22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
14 12 MART 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK İthal evlilikler yüzünden gençlerimiz yaşadıkları topluma uyum sağlayamıyor Fransa’daki genç Türkler melez kimlik bunalımında Elli yıl önce resmi anlaşmalarla Türkiye’den çalışmak için Fransa’ya giden Türkler, yaşadıkları topluma bir türlü uyum sağlayamadı. İlk başlarda, ülkelerinde kullanacakları bir ev, bir iş için yeter li para biriktirip en kısa zamanda dönme hedefi taşıyan Türkler, yıllar içinde sahip oldukları imkânları bırakıp dönemeYAZGÜLÜ diler. Almanya’nın aksiALDOĞAN ne, Fransa’ya yalnız giden bekâr erkekler, bir süre sonra ailelerini de getirip çoluk çocuğa karışarak onların geleceği için “gurbette” yaşamaya devam ettiler ama yaşadıkları topluma uyum sağlamak için de bir gayret göstermediler. Açıkçası, onları geçici kabul eden ev sahibi ülke Fransa da bunun için fazla bir şey yapmayınca ilk iki kuşak hiçbir uyum göstermedi. Bütün eğitimini Fransa’da yapan sosyolog Gaye Petek, Ségolène Debarre ile birlikte 600 bin Fransa Türkünün öyküsünü yazdığı “Fransa Türkleri Tarihi” (Editions du Détour 2019) isimli kitabıyla “Fransa Türkiye Edebiyat Ödülü”ne layık görül dü. Gaye Petek, geçen günlerde İzmir, Ankara ve İstanbul’da Fransız Kültür Merkezleri’nde konferanslar vererek Türklerin Fransa’daki yaşamını anlattı. Yazarın yaptığı araştırmalara göre ilk gelenlerden sonraki kuşaklar, Fransa’da doğarak çifte vatandaşlık elde etmelerine ve Fransızca öğrenmelerine rağmen hâlâ ülkeye ve yaşamına uyum sağlayamadılar. Çocuklar okulda başarısız Bunda en büyük etmen aile büyüklerinin verdiği eğitim ve kültürel baskı; anne babaları onları Türk örf ve âdetlerine göre, üstelik sürekli köklerine bağlı kalmayı yücelterek yaşatırken okulda aldıkları Fransız yaşam biçimi eğitimi çocukların arafta kalmasına ve hayatta başarısızlıklarına yol açtı. Çocuklar melez bir kimlik sahibi olarak hem rahatsız hem okulda da başarısız. Orta okuldan liseye ve yükseköğretime geçiş oranları çok düşük. Bir genç şöyle diyor: “Benim memleketim Fransa, ama vatanım Türkiye”. Gençleri ise bekleyen sıkıntı, ailelerinin sıkı sıkıya bağlı olduğu namus kavramı ve yabancıya gitmesin baskısıy la yaptıkları ithal evlilikler: Yüzde 78’i Türkiye’den, özellikle kendi çevrelerinden hatta aileden gelen ama çok az tanıdıkları damat ya da gelinlerle evleniyor. Evlendikten sonra tanıştıkları eşleri Fransızca bilmiyor, Fransa’daki yaşama ve ortama yabancı kayınvalideler gelinlere baskı ve şiddet uyguluyor, bu uyumsuzluklar evliliklerin bitmesine de neden oluyor. Üstelik üç yıldan önce evlilik biterse eş Türkiye’ye geri yollanıyor. Fransız hükümetinin gençlerin hayata uyumu konusunda al dığı tek tedbir 1977’den itibaren Türkiye’den gelen öğretmenlerin ücretini ödemek. Ne Türkçeleri iyi, ne Fransızcaları... Bu öğretmenler Türk öğrencilere haftada iki gün Türkçe dersi veriyor, gençlerin ne Türkçesi, ne de Fransızcasının çok iyi olduğunu söylemek yanlış olmaz. Fransız hükümeti içeriğini bilmediği bu derslerden rahatsız. Türk hükümetleri ise olaya tamamen siyasi bakıyor. Türklerin 80 sonrası aldıkları dernekleşme hakkı Türkiye ve Katar maddi desteğiyle yürüdüğü için bu dernekler milyon Avro’lara cami ve Kuran kursu, yanına da erkeklerin gittiği kahve yaptırmakla uğraşıyor. Türkiye’deki seçimlerde AKP ve RTE’ye en büyük destek Fransa’dan, hatta Türkiye’de en yüksek oyu veren Bayburt’tan bile (yüzde 86) yüksek çıktı! Fransa’daki Türklerin siyasi tutumunu kısaca siyasal ve dini muhafazakârlıkla tutucu bireyler olarak özetlemek mümkün. TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK Ali ve Nazlı zor durumda... “Mucize Doktor”un 26. bölümü bu akşam saat 200’de FOX’ta gösterilecek. Ali ve Nazlı ilişkisini öğrenen Tanju, bir de üstüne Ali hakkında bir şikâyet daha yapılınca, artık ipleri eline alır. Tanju, Ali’nin kafasını karıştıranın Nazlı’yla olan ilişkisi olduğunu öne sürer ve eğer Ali bir hata daha yaparsa hastane bu ilişkiyi onaylamayacaktır. Ali ve Nazlı her zamankinden daha dikkatli olmak zorundadır. Ama Ali bütün uyarılara rağmen vakasını kişiselleştirir ve kendini ateşe atmak pahasına genç hastasına daha çok yardım edebileceği bir yöntem bulmaya çalışır. FOX 20.00 cumtv@cumhuriyet.com.tr Yüksek teknoloji mühendisliği “Sınır Tanımayan Arabalar” adlı belgesel bugün saat 22.00’de National Geographic’te gösterilecek. Süper otomobil tasarımında bir öncü olarak bilinen Ferrari, şimdi en çok satan arabasını değiştirmeye karar verdi. İkonik markanın bir sonraki süper arabasının arkasındaki yüksek teknoloji mühendisliğini keşfediyoruz. (Ferrari Portofino, Sezon 1 | Bölüm 2) TRT 2 ‘Son Çıkış’ ekranda 21.00 Ramin Matin’in yönettiği “Son Çıkış” adlı film bugün saat 21.00’de TRT 2’de gösterilecek. Filmde, Deniz Celiloğlu, Ezgi Çelik, Pınar Töre Tahsin, çalışma saatleri 96 olan bir ofiste çalışmaktadır. Hayatından bezmiş ve sabrının sonuna gelmiş olan Tahsin, her şeyi geride bırakıp Akdeniz sahillerine yerleşmeye karar verir. Her şeyini toplayıp umut dolu bir yolculuğa çıkar. NATIONAL GEOGRAPHIC 22.00 YAYIN AKIŞI 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Tarımda Ne Oluyor? 11.00 Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 14.00 Sağlıklı Günler 15.00 Haber Masası 16.00 Günün Raporu 17.40 Piyasalar Kapanırken 18.00 Halk Ana Haber 19.30 Mehmet Tezkan 20.00 Halk Ana Haber 21.00 İşin Aslı 23.00 Ayrıntılar 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün Canlı 12.15 Yasak Elma 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada Yeni Bölüm 19.00 Fatih Portakal İle Fox Ana Haber 20.00 Mucize Doktor 00.15 Öğretmen 11.30 Anadolu Arkeolojisi 12.00 Koleksiyoner 12.30 Hayat Sanat 14.45 İzler Suretler 15.00 Muasır 15.30 Eskici 16.00 Tarih Söyleşileri 18.30 İzler Suretler 19.45 Kısa Bir Ara 20.00 Tecahüli Arif 21.00 Yerli Sinema: Son Çıkış 22.30 Felsefe Söyleşileri 07.00 Gün Başlıyor 09.30 18 Dakika 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 14.00 Gün Ortası 16.00 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Türkiye’nin Gündemi 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 07.30 Günaydın Türkiye 10.00 Televizyon Gazetesi 15:00 Halkın Ekonomisi 17.00 Nasıl Yani 18.30 Ana Haber 20.00 Fikir Meydanı 23.00 Gece Görüşü 10.55 Otoyol Cehennemi 11.50 Vahşi Gezegen: Hayatta Kalanlar 13.35 Kazanmanın Yolları 14.25 Yıldızlarla Buluşma 15.20 Ahmak Bilimi 16.10 Otoyol Cehennemi 17.05 Kazanmanın Yolları 18.00 Yıldızlarla Buluşma 20.00 Kanunsuz Ada 21.00 Uçak Kazası Raporu 22.00 Sınır Tanımayan Arabalar 23.00 Sınır 23.55 Petra’nın Gizemleri 00.45 Bear Grylls ile Yabanda 07.00 Güne Bakış 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da Haberleri 14.30 Ellerin Türküsü 16.00 Güncel 17.30 Spor Haberleri 18.30 Günce 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Durgun Sular 22.00 Güncel 23.00 Ellerin Türküsü 23.30 İslam Ve İnsan T.C. ERZİNCAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2018/128 DAVALILAR: Akın Bağcı, İlhami İlhan, Selami İlhan, Ökden İlhan Gönül Sarıdaş, Özcan İlhan, Taşkın Bağcı, Aynur Sağlam, Metin Yılmaz, Ayten Sağlam, Nurcan Alparslan, Naci Yılmaz, Gülcan Ok, Salih Özer, Müşerref Koç, Gülşeref Koç, Bülent Ertekin, Dursun Ertekin, Sevim Sarıçam, İbrahim Tural, Ahmet Tural, Esengül İlbay, Mustafa Tural, Lokman Tural, Songül Şahiner, Gülseren Kaya, Fazilet Ertekin, Aylin Durgun, Ebru Ertekin, Esra Balta, Nurettin Ertekin, Şerafettin Ertekin mirasçıları, Ayşe Polat, Hakan Ertekin, Mustafa Ertekin, Tuba Ceylan ve Hanifi Ertekin mirasçıları, Sebahat Ertekin, Mehtap Berberoğlu, Kadir Ertekin, Eda Ergin, Nesrin Kars, Demet Doğru Davacı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından aleyhinize açılan Kamulaştırma davasında; Erzincan ili, Üzümlü ilçesi, Pişkidağ Köyü, 205 ada, 53 parsel sayılı, sulu çayır vasıflı taşınmazın 735,61 m2’lik kısmının kamulaştırma bedelinin tespiti ile kurum adına tescili ve müteakiben karayoluna terkin edilmesine karar verilmesini talep etmiş olup, davalılardan Ebru ERTEKİN’in dava dilekçesinde belirtilen adresine duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve duruşma gününün ilanen tebliğine karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan keşif sonucu alınan 16/12/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedelinin 20.932,22 TL tutarında olduğu heyetçe takdir edilmiştir. Bilirkişi raporuna HMK 281. maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde itiraz etmediğiniz taktirde bilirkişi raporuna itiraz etme hakkından vazgeçmiş sayılacağınız ihtar ve tebliğ olunur. HMK’nın 317/2. md. gereğince dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevapta bulunabileceğiniz, HMK’nın 128. md. gereğince süresinde cevap dilekçesi vermediğinizde davacının ileri sürdüğü vakıaları inkar etmiş sayılacağınız, HMK. 139 md. gereğince duruşma günü olan 02/04/2020 günü saat 11.20’de Mahkememizde hazır bulunmanız veya kendinizi bir vekil ile temsil ettirmeniz, sulh içinhazırlık yapmanız, duruşmaya gelmediğinizde, karşı taraf duruşmaya geldiği, yargılamaya devam ettiğinde, işlemlere itiraz edemeyeceğiniz, diğer tarafın muvafakatiniz olmadan iddia ve savunmasını değiştirebileceği hususu, dava dilekçesi, bilirkişi raporu ve duruşma günü yerine geçerli olmak üzere son ilan tarihinden itibaren yedi (7) gün sonra davalı Ebru ERTEKİN’e tebliğ edilmiş sayılacağı Tebligat Kanunu’nun 28. maddesi gereğince ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1148717) T.C. RİZE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN KAMULAŞTIRMA İLANI ESAS NO: 2020/9193 Esas sayılı dosyalar HAKİM:ASİYE ŞULE GÖKDEMİR 120941, KATİP: ELİF TATAROĞLU 120095 Davacı YENİGÜZELKÖY KÖYÜ TÜZEL KİŞİLİĞİ tarafından mahkememizde açılan Kamulaştırma Bedelinin Tespiti ve Tescil davasında verilen ara kararı gereğince;Mahkememize açılan işbu dava ile aşağıdaki isimleri yazılı malikler adına kayıtlı bulunan taşınmazların davacı idare lehine kamulaştırılmasına karar verildiği, 4650 Sayılı Yasa ile değişik 8. maddesine göre oluşturulan kıymet takdir komisyonu tarafından taşınmazların tahmini bedellerinin tespit edilmiş olduğu, aynı madde uyarınca davalılar ile hiçbir şekilde taşınmazların idare adına devri konusunda anlaşmaya varılamadığından bahisle kamulaştırmayı yapan idarece 2942 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ile tesciline dair mahkememizde dava açılmıştır. 1İşbu ilanın gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 30 gün içinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal ve maddi hatalara karşı da adli yargıda düzeltme davası açılabileceği, 2Açılacak davalarda husumetin davacı idareye yöneltileceği, 3Kamulaştırma kanunun 14. maddesinde ön görülen süre içerisinde kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda iptal davası açanların, dava açtıklarını ve yürütmenin durdurulması kararı aldıklarını belgelendirmedikleri takdirde, kamulaştırma işleminin kesinleşeceği ve mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedeli üzerinden taşınmaz malın kamulaştırma yapan idare adına tescil edileceği, 4Mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin hak sahipleri adına Rize Vakıflar Bankası Şubesine yatırılacağı,5 Mahkememizce karar gereğince Mahkememize yapılacak itirazların ve sunulacak belge ve bilgilerin duruşma tarihi esas alınarak mahkememize sunulması, 2942 Sayılı Yasanın 4650 S.Y. ile değişik 10. Maddesi 4. fıkrası gereğince ilan olunur.26/02/2020 Dosya No Dava Konusu Taşınmaz Bilgileri Taş. Alanı Taş. Maliki 2020/91 Rize İli, Merkez İlçesi Yenigüzelköy Köyü 130 Ada 3 Parsel 3.356,12m2 Rukiye Küçükyazıcı 2020/93 Rize İli, Merkez İlçesi Yenigüzelköy Köyü 128 Ada 6 Parsel 2.264,32 m2 Ayşe Yıldız Meryem Fil Yakup Bakırcı ve diğerleri Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1148968) KÜLTÜR Güne estetikle, şiirle başlamak… Cumartesi sabahı evde kapı kolundan poşet içindeki iki gazeteyi alırken gazeteler arasında iki de paket vardı. Şaşırdım. Meğer postayla gelen kitap paketleriymiş. Hemen açtım, Cengiz Gündoğdu’nun Estetik Kategoriler (İnsancıl Yayınları), Selami Şimşek’in Gökyüzü Açık Kalsın (Öteki Yayınları) ile Atlara Sürme Çekin (Şiiri Özlüyorum Kitaplığı) yapıtlarıydı, “Güne estetikle, şiirle başlamak ne güzel” dedim. Üç gün önce de Cevat Çapan’ın Bir Başka Coğrafyadan (YKY) adlı şiir kitabı gelmişti. İstanbul, güneşli bir gün yaşıyordu. Gökyüzü açıktı. Her ne kadar siyaset, sisli, öfkeli, savaş dilli olsa da geleceğe güvenenler vardı ve bunların iyimser olması, güçlü olması, kol kola girmesi, el ele tutması, direnmesi gerekiyordu. Yeter ki “gökyüzü açık kalsın” yeter ki “gün eksilmesin” ülkemiz üstünden dedim. Gökyüzü öyle açık görünse de siyaset öfkeli dedim ya, işte gazetemiz Cumhuriyet’i açınca, gerçeğin yansımasını günün manşetinde gördüm: “Dejavu yaşıyoruz / Gazetecilik saldırı altında. Barış Pehlivan da tutuklandı”. Evet bir gün önce yazar arkadaşımız Barış Terkoğlu tutuklanmıştı. Biraz ilerleyince sayfa ortalarında “İnsanlığı utandıran kareler” başlığı altında Yunanistan güvenlik güçlerinin Türkiye’den Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenleri yarı çıplak halde geri gönderdiği gerçeği anlatılıyordu. Göçmen olmak Bir savaştan kaçıp gelen, koruyucu devlet olarak size sığınan insanları kucaklamak, yüce gönüllülüktür. Çünkü göçmen olmayı kimse istemez. İnsanın evini, yurdunu terk ettirilmesi çağdışıdır, insanlık dışıdır. Bu durumu 12 Mart’ta, 12 Eylül’de bir kısım vatandaşlarımız da yaşadı. Günümüzde de yaşayanlar var. Hiç kimse bunu yaşamamalı. Dünyaya barış egemen olmalı. Ancak göçmenlik, insancıl amaçlardan uzaklaştırılıp siyasal amaçlara yönelince, sınıra gelen herkes yurda alınınca, bu iş amacından saptı. Vatandaşla göçmen yer değiştirmeye başladı! İşte bu aşamada gitmek isteyen göçmenlere Türkiye, sınır kapılarını açtı. Aslında gitmek isteyen çok. Kalıp keyfine bakan daha çok! Söylendiğine göre, şu anda 7 milyonu aşkın bir göçmenimiz varmış ve bu, Türkiye’nin ekonomik, demografik ve siyasal yapısını elbette sarsmış durumda. Bu yüzden nüfusumuz 90 milyona dayanmış görünüyor. Gelen göçmenlerle birçok yaşam etkileniyor. Kim kazanıyor, kim kaybediyor belli değil! Ama Türkiye’nin kaybettiği kesin. Tevfik Fikret’in şansı Oysa Türkiye, göçmen deneyimi olan bir ülke. Geçmişte Rusya’dan, Balkanlar’dan, Almanya’dan gelen göçmenler oldu, pek sorun yaşanmadı, tersine, kimi alanda yararları bile oldu. Osmanlı Rus Savaşı’ndan (1877) İstanbul’a kaçıp gelen göçmenler, camilere, okullara yerleştirildi. Aksaray’da bulunan Mahmudiye Valide Rüştiyesi de bunlardan biriydi. Bu okulda öğrenime başlayan Tevfik Fikret de okullarına el konulması yüzünden Mektebi Sultani’ye (Galatasaray Lisesi) nakledildi. Orada yatılı olarak okudu. Birincilikle de bitirdi. Belki de bu nedenle okuduğu lise Tevfik Fikret’i ortaya çıkardı. Bu olaya Fikret’in başarısı kadar, şansı diye de bakabiliriz. Balkanlar’dan gelen göçmenler içinden de bir İsmail Hakkı Tonguç çıktı. Köy Enstitüleri’ni kurdu. Hasan Âli Yücel’le birlikte eğitim reformunu yaptı. Bu da güzel. Almanya’dan gelenler Almanya’dan 193345 arası Hitler’den kaçıp gelen bin dolayında eğitim, bilim, sanat insanı göçmene, genç Türkiye Cumhuriyeti kucak açtı. Kültür kurumlarında Atatürk ve Hasan Âli Yücel’in isteğiyle yönetici, öğretim üyesi olarak görev verildi. Çağdaş Türkiye’nin yapılanmasına büyük katkıda bulundular. Savaş sonrası Almanya’ya dönenlerse, edindikleri bilgi ve deneyimleri bu kez yıkılan Almanya’nın yeniden kurulması için aktardılar. Dolayısıyla göçmenlik böylesine güzel gelişmelere de yol açtı. Ya günümüzde Suriye’den gelenler, ülkemiz için ne yaptılar, ne yapıyorlar? Kapılar açılır açılmaz kendilerini neden dışarı attılar? Avrupa neden kapıları kapattı? Nedir bu konudaki gerçekler? Bilen var mı? Güne ve yazıya estetikle, şiirle başladım, savaşla bitirdim, kusura bakmayın! Yaşanan gerçeklerden kaçılmıyor. Bugün 12 Mart! Hatırlayın: Devrimcileri nasıl susturmuşlardı. Ne acılar yaşanmıştı! Ama sözün ve gazetecilerin bir gün tam özgürlüğe kavuşacağı gerçeğini de hiç unutmayın! Taci Uslu, doğduğu şehirde uğurlandı Müzisyen Taci Uslu, önceki gün, doğduğu yer olan İzmir Bergama’da son yolculuğuna uğurlandı. Uslu, 9 Mart Pazartesi günü 64 yaşında hayatını kaybetmişti. Sanatçı, Bergama Yeni Cami’de kılınan cenaze namazının ardından Bergama Şehir Mezarlığı’na defnedildi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear