23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 5 21 NİSAN 2020 SALI Kamu Görevlileri Etik Kurulu’ndan RTÜK Başkanı lehine garip ‘gerekçeli’ karar ‘İdare ne derse o!’ Medyayakıskaç! Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in Basın İlan Kurumu ve TÜRKSAT yönetiminde de görev almasının yasa ve etik dışı olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruyu reddederken sadece “RTÜK hukuk müşavirlerinin beyanına dayandığı” ortaya çıktı. Başvuruda bulunan eski RTÜK üyesi Faruk Bildirici “tarafsızlık” gerekçesiyle karara itiraz edince, idareden “Kamu idarelerinde idarenin beyanı gerçek ve doğru kabul edilir” yanıtı geldi. Bildirici, RTÜK’te üye olduğu sırada Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi de olan Köksal Toptan’ın başkanlığındaki Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na başvurarak, RTÜK Başkanı Şahin’in Basın İlan Kurumu ve TÜRKSAT yönetiminde görev almasının RTÜK yasası, 375 sayılı KHK ile Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliği’ne aykırı olduğunu belirtmişti. Etik Kurul, Bildirici’nin bu başvurusunu reddetmişti. Kurul kararında, Bildirici’nin başvurusu ile ÇİÇEK: BTK PAZAR GÜNÜ KARAR VERDİ 18 siteye daha erişim engeli Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), aralarında Independent Türkçe’nin de bulunduğu İngiltere, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli 18 internet sitesine gece yarısı erişimin engellenmesine karar verdi. Olayın yayın çizgisinden kaynaklanmadığını söyleyen Independent Türkçe Genel Yayın Yönetmeni Nevzat Çi çek, “Haksız bir kararla karşı karşıyayız. Bu kararın Suudi Arabistan’ın Anadolu Ajansı ve TRT Arapça başta olmak üzere erişimi engelleme kararına karşı alındığı ifade ediliyor. Önce pazar günü olmasına rağmen BTK tarafından idari karar alındı, bu karar daha sonra mahkeme kararı haline getirildi. Bize tebliğ edilmiş herhangi bir karar yok” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi ilgili olarak RTÜK ve TÜRKSAT hukuk müşavirlerinden bilgi alındığı, ondan sonra karar verildiği ortaya çıktı. Bunun üzerine Bildirici, Etik Kurul kararının iptali istemiyle idare mahkemesine dava açtı. Bildirici dava dilekçesinde Etik Kurul’un “araştırma yapmak yerine şikâyet edilen RTÜK ve TÜRKSAT hukuk müşavirlerinin verdiği bilgiye dayanarak karar alınmasının tarafsız ve ba ğımsız karar verilmediğinin kanıtı olduğu”nu kaydetti. Davayı görüşen Ankara 3. İdare Mahkemesi, davada Etik Kurulu’nu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın temsil edeceğine karar verdi. Aile Bakanlığı, 6 Mart’ta mahkemeye gönderdiği yanıt metninde, Bildirici’nin dava dilekçesine karşı şu savunmayı yaptı: “Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun araştırma yapmadan sa dece şikâyet edilen idarenin yazı ve açıklamalarına bağlı kaldığı iddia edilmiş ise de bilindiği üzere tüm kamu idarelerinde idarenin beyanı gerçek ve doğru kabul edilir.” ‘Tek yanlı karar’ Bildirici, idarenin bu savunmasına karşı 14 Nisan’da mahkemeye verdiği dilekçede “Bu açıklama, adında etik geçen bir idare için yüz kızartıcıdır ve Etik Kurulu’nun hiçbir işlevi, anlamı ya da önemi olmadığını gösterecek niteliktedir. Bu ifade ‘Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun idarenin verdiği eksik ve yanlış bilgilere dayalı tek yanlı karar verdiğinin’ itirafı niteliğindedir. Böyle bir cümlenin hukuki bir metne yazılabilmiş olması tam bir garabettir” ifadelerini kullandı. 3. İdare Mahkemesi, iki tarafın görüşlerini almayı tamamladığı için önümüzdeki günlerde dosyayı esastan görüşecek. Gerek duyması halinde karar vermeden önce taraflardan yeni belgeler isteyebilecek. l ANKARA / Cumhuriyet GAZETECİLERİN AVUKATLARI: Hukuksuzluk nedeniyle beklentimiz kalmadı OdaTV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile Sorumlu Haber Müdürü ve gazetemiz yazarı Barış Terkoğlu’nun avukatları dün yazılı bir açıklama yaparak soruşturma makamlarının tarafsızlığını kaybettiğini bu saatten sonra ise soruşturma makamlarından iddianamenin hazırlanması dışında hiçbir beklentilerinin kalmadığını açıkladılar. İddianame bekleniyor Avukatlar Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın ve Serkan Günel imzalı açıklamada tahliyeye ilişkin yaptıkları başvuruların gerekçesiz bir şekilde reddedildiği vurgulanarak özetle şu ifadeler yer aldı: “Bu hukuksuz sürecin bir başka yansıması ise TBMM’deki infaz kanunu görüşmeleri sırasında ‘kişiye özel’ düzenleme yapılarak tutuklu gazetecilerin kapsam dışı bırakılmak istenmesi olmuştur. Bu durum tutuklu gazetecilerin sistematik şekilde hedef alındığını ve özgürlüklerinin kısıtlanmak istendiğini göstermektedir. Bu sebeple tarafsızlıklarını kaybeden soruşturma makamlarından iddianamenin hazırlanması dışında bir beklentimiz kalmadığını bundan sonra hiçbir talepte bulunmayacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz. Üstünlerin hukukundan, güçlü ve adil hukuk düzenine geçilmesi ümidimizin gerçekleşmesi dileğiyle.” l İSTANBUL / Cumhuriyet TREN GARI KATLİAMI HABERİ Öztrak, haberlerimize açılan soruşturmalara ilişkin “Haberler yalan değil bu neyin soruşturması” dedi. ! Cumhuriyet hedefte CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Cumhuriyet’in yaptığı haberler nedeniyle hedefte olduğunu belirterek, “Saray’ın atadıkları da Saray’ın izinden gidiyor” dedi. Öztrak’ın CHP MYK toplantısı sürerken yaptığı açıklamalar şöyle: n Cesaret verdi: Türkiye’nin Salda Gölü’ne sahip çıkma mücadelesiyle tanıdığı, Yeşilova Belediye Başkanımız Mümtaz Şenel ve kıymetli eşi Fatma Şenel dün gece evlerinde silahlı saldırıya uğradı. Saldırıyı lanetliyoruz. Biliyorsunuz bir süredir Saray hükümeti belediye başkanlarımız üzerinde acımasız bir ötekileştirme kampanyası uyguluyor. Bu tutum bazı it kopuklara da cesaret veriyor. Olayın peşini bırakmayacağız. Süreci takip edeceğiz. n Belediyelerle uğraşıyor: Saray virüsle değil, CHP’li belediyelerin verdiği hizmetlerle mücadele ediyor. Ankara ve İstanbul Büyükşehir belediye başkanlarımıza yardım kampanyaları nedeniyle hukuksuz soruşturma açılması, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin bedava ekmek dağıtmasının yasaklanması ve Adana Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı sahra hastanesinin yerinin mühürlenme girişimi, Saray’ın derdinin millet olmadığını gösteriyor. n Bu neyin davası: Cumhuriyet gazetesi hedefte. Damat Bakan’ın, Kanal İstanbul güzergâhında arsa aldığı haberini yapan muhabire dava açılıyor. Haber yalan mı? Değil. Kanal İstanbul güzergâhında arsa aldığını Bakan’ın avukatı da doğrulamış. Peki, bu neyin davası? Saray’ın iletişim sorumlusu, Vakıflar Ge nel Müdürlüğü’nden Boğaz’a nazır Hazine arazisini kiralıyor. Tabii ki, haber oluyor. Habere terör soruşturması açılıyor. Sonra da yayın yasağı getiriliyor. 80 yaşında bir dede, sosyal medyadan yapılan paylaşımı beğendiği için, cumhurbaşkanına hakaretten ifadeye götürülüyor. Saray’ın atadıkları da Saray’ın izinden gidiyor. n İade edilmeli: Milletvekili Ümit Özdağ’ın, TBMM kürsüsünde yaptığı konuşma için fezleke hazırlanması kabul edilemez. Savcının fezleke düzenlemesi, anayasamızın açık ihlalidir. Meclis Başkanı’nın bu fezlekeyi işleme koymadan iade etmesi gerekir. n Başkana yakışmadı: TBMM Başkanı 23 Nisan’da, TBMM’de yapılacak özel oturuma Cumhurbaşkanı’nın katılmayacağını söyleyerek, diğer parti liderlerine de katılmamalarını önerdi. Bu öneri Gazi Meclisimizin başkanına yakışmamıştır. İnfaz Yasası, YÖK Yasası ve diğer yasaların çıkarılması için sosyal mesafe tedbirlerine uyularak toplanan Meclis, elbette kuruluşunun 100. yılında da toplanmalıdır. Genel Başkanımız 23 Nisan’da Meclis’te olacak, Meclis’in kürsüsünden milletimize seslenecektir. MYK tam kadro izleyecek Öte yandan CHP MYK üyelerinin tamamının 23 Nisan özel oturumuna katılmak için TBMM’de hazır bulunması kararlaştırıldı. Özel oturum için CHP Grup Yönetimi tarafından Ankara ve yakın illerdeki vekillerin katılımı için çalışma yapılacağı ifade edildi. l ANKARA / Cumhuriyet Müşteki şikâyet etmiş Ankara Tren Garı katliamından 11 gün önce iki IŞİD’linin Gaziantep’in Nizip ilçesindeki bir gübre bayisinden patlayıcının etkisini artırmak için amonyum nitrat almaya çalışmasının Emniyet tarafından bilindiğini ve buna ilişkin tutanakların yer aldığı dosyanın savcılık tarafından saklandığını yazan muhabirimiz Alican Uludağ ve Sorumlu Yazıişleri Müdürümüz Olcay Büyüktaş Akça hakkında açılan davanın basında yer almasının ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada gazetemiz, BirGün gazetesi ve Tele1 televizyonun; Uludağ ve Akçay’a açılan davaya ilişkin dezenformasyon amaçlı yayınlar yaptığı öne sürüldü. Başsavcılığın yazılı açıklamasında soruşturmanın müşteki şikâyeti üzerine başlatıldığı iddia edilerek şu ifadeler yer aldı: “Haberde, ihbarcının işyeri adresi ile birlikte kimlik bilgilerinin 3713 sayılı kanunun 14. maddesine aykırı olarak deşifre edildiği gerekçesiyle müştekinin şikayeti üzerine soruşturma ve sorumlular hakkında kamu davası açılmıştır.” l İSTANBUL / Cumhuriyet MUHABİRİMİZE DESTEK ‘Basın özgürlüğüne saldırıyorlar’ Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergâhında arazi aldığını ortaya çıkaran gazetemiz muhabiri Hazal Ocak hakkında 1 yıldan 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmasına tepkiler sürüyor. Ekoloji Birliğ yaptığı yazılı açıklamada “Hazal Ocak sesimizdir. Sesimize sahip çıkıyoruz. Soruşturma açılmasını basın özgürlüğüne bir saldırı olarak kabul ediyoruz” dedi. Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi de tüm yurttaşlara “Bu yıkım ve rant projesiyle ilgili doğruları yazdığı için yargılanan Ocak’ın yanında yer alma” çağrısı yaptı. l İSTANBUL / Cumhuriyet Erdoğan’ın medyayı virüse benzetmesinin ardından mesaj ilgili yerlere virüsten daha hızlı ulaştı. Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), aslında Recep Tayyip Üst Kurulu olarak da yorumlayabilecek bir “anlayış” içinde. Anında mesajı aldı; Tele1, FOKS TV, Halk TV’ye ceza yağdırdı. Kurulun önünde bir yıldır bekleyen dosyalar varken, daha birinci haftasını doldurmamış olanlar öne çekildi. Elbet tahmin etmesi zor değil; ele alınan dosyalar Erdoğan’ı ve AKP’nin icraatını eleştiren bağımsız yayın organlarının, ötelenenler ise yandaş yayın organlarının muhalefete hakaretleri... “Bunda hakaret yok” diyemeyecekleri için dosyayı gündeme almıyorlar! Tele1’e 20 günde ikinci kez ceza veriliyor. FOKS’a verilen ceza maddesi ise kanalın üzerinde Demokles’in kılıcı gibi duracak cinsten. Zira ceza “halkı kin ve nefrete sürüklemek” diye başladı mı, aynı suçtan bir yıl içinde iki kez daha ceza aldığında lisans iptal ediyor. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, cezalara tepki gelince, “gözümüz üzerinizde” deyip gözdağı vermeye devam etti. RTÜK’ün verdiği yayın durdurma cezalarının yanında para cezası da var. Bu, “suçun” işlendiği ayın reklam geliriyle oranlanıyor. Yüzde 23 gibi. Eğer kanal o ay hiç reklam almamışsa en az 24 bin lira ödemek durumunda. Radyo televizyon yayınlarının özgürce halka ulaşmasından sorumlu RTÜK, tam bir iktidar sopası gibi, sansür kurulu gibi hareket ediyor. Bu cezaların pek çoğu mahkemeden dönüyor ama infaz gerçekleştikten sonra! HHH RTÜK gibi, yazılı yayın organlarının üzerinde, en hafif anlatımla “gözdağı” verme işlevi gören bir kurum daha var: Basın İlan Kurumu (BİK). Kamu kurumlarının ilanlarını gazetelere dağıtmaktan sorumlu bu kurum “ilan verme yasağı” getirme hakkına sahip. Bir gazetedeki haberi beğenmedi. Diyor ki: “Haber gerçekleri yansıtmıyor. O yüzden 10 gün ilan vermeme cezasına çarptırdım.” Bir haberle ilgili bu tür kararlar verme hakkı, ilan veren kurumun değil, yargınındır. BİK kendisini mahkeme yerine de koyuyor, RTÜK gibi! Zaten RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin BİK’te de görevli! Örneğin arkadaşımız Işık Kansu’nun Ankara’da girişimcilikte Level atlayan kurumla ilgili haberinin tekzibi için mahkemeye başvuruldu. Mahkeme bu haberde tekzibe gerek yok dedi. Ama BİK, “ben bu haberin unsurlarını eksik buldum, 10 gün ilan cezası veriyorum” dedi. BİK’in ilan cezası Cumhuriyet’in yanı sıra BirGün, Evrensel başta olmak üzere, iktidardan bağımsız yayın organlarının tepesinde. Anadolu basınını ise bu yolla istedikleri gibi biçimlendirmek üzere keyfi adımlar attılar. Örneğin şöyle bir “talimat” bile BİK’in görev alanına girdi: “Falanca kentteki şu yayın organı ile şu birleşsin, tek gazete olsun!” Medyaya kıskacın geçen haftanın payına düşen bir başka boyutu da hâlâ tartışılmakta olan af yasası. Sabaha karşı 03.00 sıralarında yapılan bir değişiklikle gazetecilerin yasadan yararlanmamasını istemek, bu iktidarın siciline yazılmıştır. Aynı yasaya bir madde daha ekleyip sosyal medyaya çekidüzen vermek istediler, şimdilik vazgeçtiler! HHH Siyasi tarihin değişmeyen sayfalarından biridir: sorunları çözmekte zorlanan iktidar, bunun halka yansımasını önlemek için her şeyi yapar! Gazetecilikten “terör faaliyeti” üretme alışkanlığı da bu bağlamda devam ediyor. Son olarak, Cumhuriyet’in İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin imara aykırı bir yapıyı yıkmasını haber yapmasından üretilen terör suçu da basın tarihine geçecek güzellikte! Aslında arkadaşımız Hazal Ocak, kaçak bir yapının yıkılmasını haber yaparken “yıkıcı” bir faaliyette de bulunmuş oluyor! Ankara’da aldığımız hava, iktidarın bağımsız medyanın üzerine daha sert gitmek istediği yönünde. AKP MHP iktidarı şu paradoksa girdi: Güçsüzleştikçe sertleşiyor, sertleştikçe güçsüzleşiyor! ‘Ölümle burun burunalar’ İstanbul Tabip Odası, İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası İstanbul şubelerinden oluşan Açlık Grevlerini İzleme Heyeti, ölüm orucundaki Mustafa Koçak, Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek, avukat Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın durumlarına dikkat çekti. İHD Şube Başkanı Gülseren Yoleri, Helin Bölek’in ölümünü anımsatarak, diğer eylemcilerin de ölümle burun buruna olduklarını vurgulayarak duyarlılık çağrısında bulundu. l İSTANBUL ‘YARDIMLARA ENGEL’E TEPKİ Akşener: Beka değil zekâ sorunu var İYİ Parti Genel Başkanı Merak Akşener, Millet İttifakı belediyelerine yapılan bağışların engellenmesine ilişkin “Belediyelerin hukuki olarak bağış almaları haktır. İstanbul ve Ankara travmasını Sayın Erdoğan’ın atlatamadığı görülüyor. Salgında dahi düşmanlık dili kullanılıyor. Türkiye’nin beka sorunu var mı bilmiyorum ama yöneticilerin zeka sorunu olduğuna inanıyorum” dedi. Anıtkabir programı Televizyon programında açıklamada bulunan Akşener, 23 Nisan’dan itibaren ilan edilen 4 günlük sokağa çıkma yasağına değinerek “23 Nisan Meclisimizin 100. yıldönümü. 23 Nisan’da eskiden Anıtkabir’e gidilirdi ve bildiğim kadarıyla hâlâ program var. Katılmayı çok isterim” diye konuştu. l ANKARA HDP EŞ GENEL BAŞKANI BULDAN: İktidar salgında bile rant peşinde koşuyor HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, dün partisinin sosyal medya hesaplarından gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koronavirüs salgını ve alınan tedbirlere ilişkin iktidarı eleştiren Buldan, “Kendi koltuklarını koruyan, salgın krizini fırsata çeviren, emekçiyi virüse rağmen çalışmaya mecbur eden bir iktidar var karşımızda. Krizi fırsat bilip imar rantına devam ettiler. Yanlış sokağa çıkma kararı ile virüsü yaygınlaştırdılar. Halka doğru dürüst maske bile dağıtamadılar ve halk ile alay ettiler. Bu iktidara ve aldığı önlemlere hiç kimse güvenmesin. Demokrasiden, barıştan, emekten, adaletten ve bir arada yaşamdan yana olan herkes bu süreçte birlik olmak, mücadele ve dayanışma ağı kurmak zorundadır” dedi. l İç Politika HDP’LI BELEDIYEYE SALDIRI Kars Belediyesi’ne baskın yaptılar Kars’ta belediyeye yönelik tehditler fiili saldırıya dönüştü. Belediyeye gelerek Kars Belediye Eşbaşkanı HDP’li Ayhan Bilgen’i soran üç kişi, güvenlik noktasındaki ofis masasını dağıttı. Yeni Yaşam gazetesinde yer alan habere göre cumartesi akşamı gerçekleşen saldırıyı gasp suçundan sabıkası bulunan Z.B., cinayet ve gasp suçundan sabıkası bulunan F.E. ile uyuşturucudan sabıkası olduğu belirtilen bir kişi gerçekleştirdi. Bilgen, saldırıya ilişkin “Açıkça telefon mesajlarımızı, sosyal medyadaki mesajları ilgili yerlere ilettiğimiz halde herhangi bir tedbir alınmadığı için bu artık baskın aşamasına geldi” dedi. Bilgen, saldırganların sabıkalarına ve yeni çıkan infaz yasasına da dikkat çekti. l Haber Merkezi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear