25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: CAFER KURT / BURAK YURTTAŞ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 25 HAZİRAN 2020 PERŞEMBE Sav, Savunma Yürüyüşü için Bakan Soylu ile görüşmesini anlattı, düzenlemeyi eleştirdi: Dünyada emsali yok Bir dönem Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığı ve Ankara Barosu Başkanlığı yapan Önder Sav, iktidarın “çoklu baro” kurma çalışmasının “sakıncalı” olduğunu belirterek, “Çoklu baro dünyada emsali görülmemiş bir uygulamadır. Ölü doğacak bir kanundur. Nispi temsil de çok fazla geçerli değildir. Barolar, siyasi parti değildir” deALICAN di. Sav, baro başkanULUDAĞ ları tarafından sırtları dönülerek protesto edilen TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun yaşadığı o görüntülerin Barolar Birliği’nin tüzelkişiliğine zarar verdiğini söyledi. Cumhuriyet’e konuşan eski CHP Genel Sekreteri, avukat Önder Sav, önceki gün İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu arayarak, yaşanan yürüyüş krizine ilişkin yaptığı konuşmanın ayrıntılarını anlattı. TBB ve Ankara Barosu Başkanlığı yapmış birisi olarak, baro başkanlarının polis tarafından barikat içine alınması görüntülerini üzüntüyle izlediğini ifade eden Sav, şunları kaydetti: “Görüntüleri izleyince ne yapmam gerektiği konusunda düşündüm. O sabah İçişleri Bakanı’na ulaştım. Gelişmelerin sağlıklı olmadığını, toplum, barolar, savunma mesleği açısından iyi sonuç vermeyecek gelişmelere doğru gideceğini ifade ettim. Birlik başkanlığım sebebiyle bu camiayı iyi bildiğimi, kendimin de zamanında bu tür tartışmalar içinde olduğumu, zamanın siyasal iktidarlarıyla görüş ayrılığına düştüğümü, avukatların çıkarları doğrultusunda akılcılığı ön planda tutarak uzlaşmacı bir çizgi izlemeyi, siyaset adamlarının krizlere neden olmaktan çok, krizleri çözmesi gerektiğini belirterek, İçişleri Bakanı’ndan anlayışlı davranacağını düşündüğümü ifade ettim.” Bu konuda önceden baro başkanları ile görüşerek aldığı barikatların kaldırılması, 150200 metre yürüme, sonrasında oto IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN METIN FEYZIOĞLU’NA ‘İNATLAŞMA’ ELEŞTIRISİ Feyzioğlu’nun TBB Başkanı olarak yaptığı uygulamaların diğer barolar tarafından sertçe eleştirildiğinin anımsatılması üzerine Sav, “Ben olsam farklı davranırdım. Meslektaşların duyarlılığı olan şeylerde inatlaşmak yerine tüm ba roları arkama alarak mesleki dayanışma içinde olmaya özen gösterirdim” dedi. Sav, baro başkanlarının Feyzioğlu’nu arkalarını dönerek protesto etmesine ilişkin, “O görüntüleri izleyince çok üzüldüm. Birlik başkanının böyle bir duruma düşmesi, kendi kişiliğinden ziyade, barolar birliğinin tüzelkişiliğine yakışmaz ve zarar verir” dedi. Sav, Feyzioğlu’na yönelik istifa çağrılarına ilişkin ise “İstifa kişisel tasarruftur. Kendisinin bileceği iştir” yorumunu yaptı. büsler ile Anıtkabir’e gitme çözüm önerisini Süleyman Soylu’ya ilettiğini aktaran Sav, “Sayın Bakan, çok saygılı dikkatli şekilde dinledi. Bu konuda gereken kolaylığın gösterilmesinin uygun olacağını, ortadaki gerginliğin kalkacağını ifade ettim. Bakan, değerlendirmeye alınacağını söyledi. Kısa süre sonra sağduyu egemen oldu. Barikatlar kaldırıldı, yürüyüş gerçekleştirildi” dedi. ‘Barolar parti değildir’ Sav, iktidarın baroların yapısını değiştirme, çoklu baro getirme planını sakıncalı bulduğunu da söyleyerek şu değerlendirmede bulundu: “İktidar; Ankara, İstanbul, İzmir gibi avukat sayısı 5 binin üzerinde olan barolarda farklı anlayışlarda barolar kurulabileceği izlenimi verdi. Baroları bölmek, dünya görüşlerine göre tasnif etmek çok hoş bir girişim değil. Barolar, kanunla kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır. Böyle bir meslek kuruluşunun diğer derneklerden elbette farkı vardır. Avukat, yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. Yargıç, savcı ve avukat üçgeniyle adalet ortaya çıkar. Biri aksarsa adalet tam gerçekleşemez. Barolar, çağdaş demokrasilerde bir baskı grubu olarak nitelendirilir. Düşüncesini söyleyerek, tartışarak, yanlıştan iktidarları döndürme kuruluşudur. Hem yargı bakımından hem hukukun üstünlüğü bakımından savunma çok önemlidir. Barolar, elbette duyarlılıklarını sergileyecekler.” Çoklu baro fikrini dünyada emsali görülmemiş bir uygulama olarak nitelendiren Sav, “Uygulanma şansı yoktur. Ölü doğacak bir kanundur. Nispi temsil de çok fazla geçerli değildir. Baro siyasi parti değildir. Siyasal partilerin seçimlere katılma yöntemleri ile barolardakini birbirine karıştırmamak lazımdır” dedi. l ANKARA AKP HEYETİ, CHP, HDP VE İYİ PARTI GRUPLARINI ZIYARET EDEREK ‘UZLAŞI ARADI’ İktidar nispi seçimden vazgeçti SELDA GÜNEYSU AKP’nin, MHP ile birlikte hazırladığı ve Ankara, İstanbul ile İzmir’de “çoklu baro” kurulmasının önünü açacak düzenlemede sona gelindi. AKP’nin pazartesi günü Meclis’e sunmayı hedeflediği ve Avukatlık Yasası’nda düzenleme öngören yasa teklifinde yer alan düzenlemeye göre, Anadolu barolarının Türkiye Barolar Birliği’ndeki (TBB) temsilinin artırılması için “delege sayısı 3 artı 1’e” çıkarılıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde yer alan baroların ise delege yapısı “3 bin üyeye bir delege” olacak şekilde düzenleniyor. AKP grubu dün, “çoklu baro” düzenlemesi için muhalefet partilerinin gruplarını ziyaret ederek, görüşlerini aldı. AKP grup başkanvekilleri Bülent Turan ve Cahit Özkan, ilk olarak CHP grubu ile görüştü. Toplantıya CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın yanı sıra CHP milletvekilleri Bülent Tezcan ve Zeynel Emre de katıldı. Edinilen bilgiye göre CHP heyeti baro başkanlarına hafta başında yapılan tutumu sert bir dille eleştirdi. AKP heyeti daha sonra HDP’yi oradan da İYİ Parti’yi ziyaret etti. Görüşmelerin ardından konuşan AKP’li Cahit Özkan, “Kendi çalışmamızı ilettik. Bazı partilerin kesin itiraz ettikleri noktalar oldu, destekledikleri nok talar oldu. Bunları not ettik. Bize kendi hazırlıklarını ulaştıracaklar. Biz de bunları değerlendireceğiz” dedi. Delege sayıları değişecek Yasa teklifinde, barolarda uygulanması planlanan “nispi seçim sisteminden” vazgeçildi. Ancak taslakta, muhalefetin de itiraz ettiği düzenlemeyle, TBB’de Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üye yapısı fazla baroların delege sayısı “neredeyse yarı yarıya” düşürülüyor. Buna göre, mevcut düzenlemede üye sayısı 100’den fazla olan barolar, her 300 üye için TBB seçimlerinde bir delege verirken, “bu sayının 3 bin üyeye bir delege” olması planlanıyor. Böylece, Ankara, İstanbul, İzmir gibi muhalif baroların hem TBB seçimlerinde hem de barolar üzerine alınacak kararlarda “etkilerinin azaltılması” planlanıyor. Anadolu barolarının temsiliyetinin artırılması için de TBB’ye verilen delege sayısının 2 artı 1’den 3 artı 1’e çıkarılması planlanıyor. Teklifle, baroya ve TBB delege seçimine ilişkin kriterler de yeniden belirleniyor. Kurul ve organlarda üyelikler iki dönemle sınırlandırılıyor. İllerde “çoklu baroların” nasıl bir sistemle kurulacağı da yer alıyor. Avukat sayısı 5 binin üzerinde olan illerde en az 2 bin üye kaydı ile birden fazla baro kurulabilecek. Sayısı 2 binin altına düşen barolar kapatılacak. l ANKARA Güvenlik soruşturması tepkisi Kaboğlu: Parti kolluğu bitti sıra fişlemede MAHMUT LICALI CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, iktidarın, AYM’nin iptal etmesine karşın 5. kez güvenlik soruşturmasıyla ilgili bir düzenlemeyi yasa teklifi olarak sunduğuna dikkat çekti. Kaboğlu, “Parti kolluğu bitti sıra fişlemede” dedi. Kaboğlu, daha önce AYM’nin iptal ettiği güvenlik soruşturması düzenlemesinin tekrar TBMM gündemine getirilmesi üzerine bilgi notu hazırladı. AYM kararına karşın 6 ay sonra kamuda ya da kamu iktisadi teşebbüslerinde kadrolu ya da sözleşmeli personelin istihdamında güvenlik soruşturması ve arşiv taramasının yapılmasına ilişkin düzenlemenin tekrar İçişleri Komisyonu’nun gündemine getirildiğini ifade eden Kaboğlu, “Kamu görevine girişte ömür boyu yaptırım ve temel hakların ihlali niteliğinde düzenlemeler yerine, adli sicil kaydı uygun olmak yeterli olmalıdır” dedi. Kaboğlu, düzenlemeyle parti devleti inşasında parti kolluğu oluşturulmasının ardından sıranın fişlemeye geldiğini dile getirdi. l ANKARA Komiser sınavında FETÖ hilesi İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, FETÖ’yle mücadelede yeni bilgilere ulaştıklarını, bin komiser yardımcısı adayının girdiği sınavda, 980 kişinin yanlış soruya doğru cevap verdiğini tespit ettiklerini bildirdi. TBMM İçişleri Komisyonu’nda, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde konuşan Ersoy, güvenlik soruşturmasının, kamu güvenliği açısından zorunluluk olduğunu belirterek “Bir sınavın şifrelerini yeni çözdük. Şimdi bu insanları, hiçbir şey olmamış gibi komiserliğe devam mı ettirelim?” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet TEŞEKKÜR Sevgili hayat arkadaşım, çok sevdiğimiz Babamız Mimar Yazar METIN AYDOĞAN’IN aramızdan ayrılışında cenaze törenine katılan, taziyelerini bildiren, çelenk gönderen, hayır kurumlarına bağışta bulunan tüm dost, akraba ve okurlarına acımızı paylaştıkları için sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Anısının eserleriyle ve sevgisiyle dokunduğu yüreklerde yaşayacak olması bize güç veriyor. EŞI: MÜZEYYEN, KIZLARI: AYŞE VE ZEYNEP Asıl sınavı Türkiye veriyor ve notu kırık! 31 Mart gecesi, sonuçları canlı izlemek için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun seçim ofisinde bir kenarda bulduğum kuru ekmeği kemiriyordum! Gazeteci, umduğunu değil, bulduğunu yer. Sabah dörde doğru, yorgun ama mutlu döndüm eve. Başkan, evet, İmamoğlu artık başkandı. AA’nın bütün kumpaslarına rağmen, ıslak imzalı tutanaklar CHP müşahitlerinin elinde olduğu için seçimi almıştı! Ertesi gün, şehrin billboard’ları ise Binali Yıldırım’ın Kazandım afişleriyle doluydu! Kaybetmişti ama belli ki sindirilemiyordu. Nitekim hukuk ve sinir savaşı sonrası 6 Mayıs’ta YSK, tarihine ayıp olarak geçecek bir kararla, aynı zarfın içinden çıkan 4 oydan sadece birini iptal ederek İmamoğlu’nun mazbatasını geri alıyordu. Başkan, o gece tarihi konuşmasını yaptı; Beylikdüzü’ne gidip kravatı, ceketi çıkarttı ve “Yolumuz uzun; gençliğimiz var, heyecanımız var” diyerek öyle bir asıldı ki işe, herkese “O ceketi çıkarttırmayacaktınız!” dedirtti. 23 Haziran’da tekrarlanan seçimlerde sabahın altısında Piyale Paşa’nın yolunu tuttum. İstanbul Gönüllüsü olarak sandık başında görev yapacaktım! Gün artık gazetecilik yapma değil, hak arama günüydü! Geceyi beklemeye bile gerek kalmadı. Sandık başında ıslak imzalı tutanak peşinde koşarken aradaki muazzam farkı gören Yıldırım’ın yenilgiyi kabul ettiği açıklaması geliyordu! Engel üstüne engel Aradan bir yıl geçti. Akla gelebilecek her türlü çelme takmalar, kredi vermemeler, elindeki paraya el koymalar, yardım paralarını bloke etmeler, rögarların içine toprak doldurmalara kadar giden bir nefret ve öfke hali, ki tehlikeli! 800 bin oy farkla seçilmiş birinin başkanlığını görmezlikten gelmek için her türlü kumpas! Bu nasıl demokrasi? Tabii ki demokrasi filan değil. Bu “gönlüm öyle istedi!” rejimi. Bu, talan, israf, beton yönetimi. İmamoğlu, pandemi koşullarında hazırlanmış mütevazı bir yıllık hesap verme toplantısında bir buçuk saati aşkın konuştu. Gündemin yoğunluğunda yeterince kutlanamayan bir yıllık emek. Göze görünmüyor ama o kadar engellemeye rağmen çok iş yapmıştı! Buna karşılık Galata Kulesi, Haydarpaşa ve Sirkeci Garı elinden alınmış, yeni taksileri devreye sokacak diye tehdit edilmiş, deprem konusunda yardımcı olunmamış, Kanal İstanbul inadından vazgeçilmemiş, hatta şimdi de başkanı belediye meclisi seçer diye yeni bir yasa tasarısıyla başkanlığının elinden alınma girişimi bile devreye sokulmuştu! Ve mafya yöntemleriyle, İBB’nin kazanılmasında payı var diye, CHP İl Başkanı Kaftancıoğlu’na 7 yıl önce attığı tweet’lerinden ötürü verilen 9 küsur yıllık cezayı istinaf mahkemesi de, ne tesadüf, belediyenin yeniden kazanıldığı gün onaylamıştı! Bunları vatandaş görmüyor mu? Görüyor! Dişini sıkıp bekliyor, sağlığı bozuluyor, hatta intihar ediyor. Vatandaş başka ne yapabilir? Vatandaşın derdi ekonomik kriz, işsizlik ve hak arayamamak! Çünkü demokrasi rafa kalktı. Çünkü demokratik bir sistemde hak aranır, çalıp çırpamazsınız. Gazeteciye ceza! Demokrasinin rafa kalktığı dönemlerde gazetecinin görevi iki misli önem kazanır: Doğruların peşinden gidecek ve yazacaksın. Sıkıntı burada da bitmez ki? Yazacak yer kalmaz, hepsini satın alıp sustururlar, susmayanı da hapse atarlar! Hapiste tecrit ederler, hücreye atarlar! Hakkını arayacaksın, kiminle? Avukatınla, mahkemelerde! Hâkimler hukuka göre vicdanlarıyla karar verdikleri anda sürülüyor! Anayasa Mahkemesi yargıçları dışında hiçbirinin güvencesi kalmamıştır! Yanında kim olacak? Savunma. Avukatlar. Baro başkanlarını polisler yerlerde sürükledi. Tuvaletini kullandılar diye kafeye, destek için korna çaldılar diye sürücülere para cezası yazıldı. Kim öğretiyor size bu yöntemleri? Bu öfke, bu zulüm niye? Avukatların yerlerde sürüklendiği ülkeye turist de gelmez, boşuna çırpınıyor bakan. Kavala’nın, Demirtaş’ın hukuksuz yere hapiste yatırıldığı bir ülke Avrupa’da aforoz ediliyor artık! Dün bu satırların yazıldığı sırada Çağlayan’da yine gazeteciler yargılanıyordu, ne için? Haber yazdıkları için! Zalimin zulmü arttığı zaman sonu gelmiş demektir. Hangi birini yazacağını şaşırıyor insan. Hafta sonu binlerce gencimiz sınava girecek. Salgın bitmedi ki? 5 bin 1 kişi öldü! Hasta sayısı artıyor, farkında mısınız? Değilsiniz herhalde ki maske yine çenede, yine dip dibe duruluyor her yerde! Ve kamuoyundan yükselen bütün taleplere rağmen o sınav yapılıyor! Farkında mısınız asıl sınavı Türkiye veriyor: Demokrasi: kırık. Ekonomi: kırık. Adalet: kırık. Bu sadece 18 yıldır ülkeyi çala çırpa yöneten iktidarın değil, buna engel olamayan muhalefetin de karnesidir. Yazıklar olsun! ERDOĞAN ALTI ÜNİVERSİTEYE REKTÖR ATADI ‘Reisçi’ gitti TÜRGEV’ci geldi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre 6 üniversiteye rektör atandı. Sosyal medyadan yaptığı canlı yayınla gündeme gelen ve Erdoğan’a ‘reis’ diye hitap eden Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şafak Ertan Çomaklı, mayıs ayında sağlık sorunları nedeniyle YÖK ve Cumhurbaşkanlığı’na istifasını vermişti. Çomaklı’nın yerine Prof. Dr. Fuat Erdal atandı. Erdal, 201718 eğitim yılında açılan ve Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın yönetiminde yer aldığı TÜRGEV’in kurduğu İbn Haldun Üniversitesi’nde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili ve İktisat Bölüm Başkanıydı. Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü’ne atanan Prof. Dr. Metin Aksoy, 2015’te AKP Yozgat Milletvekilliği aday adayı olmuştu. Bugüne kadar hep Tıp Fakültesi kökenli isimlerin rektör olduğu Hacettepe’de, Maliye Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Cahit Güran koltuğa oturdu. Nevşehir Hacı Bektaş Veli Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Semih Aktekin, Bingöl Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. İbrahim Çapak ve Doğuş Üniversitesi Rektörlüğü’ne Prof. Dr. Turgut Özkan getirildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nda açık bulunan Spor Müşavirliği’ne, milli güreşçi Rıza Kayaalp getirildi. Hazine ve Maliye, Milli Eğitim, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Türk Patent ve Marka Kurumu’nda da atamalar yapıldı.10 ilin Eğitim Müdürü değişti. l ANKARA/Cumhuriyet Z. Barış EDİPOĞLU ARACI 19622000 A. Gülden DİNİZ ÜNLÜ
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear