22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 13 NİSAN 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: FİGEN ATALAY TASARIM: EMİNE BİLGET EĞİTİM Ayrıntılar Covid ne zaman bitecek? Modern şehir yaşamının alışılan döngüsü kırılınca ne yapacağımızı bilemedi insanlar; cuma akşamı “sokağa çıkma yasağı” ilanıyla bıraktılar kendilerini sokağa. Kimi kola, çikolata, çekirdek, alkollü içecek raflarına yöneldi önce; büyük kesim makarna, bakliyat, ekmek stoklamaya çalıştı. Hepi topu iki günden söz ediyoruz. İnsan aç susuz iki gün geçirir elbette. Mesele bu değil. Açığa çıkan hangi duygular, dürtülerdi ona bakmak gerek. HHH Yandaş basın, bu görüntüler üzerinden laik, modern AKP muhalifi kesimi ağır eleştirdi, gırgır geçti. İlk bakışta haklı gibi görünen değerlendirmeler, öyle miydi gerçekten? Esası gölgelemiyor muydu? Şehirli orta sınıfın pek övgüye değer olmayan alışkanlıkları üstüne kalem oynatmak iyi olur, başka yazı konusu ama. Bu kesim siyasal İslamcı iktidara hiçbir koşulda güvenmemektedir, böylesi bir kriz sürecini nasıl yöneteceğini, ne kadar süreye yayacağını da bilememektedir. Nitekim haksız da çıkmadılar. O gece kendiliğinden “sürü bağışıklığı” uygulamasına geçildi. Bilinçli değilse de bu tercih, sonuç buraya vardı. Diyeceğim; dünyanın diğer ülkelerinden farklı, bize özgü siyasal sorunlar iyice gösterdi kendini. HHH Bu salgını yenmenin tek etkili yöntemi “karantina” uygulamasıdır. Hangi bilim insanı ile konuşsak, hemfikir. Bunu sağlamak siyasal iradeyle olabilir ancak; kaldı ki, “sokağa çıkma yasağı” da “karantina” anlamına gelmiyor. Yasağa karşın komşu ziyaretleri yapan, ortak alanlarda mangala çıkan insanları nasıl engelleyeceksiniz? Toplumsal bilinç, kamuoyu oluşturmak önemliydi. AKP, bilime uygun davranmayı tahrip etti. Yandaş hekimler yaratmaya dek vardırdılar işi. Hal böyle olunca, kitle iletişim araçlarına iktidarın borazanları egemen oldu. Bilim insanı hakikati ortaya koymakla yükümlüdür, gördüğümüz örnekler, tersi yol izleyip etrafında dolaştılar. HHH Bilim Kurulu toplantılarında ne konuşuldu, hangi kararlar alındı, önerildi bilmiyoruz. Kurul, kendi sözcüsünü seçip, toplumu bilgilendirme yoluna gitmeliydi. Siyasal, iktisadi kaygılar bilimin sorumluluğunda değildir. Kimi kurul üyelerinin istifayı düşündüğü söyleniyor. Süreci gören bilimciler, doğal olarak rahatsız. Covid benzeri virüslerin yaşamın doğal parçası olacağı sır değil. Yıllar önceden gereken uyarıları yapan bilimcileri “kâhin” gibi algılıyor toplum. Her konuda komplo teorileri üretiliyor. Oysa ne Covid, ne de diğer virüsler sır. Siyasal irade sahipleri zamanında gereken ilgiyi gösterseydi, kimse ölmeden salgın aşılacaktı. Yazık ki dünyayı Boris gibiler yönetiyor. Meseleyi yoğun bakıma düşmeden kavrayacak insanlar gerek hepimize! (Bu arada deprem sorunu da unutulmamalı. Bağırıyor bilimciler “kapıda” diye. Büyük deprem olunca da şaşıracak mıyız?) HHH Son yazımın ardından “umutsuzluk, karamsarlık”la eleştirenler oldu beni. Doğrudur, geleceğe dair iyimser değilim, bu demek değil ki direnmeyi, savaşımı bırakacağım. Kimin sözü bilmiyorum: “Yetkililer beceriksiz, becerisi olanlar yetkisiz” diyordu. Bunu daha ileri götürerek söyleyeyim: Saray çevresi, CHP belediyeleri başarılı sayılmasın diye, düşmanca tutum takınıyor. Yani? İnsanların sağlığı hiçe sayılıyor, ne pahasına? Bunun sebebinin de doğru siyasal kavga verilmemesinden kaynaklı olduğunu yazmalıyım. Tam da herkes bugün nasıl bir dünya düşlediğini açıkça ortaya koymalı. Hamasi söylevler, sağcı popülist siyasetle bir yere varılamaz. İşte sınav: Neoliberal dünyanın bireyci, piyasacı sağlık siyasetini mi uygulayacaksınız, yoksa “kamucu sağlık” anlayışında mı olacaksınız? Çıkın söyleyin: “Eğitim, sağlık haktır, ücretsiz olacaktır” deyin. Bir kez solumsu cümle edin de, biz de hak verelim! HHH “Covid 19 salgını ne zaman biter” sorusunu evde tutsak insan sorabilir. Oysa bilimciler bunun bitmeyeceğini biliyor. İnsanlık düşünsel, iktisadi birikimini bilim için kullansa bu türden açmaza düşmeyecekti. Mesele ciddidir, tercihlerle ilgilidir, sorunu “kader” gibi algılamak ahmaklıktır. Elbette acil, güncel olan sorunları aşmak için elden gelen hızla yapılmalıdır. Ancak geleceği tasarlamak tam da bugünün işidir. Biri çıkıp tüm sorunları Diyanet ile çözmeye kalkıyor, esas soru, sen ne yapıyorsun? Doç. Dr. Önder Ersan’dan açıklama: Rahatsızlanan doktor derhal evine gönderildi Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi klinik şefi Doç. Dr. Önder Ersan, gazetemizde 11 Nisan’da yayımlanan “Hastanede büyük skandal” başlıklı haberle ilgili açıklama yaptı. Haberde yer alan “İtalya’dan gelen ve karantinaya alınan annesiyle birlikte yaşayan asistan doktor Kürşat Demir’in, koronavirüs belirtileri göstermesine karşın Ersan tarafından çalıştırılmaya devam ettirildiği ve Demir’in testi pozitif çıkarken, en az 7 doktora da hastalık bulaştırıldığı” bilgilerine yer verilmişti. Dr. Ersan, Demir’i, 16 Mart sabahı rahatsızlığıyla ilgili kendisine bilgi verir vermez “bulaşıcı hastalıklar polikliniğine gönderdiğini” belirterek “Demir’e karantina uygulanmasına gerek bulunmadığı bildirilmiştir. Buna karşın, evine yollanmıştır. Demir’in rahatsızlığı ile ilgili her türlü tedbir tarafımca alınmıştır. Demir’in annesinde hastalık saptanmamıştır. Hastalık muhtemelen tedavi ettiğimiz hastadan bizlere bulaşmıştır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Yoksul çocuk Uzaktan eğitimden en olumsuz etkilenen dar gelirli ailelerin çocukları oluyor. Eğitimİş Genel Başkanı Yıldırım, yüksek oranda Ayrıntılar Ayrıntılar öğrencinin EBA’yı takipte sıkıntı yaşadığını söyledi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üze hep kaybeden rinden başlattığı “Uzaktan Eğitim’’ sürecinde üç hafta bitti. Dezavantajlı gruplar bu eğitime erişimde ve yararlanmada sorunlar yaşıyor. Eğitimİş Sendikası Genel Başkanı Orhan Yıldırım, “Ülkemizin dar gelirli halkının dezavantajlı çocukları bu süreçten yine en çok olumsuz etkile Eğitim Reformu Girişimi, ailesine yardım etmek için çalışmak zorunda olan, risk grubunda bulunan çocukların eğitimde tutulmasına öncelik verilmesini önerdi. nenler olmuştur. MEB ve Hükümet, yoksul insanlarımızın çocuklarının eğitimde ‘hep kaybeden’ olmasını önlemelidir’’ dedi. Yıldırım, uzaktan eğitim sürecini şöyle de ğerlendirdi, “Uzaktan eğitim sürecini stan dart bir şekilde sürdürmek için belli koşul lar gerekmektedir. Bunlar şöyle: 1 MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI MEB teknolojik altyapı yı oluşturması, süreci iyi yönetecek sadece bu ko nuda uzmanlaşmış ve ye tişmiş bürokratik kadrosu ile ders aktarımı izleme si, sürdürmesi konusun da yeterli hizmetiçi eğitim almış öğretmen kadrosu nun da bulunması gerekmektedir. Orhan Yıldırım n MEB’in EBA oluşturma süreci çok öncelere dayandığı için ufak ekle me çıkarmalar ile EBA üzerinden ders aktarı mı kısmen hazırdı. n Ancak EBA’nın 18 milyon öğrenciye ke sintisiz erişimi konusunda ne yazık ki MEB başarısız olmuştur. Bakan öğrencilerin yüz de 20’sinin, uzaktan eğitim ve EBA konusun da erişim sıkıntısı olduğunu ifade etmiştir ki bu oran tespitimize göre çok daha yüksektir. n Bakanlıkta bu konuda bürokratik kadro yeterince hazır olmadığı için de yaşanan ak saklıklar konusunda hızlı ve acil çözüm üret mede yetersiz kalınmıştır . n Her dersin EBA üzerinden aktarımın da kullanılacak olan ders anlatımı konusun da önceden hazırlıksız olunduğu da çok açık tır. MEB’de bu konuda alanında çok iyi öğ retmenler olmasına rağmen ne yazık ki di ğer alanlarda olduğu gibi liyakata değil, si yasi hatta Ensar gibi sakıncalı yapılardan öğ retmenler kullanılmıştır.. 2 EVDE HAZIR BULUNMA HALİ Uzaktan eğitimin amacına ulaşabilmesi için ev ortamının teknik, teknolojik ve ortam olarak uygun olması esastır. n Ev internet çekim alanı içinde mi? n İnternet varsa kapasitesi yeterli mi? n Sabit ya da taşınabilir bilgisayarlaptop mevcut mu? n Evde öğrencinin rahatça ders izlemede kullanabilece ği TV var mı? n Evde kaç öğrenci var? n Evdeki her öğrencinin kendi bilgisayarı ve ayrı televizyon var mı? n Her öğrencinin ayrı odada izleyebileceği ortam mevcut mu? Bu soruların büyük çoğunluğunun cevabı, 18 milyon öğrencinin çok büyük bölümü için olumsuzdur. 3 AİLENİN UZAKTAN EĞİTİMDEKİ HAZIR BULUNMA DURUMU n Ortalama ebeveyn eğitim seviyesi orta son düzeyindedir. n Özellikle devlet okullarında çocuklarını okutan ailelerin genelini dar gelirliler oluşturmaktadır. n Muhtemeldir ki bu ebeveynlerin birçoğu internet ve her yıl gelişen bilgisayar teknolojisinden uzaktırlar . n Yaşam kavgası içinde emekleri üzerinden hayata tutunmaya çalışan aileler salgın zamanında bile çalışmaya devam etmektedirler. Evde yalnız kalan çocuklarının uzaktan eğitimini hem evde olmadıklarından hem de eğitim tecrübe eksikliğinden dolayı MEB’in öngördüğü şekilde yapabilmelerine olanak yoktur. ? Çalışan çocuklar nasıl erişecek Eğitim Reformu Girişimi’nin, Öğretmen Ağı işbirliğiyle hazırladığı “Arka Plan” başlıklı eğitim bülteninde dezavantajlı grupların uzaktan eğitime erişim durumları değerlendirildi. Bu çocuklara ilişkin öneriler şöyle: “Çalışan çocuklar örgün eğitime erişimde dezavantajlı gruplardan birini oluşturuyor. Türkiye’de 617 yaş grubundaki 743 bin 932 çocuk eğitimin dışında. Çocukların çalışma neden leri arasında ilk sırada ‘hane halkının ekonomik faaliyetine yardımcı olmak’ var. Örgün eğitime erişemeyen çocukların uzaktan eğitime erişiminin sağlanması, bu dönemde üzerinde durulması gereken önemli konulardan biri. Uzaktan eğitim ve telafi hizmetlerinin erişilebilir olmasının yanı sıra, risk grubundaki çocukların eğitimde tutulmasına ilişkin önlemler alınması da bu süreçte önceliklendirilebilir.’’ YÖK YASA TEKLIFI EĞITIM KOMISYONUNDAN GEÇTI Üniversitede yaz eğitimi Yükseköğretimde yeni düzenlemeler içeren yasa teklifi, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’nda kabul edildi. AKP milletvekilleri imzalarıyla sunulan yasa teklifi, salgın ve afet durumlarında üniversitelerde uzun süre eğitime ara verilmesi durumunda yaz döneminde telafi eğitimi yapılması için gerekli düzenlemeleri de içeriyor. Teklifteki bazı maddeler şöyle: l Rektör, rektör yardımcısı ve genel sekreterlere döner sermaye hesabından yönetici payı olarak ayrılan tutardan yapılan ek ödemelere ilişkin düzenleme yapılacak. l Vakıf yükseköğretim kurumları önlisans, lisans, tezli yüksek lisans ve doktora düzeyindeki her bir dip loma programında öğrenim gören öğrencilerden; ilgili programın en yüksek merkezi yerleştirme puanına sahip en az yüzde 15’i kadar öğrenciyi, söz konusu programın öğrenim süresi boyunca ücretsiz okutmakla yükümlü olacak. Bu öğrencilerden eğitim ve öğretim süreçlerine ilişkin ücret talep edilmeyecek. Vakıflarda maaşlar l Yükseköğretim kurumlarının uygulamalı birimlerinde görev yapan ve kanunla kadroları öğretim görevlisi kadrolarına dönüştürülen uzman, çevirici, eğitim öğretim planlamacısı öğretim elemanlarına ders verme imkânı sağlanacak. l Açıköğretim öğrencileri, kat kı payı veya öğrenim ücretini ödemesi ve her dönem başında kaydını yenilemesi şartıyla öğrencilik haklarından yararlanacak. Üst üste dört dönem bu koşulları yerine getirmeyen öğrencinin ilgili programdan ilişiği kesilecek. l Rektör tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, üniversite disiplin kuruluna yapılacak. Uyarma ve kınama disiplin cezalarına karşı itiraz başvurusunun yapılacağı disiplin kurullarının oluşumu ve yönetimi yeniden belirleniyor. l Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına ödenen ücret, devlet yükseköğretim kurumlarında çalışan emsallerinden daha düşük olamayacak. UZAKTAN EĞITIMDE DERS IÇERIKLERININ KISA OLMASI ÖNERILIYOR ‘Atıştırmalık öğretim’ Atılım Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Meltem Huri Baturay ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Muzaffer Özdemir, uzaktan eğitimi zenginleştirmek için farklı yöntem ve stratejilerin hazırlanması ve öğrencilerin asla yalnız bırakılmaması gerektiğini belirtti. İki öğretim üyesinin, uzaktan eğitim sürecine ilişkin önerileri şöyle: l “Uzaktan eğitimdeki mekânsal ya da coğrafi uzaklık, öğrenci ve öğretmen arasındaki algısal uzaklıktan daha önemli değildir. Önemli olan özellikle öğretmen ve öğrenci arasındaki bu psikolojik uzaklığın azaltılmasıdır. Bu uzaklığı ortadan kaldırmanın ya da azaltmanın yolu ise öğretmenlerin öğrencilerle senkron (eşzamanlı) ya da asenkron (eşzamansız) dediğimiz yöntemlerle sürekli iletişimde kalmasıdır. l Uzaktan eğitimde an l Salt ders anlatımı yerine gerçekçi, latılacak ders, sınıf için yani günlük yaşamda ya da ileride işleri de anlatılan bir derse gö ne yarayacak ödevler veya internet üze re çok daha kompakt olMeltem malıdır. Derslerin yürütülBaturay mesinde Z kuşağı rinden araştırmaya dayalı projeler vermek yerinde olacaktır. l Öğrencilerin uzaktayken en çok nın tercih etmediği uzun ders anla ihtiyaç duydukları konulardan biri ça tımları ve bilgi bombardımanı yeri lışırken takıldıkları konularda soru ne “atıştırmalık öğretim” dediğimiz sorabilecekleri bir danışmana ihti yöntem uygulanmalı, ders içerikle yaç duymalarıdır. ri kısa bir şekilde verilmelidir. l Z kuşağı bireyleri için bilgi ye birinci erişim kanalı video l Uzaktan eğitim içeriği gelişMuzaffer tirmek teorik bilginin yanında tekÖzdemir nik bilgi gerektirdiğinden olduk lar olması sebebiyle uzaktan eğitim ça zahmetli ve zaman alıcıdır. Bu sebep de videoların sıklıkla kullanılması uy ten içerik geliştiricilere ihtiyaç gün geç gundur. Ancak bu videoların özellikle tikçe artmaktadır. Bu sorunun üstesin uzaktan eğitim öğrencilerinde odak den hızlı bir şekilde gelebilmek için öğ lanmayı artırmak adına çok uzun tu rencileri içerik geliştirme sürecine dahil tulmaması önerilmektedir. edebiliriz.” Siz destekleyin onlar çalsın Barış İçin Müzik Vakfı’nın genç müzisyenleri de yaşıtları gibi eğitimlerine uzaktan devam ediyor. Bu nedenle de desteğe her zamankindan daha çok ihtiyaçları var. Çocukların müzik eğitimlerine ara vermeden sürdürebilmesi için düzenli bağış yapılması gerekiyor. Barış İçin Müzik çatısı altında müzik eğitimine devam eden öğrenciler için başlatılan bağış kampanyasının oluşturacağı kaynak, uzaktan öğrenim materyallerinin hazırlanması, eğitimin devamı için gereken teknolojik imkânların sağlanması ve böylece yüzlerce gencin uzaktan öğrenimini sürdürebilmesi için kullanılacak. Yeni Medya söyleşileri Kadir Has Üniversitesi, “Dijital medyayı ve dönüşümü yeniden düşünmek’’ üzerine online yeni medya Eylem söyleşileri düzenli Yanardağoğlu Özen Baş yor. Söyleşiler, bu ay boyunca cuma günleri Zoom uygulaması üzerinden canlı yayınlarla gerçekleştirilecek. 17 Nisan’da, Doç. Dr. Eylem Yanardağoğlu ve Dilara Eldaş Baş, “Dijital Okuryazarlık’’ 24 Nisan’da, Dr. Özen Baş, “Sosyal Medya ve Sağlık İletişimi’’ başlıklı konularda konuşacak. LGS başvuruları otomatik olarak yapıldı Sıra kontrolde Milli Eğitim Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamında bu yıl sınava girecek sekizinci sınıf öğrencilerinin velilerine, sınav başvurusu ve onay işlemlerine ilişkin mesaj gönderdi. Mesajda velilere, “Sınav bilgilerini, “http://eokul.meb.gov.tr” web sayfası üzerindeki eOkul Veli Bilgilendirme Sisteminden kontrol edebilirsiniz” denildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear