25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
DİZİ/HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ 9 28 HAZİRAN 2020 PAZAR 9. Değerlendirme ve sonuç Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu’nca verilen kararların ge rekçelerini ayrı ayrı tartışmak, za ten uzamış olan bir gazete makalesi nin sınırlarını aşar. Yalnız genel ola rak şunu söylemek gerekir ki, bu ka rarların verilmesine neden olan ha ber ve yazılar, Avrupa İnsan Hak ları Sözleşmesi’nin “İfade özgürlü ğü” ile ilgili 10. maddesi ile Türki ye Cumhuriyeti Anayasası’nın sıra sıyla “Düşünce ve kanaat hürriyeti”, “Düşünceyi açıklama ve yayma hür riyeti”, “Basın hürriyeti” kenar baş lıklı 25, 26 ve 28. maddeleri ve Basın Kanunu’nun 3. maddesi ile güven ce altına özgürlüklerin kapsamı için dedir. Özellikle 35 gün ve iki kez 17 gün süre ile resmi İlan ve reklamla rın kesilmesine karar verilmesi, Türk Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde ce za ve güvenlik tedbirleri için öngörü len “işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı” olma, anayasanın 13. maddesinde be lirtilen “öl Basın İlan çülülük” ilkelerine Kurumu, aykırıdır. şimdi iktidarı Işık eleştiren gazeteleri, onlara verilen resmi ilan Kansu’nun haberi ile ilgili olarak biri ve reklamları şikâyetçi kesmek suretiyle anonim şir susturmaya yönelik bir uygulamanın aleti ket, diğeri aynı şirketin yönetim kuru olmamalı, böyle lu başka bir uygulamadan kaçınmalıdır. nı tarafından yapılan şikâyet üzerine 5’er günlük resmi ilan ve rek lamların kesilmesine karar verilmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 7 Numaralı Protokol’ün 4. madde sinde düzenlenen “Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılma ma” ilkesine aykırıdır. En ağır yaptırımların hükümetin Basın İlan Kurumu üzerindeki yet kilerini kullanmakla görevlendirilen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı adına yapılan şikâyet üzerine verilen iki kararda birincisi 35, ikincisi 17 gün olmak üzere, toplam 52 gün res mi ilan ve reklamların kesilmesine karar verilmesiyle ortaya çıkması son derece düşündürücüdür. 1950’li yıllarda resmi ilanların ik tidarı destekleyen gazetelere veril mesindeki adaletsizliğe bir tepki ola rak 1961’de 195 sayılı kanunla ku rulan Basın İlan Kurumu, şimdi ikti darı eleştiren gazeteleri, onlara veri len resmi ilan ve reklamları kesmek suretiyle susturmaya yönelik bir uy gulamanın aleti olmamalı, böyle bir uygulamadan dikkatle kaçınmalıdır. Bu, 60 yıl öncesine dönmek anlamı na gelir. (1) 12.6.1960 tarih ve 1 sayılı “1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilatı Esasiye Kanunu’nun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun” metni için bk. T. C. Resmi Gazete, 14.6.1960, S. 10525, s. 1533 vd; Server Tanilli, Türk Anayasaları ve İlgili Mevzuat, İstanbul 1980 (İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 2757/621), s. 5157; Suna Kili/A. Şeref Gözübüyük, Senedi İttifak’tan Günümüze Türk Anayasa Metinleri, İstanbul 2000 (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Genel Yayın: 269, Tarih Dizisi: 19), s. 144149; Tarhan Erdem (Haz.), Anayasalar ve Belgeler 18762012, İstanbul 2012 (Doğan Kitap), s. 131136. 1 sayılı Geçici Kanun’un adındaki “Geçici” kelimesi, iki ay sonra 7 ve 18. maddelerindeki “Geçici” kelimelerinin 12.8.1960 tarih ve 55 sayılı Kanun’la kaldırılması sonucunda kalkmıştır (m. 1). 55 sayılı Kanun metni için bk. T. C. Resmi Gazete, 16.8.1960, S. 10579, s. 1975; Erdem (Haz.), age (Anayasalar ve Belgeler 18762012), s. 137. (2) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 30.8.2018 tarih ve 2018/154 sayılı Kararı için bk. T. C. Resmi Gazete, 31.8.2018, S. 30521. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha önce 2018/43 sayılı Kararla İletişim Başkanlığı’na Prof. Dr. Fahrettin Altun’u atamıştı (T. C. Resmi Gazete, 28.7.2018, S. 30489). YARIN: HÜSAMETTIN CINDORUKESKI TBMM BAŞKANI YEKTA GÜNGÖR ÖZDEN ESKI ANAYASA MAHKEMESI BAŞKANI Yunus Nadi’yi ARAMIZDAN AYRILIŞININ 75. YILDÖNÜMÜ özlemle anıyoruz Yunus Nadi Abalıoğlu (1879 28 Haziran 1945) G azetemizin kurucusu ve başyazarı Yunus Nadi Abalıoğlu'nu, aramızdan ayrılışının 75. yıldönümünde özlemle anıyoruz. 28 Haziran 1945 günü yaşamını yitiren Yunus Nadi için bugün yapılması planlanan anma töreni, Yükseköğretim Kurumları Sınavı nedeniyle uygulanacak sokağa çıkma kısıtlamasından dolayı yarın yapılacak. Tören, Yunus Nadi'nin Edirnekapı Şehitliği'ndeki gömütü başında saat 14.00'te başlayacak. Yunus Nadi, 1879’da Fethiye’de Seyidler Köyü’nde doğdu. Rodos Adası’ndaki Süleymaniye Medresesi, ardından Galatasaray Lisesi’nde okuduktan sonra hukuk öğrenimi gördü. Gazetecilik ve yazarlık hayatına Baba Tahir’in çıkardığı Malumat gazetesinde başladı. Meşrutiyetin ilan edilmesi üzerine İstanbul’a dönerek İkdam ve Tasviri Efkâr gazetelerinde yurt sorunlarını işleyen yazılarıyla dikkat çekti. 1910’da Selanik’te çıkan İttihat ve Terakki’nin yayın organı Rumeli gazetesinde başyazarlık yaptı. Ertesi yıl Mebu san Meclisi’ne Aydın milletvekili olarak katıldı. 1918’de kurduğu Yeni Gün gazetesinde, işgal devletlerine karşı yazdığı yazılardan dolayı tutuklanacağını anlayınca 1920’de Ankara’ya geçti. Gazetesini Anadolu’da Yeni Gün adıyla çıkarmaya devam etti. Aynı yıl Muğla milletvekili oldu. Cumhuriyet’i kurdu Nadi, 7 Mayıs 1924’te yayın yaşamına başlayan Cumhuriyet’in ilk sayısında gazetesinin “vazgeçilmez varlık nedenini” ve “yayın politikasını”, “Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir. Memlekette halkın, halk tarafından, halk için idaresi bizim idealimizdir. Ve biz yalnız bu idealin esiriyiz. Başka bir kuvvetin değil” sözleriyle okurlarına aktarmıştı. Nadi yaşamını yitirdiği 28 Haziran 1945’e dek Cumhuriyet gazetesinde başyazarlık yaptı. VEKILLER OLMAYAN BIR KANUNU YÜRÜRLÜKTEN KALDIRDI ‘Oybirliğiyle şaşırttı’ Anayasa hukuku profesörü Kemal Gözler, bir makale kale ‘KARANLIK BİR YOLA GÖTÜRÜR’ me alarak “Türkiye nereye gidiyor” diye sordu. Gözler’in bu soruyu sormasına yol açan; yürürlükte olmayan bir kanunun TBMM’deki siyasi partiler ta Prof. Kemal Gözler, “Geçmişte anayasal veya yasal dayanağı olan makam ve organların dayandığı anayasa ve kanun hüküm 2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yürürlükten kaldırılmıştır” diye bir kanun çıkarırsa, Cumhurbaşkanı hükümet sisteminde adı ge rafından “oybirliğiyle” yürürlükten kaldırılmasıydı. lerini gelecekte, geçmişe etkili olarak yürürlükten kaldırarak, bu ma çen Anayasa Değişikliği Kanunuyla kurulmuş bütün makamlar ve organ Prof. Kemal Gözler, TBMM’de 23 Haziran günü kabul edilen 7248 sayılı kanunun biri geçi ci madde olmak üzere toplam dört maddeden oluşan küçük bir kanun olduğunu söylüyor. “Geçici madde si ve yürütme maddesi dışında, ortada iki mad delik bir kanun var” di yen Gözler’e göre, bu İPEK ÖZBEY iki madde sadece hukuk bakımından değil, akıl ve mantık bakımın kam ve organları yasa lar yasadışı hale mi gele dışı hale getirmenin yo cektir?’ diye soruyor. lu bir kez açılırsa, bundan, şu anki iktidar da Vahim bir hata hil, hepimiz zarar görü Anayasa Profesörü, rüz” uyarısını yaptı. Göz çok vahim bir hata ya ler, “Şu anki iktidar, ya pıldığının altını çizerken, rın TBMM’de çoğunluğu “Türkiye’de hukuk bilgi kaybederse ve TBMM, Prof. Gözler sinin bu kadar düşük ol “‘Cumhurbaşkanlığı hü duğunu bilmiyordum” di kümet sistemini kuran 21 Ocak yerek, TBMM’deki siyasi partile 2017 tarih ve 6771 sayılı Anaya rin kendisini ‘oybirliğiyle’ şaşırttığı sa Değişikliği Kanunu’nu, 21 Ocak nı söylüyor. dan da çok ağır hatalarla malul. 23 Haziran 2020 tarih ve 7248 sa yılı Kanunun 1’inci maddesi şöyle: “MADDE 1 12/6/1960 tarihli ve 1 sayılı 1924 Tarih ve 491 Sayılı Teşkilâtı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı olan şey, tekrar öldürülemez” diyor, “Eğer yürürlükte olsaydı 1 sayılı kanun bir anayasal kanun olduğu için ancak anayasa değişikliğiyle yürürlükten kaldırılabilirdi” notunu düşüyor. rihinden itibaren yürürlükten kaldırdığına göre, artık Yüksek Adalet Divanı’nın 1960 ve 1961’de yaptığı yargılamaların bir hukukî dayanağının kalmadığını mı söyleyeceğiz? Zaten adı geçen kanunun “Geçi Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanun’un 6’ncı madde Neresinden tutarsanız si ile 24’üncü maddesinin ikinci fık elinizde kalıyor ci Maddesi”, “12/6/1960 tarihli ve 1 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin yürürlükten kaldırılması sebebiyle rası yürürlükten kaldırılmıştır”. İşte Gözler’e bu makaleyi yazdı ran sebep de tam bu noktada ortaya çıkıyor. Gözler, “12 Haziran 1960 tarih ve 1 sayılı kanun, bugün yürürlükten kaldırılamaz; çünkü böyle bir Kanun zaten yürürlükte değildir. Yürürlükte olmayan bir kanunu yürürlükten kaldırmak abesle iştigal olur. Zaten böyle bir şeyin yapılması mantıken mümkün de değildir; eşyanın tabiatına da aykırıdır. Bir şeyi öldürmek için o şeyin önce canlı olması gerekir. Ölmüş Kanunun ikinci maddesi şöyle: a) 1’inci maddesi 27/5/1960 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, b) Diğer maddeleri yayımı tarihinde, yürürlüğe girer”. Prof. Gözler, bu maddeyle ilgili “Kanunla geçmişi değiştiremezsiniz. Kanun dediğiniz şey gelecek içindir” diyerek şu soruları soruyor? TBMM, 23 Haziran 2020 tarih ve 7248 sayılı kanunla 12 Haziran 1960 tarih ve 1 sayılı kanunun 6’ncı maddesini 27 Mayıs 1960 ta varlığı hukuki dayanaktan mahrum Yüksek Adalet Divanı’nın hükümsüz hale gelen bütün kararları...” diye başlıyor. Böyle bir şey mümkün müdür? Şimdi TBMM, “Yüksek Adalet Divanı”nın dayanağı olan 12/6/1960 tarih ve 1 sayılı kanunun 6’ncı maddesini ben 27 Mayıs 1961’den itibaren kaldırdım” diyor. Yani yasal dayanağı altmış yıl sonra kaldırıldı diye “Yüksek Adalet Divanı” yasadışı bir örgüt haline mi gelecek? Ümraniye Belediyesi’nden İlim Yayma’ya bir ayrıcalık daha Yandaşa reklam hizmeti HAZAL OCAK AKP’li Ümraniye Belediyesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın başkan vekilliği yaptığı İlim Yayma Vakfı için online seviye tespit sınavı gerçekleştirdi. Bölge sakinleri belediyenin sadece söz konusu vakıfla böyle bir hizmet gerçekleştirmesine tepki gösterdi. Görüştüğümüz Ümraniye Belediyesi yetkilileri altyapıyı vakfın hazırladığını belediyenin sınavın linkini ücretsiz sitelerine koyduklarını söyledi. Ümraniye Belediyesi, 16 Haziran’da İlim Yayma Vakfı işbirliği ile ilk ve ortaöğretim öğrencileri için online ortamda seviye tespit sınavı düzenledi. Be lediye yaptığı duyuruda “Sınavda başarı elde eden öğrenciler, İlim Yayma Vakfı’na ait okullarda kayıt yaptırdığı takdirde aldığı puanlara göre burs imkânından yararlanabilecek” ifadelerini kullandı. ‘Nasıl bir ayrıcalığı var’ İlçe sakini Bulut Can Okuducu “Ümraniye Belediyesi ile İlim Yayma Vakfı’nın ilişkisi hız kesmiyor. Her özel okulun rutin yaptığı bursluluk sınavı, söz konusu İlim Yayma Vakfı olunca yöntem değiştiriyor. Ümraniye Belediyesi; geçmişte yer tahsisi yaptığı, mahallemizdeki park alanının kullanımına izin verdiği İlim Yayma Vakfı’na ait kolej için şimdi de seviye tespit sına vı gerçekleştirdi. Ümraniye Belediyesi tüm eğitim kurumları ve özel okular için seviye tespit sınavı yapıyor mu? Ümraniye Belediyesi resmi web sitesinde duyurulan ve reklamı yapılan özel okuldan bu duyuru için herhangi bir ücret aldı mı ya da aksine bu sınavı gerçekleştirmek için borçlandığı belediye bütçesinden yeni bir harcama mı yaptı? ‘İlim Yayma Vakfı’ Ümraniye Belediyesi için nasıl bir ayrıcalığa sahip” diye sordu. Görüştüğümüz Ümraniye Belediyesi yetkilileri ise talebin sadece söz konusu vakıftan geldiğini belirterek altyapıyı vakfın oluşturduğunu, kendilerinin sadece internet sitelerinde linki paylaştıklarını söyledi. l İSTANBUL İstanbul’un taksi sorunları! Dünyanın neresine giderseniz Türkiye deyince ilk akla gelen şehir, İstanbul’dur. Kahire’nin buluşma merkezlerinden Han Halil’de Necip Mahfuz Kahvesi’nde çayınızı içerken, tanıştığınız kişi İstanbul’un yarısıyla akrabaymış gibi konuşur. Fas’ın Kazablanka kentinde aynı adı taşıyan filmin sahneleriyle dolu bardaki Türkiye kökenli piyanist dünyanın 20’den fazla şehrinde çalışmıştır ama “bir gün mutlaka İstanbul” der. Yemen’in başkenti Sana’da, keyif veren gat bitkisinin yapraklarını çiğnerken seslenirler; “şimdi hayalinde İstanbul’u göreceksin!” Moskova’da Türk olduğunuzu anlayan restoran sahibi, “İstanbul kebaap” diye gülümseyip o kadar güzel bir lezzet sunamayacağını anlatır. Balkanlar’da Türkiye’nin neresinden söz edeceklerse; ilk, oranın İstanbul’a uzaklığını söylerler. Sidney’de “Gallipoli”, sadece tarihin değil, bugünün de parçasıdır. Kitabevlerinde Çanakkale Savaşları’nın ayrı rafı vardır; bir de İstanbul kitaplarının... HHH Yazı aramızda 80 ülke 500 şehir gezdim, pek çoğunda İstanbul ayrı bir konu oldu. Bu dünya şehrini koruyabiliyor muyuz? Yaşamı, yolculuğu dünya standartlarına taşıyabiliyor muyuz? İstanbul’un bütün yönlerinin konu edildiği bir hafta yaşadık. Yine bir sel baskını ve can kaybı. 2009 Eylülü’nde 31 kişinin ölümüyle sonuçlanan sel felaketi keşke ders olsaydı. İstanbul’un yüzde 60’ı kaçak. Buna çözüm olarak 2018’de kaçak yapıları para karşılığı affedip, tapu belgesi vermeyi buldular! Tüm Türkiye’de 15 milyondan fazla kaçak yapıyı, katı, apartmanı affedip muhalif yazarlara “evlerinin çatısında fazla kiremit var”, “bahçe duvarı biraz ileri olmuş” gibi haberlerle saldırmak da işin cabası. Fatih Sultan Mehmet’in tablosunun İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından bu şehre kazandırılması ise bunca felaket haberlerinin arasında, yıkılan binanın altından canlı çıkarılan bir insana bakar gibi sevindirdi herkesi. İstanbul’un ana sorunu ise trafik. Zaten büyük kentlerimizin trafik sorununu çözen ömürlük başkan olur, sonrasında nereyi hedefliyorsa kazanır. Araştırmalara göre haftada beş gün işe giden bir İstanbullu, 9 saatini trafikte geçiriyor. Son olarak taksi sistemi gündemde. İstanbul’un nüfusu 16 milyon, taksi 17 bin 395. Bin kişiye düşen taksi 1.1. Raylı sistem uzunluğu 233 km. Paris’in nüfusu 11 milyon, taksi 29 bin 279. Bin kişiye düşen taksi 2.6. Raylı sistem 394 km. Mexico City’nin nüfusu 22 milyon, taksi 80 bin. Bin kişiye düşen taksi 3.7. Berlin’in nüfusu 3.7 milyon. Taksi 7 bin 600. Bin kişiye düşen taksi 2.1. Raylı sistem 666 km. Londra’nın nüfusu 9 milyon. Taksi 20 bin 136. Bin kişiye düşen taksi 2.3. Raylı sistem 402 km. Tablo ortada... İstanbul yıllar içinde ulaşımda sınıfta kalmış. İstanbul’daki taksi sistemi pek çok aracının olduğu bir yapı. 100 liralık taksi yolculuğunun 28 lirası taksi sahibine, 4 lirası galeriye, 17 lirası kiracıya, 26 lirası gecegündüz iki şoföre, 25 lirası yakıt ve diğer harcamalara gidiyor. HHH İstanbul seçimlerinin yenilenişinin yıldönümü 23 Haziran’da, intikam alır gibi CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkında hüküm kesinleştirme harekâtı yapılmasını hafta içi işlemiştik. Ekrem İmamoğlu biriken sorunların, alışılmış rantların üzerine başkan oldu. Belediye Meclisi’nde azınlık, Ankara’daki AKP iktidarı da başlıca engeli... Birinci yılın sonunda her şeye karşın sorunların üstesinden gelme iradesini ortaya koydu. Eskişehir’de Yılmaz Büyükerşen, Hatay’da Lütfü Savaş, başta Belediye Meclisi’nde azınlık iken sonraki dönemde halk orada da çoğunluğu başkanlara verdi. İmamoğlu, birinci dönemin sonunda halk katında “başkan sorunları çözüyor” algısı yaratırsa, sonraki dönem seçmen Meclis gücünü de verecektir. Başarı hikâyesi o gün tamam olur. Bu başarıya sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin ihtiyacı var. BAKAN AKAR ŞIKÂYETÇI OLDU Üçok’a 6 ay 7 günlük hapis cezası Emekli askeri hâkim albay Ahmet Zeki Üçok, Milli Savun ma Bakanı Hulusi Akar ve ko muta kademesini, “15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tut maya yönelik sözleri ve sosyal medya paylaşımları” nedeniyle, “Astlıküstlük münasebetlerini zedelemeye, amir veya komu Üçok tanlara karşı güven hissini yok etmeye matuf olarak alenen tahkir veya tezyif edici fiil ve hareket” suçundan 6 ay 7 gün ha pis cezasına çarptırıldı. Ankara 20. Asliye Ce za Mahkemesi’nde görülen davada Üçok’un cezasının ertelenmesi kararlaştırıldı. Üçok’un Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, sos yal medya hesabından 15 Temmuz sürecinin sorumlusunun “Genelkurmay Başkanı Akar ol duğu, yargılanması gerektiği” yönünde payla şımlarda bulunduğu aktarıldı. l ANKARA / Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear