22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 30 MART 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU HABER/YORUM Uzaktan eğitimle üniversiteye girilir mi? “Covid19” virüsü krizinden en fazla etkilenen alanlardan birisi eğitim oldu. İlkokullar, liseler, meslek okulları ve üniversiteler uzaktan eğitim sistemiyle bu krizi atlatmaya çalışıyorlar. Uzaktan eğitim pedagojik açıdan yüz yüze örgün eğitimin yerini alamasa da, bu kriz ortamında, uzaktan eğitim, eğitimin olmamasından daha iyidir. Eğitimin uzaktan verilmesinden kaynaklanan eksikler, daha sonraki dönemlerde, yeni bir planlama yapılarak telafi edilebilir. Ancak aynı durum, bu yıl lise son sınıfta olup üniversiteye giriş sınavlarına hazırlananlar için söz konusu değildir. Onlar ne yazık ki telafisi oldukça zor bir durumdadırlar. Üniversitenin, bir insanın edineceği mesleği, yapacağı işi doğrudan etkilemesi nedeniyle, üniversite sınavına girecek olan 2 milyonu aşkın öğrencinin geleceği risk altındadır. HHH Bunu anlamak için, uzaktan eğitimin teknik ve pedagojik dezavantajlarının ne olduğunu bilmek gerekir. Bu ne yazık ki kamuoyunda yeterince tartışılmamıştır. Uzaktan eğitimin içerdiği sorunlar kısaca şöyle özetlenebilir: 1) Uzaktan eğitimde soruyanıttartışma içeren interaktif eğitim sınırlıdır. Bir konu öğretmen tarafından anlatılır, ancak öğrenci tarafından anlaşılmayan bir şeyin olması durumunda, öğrencinin soru sorması veya görüş ifade etmesi zordur. Bazı uzaktan eğitim programlarında bu olanak vardır, bazılarında yoktur. Televizyondan verilen ve bilgisayar üzerinden dijital ortamda önceden kaydedilmiş derslerde, hatta bazı dijital canlı derslerde, bu olanak bulunmamaktadır. Bu olanağın bulunduğu bazı canlı derslerde de, öğrencinin yayını takip edip etmediğini kontrol etmenin olanağı yoktur, “sınıfta” olup olmadığı bilinmemektedir; çünkü öğrenci bağlansa bile, bazı sistemlere yayını sürekli izleyip izlemediğini denetlemenin bir yolu yoktur. 2) Uzaktan eğitimde öğrencilerde ciddi bir devam sorunu yaşanmaktadır. Birçok sistemde öğrencinin yayına bağlanıp bağlanmadığı görünmemektedir; öğrencinin yayına bağlandığını gösteren sistemlerde yoklama alınabilmektedir; ancak yoklamanın bir yaptırımı yoksa, bu bir işe yaramamaktadır. Ayrıca öğrenci yayına bağlansa bile, öğrencinin ekran karşısında yayını sürekli izleyip izlemediği bilinememektedir. Özellikle reşit olmayan ilköğretim ve lise öğrencilerinin, kendi kendilerini disipline etmeleri kolay değildir. Anne ve babaların çalışıyor olmaları veya evde öğretmenlik becerilerinin olmaması durumunda, bu daha da zor hale gelmektedir. 3) Örgün eğitimde öğretmen, öğrencileri gözlemleyebildiği için, öğrencinin durumuna göre dersin akışına yön verebilmektedir; örneğin bazı öğrencileri ilgisiz görüyorsa, ona göre önlem alabilmektedir. Uzaktan eğitimde genelde böyle bir olanak yoktur. 4) Türkiye gibi ülkelerde evlerde sık sık elektrik kesintileri ve internet bağlantısı sorunları yaşanmaktadır. Bu da teknik açıdan eğitimi aksatmaktadır. Ayrıca ekonomik gelir seviyesi yeterli olmayanların, bilgisayar, ekran, klavye, program, yazıcı satın alma olanakları bulunmamaktadır. 5) Bu yıl lise sonda olup üniversiteye hazırlanan öğrenciler, bugüne kadar ne ilköğretimde ne de lisede uzaktan eğitim gördüler. Üniversite sınavına üç ay kala bir anda uzaktan eğitim sistemine uyum sağlamaları çok zordur. HHH Sonuçta, üniversiteye giriş sınavının temmuza ertelenmesi çözüm değildir. Geçen yıllarda örgün eğitim alan öğrenciyle bu yıl uzaktan eğitim alan öğrenciye aynı sınav ölçütü uygulanamaz. “Covid19” krizinin haziranda kontrol altına alınacağı varsayılırsa, üniversite sınavına girecek olan öğrenciler için örgün eğitim yaz aylarında devam etmelidir, sınavlar eylül ayına ertelenmelidir, üniversitelere yerleşmeyle ve üniversitelerin açılmasıyla ilgili takvim yeniden düzenlenmelidir veya üniversiteye giriş sınav soruları alınan eğitimin kalitesiyle orantılı bir nitelikte hazırlanmalıdır. Bu yıl sınava girecek öğrencileri gelecek yıla havale etmek, öğrencinin uğrayacağı bir yıllık kayıp bir yana, sınava girenlerde yığılmaya neden olacağından, rekabeti de arttıracak, 2021’de tüm öğrencilerin iyi bir üniversiteye girmesini zorlaştıracaktır. Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Ölçme Seçme Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) bu sorunu acilen çözmelidir. 30 MART 2020 SAYI: 34508 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:19 06:45 13:14 16:45 19:32 20:54 Ankara 05:05 06:30 12:58 16:30 19:16 20:36 İzmir 05:31 06:54 13:21 16:53 19:39 20:56 Çamlıca Camisi’nin dibindeki Kirazlıtepe’de çalışma sürüyor Virüs dönüşümü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “İstanbul’un her yerinden görünmesini” istediği Büyük Çamlıca Camisi’nin dibindeki Kirazlıtepe Mahallesi’nde kentsel dönüşüm koronavirüs dinlemiyor. Mahalle sakini Bayram Ali Kot, onlarca işçinin mas kesiz mahallede çalıştığına dikkat çekerek AKP’li Üsküdar Belediyesi’nin de çoğunluğunu sağlaHAZAL yamadığı parsellerOCAK de çalışmalarını sürdüğüne dikkat çekti. Bölge sakinlerinin avukatı Onur Cingil, “Herkes evde kalın dediği zamanlarda, Cumhurbaşkanı’nın evlerde kalın dediği bir ortamda, Üsküdar Belediye Başkanı Cumhurbaşkanı’nı dinlememekte, belediye yetkilileri halkı imzaya çağırmaktadır” dedi. Kirazlıtepe Mahallesi’nde bölge sakinleri aylardır evlerinin yıkılmaması için mücadele ediyor. Yurttaşlar en son Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın paylarının satılması tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Bakanlık bazı parsellerde çoğunluğu sağladı ve inşaat başladı. İnşaat çalışmalarının koronavirüsle mücadele ederken de sürdüğü öğrenildi. Bölge sakinlerinin avukatı Onur Cingil mahalle sakinlerinin tek isteğinin bir sözleşme olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Yani hukuki güvence ve haklarına karşılık ne verileceğinin belli olması, evlerinin belirli olması. Üsküdar Belediyesi insanları yıldırarak, kandırarak, korkutarak bir bilinmeze imza attırıyor. İmza attırdıkları evrak sözleşme değil ve imza atanların sözleşmeye korunmuş ve belirlenmiş bir evi yok. İmza atmayanlarla ilgili olarak satış kararları gönderiliyor. Yani ‘ya imza atarsın ya da senin alın teriyle kazandığın helal parayla sahip olduğun tapulu arazini ve evini satarım” diyor. Bunu bu zor günlerde de devam ediyor. Herkes evde kalın dediği zamanlarda, Cumhurbaşkanı’nın evlerde kalın dediği bir ortamda, Üsküdar Belediye Başkanı Cumhurbaşkanı’nı dinlememekte, belediye yetkilileri halkı imzaya çağırmaktadır. Millet korona ile mücadele ederken nasıl olur da halkın tapularını toplarız diye uğraşıyorlar. Bir de imza vermeyenler için de belediye satış tebligatlarını hazırlıyorlarmış. Sebebi mahkemeler kısmi adli tatilde satışları durduramayız diye düşünüyorlar. Mahkemelerde Yürütmenin Durdurulması gibi acil işlerle kararlar verilmekte. Çekindiğimiz bir şey yok. Şu an yoğun bir şekilde imza için akıl çelmeye çalışıyorlar. Bir sokağa çıkma yasağı çıksa Kirazlıtepe’yi sırf imza alabilmek için muaf tutarlar” ‘Tedirginiz’ Bölge sakini Bayram Ali Kot ise ‘Bazı mahalle sakinlerine paylarıyla ilgili satış tebligatı geldi. Mahkemeye paylarımızın satışının durdurulmasıyla ilgili yürütmeyi durdurma davası açtık. Belediye korona falan dinlemiyor. İnşaatlar sürüyor. İnşaatlarda 100’e yakın işçi çalışıyor. Hiçbirinin maskesi yok. 24 saat çalışıyorlar. Mahalle olarak tedirginiz. Öyle bir çalışıyorlar ki evler sallanıyor. Hiçkimse şu an virüsten dolayı evinden çıkamıyor. Belediye hâlâ imza almaya çalışıyor. Vatandaşla görüşme yapıyor’ diye konuştu. DENIZ GEZMIŞ’IN KARDEŞI Hamdi Gezmiş yoğun bakımda Türkiye devrimci hareketinin ve 68 kuşağının sembol isimlerinden Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş, hastaneye kaldırıldı. Hamdi Gezmiş’in beyin kanaması geçirdiği ve yoğun bakıma alındığı belirtildi. Haberi, Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş, kişisel sosyal medya hesabından duyurdu. Bora Gezmiş, “Değerli arkadaşlarım, kardeşim Hamdi Gezmiş geçirmiş olduğu beyin kanaması nedeniyle şu anda yoğun bakımda tedavi altındadır çarşamba günü ameliyatı gerçekleşecektir. Yakın ilgilerinizden dolayı ailemiz adına teşekkür ederiz” dedi. l Haber Merkezi BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Haz ile doyumun acıda ya da 1 234 5 678 9 aşağılanmada aranması biçiminde 1 B İ L L U R İ Y E görülen cinsel sapma. 2/ Açı ölçmeye 2 A L E V Ö R E K yarayan, dönme hareketli bir çeşit 3 K E Ş E V E R E cetvel... İlaç. 3/ “Dosta el değmedik bulamadım” (Pir Sultan Abdal)... Sünnet olan çocuğun elini kolunu tutan ve çocuk üzerinde babaya yakın hak taşıyan kimse. 4/ Kadın şapka 4 5 6 7 İ T KLAN R İ BA NAAT AR I Ş LA TALAS KAN larına konulan ve yüzü örten ince 8 O T A Ğ Y Ü R E tül. 5/ 106 taşla oynanan bir oyun... 9 K A D I B O Ğ A N 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 İhsan Oktay Anar’ın bir romanı. 6/ Romanya’nın plaka imi... Evlerde oda kapılarının açıldıkları geniş yer. 7/ 8 Ateş... Yu 9 Kısa saplı odun baltası... Mekân. 8/ Hastalıklı, sa muşak baş kat... Kabuğu soyulmuş ve kırılmış buğday. 9/ Tar lı. 5/ Milan la sınırı... “Cezayir menekşesi” de denilen, beyaz Kundera’nın ya da pembe renkli çiçekler açan bir süs bitkisi. bir romanı... Yayla fırlatılan ucu sivri çubuk. 6/ YUKARIDAN AŞAĞIYA: Anlaşma, uyuşma... Satranca benzer bir strateji 1/ Derinlere dalan dalgıçlara verilen ad. 2/ Karışık oyunu. 7/ Trikoların yakasını yapan makine. 8/ renkli... Avustralya’da yaşayan ve “keseli ayı” da Ölü... Güzel kadın. 9/ Kuzu sesi... Topu düşman denilen bir hayvan. 3/ Doruk... Alkollü bir içki. 4/ ateşinden koruyan zırhlı bölme. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr 5 trilyon dolar neoliberalizmi kurtarır mı? Bir süredir ısrarla koronavirüsü “Çin virüsü” diye isimlendiren ABD Başkanı Donald Trump, bu terimi kullanmaktan pişman olmadığını ancak artık kullanmayacağını açıkladı! Ne oldu da Trump bunu söylemekten vazgeçti peki? Öyle iddia edildiği gibi Asyalıları incittiğini fark etti de ondan mı vazgeçti? Elbette hayır! Vazgeçmek zorunda kaldı, çünkü ABD’nin o “kaba emperyalist tavırları” sürdürebilecek pozisyonu sallanıyor… ABD G7’de yalnız kaldı Öncelikle Trump’ın “Çin virüsü” terimini artık kullanmayacağını açıklamasının, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile yaptığı telefon konuşmasından sonra geldiğini önemle belirtelim. Dahası çok önemli G7 ile G20 zirveleri ile bir de BM toplantısı var… Bu üç toplantının da Trump’ın geri adım atmasıyla doğrudan ilgisi var. Anlatalım: G7 zirvesinden “ortak açıklama” çıkmadı! Çünkü Britanya, Kanada, Fransa, Almanya, İtalya ve Japonya, ortak açıklama metninde Dünya Sağlık Örgütü’nün “Covid19” terimini kullanmak istedi. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ise “Wuhan virüsü” tanımında ısrar etti. ABD, “ırkçı” tutumuyla ortak açıklamayı engellemiş oldu ama aynı zamanda G7’de de yalnız kalmış oldu. Benzer tablo BM toplantısında da yaşandı. Fransa, BM’de koronavirüsle mücadele için dünyada çatışmaların durdurulması ve yardımlaşma önerisi sundu. ABD, “Wuhan virüsü” denilmediği için öneriyi engelledi. Ancak orada da yalnız kaldı! Ortak hareket planı G7’de yalnız kalan ABD, Çin’in de yer aldığı G20 zirvesine haliyle eli zayıflamış girdi. İki saat 15 dakika süren “sanal zirve”den beş temel karar çıktı: 1) Küresel piyasalara 5 trilyon dolar sürülecek. 2) G20 ülkeleri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Uluslararası Para Fonu (IMF) ile çalışacak. 3) G20 ülkeleri sağlık bakanları, 1920 Nisan’a kadar “ortak mücadele” için planlarını oluşturacak. 4) G20 ülkeleri maliye bakanları ve ulusal merkez bankaları ortak bir hareket planı hazırlayacak. 5) Afrika başta olmak üzere en çok etkilenen yerlere yardım yapılacak. Şi Cinping’in dört teklifi G20 zirvesi, koronavirüs sonrasında nasıl bir dünyanın şekilleneceğinin de bazı ipuçlarını verdi. Zira G20’ye, G7’de yalnızlaşarak gelen ABD ağırlığını koyamadı. Tersine Çin Halk Cumhuriyeti zirveye ağırlığını koydu. Bunun göstergesi ise Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in zirvede yaptığı şu dört teklifin, alınan kararlara yansımasıydı: 1) Salgınla mücadele kararlılık gerektirir. 2) Kontrol ve tedavi için kolektif tepki şart. 3) Uluslararası kurumlara destek verilmeli. 4) Makroekonomik politikalarda koordinasyon. Neoliberalizmin asıl sorunu Gelelim G20’nin neoliberal ülkeleri açısından en önemli soruna… Şu ana kadar açıklanan paketlerin büyüklükleri şöyle: ABD Senatosu 2.2 trilyon dolarlık teşvik paketini onayladı. AB’nin lider ülkesi Almanya ise 640 milyar dolarlık bir yardım paketi açıkladı. Dünya Bankası Başkanı David Malpass önümüzdeki 15 ay için 160 milyar dolarlık mali destek girişimi başlatmaya hazırlandıklarını söylerken, IMF Başkanı Kristalina Georgieva da “IMF olarak, 1 trilyon dolarlık kredilendirme potansiyelimizi üyelerimiz için hazır bekletiyoruz” dedi. Batı açısından asıl sorun ise şu: Piyasaya 5 trilyon dolar sürmek, 2008 krizinden bile tam olarak çıkamayan neoliberal sistemi kurtarmaya yetecek mi? Üstelik de salgının sağlık boyutunun 1.5 yıl, ekonomik boyutunun da 3 yıl süreceği belirtiliyorken…
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear