22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 13 9 HAZİRAN 2020 SALI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ, ÇEVRİMİÇİ FİLM GÖSTERİMLERİNE HAZİRAN SEÇKİSİ İLE DEVAM EDİYOR 15 FILM DAHA ÇEVRIMIÇINDE İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenecek İstanbul Film Festivali, yeni bir seçkiyle 1226 Haziran tarihlerinde dijital ortamda izleyiciyle buluşuyor. Festivalin haziran ayı çevrimiçi seçkisi, yine festival programından Venedik, Toronto, Cannes, Tallinn, SXSW film festivallerinde ilk gösterimlerini yapmış 15 filmi içeriyor. 1984’ten bu yana her yıl nisan ayında yapılan İstanbul Film Festivali, COVID19 salgınından dolayı yıl içerisinde ileri bir tarihe ertelenmişti. Festival mayıs ayında bu yılki programından derlediği 15 filmlik bir seçki ile ilk kez izleyicisiyle çevrimiçi ortamda buluşmuştu. İstanbul Film Festivali, gördüğü yoğun ilgi üzerine çevrimiçi film gösterimlerine haziran ayında da devam ediyor. filmonline.iksv.org adresinden erişile “Azize Frances” / Alex Thompson bilen filmleri izlemek için biletler yine aynı site üzerinden alınabiliyor. Bilet alınan filmler, gösterime açık kaldıkları 5 gün boyunca izlenebilecek. Festivalde oldu ğu gibi her seansın bilet kapasitesi sınırlı. Filmlere teker teker bilet alınabiliyor veya kombine film paketi satın alarak 15 filmin tamamı daha avantajlı bir fiyatla izlenebiliyor. Biletler 10 Haziran Çarşamba saat 10.30’da filmonline.iksv.org adresinden satışa sunuluyor. Detaylı bilgi için: https://filmonline. iksv.org/ İstanbul Film Festivali Çevrimiçi Gösterimleri Haziran seçkisi filmleri: “Parlak Günlerim” / Antoine de Bary, “Çingene Kraliçe” / Hüseyin Tabak, “Sütliman” / Paxton Winters, “Kestane Ormanından Hikâyeler” / Grego Bozic, “İkimiz” / Filippo Meneghetti, “Mutlu Günler” / Michael Mayer, “Kızım Zoe” / Julie Delpy, “Mükemmel Aday” / Haifaa Al Mansour, “Günah” / Andrei Konchalovsky, “Beyaz Üstüne Beyaz” / Théo Court, “Azize Frances” / Alex Thompson, “Baumbacher Sendromu” / Gregory Kirchhoff, “Rüyaların Dağları” / Patricio Guzmán, “Dolaşık” / Minos Nikolakakis, “Rialto” / Peter Mackie Burns. DYO’nun İzmir’den dünyaya yayılan resim yarışması 53 yılda 15 bin sanatçıya umut oldu Boyadan tuvale sıçradılar Koronavirüs salgını, genel olarak İzmir’de faaliyetlerini sürdüren Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı’nın çalışmalarını da sekteye uğrattı. 53 yıl dır düzenlenen, 1993’ten bu yana vak fın çatısı altına giren DYO Sanat Ödül leri kapsamında açılacak resim sergileri ertelendi. Vakfın çalışmalarını ve ko ronavirüs sürecinde kültür ORHUN ATMIŞ sanat etkinliklerinin durumunu Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı İdare Heyeti Baş kan Yardımcısı, aynı zamanda Yaşar Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Feyhan Yaşar anlattı. Feyhan Yaşar, “Gerek sanatçı gerek se sanatsever olarak kültür ve sanat fa aliyetlerinin içinde olmanın, öğrenme yi ve yaşama farklı bakmayı sağlayan, insanlarla iletişimi artıran ve insanı dinginleştiren bir etkisi var” diyor. n DYO Sanat Ödülleri yarışma sı, Türk resim tarihine bugüne kadar nasıl bir katkı sağladı? 1967 yılında, Türkiye’nin ilk yerli bo ya fabrikası DYO tarafından düzenlen meye başlayan yarışmamız, 2017 yılı iti barıyla DYO Sanat Ödülleri ismini aldı. İlk olarak İzmir’de başlayan ve sade ce Ege Bölgesi sanatçılarına ulaşan ya rışma, 1973’te Türkiye çapında düzen lenmeye başlandı, sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla 1993 yılında Ya şar Eğitim ve Kültür Vakfı organizasyo nuna dahil oldu ve 1999 yılına gelindi ğinde uluslararası nitelik kazandı. Ya rışmamıza 53 yıllık süreçte 15 bin 384 sanatçı, 25 bin 799 eserle katılım gös terdi. 208 eser ödül alırken 2 bin 927 eser sergilenmeye değer bulundu. DYO Sanat Ödülleri yarışması 1993 yılından Feyhan Yaşar bu yana iki yılda bir düzenleniyor. İlk yıl yarışma ve ödüllendirme yapılırken ikinci yıl ödül alan ve sergilenmeye değer bulunan eserlerin, Türkiye’nin farklı illerinde sanatseverlerle buluşturulması sağlanıyor. ‘İzmir’e yeni müze’ n Vakfın İzmir’de ve Türkiye genelinde yürüttüğü çalışmalar neler? Vakfımız tarafından 1985 yılında açılan ve Türkiye’nin ilk özel resim müzesi olan Selçuk Yaşar Resim Müzesi ve Sanat Galerisi de kış döneminde her ay düzenlenen sergiler ile Türkiye’nin usta sanatçılarını ve eserlerini İzmirli sanatseverler ile buluştururken DYO Sanat Ödülleri yarışmasında ödül alan eserler daimi Engin Konuklu, “Avşa” isimli resmiyle bu yıl DYO yarışmasında “pentür” dalında birinci oldu. sergi ile sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Yaz aylarında ise Çeşme Altın Yunus’taki sanat atölyelerinde, yarışmamızda ödül alan veya eserleri sergilenmeye değer bulunan sanatçıların baskı ve resim çalışmaları ve sergileri devam ediyor. İzmir’e yeni bir müze kazandırmak üzere çalışmalarımız devam ediyor. Alsancak Liman Bölgesi’nde yer alan, geçmişte Yaşar Topluluğu ve Yaşar Üniversitesi’nin kullanımında olan binayı müze haline getiriyoruz. Selçuk Yaşar Müzesi’nin 2020 yılının sonunda tamamlanmasını hedefliyoruz. n Koronavirüs salgını vakfın hangi çalışmalarını, nasıl etkiledi? Koronavirüs salgını öncesinde 2020 yılının nisan ayı itibarıyla DYO Sanat Ödülleri yarışmasının ödül töreni ve çeşitli illerde yapılacak olan sergilerini planlamıştık. Pandemi nedeniyle bu etkinliklerimizi erteledik. Kazanan sanatçıları kamuoyuna çeşitli iletişim kanallarıyla açıkladık. Ödül töreni ve sergilerimizi her şey normale döndüğünde yapmayı planlıyoruz. Teknoloji bir yere kadar n Siz bu salgın sürecini ve sonrasını sanat açısından nasıl değerlendirirsiniz? Salgın süreci başladığında hepimiz için daha önce hiç karşılaşmadığımız bir süreçti. Bu sürece alışarak nasıl yöneteceğimizi, nasıl davranmamız gerektiğini öğrendik. Biliyoruz ki bazı şeyler eskisi gibi yapılamayacak. Özellikle kitleleri bir araya getiren sanat faaliyetlerinin farklı şekillerde, daha az insanı buluşturacak şekilde ve belki de teknolojinin olanaklarının kullanılmasıyla internet siteleri veya sosyal medya kanalları üzerinden yapılabileceğini düşünüyorum. Teknoloji bazı olanakları yaratıyor, ancak bazı duyuları gerçek anlamda kullanamadığımız da bir gerçek. KEMAL SUNAL ANISINA HATIRA AVRO BASILDI Türkiye sinemasının unutulmaz isimlerinden Kemal Sunal’ın ölümünün 20. yılı dolayısıyla hatıra para basıldı. Fransa’daki resmi Avro banknotlarının basıldığı Oberthur Fiduciaire matbaalarında, hatıra ve tanıtım amaçlı “0 Avro” olarak üretilen paranın önyüzünde Kemal Sunal’ın resimleri, arka yüzünde Avrupa ülkelerinin simgeleri yer aldı. Avrupa Merkez Bankası onayı ile 5 bin adet gerçek Avro kâğıdı üzerine basılan hatıra ve koleksiyon paralarının yarısı Türkiye’de, geri kalanı ise başta Avrupa olmak üzere dünya ülkelerinde satışa sunuluyor. Ayrıca Kemal Sunal hatıra parası tedavüldeki Avro banknotları ile aynı güvenlik özelliklerine sahip. l AA Looney Tunes çizgi filmlerinde silah bırakma kararı ABD’de ırkçılık ve şiddet gündemiyle birlikte televizyonlardaki şiddet de tartışmaya açılınca ilk adım Warner Bros’tan geldi. ABD’de George Floyd’un polis şiddeti kurbanı olmasıyla birlikte ırkçılık ve şiddet olayları ülke gündeminde ilk sırada yer alırken Warner Bros çizgi filmlerde silah kullanmayı bırakacağını duyurdu. Dizi ve filmlerdeki şiddet unsurları da kamuoyunda tartışılırken Warner Bros, Looney Tunes çizgi film serisindeki karakterlerdeki şiddet öğe lerini azaltmak için silah bırakmaya hazırlanıyor. Çizgi filmlerin yapımcılarından Peter Browngardt’ın da “Silah kullanmayı bırakacağız” demeci sonrası çizgi filmin yeni versiyonlarında silah yerine tırpan kullanılacak. BASE 2020 BAŞVURULARI IÇIN SON TARIH 1 TEMMUZ Yeni mezun sanatçı adaylarının yapıtlarını İstanbul’da aynı çatı altında toplayan yeni nesil sanatçı platformu BASE’in bu yıl yapılacak 4. edisyonu için başvurular başladı. Son başvuru tarihi 1 Temmuz olan BASE, geçen yıllarda toplam 320 yeni mezun sanatçı adayının yapıtlarını sanatseverle buluşturdu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle, Digilogue’un dijital sanat ve Kale Grubu sponsorluğunda düzenlenen BASE 2020, Güzel Sanatlar Fakülteleri 2020 mezunlarının başvurularını kabul edecek. Başvurular animasyon, baskı, cam, fotoğraf, geleneksel Türk sanatları, görsel iletişim tasarımı, grafik tasarım, heykel, resim, seramik, video, resimiş öğretmenliği, tekstil tasarımı (moda/takı tasarımı hariç) bölümleri lisans ve lisans üstü mezunlarına açık ve adaylar, BASE’e 3 farklı yapıtla başvurabiliyor. BASE hakkında detaylı bilgi ve başvuru için: base.ist Zehra İpşiroğlu’nun ‘Televizyon Dizi Pusulası’ kitabına ilişkin tadımlık ipuçları Prof. Dr. Zehra İpşiroğlu’nun, “Dizi Eleştirisinin Temelleri” olarak belirlediği “Televizyon Dizi Pusulası” başlıklı yapıtı, Ocak 2020’de E Yayınları’ndan çıktı. Çocuk yazınından tiyatro eleştirisine, oyun yazarlığından metin ve gösterim incelemelerine, derinlikli söyleşilere ve kadın çalışmalarına dek uzanan çeşitli çizgilerdeki yapıtlarıyla yıllardır okurlarının gündeminde olan yazar, bu kez televizyon dizilerinin eleştirisine temel olacak 176 sayfalık, çok eklemli bir çalışma yapmış. Dizilerin içeriğine, biçimine ve yansıtılan öykülerin toplumsal ideolojik arka planına değinen birçok başlık, ara başlık ve alt başlıktan oluşan çalışmada 30 dolayında yerli dizi mercek altına alınıyor. Dizi izlerken eleştirel yaklaşımı korumak Dizi bağımlılığımızı ve bu nedenle içine girdiğimiz içeriksel ve biçimsel koşullanmaları kırarak izleme keyfimizi, aynı anda “dizi eleştirisi” de yaparak katlamamıza yönelen kitapta, düşünme edimimizin dizileri tüketirken de üretken biçimde etkin olması öneriliyor. Bu amaçla, seçilen “Kayıp Şehir”, “Fatmagül’ün Suçu Ne”, “Şahsiyet”, “İstanbullu Gelin”, “Bir Zamanlar Çukurova”, “İstanbul Masalı”, “Mendilimde Gül Oya”, “Hatırla Sevgili”, “Anne”, “Kadın”, “Öyle Bir Geçer Zaman ki” gibi oldukça beğenilmiş birçok eski ve yeni dizinin doğruları ve yanlışları irdeleniyor. Dizi türünü, sinema, opera ve edebiyat türleriyle karşılaştırarak tartışma gündemine getiren İpşiroğlu, daha sonra bir diziyi iyi ya da kötü yapan işleme biçimlerine ayrıntılı bir giriş yapıyor. Dizi yazımında biçimsel olarak amaçlanan, izlemeye değer bir öyküyü, merak duygusunu anlamlı ve mantıklı bir yaklaşımla sürdürerek işlerken, bir yandan da düşündürücü özellikler taşıyan, boyutlu karakter çizimleriyle izleyenin algı boyutlarını zenginleştirmektir. İçerik ise bilinen klişelerin yinelenmesinin ötesine geçen, toplumsal koşullanmışlığımız içinde kabulleniverdiğimiz olguları sorgulayan durum, olay ve karakterlerle doyurucu bir düşünsel çizgiye yerleştirilmelidir. Otoriter ve tutucu toplumun yansımaları Oysa bunun tam tersi yapılmakta, genellikle, ortanın alt sınırındaki bir kültür düzeyine göre yazılan diziler, kalıplaşmış karakterler, ilişkiler ve olaylar aracılığıyla akıl ve mantık sınırlarını aşarak, bıktırıcı biçimde uzatılmakta, başlangıçta ilginç bir gelişim muştusu veren öyküler geçen haftalar içinde çoğunlukla sıradanlaştırılmaktadır. İpşiroğlu, pek çok dizide, toplumumuzdaki aşılamamış feodal/ataerkil tutumunun yansıtıldığını, ama bu bağlamda yaşamımızı kuşatan baskıların arka planındaki politik, toplumsal, kültürel oluşumların hiç işlenmediğini, bu olguların yalnızca dizinin öyküsüne hizmet eden dar bir boyutta değerlendirildiğini gözlemliyor. Dizilerde “ezber bozan”, tartışmacı açılımlara “Kayıp Şehir” dizisinde olduğu gibi çok ender rastlandığını, bu tür sorgulayıcı yaklaşımların “otoriter toplum” anlayışı içinde sansürlendiğini düşünüyor. Kitabın önemli bir bölümünde, hangi toplumsal kesimden gelirse gelsin, kadınların erkek egemen bir dünyanın gerekli koşullandırmalarına göre biçimlendirilmesi eleştirilerek toplumsal cinsiyet ayrımı, kadına şiddet, kadının klişeleştirilmiş rolleri ve bu rollerin dışına çıkanların “ötekileştirilmesi” gibi konular, dizilerden alınmış onlarca örnekle ayrıntılı olarak tartışılıyor. Oyuncular iyi, senaryolar yavan İpşiroğlu, dizilerin, yanlış ve eksiklerine karşın, böylesine tutulmasını çoğu tiyatrocu olan oyuncularımızın başarılı yorumlarına bağlıyor. Senaryoların ise sansürlenmeden ve/ya da “reyting” yitimine uğramadan sürme çabası içinde sıradanlaştırıldığını düşünüyor. Bu kısa yazıda eksik kalan birçok tartışmanın gündeme getirildiği, YouTube’da yayımlanmış bir de söyleşisi var yazarın. Meraklılarının ilgisini, dizi dünyasında aydınlatıcı bir pencere açan bu öncü nitelikli ilginç kitap gibi çekecek olan Diren Sanat editörü Sabit Doğan’la mayıs ayında yapılmış “Dizi Pusulası” başlıklı söyleşiye https://youtu.be/ GpNi9vr6s0 adresinden ulaşılabilir. Hint sinemasının ünlü oyuncusu Chiranjeevi Sarja yaşamını yitirdi Bollywood’un ünlü ismi Chiranjeevi Sarja 39 Shakti Prasad’ın torunu olan aktör, 2018 yılın yaşında yaşamını yitirdi. da oyuncu Meghana Raj Hindistan’da 20’den fazla ile evlenmişti. Çok sa filmde rol alan ve Amma yıda oyuncu ve hayranı, I Love You filmiyle şöhrete kavuşan Sarja’nın, Sarja Chiranjeevi Sarja’yı anmak için sosyal medya kalp krizi sonucu hayatını kay da mesajlar paylaştı. Bazı kul bettiği belirtildi. lanıcılar, “Hint sineması için Ünlü oyuncu Arjun Sarja’nın trajik bir kayıp” derken bazıla yeğeni ve Hint sinemasının en rı, “Onun ani gidişi yıkıcı oldu” önemli figürlerinden biri olan yorumunu yaptı. Netflix’in Türkiye yapımı ilk filminin fragmanı yayımlandı Tükiye yapımı dizilere imza atan Netflix’in ilk Türkiye yapımı filminin fragmanı yayımlandı. Ozak Açıktan’ın yönettiği, Dilan Çiçek Deniz ve Me “Yarına Tek Bilet” tin Akdülger’in başrollerinde yer aldığı “Yarına Tek Bilet” filmi, 19 Haziran’da izleyiciyle buluşacak. Film, Ankara’dan İzmir'e doğru bir yolculuk sı rasında birbirine rastlayan iki yabancının romantik hikâyesini konu alıyor. İkilinin sürtüşmeyle başlayan ilişkisi, birbirlerini tanıdıkça aslında geçmişe bir sünger çekmek istediklerini fark etmeleri ve kendi gerçekleriyle yüzleşmeye başlamalarıyla farklı bir yola evriliyor. Filmin büyük kısmı tek bir trenin içinde geçiyor. Rezan Has Müzesi yeniden kapılarını açıyor Rezan Has Müzesi, normalleşme sürecinin başlamasıyla kapılarını 15 Haziran'da yeniden ziyarete açıyor. Gişede fiziksel temasın önlenebilmesi için müze, 15 Ağustos tarihine kadar ücretsiz olarak gezilebilecek. Rezan Has Müzesi, yaşanan olağanüstü süreçte fiziksel olarak kapansa da dijital ortamda hem yetişkinler hem de çocuklar için renkli ve zengin içeriklerle sanatseverlerle birlikte olmaya devam etti. Müze, Cibali Tütün ve Sigara Fabrikası’nın mirasçısı olarak fabrikadan eserleri dijital ortamda paylaşırken küçük ziyaretçilerine de Antik Yunan mitolojisinden tanrıtanrıça serisini sundu.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear