23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 9 28 TEMMUZ 2020 SALI 28 Şubat davasına dayanak yapılan CD’deki birçok sahtelik gün yüzüne çıktı FETÖ’nün izi 5 No’lu CD’de Bazı belgelerde 2002’de ilk kez uygulamaya giren TSK’ye ait “güvenlik numarası” kullanıldı. CD’den FEM Dershanesi’nin soru kitapçığının şablonu çıktı. Bu belgenin, CD’nin FETÖ’ye ait FEM Dershanesi’nde hazırlandığını ve burada unutulduğunu ortaya koyduğu belirtilen dilekçede, bunun FETÖ’nün ayak izini gösterdiği kaydedildi. 28Şubat davasında ceza alan askerlerin avukatla rından Aykanat Kaçmaz’ın ha zırladığı 1709 sayfalık ortak temyiz/savunma dilekçesi, Yar gıtay 16. Ceza Dairesi’nde su nuldu. Suçun asli unsurlarının oluşmaması nede niyle kararın bo zulması ve derhal beraat verilmesi ALICAN ULUDAĞ istenilen dilekçede, aksi durumda bir dizi usulü ek sikliğin giderilmesi istendi. Dilekçede, 1997’de TSK’den ihraç edilen ve 15 Temmuz’dan sonra FETÖ soruşturması ge çiren eski Binbaşı Tamer Ta tar tarafından İstanbul’da FETÖ’den ihraç edilen savcı Hüseyin Ayar’a verilen ve için de bazı belgelerin olduğu CD 5’e ilişkin çarpıcı tespitlerde bulunuldu. Karara dayanak ya pılan belgelerin, bu CD içeri sinden çıkan belgeler olduğu, bunların üretilmiş, imzasız bel geler olduğu ifade edilen dilek çede, tek tek bu belgelerin sah teliğine ilişkin açıklamalarda Karadayı Bir Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonucunda arasında dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir ve emekli Orgeneral Çetin Doğan’ın bulunduğu 21 kişi, darbeye te Doğan şebbüs suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı. 68 kişi ise beraat etti. Bu süreçte Karadayı, yaşamını yitirdi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, bu cezaları onadı. Karadayı hakkındaki davanın ise ölüm nedeniyle düşmesine hükmetti. bulunuldu. Ancak en dikkat çekeni, bu CD içerisinde yer alan “irticai faaliyetler” başlıklı olan belgeye ilişkin oldu. 86 sayfadan oluşan bu belgenin sahte CD 5 içindeki belgelerin üretilmiş kumpas belgeleri olduğunun en açık ve en somut delili olduğu ifade edilen dilekçede, bu belgede “Refah Partisi” ifadesinin de yer aldığı anımsatıldı. En erken Şubat 1998 tarihinde hazırlandığı içeriğinden anlaşılan bu belgelerin TSK ve BÇG ile bir ilişkisini ortaya koyacak resmi işaret, isim ya da imza bulunmadığı aktarılan dilekçede, şöyle denildi: Numaralar uydurma “TSK’ye ait resmi belge algısı yaratmak üzere, sayfalar üzerinde stampa ile basılmış damga görüntüsü verilen 4 adet ‘03 03 03 03’ rakamı bulunmaktadır. 2002 yılından itibaren TSK’de evraklar üzerine mürekkepli stampa numa ratör ile bir say 2011’de Tamer faya 3 adet olmak Tatar’ın Savcı üzere güvenlik nu Hüseyin Ayar’a marası basılmak teslim ettiği id tadır. Bu usül ilk dia edilen CD kez 5 Kasım 2002 5’in FETÖ üye yılında yayımla lerince adli ima nan emirle yü jı sanıklara ve rürlüğe girmiş ve rilinceye ka 2008 yılında gün dar geçen 9 ay celleştirilen TSK CD’deki FETÖ ayak izi. lık süre içinde Karargâh Hizmet herhangi bir za leri Yönergesi’nde manda dijital yer almıştır. Üzerinde 4 adet müdahaleler ile üretildiği akta stampa numaratör ile basıl rılan dilekçede, CD 5’in üzerin mış görüntüsü verilmiş ‘03 03 deki “Gnkur Başkanlığı” logo 03 03’ rakamlar bulunan imza sunun dijital CD üzerine kapak sız belgeler TSK’ye ait değildir. baskı yöntemi ile hazırlandığı, Kumpas olarak tahrik edilerek “Gnkur Başkanlığı” evrak ka üretilmiş, FETÖ dijital kumpas yıtlarından 2007 yılına ait her izi taşıyan tam bir sahte belge hangi bir CD kayıt seri numa dir. 1998 yılına ait bir belgede rasının öğrenilerek el ile yazıl evrak güvenlik numarası bu dığı vurgulandı. lunmaz. TSK’de evrak güven Dilekçede, CD içerisinden çı lik numarası son iki rakamı yı kan bazı belgelerdeki evrak gü lı göstermek üzere en az 6 ra venlik numarasının 1998’de kamdır. İki rakamlı numara kullanılmasının mümkün ol kullanılamaz.” madığı belirtilirken, bu numa Bu belgelerin 20 Aralık raların kullanım şekline göre 2013 yılını gösterdiği kaydedildi. Dilekçede, “Burada mahkemenin cevap vermesi gereken esas konu; tek seferde oluşturulma tarih ve saati 25 Mayıs 2007 14.54 olduğu iddia edilen CD 5 içinde, 2013 yılına ait evrak numarası bulunan bir sözde evrakın nasıl bulunduğudur” sorusu yöneltildi. Dershane notları CD’de Dilekçede, FETÖ kumpasçılarının, üniversiteye hazırlık dershane matematik ders konuları, özel test ve cevap anahtarının “içindekiler” kapak sayfasına “gizli” gizlilik derecesi vererek hazırladıkları kumpas yazı şablonunu CD 5 içerisinde unuttukları anlatıldı. CD içinde bulunan ve dava dosyasının 10. klasör 144. sayfasında ve 16. klasör 258. sayfasında yer alan “gizli” dereceli “içindekiler” başlıklı 1 sayfa belgede; trigonometri, karmaşık sayılar, logaritma, permütasyonkombinasyon ve binom açılımı, olasılık hesapları, özel testler, cevap anahtarı alt başlıkları bulunduğu belirtilen dilekçede, belgenin üniversiteye hazırlık kurslarında yer alan matematik dersi içeriğine sahip olduğu kaydedildi. Bu belgenin, FETÖ dershaneleri olan FEM dershanelerinde sahte BÇG belgesi hazırlanmak üzere “gizli” gizlilik derecesi verilerek şablon olarak kullanıldığı vurgulanan dilekçede, ancak kumpasçının bu şablonu silmeyi unutarak CD 5 içine kaydettiği aktarıldı. Dilekçede, “CD 5 içinde unutulan bu belge, FETÖBilgili kumpasının ayak izidir” denildi. l ANKARA TALEP REDDEDİLDİ Gazetecilere tahliye yok Libya’da şehit olan MİT mensubunun cenaze töreni haberine ilişkin açılan davada tutuklu bulunan OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, muhabir Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat Ağırel hakkında tutukluluk incelemesini yapan mahkeme, gazetecilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. İstanbul 34. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen tutukluluk incelemesinde mahkeme heyeti, “Üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren açık kaynak araştırma raporları, MİT Başkanlığı’nın suç duyurusu yazıları, tanık beyanları gibi somut delillerin varlığı, sanıkların delilleri yok etme, kaçma ve saklama girişiminde bulunma ihtimalleri göz önüne alındığında adli kontrol tedbirleri ile yeterli ve etkili okusal denetim sağlanmayacak olduğu kanaatine varılarak sanıkların tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına...” ifadelerini kullandı. Karar oyçokluğuyla kabul edildi. Bir hâkim bu aşamadan sonra adli kontrolün yeterli olacağını belirterek muhalefet şerhi koydu. l İSTANBUL/Cumhuriyet RTÜK ÜYESİ TAŞCI: Televizyonlar aklanma yeri değil SARP SAĞKAL Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi İlhan Taşcı, Bahçelievler katliamının faili Haluk Kırcı’nın Haber Global’e konuk olduğu yayının ve kullandığı “Bahçelievler bir katliam değildir. Oraya ülkücüler olarak biz katliam için gitmedik, arkadaşlarımızın intikamı için gittik” ifadelerinin kurul gündemine alınması için dilekçe verdi. Taşcı, dilekçede, “Vahşice gerçekleştirilmiş bir katliamın ‘intikam eylemi’ gibi basitleştirilerek ekranlarda yer verilmesinin yayıncılık etiğiyle ve RTÜK Yasası’ndaki yayıncılık ilkeleriyle bağdaşmadığı açıktır. Katliam hükümlüsüne ekranda istediği gibi kendi ‘hikâyesini’ anlatmasına olanak sağlanması suçu ve suçluyu övme fiilini oluşturmuştur” dedi. l ANKARA YÖRE HALKI, ‘PEKMEZDEN DAHA IYI ENERJI MI OLUR?’ DİYOR ‘Biyogaz istemiyoruz’ eylemi Manisa Salihli’nin Çapaklı Mahallesi’ne 34.4 bin metrekare yüzölçümlü alana Ege Biyogaz Elektrik Üretim AŞ tarafından biyogaz enerji santralı gübre üretim tesisi yapılmak istenmesi köylüler tarafından protesto edildi. Çapaklı’da önceki gün yapılan eyleme Salihli Çevre Derneği, Ege Çevre ve Kültür Platfor mu (EGEÇEP), Akhisar Çevre Gönüllüleri ile çok sayıda köylü katıldı. “Pekmezden daha iyi enerji mi olur”, “Buğday eken altın biçer”, “Bırakın Çapaklı temiz kalsın” dövizleri taşıyan köylüler “Havama, suyuma, toprağıma dokunma”, “Biyogaz yapma boşuna, yıkacağız başına” sloganları attı. EGEÇEP Eş Sözcüsü Berna Ba baoğlu, “Uluslararası sözleşmeler halkın istemediği tesisin kurulamayacağını belirtmesine karşın halk hiçe sayılarak tesis kurulmak isteniyor. Mahkeme sürerken biyogaz şirketi iş makinelerini sokarak çalışmalara başlamıştır. Bu hukuk tanımaz davranış karşısında Çapaklı halkı, 24 Temmuz’da makinelerin bulunduğu yeri terk etmesini istemiştir” dedi. Çapaklı’da yaşayan Ayşe Gir gin, “Bu topraklar bize atalarımızdan kaldı. Bize emanettir. Çapaklı köyünün kirlenmesine asla izin vermeyeceğiz” dedi. Geçen cuma Salihli CHP İlçe Başkanı Hasan Hüseyin Namver'in de bulunduğu 10 köylü gözaltına alınmıştı. l MANİSA/Cumhuriyet Türkiye Diyanet Vakfı, ‘İnsanların ateist olmasına vesile oluyorsunuz’ diye çıkıştı Kira yoksa dinle tehdit var ZEHRA ÖZDİLEK Bingöl il merkezinde ortağıyla beraber oyun salonu işleten ve kiracısı olduğu Türkiye Diyanet Vakfı’na pandemiden dolayı kirasını ödeyemeyen Müjdat Çakmak, sıkıntılarını CİMER’e yaptığı başvuru ile anlattı. Cumhuriyet’in ve yerel basının başvuruyu haberleştirmesinin ardından tehdit edildiğini belirten Çakmak, Diyanet Vakfı’nın Bingöl temsilcisinin kendisini arayıp “Vebal alıyorsunuz. İnsanların ateist olmasına vesile oluyorsunuz” dediğini belirtti. AYDEMIR: ÖNERGE VERECEĞIZ HDP Bingöl Milletvekili Erdal Aydemir, Diyanet Vakfı kiracılarının durumuna ilişkin Meclis’te soru önergesi vereceğini söyledi. Aydemir, Türkiye Diyanet Vakfı’nın bilgi taleplerine uzun süredir yanıt vermediğini belirterek “Bingöl Belediyesi ve Türkiye Diyanet Vakfı’na ait olan iş yerleri kiracılarına, pandemi nedeniyle üç ay kira alınmayacağı ifade edilmişti. Diyanet Vakfı’na ait olan; Ulucami pasajı, Hacı Hıdır Cami pasajında bulunan işyerlerinin esnaflarına ziyaretlerde, bu tutumun değiştiğini, ödenmeyen üç aylık kiraların altı taksit şeklinde talep edildiğini öğrendi” dedi. İşyeri kira sözleşmesinin ortağının üzerine olduğu fakat ortağının eşi hasta olduğu için kendisinin bu süreçle ilgilendiğini söyleyen Çakmak, yapılan haberlerin ardından Türkiye Diyanet Vakfı Bingöl temsilcisi tarafından telefon ile arandığını söyledi. Vakıf tarafından tehdit edildiğini iddia eden Çakmak, “Sizin ve yerel basında yapılan haberlerden dolayı Diyanet Vakfı’nın Bilgöl temsilcisi beni arayıp ‘Vebal alıyorsunuz. İnsanların ateist olmasına vesile oluyorsunuz, dedi. Öyle bir saçmalık olabilir mi? Benim yaptığımla insanlar ateist oluyorsa sizin yaptığınızla imana gelsinler o zaman. Asıl mevzu haberlerin altına yapılan yorumlardı. Yurttaşların bazıları her cuma çıkışında camiye yardım verdiğini ama bu saatten sonra vermeyeceğini yazmıştı. Bunların kaygısı iman değil, insanların ateist olması değil, tamamen ekonomik kaygı” dedi. l İSTANBUL TIMTIK VE ÜNSAL IÇIN ATK KARARI İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, adil yargılanma talebiyle ölüm orucundaki Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edilme taleplerini kabul etti. Aralarında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın bulunduğu ÇHD’li 18 avukat, gizli tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek “örgüt üyeliği”nden toplam 159 yıl hapis ceza sı aldı. Ölüm orucuna başlayan tutuklu avukat Ebru Timtik 208, Aytaç Ünsal ise 177 gündür eylemini devam ettiriyor. Ünsal ve Timtik’in avukatları, müvekilleri için hem tahliye hem de Adli Tıp’a sevk edilmeleri yönünde talepte bulunmuştu. Mahkemece ATK’ye gönderilmelerine karar verilen Timtik ve Ünsal için avukatları tahliye taleplerinin de değerlendirileceğini aktardı. l Haber Merkezi Demirtaş ve Yüksekdağ için tutukluluğa devam kararı Eski HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın, Ankara 8. Sulh Ceza Hâkimliği’nce dosya üzerinden yapılan tutukluluk incelemesi sonucu tutukluluğunun devamına karar verildi. Gerçekleştirilen tutukluluk incelemesi kararında, “atılı suçun niteliği”, “mevcut delil durumu”, “tahkikatın sonuçlanmamış olması”, “delillerin karartılması” ve “kuvvetli suç şüphesi” gerekçeleriyle adli kontrolün yeterli olmayacağı kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet Umutlu olma suçu! CHP’nin 37. olağan kurultayı tamamlandı. Eylülde de İYİ Parti’nin 2. olağan kongresi var. Kemal Kılıçdaroğlu’nun güven tazelemesinin ardından Meral Akşener için de liderlik sorunu görünmüyor. Sırada, ülkede iktidar “meselesi” var. 31 Mart 2019 yerel seçimleri öncesinde toplumun önemli bir kesiminde şu düşünce etkindi: Bu ülkede iktidar değişmez! Seçmen bunu siyasilerin yüzüne söylüyordu: “Boşuna uğraşmayın, bunlar ne yapar eder biz kazandık der.” 31 Mart’tan sonra yoğun İstanbul tartışmaları da benzer önyargı ile geçti: “Bunlar kaybedecekleri seçimi yenilemez. Yenilediklerine göre bir iş var. 7 Haziran 2015’te ne oldu? Sonuçları beğenmediler, yenilediler.” Öyle olmadı… Ekrem İmamoğlu, 13 bin farkı 810 bine çıkararak kazandı. Bu sonuçlar öyle bir moral etki yaptı ki… “Demek ki oluyormuş” umudu yükseldi. HHH AKP, bu duyguyu yok etmek için ciddi bir süreç başlattı. Bunun adı, 30 Mart süreci. 10 Mart’ta Türkiye’nin de salgının kapsama alanı içinde olduğu resmen duyurulduktan sonra iktidarın, muhalefet dahil tüm toplumla işbirliği içinde olması aklın yoluydu. Ancak Erdoğan başka bir yol seçti. Bu, tüm muhalefeti de virüs sayacak kadar ileri bir yoldu. İlanını da fiilen 30 Mart günü CHP’li belediyeleri devre dışı bırakarak yaptı. O günden bugüne toplumu yeniden 31 Mart 2019’a döndürme, “bunlar gitmezler” umutsuzluğunu yerleştirme planı işliyor. Savaş Sanatı kitabının yazarı Sun Tzu, her alanda mücadeleyi kazanmak için kesin zafer getirecek yöntemi şöyle özetliyor: “Karşınızdakinin iradesini esir alın, gerisi kolay!” Siyaset diliyle söylemek gerekirse rakibinize, “Ben bu seçimi kaybederim. Zaten karşımdakinin bana seçim kaptırmaya niyeti yok” dedirttiğiniz an, iş bitmiştir. Erdoğan’ın 30 Mart sonrası halkı yıldırma taktiklerinin yer yer karşılık bulduğunu görüyoruz. Halka vereceği bir şey kalmayan AKP, geniş tabanlı bir toplumsal destek arayışından çok, “iktidar muhafızları” diye adlandırabileceğimiz “aktif taban” peşinde. Baroları parçalama yasasında gördüğümüz gibi iradesini Saray’a teslim eden milletvekilleri… İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi, “benim tek sözleşmem iktidarla” diye cemaatler… Kanal İstanbul’da olduğu gibi damarlarında kan yerine dolar dolaşan rant düşkünleri… Ayasofya’da olduğu gibi ibadeti gösteriye, camiye giden yolu miting alanına çeviren “evde zor tutulanlar”… HHH Son bir aydır yazılarımıza, konuşmalarımıza negatif bakanların iki eleştirisi var: İktidarın yanlışlarını söyleyip olması gerekenleri yazarken bunun bir işe yarayacağını mı sanıyorsunuz? Sürekli halka umut vermeye çalışıyorsunuz, Cumhuriyetin ikinci yüzyılı diyorsunuz… Elde Cumhuriyet mi kaldı ki ikinci yüzyılı olsun? Türkiye’yi düzlüğe çıkaracak güçte bir hareket mi var ki umut pompalamaya çalışıyorsunuz? Bu sorularda elbette gerçeklik payı var. Ancak AKP’nin son birkaç ay içindeki toplumu kendi yarattığı gündemde boğma siyasetinin yer yer sonuç verdiği görülüyor! Umutlu olmayı neredeyse suç sayan bir psikoloji var. Toplum yeniden, “bunlar beğenmediği seçim sonuçlarını ya değiştirir ya seçimi yeniler” duygusuna doğru sürükleniyor. Bu duyguyu silip atma sorumluluğu tüm partilerin. Biz de içi boş bir umuttan söz etmiyoruz. Türkiye’nin yeniden rayına oturtulabileceği umudunu yitirmeden mücadele etmek gerektiğini vurguluyoruz. CHP, kurultayını tamamladı. Ana tema, iktidardı ama şunu da anımsatmakta fayda var: 2002’den bu yana her kurultayda ana tema bu. 22 Mayıs 2010’da ilk kez genel başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu, “Başbakan Kemal” sloganlarıyla karşılanmıştı. 34 Şubat 2018’deki 36. kurultayda konuşurken Kemal Bey’in arkasında şu yazılıydı: İlk seçimde iktidar! Şimdi CHP’den beklenen, iktidar sözü vermek değil. Bir adım öteye geçip, iktidarda yapacaklarını anlatmak. Halkın da “yaparlar” demesini sağlamak. Yoksa… En zor atılan yorgunluk umut yorgunluğu! Halk TV’nin 5 günlük cezası tebliğ edildi RTÜK, Halk TV’ye verilen 5 günlük ekran karartma cezasını Halk TV’ye tebliğ etti. RTÜK, Halk TV ve TELE 1’e, programları nedeniyle 5 günlük ekran karartma cezası vermişti. Kararın TELE 1’e tebliğ edilmesinin ardından yargıya başvurulmuş ve karara ilişkin yürütmeyi durdurma kararı alınmıştı. Halk TV, RTÜK’ün 5 günlük ekran karartma cezasının elektronik ortamda tebliğ edildiğini açıkladı. Kararın, program yapımcısı Ayşenur Arslan ile Hüsnü Mahalli’nin, iktidarın dış politikasına dair eleştirilerine dayandırıldığı kaydedilen açıklamada, yürütmenin durdurulması ve kararın iptali için yargıya başvurulduğu belirtilerek yürütmeyi durdurma kararı verilmezse Halk TV ekranlarının 1 Ağustos gecesinden itibaren 5 gün kararacağı kaydedildi. l ANKARA
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear