22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2 25 ARALIK 2020 CUMA gorus@cumhuriyet.com.tr OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Ben, “CHP, yerel yönetimlerde Demokratik Rejimi yeniden kuracak” dediğim zaman beni aşırı iyimserlikle, ütopyacılıkla suçlayanlar olmuştu. Dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun 18 ayın hesabını veren konuşmasında, bu öngörümün gerçekleştiğini ve bu gerçekleşmenin İstanbul’da yarattığı mucizevi başarıyı dinledik. HHH Demokrasiyi içselleştirmiş bir Belediye Başkanı vardı karşımızda: Demokrasiyi içselleştirmek, şeffaflık ve hesap verebilirlik gerektirir. AKP/Erdoğan iktidarı yaptığı işleri, harcamaları, halktan gizliyor, bunlar hakkında ya hiç bilgi vermiyor ya da eksik veya yanlış bilgi veriyor. Şeffaflık bu iktidar için adeta tehle övünen, şeffaflığa ve hesap vermeye inanan İmamoğlu şöyle diyor: “Biz, kamu yönetiminde halka hesap vermeyi onur kabul eden bir anlayışı temsil ediyoruz. Çünkü biz, halka hesap vermeyi unutanların, bir süre sonra kirlenİstanbul: Yerel diklerini ve geçici sürelerle geldikleri koltuklara yapışmak için olmademokrasi mucizesi dık işlere giriştiklerini iyi biliyoruz.” HHH Çok dikkatle ve güzel hazırlanlikeli bir ilke. mış olan konuşma esas olarak 18 Oysa halk yararına işler yapan eden konu başlığı altında gerçek ve somut bir politikacı, yaptığı işleri halka anlat başarıları listeleyen bir envanter biçimak için şeffaflığa dört elle sarılır, he mindeydi. sap vermek ilkesine candan uyar ki Beni en çok etkileyen hususlarseçmen karşısında övünebilsin, onla dan ikisi bütün bu başarıların, bir rın desteğini artırabilsin. enkaz üzerinde ve iktidarın bütün Örneğin, demokrasiyi içselleştir engellemelerine karşın gerçekleştimiş bir belediye başkanı kimliğiy rilmiş olmalarıydı. Dikkatimi çeken başka bir nokta ise Ekrem İmamoğlu’nun iktidarın engellediği projelerin hiçbirinden geri adım atmamış olması ve bunları gerçekleştirmek için inanmış bir insanın ısrarcı inatçılığıyla hepsine devam edeceğini tek tek belirtmesiydi. HHH İmamoğlu’nun konuşmasını ya dinlemiş ya da okumuşsunuzdur. O nedenle aynı başarı listesini ben burada tekrarlamayacağım. Ama bütçe konusundaki özeti tekrarlamak istiyorum. Çünkü burada, yandaşlara hortumlarla aktarılan paraların engellenmesi ve halk yararına kullanılmasıyla elde edilen kaynakların getirdiği başarının şeffaf görüntüsü var: “Tümüyle borca batmış, gelirgider dengesi tamamen altüst edilmiş, israfa ve eş dost kayırmacılığına sapmış bir bütçe yönetim anlayışı devir alındı. Covid19 fırtınası sonrası, ciddi bir tasarrufa yönelindi. İlan edilen sıkıyönetim ve alınan yerinde tedbirlerle, gelirlerdeki gerileme yüzde 9’da tutuldu. Gelirler toplamı 19.3 milyar lira olurken, giderler yüzde 24 tasarrufla, 19.7 milyar liraya indirildi. Salgının sarsıcı etkisine rağmen, denk bütçe yönetme başarısı gösterildi. 2020, önceki yönetimlerden miras kalan 4.6 milyar liralık devasa bir kredi geri ödemesiyle kapatılıyor.” HHH Sosyal Demokrasi İstanbul’da mucizeler yaratıyor... Demokratik Rejim, şeffaflığın ve katılımcılığın bütün avantajlarını sergileyerek yeniden kuruluyor... Tebrikler Ekrem İmamoğlu! SALDIRILARA, ASILSIZ IDDIALARA, TARIH SAPTIRMALARINA, VICDANSIZ IFTIRALARA, İSMET İNÖNÜ’NÜN CEVABI: Hadi canım sen de! Atatürk’ün en yakın silah ve dava arkadaşı, Kurtuluş Savaşı’nın Batı Cephesi Komutanı, Lozan Barış Antlaşması’nın usta diplomatı, Cumhuriyetimizin kurucularından, ikinci Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü’yü, ülkemizi ve dünyayı sarsan Covid19 nedeniyle bu yıl farklı anacağız. GÜLSÜN BILGEHAN İNÖNÜ VAKFI BAŞKAN YARDIMCISI 22242526. DÖNEM ANKARA MILLETVEKILI AVRUPA KONSEYI PARLAMENTER MECLISI ONUR ÜYESI Salgında İnönü’yü anmak Anıtkabir’deki devlet töreni, sosyal mesafe kuralları gereği kısıtlı katılımla yapılacak. Biz, yüzyılımızın en korkunç salgınını yaşarken, Miralay İsmet Bey bu tehlike ile Birinci Dünya Savaşı’nın bitiminde, mütareke sonrası işgal altındaki İstanbul’da karşılaşmıştı. Avrupa’da, “İspanyol Nezlesi” denilen bir hastalık yayılmış, her geçtiği yerde kurbanlar alarak ilerliyordu. Çok geçmeden Osmanlı başkentinde de görülmeye başlandı. Bir akşam, Harbiye Nezaretindeki görevinden Süleymaniye semtindeki evine dönen İsmet Bey genç eşi Mevhibe Hanım’ı hasta görünce deliye döndü. Bütün Türkiye’nin En İyi Bankası The Banker Türkiye’nin En İyi Bankası Euromoney Türkiye’nin En İyi Bankası Global Finance Türkiye’nin En İyi Bankası World Finance Türkiye’nin En İyi Bankası EMEA Finance Sizin bankanız olmak Türkiye’nin En İyi Bankası olmak kadar güzel Bu zorlu yılda da dünyanın önde gelen 5 büyük finans yayınına göre “Türkiye’nin En İyi Bankası” Akbank. Başta müşterilerimiz ve çalışanlarımız olmak üzere bu başarıyı borçlu olduğumuz tüm paydaşlarımıza sonsuz teşekkürler. gece başında bekleyip, sabah erkenden çıkıp, yanında kumral, ince yapılı bir askeri doktorla geri geldi. Miralay, hastanın yattığı pirinç karyolaya yaklaştı: “Hanımcığım, arkadaşım Doktor Refik Bey geldi, sana bakacak” dedi. Genç doktor hastayı dikkatle inceledi ve teşhisini koydu. “Şiddetli bir grip geçiriyor. Vereceğim tedavi ile kısa sürede iyileşir.” Bu genç doktor, Refik Saydam, kısa bir süre sonra yeni kurulacak Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sağlık bakanı olacak ve ülkede mucizeler yaratarak bütün bir ulusun hastalarını iyileştirecekti. Daha Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan Sağlık Bakanlığı, cephedeki askerlere kolera aşısı yapmaya başlamış, Cumhuriyetin ilanından bir yıl sonra kurulan Hıfzısıhha Enstitüsü yerli aşı üretimine geçmiş, Salgın Hastalıklar Daire Başkanlıkları ülkeden tifüs, kolera, çiçek, verem, trahoma gibi hastalıkları silebilmişti. Hıfzısıhha Enstitüsü 2011 yılında kapatıldı. Müzikle anmak İsmet İnönü’nün ölüm yıldönümlerinde CSO ve diğer Senfoni Orkestraları tarafından yurtiçinde gerçekleştirilen “İnönü Konserleri” de bu yıl pandemi nedeniyle yapılamayacak. Ünlü devlet sanatçımız Gülsün Onay, müzik hayranı ve koruyucusu İkinci Cumhurbaşkanımızı anma görevini çevrimiçi üstlendi ve 25 Aralık akşamı anlamlı bir piyano resitali sunacak. 1916 yılında evlenen Miralay İsmet Bey’le Mevhibe Hanım’ın birliktelikleri 21 gün sürmüştü. Diyarbakır Cephesi’ne tayin edilen İsmet Bey giderken genç eşine alışılmadık bir hediye almıştı, 30 altına bir piyano! Savaş günlerinde hasret, Mevhibe Hanım’ın piyano günleri ile hafifleyecek, yeni evliler müzik sevgisini birlikte keşfedeceklerdi. İsmet Bey iyi çalamayacağından endişe eden eşini mektuplarında teselli ediyordu: “Piyano dersleri alaturka ve alafranga diye üzülüp duruyorsun. Nasıl kolayına gelirse öyle öğren! Fakat sık değiştirme ki vakit beyhude geçmesin. Ben alafranga öğrenesin fikrindeyim. Ama nasıl devam ediyorsa öyle kalsın. İnşallah hepsini öğrenirsin!” İsmet Paşa çoksesli Batı müziğine bir Osmanlı subayı olarak görev aldığı Yemen çöllerinde alışmıştı. Demiryolu yapmak için orada bulunan Fransız şirketinde çalışanların ayrılırken bıraktığı taş plakları dinleye dinleye sevmişti. “Yemen’de müzik ihtiyacına karşı derin bir hasret içindeydik. Gramofon bize bulunmaz bir nimet gibi geldi. Akşam üzeri karargâhtan yattığımız eve geldiğimiz vakit hep beraber gramofon başına koşardık. Plakları tecrübe ederdik. Senfoni, arkasından opera parçası, serenat... Yavaş yavaş alışkanlık hasıl oldu.” İnönü, Atatürk’ün önderliğinde yeni bir devlet kurma çabaları içinde Batı müziğinin yaygınlaşması, öğrenilip sevilmesi, Türkiye’ye nitelikli, ünlü solist ve orkestraların, şeflerin gelmesi için elinden geleni yaptı. Yeni kurulan Konservatuvarın, Devlet Opera ve Balesi’nin konser ve temsillerini kaçırmadan izledi. Kendisi de viyolonsel dersleri aldı. Üstün yetenekli çocukların yurtdışında eğitim görmesini sağlayan Harika Çocuklar yasasını çıkardı. Hayatının sonuna kadar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserlerini izledi. İsmet Paşa ile Mevhibe Hanım hem Beethoven hem de Münir Nurettin Selçuk hayranı oldular. Geçenlerde 24 yıldır yapımı süren yeni CSO Salonu açıldı. 6660 Sayılı yasa yürürlükte olmasına rağmen son 18 yılda hiçbir harika çocuk destek görmedi. Dualarla anmak İsmet İnönü geleneksel olarak her ölüm yıldönümünde, evinde okutulan dua ve düzenlenen Mevlidi Şerif’le anılırdı. 25 Aralık günü, Anıtkabir’deki resmi törenden sonra İsmet Paşa’yı sevenler, aile dostları, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni temsilen Kuvvet Komutanları eşleri Pembe Köşk’te bir araya gelirdi. Koronavirüs nedeniyle yapılamayacak bu toplantı yerine bu yıl, İnönü’nün başbakanlığı sırasında eşi Mevhibe İnönü’nün katkıları ile yapılan Çankaya Merkez Camii’nde Yasini Şerif okutulacak. Değişmeyenler Değişmeyen alışkanlıklara gelince... İnönü’nün “bu bir yenilgi değil, benim en büyük zaferimdir” dediği 1950 seçimlerinden sonra başlayan ve her birine hayattayken cevap verdiği saldırılar, asılsız iddialar, tarih saptırmaları, vicdansız iftiralar devam ediyor. Hayatının son dönemlerinde, yine karşı karşıya kaldığı bu tip sataşmalardan birine, dayanamamış: “Hadi canım sen de!” demişti. Ölümünün 47. yılında, eskisi kadar yenilemez İsmet İnönü’yü en iyi yine bir sağlık emekçisi, halen bu zor pandemi koşullarında aktif çalışan çocuk doktoru Burhan Topal anlatmış: “Aramızdan ayrılışının yıldönümünde nasıl anlatılabilir? Hangi birini anlatabilirsin, anlatabiliriz? Muharebe meydanlarını, yazdığı defterlerini, çektiği acı ve ıstırapları, isyan edenlere isyanlarını; entrikacılara karşı savaşlarını; demokratik rejim diye tükettiği ömrünü, kendi arkadaşları tarafından yaralandığını; ayağa kalkıp tekrar savaşa devam ettiğini; bindiği atları, yaptığı çivilemeleri, kurtardığı Topkapı hazinesini, takip ettiği klasik müzik konserlerini, savaşta teslim aldığı düşman kumandanlarını; barışta tuş ettiği İngiliz, Amerikan ve Rus devlet başkanlarını, Türkiye’ye çarpmak üzere olan Almanya’nın yönünü değiştirebilmesini... Daha neler neler. Işıklar içinde yatsın. Seni anlayan, anlayabilenlere selam olsun.”
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear