26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
KÜLTÜR 13 18 ARALIK 2020 CUMA Contemporary İstanbul, bu yıl çevrimiçi olarak yapılacak, ziyaretçiler 17 gün boyunca sanal ortamda ücretsiz olarak fuarı gezebilecek. Çağdaş sanat Barış İçin Müzik’ten çevrimiçi senfonik masal Barış İçin Müzik Vakfı çocukları, klasik müzik dünyasının en ünlü eserlerinden biri olan, Sergei Prokofiev’in senfonik orkestra ve anlatıcı için bestelediği “Peter ve Kurt” adlı senfonik masalını çevrimiçi yorumu Barış İçin Müzik Vakfı web sitesi ve YouTube kanalı üzerinden 31 Aralık’a kadar ücretsiz izlenebilir. Barış İçin Müzik öğrencilerinin çaldığı ve oyuncu Şebnem Bozoklu’nun seslendirdiği metnin türkçe çevirisi, öykü yazarı ve çevirmen Tomris Uyar’a, anlatım uyarlaması da tiyatro sanatçısı Genco Erkal’a ait. Uşak Kısa Film Festivali’nde son 3 gün Ünlü yönetmen Yorgos Lanthimos’un “Nimic” filmi pazar günü yapılacak kapanış töreninde gösterilecek. Uluslararası Uşak Kısa Film Festivali’nin bu yıl 7’ncisi düzenleniyor. Pandemi nedeniyle çevrimiçi yapılan festivalde 20 Aralık’a kadar 131 film seyirciyle buluşuyor. www. usakfilmfest.com adresinden takip edilebilecek festivalde ustalık dersleri, atölyeler, söyleşiler, sergi ve konserlerle birçok etkinlik yapılıyor. Festivalin ana jürisinde Beste Yamalıoğlu, Can Eren, Caner Özyurtlu isimlerinin yanı sıra Deniz Ova, Eli Salameh, Dr. Murat Tırpan, Natali Yeres, Prof.Dr. Nazlı Bayram ve Teoman Kumbaracıbaşı gibi farklı isimler de var. Uluslararası Kısa Film Yarışması’nda yarışan ve internet sitesi üzerinden ücretsiz izlenebilen filmler arasında şu filmler bulunuyor: “Da Yie”, “Delphine”, “Die Waschmaschine”, “Dogwatch”, “Eeny Meeny”, “How to Disappear”, “So We Live”, “Sticker”, “Streets of Lagos”, “Up At Night”. Ulusal En İyi Film adayları ise şöyle: “Bir Nehir Kıyısında”, “Boğulmanın Adabı”, “Göremediğimiz Tüm Işıklar”, “Kara Kutu”, “Yağmur, Şnorkel ve Taze Fasulye”. Bu yıl 3 yarışmada toplamda 24 dalda Kanatlı Denizatı Ödülleri’ni sunacak olan festivalin ödül töreni, bu akşam saat 18.00’de, Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi’nde yapılacak. bir tık uzakta Çağdaş sanat sevenlerin her yıl en merakla beklediği fuarlardan olan Contemporary İs2021’de iki fuar müjdesi tanbul (CI) zamanları bu sene gecikmeli de olsa geldi. Uzun kuyruklar sonrası içeri girilen, tıklım tıklım ortamda sanat eserlerini görmek için beklenen, ayaklarımıza kara suORHUN ların indiği ContemATMIŞ porary İstanbul, bu yıl pandemi şartları gereContemporary Istanbul Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli’yle ayrıca konuşma ve sorularımızı yöneltme şansı elde ettik. Güreli, sanal fuarla ilgili detayları şöyle anlattı: “Biz buna nisan ayında karar verdik. Mayıs ayında sözleşmeleri imzaladık ve başlattık. Gece gündüz çalıştık. Ali Güreli başta Akbank olmak üzere tüm sponsorların logolarını görüyorsunuz. Mümkün olduğunca gerçeğine yakın tasarlanmaya çalışıldı. EserOPIEJU ği çevrimiçi. Fiziki fuarı arayanlar ise ilkbahara kadar bekleyecek. Ancak üzülmesinler, çünkü 2021’de hem ilkbahar (27 Nisan2 Mayıs 2021) hem de sonbahar olmak üzere iki kez Contemporary İstanbul heyecanı yaşanacak. Ancak evlerde kalınan, kısıtlamaların olduğu, hafta sonu ve yılbaşında dışarı çıkılamayan buSanal fuar, fiziki fuarın yerini tutmaz, bu doğru. Biz de ‘sanal fuar olmaz’ duygusunu nasıl ‘biraz da oluyormuş’ duygusuna taşıyabileceğimizi düşündük. Sanalda birkaç mekân tasarlandı, bir galeriden başka bir galeriye geçerken bambaşka bir mekâna da geçmiş oluyorsunuz. Aynı fuardaki gibi bir resepsiyon alanı var. Bu fuara destek olan ler uzaktan satın alınabilecek, hatta uzaktan pazarlık edebilecekler ya da sanatçılarla, galerinin direktörüyle ve yöneticisiyle sohbet edebilecekler. Sanat eserini en ince detayına kadar inceleme şansına sahip olabilecek ziyaretçilerimiz.” Güreli, 2021’deki fiziki Contemporary İstanbul ile ilgili de müjdeli haberler vererek “Bir tanesi bahar ayında, diğeri sonbaharda iki adet fuarımız olacak. Belki 2022’de de aynısını yaparız. Belki bu bütün pazarın hoşuna gidecek. Belki her sene devam ederiz. Memnun da oluruz. İçeriğini de biraz farklılaştırabiliriz iki fuarın. Belki bahardakileri yalnızca Türk galerilerle, sonbahardakini yabancı galerilerle yapabiliriz. Çok fazla opsiyonumuz var” diye konuştu. günlerde 15. Contemporary İstanbul’u saBununla da bit hipliği yapan Contemporary Is ya kültür sanat metropolleri aranal ortamda gerçekmiyor, gerçekteki tanbul Yönetim Kurulu Başkanı sında ilk üçte anılması için çalımiş gibi gezmek için sosyal ortamı arat Ali Güreli ve fuarın 15 yıldır ana şan Contemporary Istanbul olarak fuar ekibinin aylarmamak için sasponsoru olan Akbank’ın Kurum virtual.contemporaryistanbul.com dır geceyi gündünal fuara getirilen sal İletişim Bölüm Başkanı Murat ile uluslararası sanat çevrelerinde ze kattığı belirtiliözellikler arasında Göllü, hem sanal hem de fiziki fu bir ilk olacak bir sanal fuara imyor. Contemporary galerilerle direkt arla ilgili bilgiler aktardılar. za atıyoruz. Sanal fuarımızın fizikİstanbul’un dünkü olarak bağlantıAli Güreli toplantıda yaptığı ko sel fuarımızdaki tüm coşkuyu biribasın toplantısında Marfo Noble Passange bu çalışmaları fuar ya geçmek de var. nuşmada, “Sanal fuarı sanatsever kimi ve etkinliği yansıtacağını seEserlerin detaylı ler ücretsiz olarak gezebilecek vinerek göreceğimize inanıyoruz” ekibinden Melih İsmail İnan an bilgilerine ulaşılabilecek ve satın ler. İçinden geçtiğimiz dönem bizi, ifadelerini kullandı. lattı. CI, “https://virtual.contem alınabilecek. İnternet sitesinden tüm dünyayı son hızla dijitalleşporaryistanbul.com” adresinde 19 çevrimiçi konuşmalar ve program meye itti, süreçleri hızlandırmayı ‘Korona Günlükleri Aralık 20206 Ocak 2021 tarihleri da görülebilecek. mecbur kıldı. CI olarak sanal fuar Karnavalı’ arasında gezilebilecek. Siteye girdiğiniz andan itibaren klavyenizin tuşlarıyla ilerleyebilecek, eserleri yakınlaştırarak görebileceksiniz. Hatta, fiziki ortamdaki gibi hızlıca ilerlemek isterseniz “shift” tuşuna basmanız yeterli olacak, “boşluk” tuşuna basarak sevincinizi “zıplayarak” gösterebileceksiniz. 550 sanatçı 1500 eser “Virtual” Contemporary Istanbul’da 11 ülkeden, 37 galeri, 550 sanatçı ve 1500 eser ve 13 inisiyatif yer alacak; 17 gün boyunca gezilebilecek “virtul.contemporaryistanbul.com” ücretsiz olacak. Basın toplantısına ev saçalışmalarımız vardı, ancak süreç bu planlarımızı hızlandırmamızı gerektirdi ve şimdi 15. edisyonumuzu sanal fuarımızla başlatıyoruz. Çağdaş sanat alanında yaptığı yenilikler ve gerçekleştirdiği ilklerle Türkiye’den adı İstanbul’la birlikte anılan bir markayı yaratan ve her zaman İstanbul’un dünAkbank Sanat olarak bu önemli etkinlikte, küratörlüğünü sevgili Hasan Bülent Kahraman’ın yaptığı “Korona Günlükleri Karnavalı” karma sergisiyle yer alacağız. Contemporary Istanbul’un teknolojik altyapısı ve yenilikçi tasarımıyla sanatseverlere benzersiz bir deneyim sunacağına inanıyoruz. Beethoven yılının son çevrimiçi konserleri GÜLÇIN GÜLAN Piyanist Birsen Ulucan L.v. Beethoven’in 3’üncü Senfonisi “Eroica” nın ve 14 Aralık’ta Can Okan Beethoven’un 6’ncı Senfonisi “Pastoral”in Franz Liszt solo piyano için transkripsiyonunu önceki akşam Cemal Reşit Rey’de (CRR) seslendirdiler. Sahnede kayda alınan bu iki konser önceki kayıtlar gibi 1’er hafta boyunca CRR YouTube kanalından aşağıdaki linke girilerek izlenebilecek. https://www.youtube.com/channel/UCcB4QimHcOKEvmQawHLGQ/featured CRR aralık ayı Beethoven konserleri 21 Aralık’ta “Yedili Op. 20”nin seslendirileceği oda müziğiyle devam edecek. CRR Genel Sanat Yönetmeni Cem Mansur konserler öncesinde piyanistlerle yaptığı söyleşilerde her ikisi de büyük piyano virtüozü ve büyük besteci olan Beethoven ve Liszt arasındaki benzerliğe dikkat çekti. Neden uyarlama değil transkripsiyon olduğunun üzerinde durdu. Can Okan, “Liszt transkripsiyonlarında orkestra notasında yani partisyonda ne varsa eksiksiz şekilde piyanoya aktarıyor. Piyano tek başına bir orkestraya dönüşüyor” diyerek bu eseri çalmanın üst düzey bir teknik gerektirdiğini vurguladı. Piyanistler, Liszt’in özellikle senfonileri yazıldıklarından itibaren çalınan, müziğinin özü devrimci olan Beethoven’a hayran olduğunu vurguladı. Ulucan, “Eğer dünyada yüz akı kişilik varsa. Beethoven benim için öyle bir kişidir” diyerek Liszt’in bu bakımdan da bir yakınlığı olduğunu söyledi. Einstein’ın mektubu Einstein’ın kızına yazdığı mektupları okurken düşünüp durdum; öyle bir bilim insanı hep sevgiden söz ederken, nasıl oluyor da en gelişmiş ülkelerde bile insanın savaş çıkararak birbirini boğazlaması önlenemiyor? Örneğin şu sözler bir sevdalının ağzından dökülmüyor, benzerine ancak birkaç yüzyılda bir rastlanan bilim insanının beyninden süzülüp yerleşiyor insanlığın belleğine. Ölümünden 20 yıl sonra açıklanan mektuplarının birinde, “İzafiyet kuramını açıkladığım zaman çok az kişi beni anladı, şimdi insanlığa ulaşması için yazacaklarım da bu dünyada yanlış anlaşılma ve önyargıyla çarpıtılmaya mahkum. Mektupları gerektiği sürece korumanı istiyorum, ta ki toplum şimdi açıklayacaklarımı kabul edecek düzeye gelene kadar. Bilimin açıklayamadığı son derece kuvvetli bir güç var” diyor. Sevgi Açıklamalarını sürdürüyor: “Bu güç herkesi kapsıyor ve yönetiyor, evrenin çalışmasını sağlayan her olgunun arkasında bile o var ve henüz bizim tarafımızdan tanımlanamadı. Bu evrensel güç sevgidir; sevgi ışıktır onu alıp verenleri aydınlatan... Sevgi yerçekimidir, çünkü insanların birbirine çekim hissetmelerini sağlıyor.” Şu yargısı ise doğada varoluşumuzun bildirgesi... “Eğer türümüzün hayatta kalmasını istiyorsak, eğer hayatta bir anlam bulmamız gerekiyorsa, eğer dünyayı ve içinde yaşayan her duyarlı varlığı kurtarmak istiyorsak, sevgi tek ve biricik cevaptır.” İnsan Yalnızca bu tanımlarla yetinmiyor, mektubun bir yerinde düşüncesinin temeline insanı oturtuyor: “Sevgi kuvvettir, çünkü bizdeki en iyiyi çoğaltır, insanlığın kör bencilliklerinde tükenmesini önler. Sevgi için yaşarız ve ölürüz. Sevgi Tanrı’dır ve Tanrı sevgidir. Bu güç her şeyi açıklar ve yaşama anlam katar. Bu bizim çok uzun süredir göz ardı ettiğimiz bir çelişkidir. Çünkü belki insanın evrende kendi özgür iradesiyle kullanamayacağı tek enerji olduğu için sevgiden korkuyoruz.” Konuyu daha da açımlayarak görüşünü somut örneklerle besliyor: “E=mc2 yerine, dünyayı iyileştirecek olan enerjinin ışık hızının karesiyle çarpılacak sevgiyle sağlanabileceğini kabul edersek şu sonuca varıyoruz: Sevgi en kuvvetli güçtür, çünkü sınırı yoktur. İnsanlığın evrendeki bizim düşmanımız haline gelen diğer güçleri kullanmakta ve kontrol etmekteki başarısızlığından sonra kendimizi başka çeşit bir enerjiyle beslememiz zorunludur.” Sonuç Einstein, 67 yaşında yazdığı Yaşamımdan Notlar adlı yaşamöyküsel kitabında özel konular yerine içinde yaşadığımız evren, doğa, felsefeye yönelik görüşlerinin içeriğine değiniyor: “Ölüm sonrası yazı” diye adlandırdığı kitabını şöyle tanıtıyor: “‘Bu bir ölüm sonrası yazısı mı’ diye sorabilir şaşırmış okurlar. Cevabım: Aslında evet. Benim türümde bir insanın varoluşunda asıl olan ne yaptığı veya hangi acıları çektiği değil, ne düşündüğü ve nasıl düşündüğüdür.” Vardığı şu sonuç, sonradan Hebrew Üniversitesi’ne bağışlanan 1400 mektubun yanında, Yaşamdan Notlar’ın da içeriğini yansıtıyor: “Bu evrensel enerjiyi almayı ve vermeyi öğrendiğimiz zaman sevgili Lieserl, sevginin hepsini yendiğini, her şeyin ötesine geçtiğini doğrulayabileceğiz, çünkü sevgi hayatın özüdür.” Görüldüğü gibi, yazım çok alıntılı oldu. Konu, E=mc2 ile enerjinin gücünü evrensel kılan Einstein’ın kuramı olunca, bir anlatım yolu aramaya gerek yok. Yazara düşen, susmak, onun düşünce evrenini yansıtmaya çalışmaktır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear