22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 16 HAZİRAN 2020 SALI EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER TBB başkanı ve yönetimini baro başkanlarının belirlemesi önerisi, partide de tartışmaya neden oldu Aldanma yok aldatma var AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı Emre Cemil Ayvalı’nın geçen çarşamba Ahmet Hakan’ın Tarafsız Bölge programında yaptığı açıklama, içerik olarak yenilik taşımasa dahi, gerçeğin AKP’nin resmi sıfatlı bir kişisi tarafından ilk kez açıklıkla itiraf edilmiş olması açısından önemlidir. Dilerseniz önce açıklamaya bakalım: AKP Tanıtım ve Medya Başkan Yardımcısı, partisinin geçmişte Fethullahçılarla kol kola ilerledikleri dönemi anlatırken şunları söylüyordu: “İktidara geldiğimde sanki kendi kadrolarım vardı da, çok muktedirdim de böyle bir fanteziye mi girdim? Hayır, bir tarafta darbeci Kemalist gelenek vardı, bir tarafta da FETÖ. Bunları birbirlerine kırdırmak suretiyle yol almak mecburiyetinde kaldık.” Aslında, yukarıda da belirtildiği gibi, bu açıklamada bilinmeyen yeni bir şey yok. Emre Bey, bu sözleriyle herkesin bildiği bir sırrı ifşa etmiş oluyor. Evet, bu herkesin bildiği bir husustur, ama AKP’liler tarafından sürekli reddedilir ve katiyen itiraf edilmezdi. Emre Bey, işte bunu ilk kez resmen ve kendi deyişiyle açık açık dile getirmiştir. Partisi ile ters düştüğünü ise sonradan anlayıp istifa etmiştir. HHH “Emre Bey gerçeği dile getiren sözlerinden dolayı neden istifa etmek zorunda kaldı” sorusunun cevabı AKP yüce katlarının FETÖ konusundaki sözlerinde yatmaktadır. Gerçekten de onlar FETÖ’nün gerçek yüzünü göremediklerini, aldatıldıklarını ileri sürmüşlerdir hep. Emre Cemil Ayvalı’nın açıklaması ise Fethullah Gülen konusunda bir aldanma olmayıp, aldatıldık sözünün kendisinin bir aldatmaca olduğunu gözler önüne seriyor. Ortaya çıkan ikinci gerçek ise AKP’deki Kemalist düşmanlığının, tıpkı “yetmez ama evet”çiler gibi onların şeytanla bile işbirliği yapmasına neden olacak kadar şiddetli olduğudur. AKP, bu kinin yanı sıra laik Cumhuriyeti, hazinesi yandaşın avantasına tahsis edilmiş; toprakları, havası, suyu, tarihi ve kültürel birikimleri ham ervah mollalar ile yağmacılar koalisyonunun talanına sunulmuş; dinci bir devlete dönüştürmek için bir zamanlar cemaat diye anılan FETÖ ile işbirliğini ilerletmiş ve sonradan “ne istediler de vermedik!” sitemine yol açacak şekilde onlara her istediklerini vermişti. Emre Bey’in açıklaması, bu ne istediler de vermedik döneminde FETÖ’yü Kemalistleri tasfiye için kullandıklarının resmi itirafıdır. O dönemin en tiksindirici yanı, FETÖ’cülerin yanı sıra, “yetmez ama evet”çilerin de yel yeperek yelken kürek koşarak destekledikleri kumpas davalarıdır. Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları denen bu rezaletler FETÖ’süz yürütülemezdi. Ama eğri oturup doğru konuşalım, kumpas davalarında suçlu FETÖ ise azmettiren de AKP’dir. HHH Kumpas ortaklığının, nasıl bittiğini, cemaatin duruma el koymak üzere giriştiği 15 Temmuz darbesinin nasıl bastırıldığını tekrar anlatmaya gerek yok. Yalnızca Cemaat ile AKP’nin kopmalarının ve Cemaatin Fethullah Gülen Terör Örgütü “FETÖ”ye dönüşmesinin bir düşünce veya dünya görüşü ayrılığından değil, iktidar nimetlerini paylaşma kavgasından kaynaklandığını belirtmekle yetinelim. Artık iktidarı kendileri için istediğini belli eden Fethullah Hoca Efendi, ortada yoktu. Ama düşünceleri hâlâ iktidardaydı. FETÖ’nün muteber olduğu dönemlerde yapılanlar aynıyla sürüyordu, tek fark şahsen Fethullah Hoca Efendi’nin artık olmayışıydı. Fethullah Hoca Efendi’nin ruhani lider kabul edildiği Fethullah’lı FETÖ dönemi bitmiş ve Fethullah’sız FETÖ dönemi başlamıştır. Şimdilerde yine FETÖ’nün düşünceleri gerçekleştirilmekte, yöntemleri uygulanmaktadır. Yine FETÖ’nün kumpas davalarında hapse tıkılanlar içeri atılmakta, yine kumpas davaları kotarılmakta, böylelikle ikinci dalga kumpas dönemine hazırlanılmaktadır. Yakında kumpas davalarının gülü Zekeriya Öz’ün de eski görevinin başına döndüğünü duyarsanız sakın şaşırmayın! CHP’Lİ ZEYBEK’TEN KOCA’YA: Şehir hastanelerine eski cihazlar mı taşındı? İhale ve kiralama süreciyle ilgili tartışma konusu olan şehir hastaneleri projesi ile ilgili CHP İstanbul milletvekili Gökan Zeybek, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya soru önergesi yöneltti. Zeybek şu soruların cevaplanmasını istedi: “Hastanelere yapılan yatırım ve kiralama sözleşmeleri neden gizli tutulmaktadır? Şu an açılan hastaneler devlete yıllık kaç lira bedelle kiralanmıştır? İhalelerde ticari alanlar, yemek, temizlik gibi hizmetler için 25 yıl boyunca garanti verilmiş midir? Açılan hastanelere konulan cihazların 20 yıl önceki teknolojiye sahip olduğu doğru mudur? Mevcut devlet hastanelerinde bulunan cihazlar sökülüp şehir hastanelerine taşınmış mıdır?” l İZMİR / Cumhuriyet AKP’de ‘baro’ düğümü IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN ADALET BAKANI ABDULHAMİT GÜL Çoğulcu baro istiyoruz Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, baroların yapısının değiştirme çalışmalarına ilişkin “Temel yaklaşımımız, arzumuz da nitelikli çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşması” dedi. Bakan Gül, Anadolu Ajansı Editör Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Avukatlık Yasası’nda değişiklik yapılmasına ilişkin çalışmalarla ilgili Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile bir araya geldiklerini ve sürekli irtibat halinde olduklarını belirterek “Temel yaklaşımımız, arzumuz da bu anlamda nitelikli çoğulcu ve katılımcı bir yapıya kavuşması” dedi. AKP’nin demokrasi anlayışının millet iradesine dayandığını iddia eden Gül, “Seçim mevzuatı da dahil olmak üzere tüm yaklaşımlara, ‘AK Parti’ye nasıl yarar’ değil, ‘Ülke demokrasisine, hukukun üstünlüğüne nasıl katkı da bulunur, milletin iradesini daha da nasıl zenginleştirir’ hep bu açıdan baktık bakmaya devam edeceğiz” dedi. İnfaz düzenlemesinin af olmadığını iddia eden Gül, düzenlemede terör, cinsel suçlar, adam öldürme, uyuşturucu gibi suçların kapsam dışı bırakıldığını söyledi. CHP’nin bunu Anayasa Mahkemesi’ne taşıdığına işaret eden Gül, “CHP’ye soruyorum: Terör yararlanmadığı için mi rahatsız oluyorsun?” dedi. İbadete açılsın Gül, Ayasofya’nın ibadete açılması tartışmasıyla ilgili olarak “Turnikeyle içine girdiğimiz tek camidir, bu ayıbın gerçekten ortadan kalkması hukukun bir gereğidir. Ayasofya’nın zincirlerinin kırılıp ibadete açılması hepimizin ortak dileğidir” dedi. Gül, cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların yakınlarıyla görüntülü görüşmesine imkan sağlayan düzenlemeyle ilgili mevzuatın hazırlandığının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Gül, “Koğuşlara ATM benzeri bir cihaz konulacak; görüşme, dilekçe, bazı talepler ve sayım bu cihaz üzerinden yapılacak” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet SELDA GÜNEYSU Baroların yapısını değiştirmek isteyen AKP, hazırladığı taslakta, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı ve yönetimini “delegelerin değil, baro başkanlarının seçmesi önerisini” getirmek istedi. Ancak Türkiye’de bulunan 80 baro başkanının çoğunluğunun iktidara muhalif tavırda olması nedeniyle, bu istek, AKP içinde de tartışmalara neden oldu. Barolarla ilgili taslak AKP Merkez Yürütme Kurulu’na sunulurken tartışmalar sonrasında bu maddenin taslaktan çıkarıldığı belirtildi. AKP MYK, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkanlığında dün toplandı. Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre, toplantıda AKP’li kurmaylar, baroların seçim yapısında değişiklik öngören yasa taslağı ile ilgili sunum yaptı. Yasa teklifinin taslak metnine göre, “avukat sayısı 5 bini aşan illerde” 2 bin üyesi bulunan “alternatif baro” kurulabilecek. Avukat sayısı 5 binin üzerinde bulunan iller arasında ise sadece Ankara, İstanbul ve İzmir yer alıyor. Bu üç büyükşehirde “alternatif baro” kurulması durumunda ise baro başkanları toplam sayısının 8590 civarında olması bekleniyor. Mevcut düzenlemede ise ülke genelinde 80 baro başkanı bulunuyor. ‘Tarihle sıralama’ Yine AKP MYK’de sunulan taslağa göre, mevcutta bulunan baroların ko numu korunacak, ancak diğer barolar “kuruluş tarihine göre bir sıralamaya” tabi tutulacak. Buna göre, Ankara’da mevcutta bir baro bulunurken “Ankara 2. Barosu”, “Ankara 3. Barosu” ya da “İstanbul 2. Barosu”, “İstanbul 3. Barosu” gibi barolar oluşturulabilecek. “Alternatif baroların kurulması” sonrasında ise üye sayısının 2 binin altına düşmesi durumunda, sayının tamamlanamaması halinde o baro kapatılacak. Mevcut düzenlemeye göre, TBB’nin genel kurulunu “olağanüstü toplantıya çağırmak için en az 10 baronun yönetim kurulunun imzası yeterli olabiliyordu. Ancak AKP’li kurmayların hazırladığı taslağa göre, “TBB Genel Kurulu’nu olağanüstü toplantıya çağırmak için baroların yarısının yönetim kurulları yazısı” gerekecek. Ancak Türkiye’de bulunan 80 baro başkanının çoğunluğunun iktidara muhalif tavırda olması nedeniyle bu istek, AKP içinde de tartışmalara neden oldu. Bu şekilde bir düzenlemenin “TBB başkanı ve yönetimi seçiminde yönetimin tamamen muhalif gruplarca belirlenebileceği”, bu yüzden düzenlemenin “AKP’deki hukukçu milletvekillerinin itirazı üzerine çıkarıldığı” belirtiliyor. Söz konusu düzenlemeye TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan da itiraz geldiği ifade ediliyor. Taslağın bu dönem TBMM’ye gelip gelmeyeceği netlik kazanmazken AKP’nin teklifi bir an önce Meclis’e getirmek istediği de konuşuluyor. l ANKARA İZMİR BELEDİYE BAŞKANI SOYER: Salgın sürecinde tek liralık katkı almadık İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, sosyal medyada hesabı üzerinden haftalık olarak yayımladığı “Başkanın Günlüğü”nde, koronavirüs salgını döneminde merkezi hükümetten tek liralık yardım alamadıklarını söyledi. Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmirlilere maskematiklerden ücretsiz dağıttığı maske sayısı iki aydan kısa bir sürede 6 milyona yaklaştı l İZMİR BAKANLIKTAN NORMALLEŞME ADIMI Kamu konutları satışları başladı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Bakan Murat Kurum’un, salgın nedeniyle daha önce durdurulduğunu duyurduğu kamu konutu ihalelerine “normalleşme planı” ve “kontrollü sosyal hayata geçiş” kapsamında sosyal ve fiziki tedbirlerin alınarak dün itibarıyla yeniden başlandığı bildirildi. Yılbaşından bu yana kamuya ait konutlardan bugüne kadar 1612’si satılırken, satışlardan Hazine’ye 418 milyon lira gelir sağlandı. l ANKARA/Cumhuriyet Bu cesaret nereden? CHP Sözcüsü Öztrak, Başak Demirtaş’a yapılan cinsiyetçi saldırıyı lanetledi: CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na sosyal medya üzerinden yapılan saldırıları lanetledi ve “Bu müptezeller bu cesareti kimlerden alıyor” diye sordu. Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin yaptığı açıklamaya Adalet Yürüyüşü’nün 3. yıldönümünü anarak başladı. Öztrak, özetle şunları dile getirdi: n Bakan, topu millete atıyor: AK Parti Genel Başkanı ne zaman ki Bilim Kurulu’nun yerine kendi ‘gönül kurulunu’ koydu üzerinden iki hafta geçmedi vaka sayısı patladı. Bu, salgınla mücadelede iki hafta önce elde edilen başarının, Bilim Kurulu’na ait olduğunu gösterdi. Sağlık Bakanı, bu tablo karşısında topu millete atıyor. Yurttaşlarımızı “hatalı iyimser” veya ‘tedbirsiz iyimser’ olmakla suçluyor. İyi de Sayın Bakan; ‘Yaz aylarında virüs etkisini yitirecek”, “Salgın kontrol altında”, “İkinci dalga beklemiyoruz” diyerek milleti iyimserliğe sürükleyen kim? Tüm bu söylediklerinizi unutup milleti suçlamaya ne hakkınız var? Çuvaldızı başkasına batırırken kendinize iğneyi bile batırmıyorsunuz. n Teşekkür edip affını istemeli: Kamu bankalarının yönetim kurulları AK Parti’nin arpalığı oldu. Eski bakanlar, vekiller, bakan yardımcıları... Aldıkları maaşlar yetmezmiş gibi bir de buralara doluşmuşlar. Sonra da bunları milli güreşçimiz, dünya şampiyonumuz, milletimizin gururu Hamza Yerlikaya’nın arkasına saklamaya kalktılar. Bakan yardımcısı maaşı, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı maaşı ve şeref aylığından sonra, dördüncü bir maaşa Hamza Yerlikaya’nın ihtiyacı var mı? Hamza kardeşim, seni banka yönetimine atayanlara teşekkür edip affını iste de, herkes Atatürk’ün sevdiği zeki, çevik ve ahlaklı sporcuyu bir defa daha görsün. Yine RTÜK’ün başkanı... El insaf kardeşim. Sen RTÜK’ün başına hizmet yapmaya mı geldin, yoksa devlet kesesinden zengin olmaya mı geldin? n At izi, it izine karışıyor: AK Parti’nin algı operasyonlarında kullandığı 7 bin 340 hesap, Twitter tarafın ADALET YÜRÜYÜŞÜ’NÜN 3. YILI Kılıçdaroğlu, Ankara Güvenpark’ta başladığı yürüyüşünü İstanbul Maltepe’de bitirmişti. CHP’LI AKILLI: UMUTLAR YEŞERDI CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun 2016’da “casusluk” iddiasıyla 25 yıl hapis cezasına çarptırılması ve tutuklanmasının ardından yaptığı Adalet Yürüyüşü’nün 3. yıldönümünde, sos yal medya hesabından yürüyüşten görüntülerin yer aldığı video paylaştı. Video, Kılıçdaroğlu’nun Maltepe’de düzenlenen mitingdeki “Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır” sözleri ile son buldu. CHP Ankara İl Örgütü ise yürüyüşün başladığı Ankara Güvenpark’ta basın açıklaması düzenledi. CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, “Adalet Yürüyüşü sonrası umut yeşermiştir” dedi. l ANKARA/Cumhuriyet dan kapatıldı. AK Parti ile iltisaklı hesaplar kapatılırken tepki AK Parti’den değil, Saray’ın pergola uzmanı propaganda memurundan geldi. Maalesef bu ucube rejimde at izi, it izine sürekli karışıyor. Devlet ile parti iç içe geçince birbirinden rol çalmalar da oluyor. Devlet görevlisi, Saray’ın propaganda memuru, AK Parti’yi ilgilendiren bir konuda üstüne vazife olmamasına rağmen çıkıp Saray’dan açıklama yapıyor. n Başak Demirtaş’a saldırıyı kınıyoruz: Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş’a sosyal medya üzerin den bir yeşil benekli tarafından son derece edepsizce ve ahlaksızca bir saldırı oldu. Bu saldırıyı şiddetle kınıyoruz, lanetliyoruz. Bu pespaye, adi hakaretin; bu nefret dilinin sahibi en ağır şekilde cezalandırmalı. Bir diğer edepsizlik de İstanbul İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu’na yapılmıştır. Büro MemurSen İstanbul Şube Başkan Yardımcısı olduğu ifade edilen bu şahıs hakkında hukuki girişimlerimizi başlattık. Bu edep, ahlakdışı ifadeleri de şiddetle lanetliyoruz. Toplum önündeki kadınlara hakaret etme, cinsiyetçi, ay rımcı, nefret dilini kullanma cesaretini bu müptezeller kimlerden alıyor? Hesabına yeşil benek koyan herkes, istediğine istediği gibi hakaret etme cesaretini nereden buluyor? n Demokrasimizi geriletiyor: (HDP yürüyüşüne yapılan müdahale konusunda) Tüm partilerin kendileriyle ilgili yapılanları protesto etme stratejileri var. Bu ülkede demokratik protesto hakkı Hıfzıssıhha Kanunu gösterilerek engellenmeye çalışılıyor. Bu tür uygulamalar Türk demokrasisini dünyada geriletiyor, bu da cebimizi boşaltıyor. l ANKARA/Cumhuriyet
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear