25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
kültür EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 22 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA ‘En çok müzik etkilendi’ Çocuklara Armağan Bir Bayram Yarın 23 Nisan. 1920’de milletin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini duyurduğu tarih. Atatürk 23 Nisan’ın bayram olarak kutlanmasına 1924’te karar verir. Ve bundan beş yıl sonra, 1929’da, Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak çocuklara armağan ettiğini duyurur. O tarihten beri dünyada çocuklara bayram armağan edilmiş tek ülke olmanın kıvancını yaşıyoruz. Cumhuriyet’ten önceki Osmanlı döneminde çocuklar için hiç şarkı bestelenmemiştir. Televizyonun gündelik hayata girmesiyle reklam cıngıllarının kulakta kalıcı melodisi çocukların da ezberlediği ilk ezgiler olmuştu. İlkokulda korolar halinde söylenen şarkılar ise yabancı kaynaklardan uygulamaydı. Çocuklar giderek televizyonun sunduğu, kaset piyasasının ünlülerine ait şarkıları öğrendiler. Buna bağlı olarak Küçük İbo’lar sahneye çıktı. Anadolu’nun dört bir yanından çocuklar günün birinde bir Küçük İbo olabilmek ateşiyle kavrularak türkü çağırmaya koyuldular. Şimdi de çok izlenen programlarda ünlü piyasa şarkıcılarını taklit edebilen, müzik kulağı olan çocukları izliyoruz. Onların hayalinde bir gün o televizyon programında gerçek star olabilmek var. Böylece büyüklerin şarkılarını ve sahne tavırlarını taklit ediyorlar. Giderek zorlaşan sınav yarışları nedeniyle nice okulda müzik dersi kaldırılarak yerine diğer derslerinin takviyesi yapıldı. Korolar En Önemli Eğitim Merkezi Çocuk sesine göre şarkı bestelemek ayrı bir hünerdir. Çocuklar için şarkı yazan besteci ses aralığı olarak, mi notasının üstüne çıkmamalı, si bemol’ü alt sınır bellemelidir. Ayrıca çocuk ruhunun uçarılığını, ritmik coşkusunu yansıtmalıdır. Wolfgang Amadeus Mozart, annesinin ölümünden sonra “Ah, vous diaije, Maman” teması üstüne piyano çeşitlemeleri besteler. Bu yapıtın teması Türkçe’ye de “Daha dün annemizin kollarında yaşarken” sözleriyle uyarlanmış. Ezginin ve çeşitlemelerin yalınlığı çocuksu çağrışımlarla işlenmiş. Çocuk korolarının eğitimi Batı’nın ortaçağ kiliselerine dayanır. Rönesans’ta ve Barok döneminde de koroların içinden yetişen solistler ve besteciler zamanın ünlüleri arasına girmiştir. Özellikle 19. yüzyılda nice besteci büyük koro ve senfoniyi içeren yapıtlarına bir de çocuk korosu eklemiştir. Örneğin Berlioz, Faust’un Lanetlenmesi’nde koroya 300 çocuk öngörür; Mahler’in Binler Senfonisi’nin korolarında 350400 çocuk yer almalıdır. Tarihimizde Çocuk Müziği Osmanlı müzik tarihine göz atınca, klasik Türk müziğinde çocuklara yönelik hiçbir eser çıkmaz karşımıza. Cumhuriyet’in çoksesli müzik eğitiminde ilk kez çocuklara seslenen ve çocukların seslendirebileceği ölçütlerde yazılmış koro yapıtları başlar. Önce uyarlanmış yabancı marşlar, ardından özgün, çağdaş Türk bestecilerinin yapıtları: Muammer Sun, Cenan Akın ve Yalçın Tura bu yolda çocuklar için sağlam şarkılar bestelemişlerdir. Bugün ülkemizde “çocuk şarkısı” dağarcığını oluşturan bu üç bestecimize çok şey borçluyuz. Çocuk korosu için şarkıları, müzikli radyo oyunları ve yayımladıkları nota kitapları ile Muammer Sun, kendini müzik eğitimine adamıştır. Daha eskilerden Münir Ceylan’ın ve Hulusi Öktem’in müzik kitapları da çocuklara yalın şarkıların yolunu açarlar. Şef Howard Griffiths’in yönettiği ve kendi açıklamalarıyla alımlı kıldığı çocuk konserleri masal karakterleriyle, çocuklara senfonik köprüler kuruyordu. Sonradan bu tür programların daha sık yapılması için ne çok başvuru oldu. Neyse ki yılda bir kez olsun 23 Nisan’da çocuklar ciddiye alınıp onlara özgü program düzenleniyor. Çocuklar ise televizyondaki pop müzikçilerle kendilerini özdeşleştirip bir an önce çocukluktan kurtulmanın düşlerini kuruyorlar. Güher Pekinel, “Müzik özelinden başlarsak, virüs tedbirlerinden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Tedbirler nedeni iptal edilen tüm etkinlikler dolayısı ile müzisyenler çok zor durumda; bilinen üzere, ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada çoğunlukla konser ve etkinlik başına ödeme alan sektör genelinde büyük bir geçim sıkıntısı yaşanmaya başlandı” diyor. Uluslararası üne sahip ikiz kardeşler Güher ve Süher Pekinel, birbirini görmeden çalıyor. Kon serlerinde piyanolarını yan yana ve bir metre ara ile yerleştiren Pekinel kar deşler, klasik müziğin yanı sıra mo dern müzik repertuvarındaki eserleri de icra ediyor. Dünyanın en iyi piyano ikililerinden biri olarak ka bul edilen kardeşler, kısa süre önce koronavirüse ya kalandı. ÖZNUR Bu salgın hastalığı na OĞRAŞ ÇOLAK sıl atlattıklarını, neler ya şadıklarını, bu karanti na günlerini nasıl değerlendirdikleri ve müzik dünyasını nelerin beklediği ni konuştuk. n Koronavirüse maalesef siz de ya kalanmışsınız bu süreci anlatabilir misiniz? Neler yaşadınız, nasıl atlat tınız? Güher Pekinel: Ben rahatsızlığı çok hafif şekilde, soğuk algınlığı gibi atlat tım, tüm önlemlerimizi alıyor olmamı za ve maske kullanmamıza rağmen, anlamadığımız bir şekilde Süher virü sü kaptı. Süher Pekinel: Baş ağrısı, devam lı baş dönmesi ve yoğun halsizlik şikâyetlerim başlayınca hemen dokto rumla iletişime geçerek, hastaneye tet kikler için başvurdum ve ardından ev de tedavi için derhal kendimi izole et tim, odamı ve ihtiyacım olan eşyaları da 14 gün boyunca ayırarak evde kim seyle temasta olmadan bu dönemi at lattım. ‘İzolasyon önemli’ Güher Pekinel: Tedbirlere uymak, izolasyon kurallarını yerine getirmek ve sosyal mesafe hakikaten virüsün yayılmasının önüne geçilmesinde en önemli unsurlar. Süher Pekinel: Bağışıklık sisteminizi bu süreçte düzenli beslenme ve en az 9 saatlik uyku, vitamin ve egzersizlerle güçlendirmek, ayrıca pozitif düşünmek ve moralinizi yüksek tutmak olayın seyrini değiştiriyor. Tüm zorluklara rağmen, içimizde yaratıcı güçlere yönelerek güvenle paylaşılınabilecek ve insanlara yardımcı olabilecek en basitten en zora üretilebilecek her türlü diyalog araçlarının paylaşımını öneriyor ve temenni ediyorum. Bunların zamanla büyüyen kitlelere de ulaşması kapalı ortamdaki insanların dışarı dünya ile sıcak temasını tekrar birleştirecektir. Güher Pekinel: Dünyanın her yerinde bu rahatsızlığı hafif geçirmeyen, bizim kadar şanslı olmayan hastalara , bu hastalığı karşı savaşlarını cesaret Pekinel kardeşler, konserlerinde birbirlerini görmeden çalıyorlar. EVDE KAL MÜZİKLE KAL n Evde kalanlar için müzik önerileriniz? SP: Evde Kal Müzikle kal diyerek bizde yeri küçük yaşlardan itibaren her zaman özel olan Bach, doğumunun 250. yılı bu sene kutlanan, zamanının ötesinde hümanist müzisyen Beethoven ve Mozart’ın tüm eserlerini önerebiliriz. Tüm önemli plak şirketleri, bu günlerde özel oluşturulmuş çalma listeleri paylaşıyor, sosyal medyadan ta kip edilebilir. GP: Yeni nesilden takip etttiği miz, piyanistler arasında ; Daniil Trifonov, Yuja Wang, Lisa Batiashvili, JeanEfflam Bavouzet , viyolonistler Janine Jansen, Vilde Frang , Khatia Buniatishvili, bunun yanı sıra daima keyifle dinlediğimiz, Karajan, Haitink, Abbado, Barenboim ’n da kayıtlarını öneriyoruz. Geçtiğimiz günlerde müzik dünyası çok büyük bir kayıp yaşadı . 21. yüzyılın en önem li müzik insanlarından, herşeyden önce hümanist Penderecki hayatını kaybetti. Gençler , „The Exorcist“ „Shining“ film müziklerinin bestecisi dersek hemen kim olduğunu bileceklerdir. Kendisinin de senfoni ve koro eserlerinin, insana dair söylenmemiş ve keşfedilmemiş duyguları yansıtması yönünden dinlenmesini öneriyoruz. Sosyal medya hesaplarımızda ( @pekinels) eserleri ile ilgili detaylı paylaşım gerçekleştirdik. ve inançla sürdürmeleri için tüm olumlu düşüncülerimizi gönderiyoruz. Ülkemizde ve dünyada büyük bir fedakârlık ile çalışan tüm sağlık emekçilerine derin minnetle birlikte ve teşekkürlerimizi bu vesile ile iletmek ve düşüncelerimizin her koşulda onlara eşlik ettiğini ifade etmek isteriz. n Koronavirüsünün sanat sektörüne etkisi konusunda ne düşünüyorsunuz? Güher Pekinel (GP): Müzik özelinden başlarsak, virüs tedbirlerinden en çok etkilenen sektörlerden biri oldu. Tedbirler nedeni ile iptal edilen tüm etkinlikler dolayısı ile, müzisyenler çok zor durumda, bilinen üzere, ülkemizde olduğu gibi tüm dünyada çoğunlukla konser ve etkinlik başına ödeme alan sektör genelinde büyük bir geçim sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Özellikle bu konularla ilgili neler yapabiliriz düşüncesi ile Covid19 süreci ve sonrası için adımlarımızı planlıyoruz. Süher Pekinel (SP): İnsanlığın acılar ve yıkımlardan geçtiği süreçler, yaratıcılığı farklı bir seviyede etkileyerek, ifade gücünün en üst düzeyde temsil edimesini sağladığını, geriye dönüp baktığımızda tüm sanat disiplinlerinde görüyoruz. Böyle zamanlar, her şeyi tekrar sorgulatarak yeni bir yaratım sürecine evrildiği için, tüm müzisyen ve sanatçıların da bu doğrultuda tarihe iz bırakacak bir çok eser ve yorum sunacağına eminiz. Süher Pekinel: Kültür ve sanat bağlamında dünyada yaşanan en güncel gelişmelere istinaden araştırmacılar ve bilim adamları, normalleşme sürecinin ve etkinliklerin devamının 2021 yazından evvel gerçekleştirilemeyeceği bir tabloyu ortaya koyuyorlar. Güher Pekinel: Bu açıdan sanat ve kültürün müziği de içine alarak dinleyici ile buluşmasının dijital ortamda sağlanması için, yepyeni, farklı ve kaliteli platformlar oluşturulması gerekliliğine inanıyor ve bunun kaçınılmaz olacağını düşünüyoruz. n Gününüz nasıl geçiyor? SP: Maalesef tedbirler nedeni ile bir araya gelemiyoruz ve çalışmalarımızı evden yürütüyoruz. Öncelikle gündemi, belirttiğimiz üzere çok yakından, farklı yönleri ile takip etmeye çalışıyoruz. Evde kalıyoruz ve herkesten de bu kritik dönemde zorunlu olmadıkça evden çıkmamalarını rica ediyoruz. Belirttiğimiz gibi, sanat, müzik bizim için bir nefes alma şekli, bu nedenle günlük hayatımızın her zaman vazgeçilmez bir parçası. Ayrıca profesyonel anlamda, yeni repertuvarlar üzerine çalışıyoruz. Berlin Filarmoni, La Scala, Metropolitan Opera stream sayfalarını keyifle ta kip ediyor ayrıca zorunlu olarak kendimize vakit de ayırabildiğimiz bu dönemde, uzun süredir okumak istediğimiz kitaplara da yöneldik. ‘İçerikler paylaşıyoruz...’ GP: DSGM müzisyenleri ile WhatsApp, telefon, mail ile haberleşiyoruz. Yine Anadolu Orff Müzik Eğitimi eğitmenleri ve TEVİTÖL bölüm öğretmen ve öğrencileri ile de iletişimdeyiz. Dünyada sosyal medya paylaşımlarını sanat, kültür, politika, bilim, sağlık alanlarında takip ediyor ve bizler de takipçilerimiz için özenle oluşturulmuş içerikler paylaşıyor, sorularını yanıtlıyoruz. Takipçilerimiz için video kesitleri yayımlıyor, dünyada önemli stream konserlerini, çok önemli müzisyenlerin performanslarını da paylaşıyoruz. Diyalog herşeyde olduğu gibi sosyal medyada da çok önemli, bu sayede keşif ve en yüksek düzeyde paylaşım bu denge ile mümkün oluyor. Uzmanların da belirttiği gibi bu süreçte bağışıklık sistemini güçlendirmek çok önemli, evde ufak egzersizler yapıyoruz. Olağanüstü durumlarda pozitif düşünceyi önemsiyoruz. Bu nedenle müziğin bilimsel çalışmalar ile de kanıtlanmış, iyileştirici ve birleştirici gücünü her sosyal medya paylaşımımızda yineliyoruz. Türkiye’nin favorisi ‘Fantasia’ Disney’in yaptırdığı bir araştırmaya göre, Türkiye’de en çok izlenen animasyon filminin 1940 yapımı “Fantasia” olduğu ortaya çıktı. Koronavirüs salgını sonrası evlerinde kalan insanların en çok konuştuğu konuların başında dijital platformlarda izlenecek dizi ve filmler geliyor. Kendisine ait Disney+ isimli bir platformu olan Disney de Avrupa ülkeleri arasında en çok izlenen nostaljik animasyon filmlerinin bir listesini yayımladı. Disney+ platformunda yer alan filmlere göre oluşturulan listede, “Fantasia” haricinde “Dumbo” (1941), “Sindirella” (1950), “Peter Pan” (1953), “Aladdin” (1992), “Aslan Kral” (1994) ve “Tarzan” (199) bulunuyor. Araştırmaya göre, Avrupa ülkeleri arasında en popüler nostaljik Disney animasyonu “Aladdin” oldu. Film, Almanya, Fransa, İtalya, Belçika başta olmak üzere 14 ülkenin favorisi. Aladdin’i, Birleşik Krallık ve Hollanda gibi ülkelerin en çok izlediği film olan “Aslan Kral” takip ediyor. Üçüncü sırada ise 1991 yapımı olan “Güzel ve Çirkin / Beauty and the Beast” yer alıyor. Film, Araştırmaya göre, Avrupa ülkeleri arasında en popüler nostaljik Disney animasyonu “Aladdin” oldu. yıllar içinde 7 ülkede en sevilen Disney animasyonu haline gelmiş. Türklerin favorisi “Fantasia”, Walt Disney’in yapımcılığıyla ortaya çıkan bir müzikal animasyon. Başrolde ise sevilen karakter Mickey Mouse’un maceralarını izliyoruz. Film, Philadelphia Orkestrası’nın ve şefinin imza attığı klasik müzik eserleriyle dikkat çekiyor. İkinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte kâr edemeyen film, yine de Walt Disney’in klasikleri arasında yerini aldı. Filmin devamı ancak 2000 yılında “Fantasia 2000” ismiyle çekilebildi. Not: Disney+ dijital platformu henüz Türkiye’den kullanılamıyor. Ancak Walt Disney’in bu başyapıtının tamamı YouTube’da yer alıyor (https://www.youtube.com/watch?v=r7gLlIv4ito. Peter Sellers belgeseli geliyor İngiliz komedyen ve aktör Richard Henry Sellers’ın hayatı belgesel oluyor. Efsanevi komedyen Sellers’ın hayatı daha önce “Trump’s First 100 Days” ve “The Rise and Fall of Tony Blair”i filmlerini çeken yapım şirketi Brook Lapping tarafından hayata geçirilecek. BBC Arts tarafından yapılacak olan belgeselin 75 dakika olması planlanıyor. “Peter Sellers: A State Of Comic Ecstasy” adını taşıyan belgesel komedyenin yeteneğini, kişisel hayatının çok sayıda evlilikten, kronik sağlık sorunlarına kadar olan sonsuz karmaşıklıklarını seyirciye sunacak. Duru Ercoşkun konseri yarın online Koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri de yapılamıyor. Bayramda konser verecek olan 12 yaşındaki ödüllü piyanist Duru Ercoşkun’un konseri de iptal olan konserler arasında. Ancak Ercoşkun, Instagram hesabından yaptığı duyuruyla konserini Instagram hesabı (@duruercoskun) üzerinden vereceğini açıkladı. Genç piyanist yarın saat 16.00’da canlı yayında olacağını belirtti. Borusan’dan çocuklara... Borusan Holding, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 100. Yılının evlerde kutlanacağı bu hafta, çocuklar için birçok etkinlik hazırladı. Bilim, kültür ve sanat dolu özel etkinlikler, canlı yayınlar, Borusan Holding YouTube ve Instagram kanalları üzerinden takip edilebilecek. Bu kapsamda, Young Guru Academy’nin farklı yaş gruplarına özel düzenlediği bilim atölyeleri çocuklarla buluşuyor. Dün başlayan etkinliklerde bugün 13.3015.30 saatleri arasında, 57 yaş aralığındaki çocuklar için sürdürülebilir kalkınma hedefleri, karbondioksit deneyleri, yağ ve su deneyi, su arıtma deneyi gibi pek çok keşif etkinliğini içeren bir bilim atölyesi düzenleniyor. 23 Nisan Perşembe günü, Borusan Contemporary ve DC Art işbirliğinde, DC Art’ın kurucusu ve İstanbul Çocuk ve Gençlik Bienali Direktörü Gazi Selçuk, Borusan Instagram hesabından yapılacak canlı yayında çocuklar için çok renkli bir sanat atölyesi yapıyor. “Mutluluğun Portreleri” başlıklı çalışma 14.00’te başlayacak. 16.00’da ise bu kez Borusan Quartet üyesi viyola sanatçısı Efdal Altun, klasik müzik dinletisi sunacak. Ayrıca 24 Nisan Cuma, 13.3015.30 saatleri arasında, 89 yaş aralığındaki çocuklar için canlı yayında teknoloji odaklı bir atölye gerçekleştirilecek. Piyanist Ayşe Deniz Gökçin, 23 Nisan için çocukları şarkı söylemeye çağırıyor Franz Liszt sitilinde kaydettiği “Pink Floyd Lisztified” performansıyla dünyaca tanına piyanist Ayşe Deniz Gökçin, 23 Nisan’ı şarkı söyleyerek kutlamak için karaoke tarzı bir videoyla piyano eşliği kaydetti ve çocuklara üzerine söylemeleri için çağrıda bulundu. Sosyal medya hesabından “Merhaba çocuklar! Haydut ve ben, Kalp Kalbe 23 Nisan Projesi için sizlere özel sayfa açtık! @kalpkalbe23nisan hesabını takip edip, yeni yaptığınız videoları, müzik eşliğinde oraya yollayabilirsiniz! Detaylar o hesabın sayfasında! Kendi hesaplarınıza videoları koyarken #kalpkalbe23nisan yazmayı da unutmayın! Videolarınızı ben hikâyemde paylaşmaya devam edeceğim ama asıl videolar sonsuza dek o hesapta duracaklar! 23 Nisan Kutlu Olsun!” dedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear