındaki tarafların yeniden karşı karşıya gelişiydi sanki. Bu katliamı örgütleyenler, aynı zamanda, kendilerini gizleyebilecek olanaklara da sahiplerdi.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear