25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 14 ARALIK 2020 PAZARTESİ HABER İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM kürsüsünden HDP’li vekillere hakaretler yağdırdı Sokak ağzıyla konuştu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, HDP’ye Meclis kürsüsünden çok sert sözler söyledi. HDP’li milletvekillerine “Haysiyetsizler” diyen Soylu, kayyım atanan belediyelerle ilgili de “Size kapak olsun” ifadesini kullandı. İçişleri Bakanlığı’nın önceki gün TBMM’deki bütçe görüşmeleri gergin geçti. Kürsüde HDP’yi hedef alan Soylu, “İspanya Batasuna’ya ne yapmışsa biz onu yapıyoruz. İspanya Yüksek Mahkemesi Batasuna’yı kapatırken demişti ki ‘Şiddetin kınanmasının reddedilmesi ve bunun diğer bütün partiler tarafından kınanırken yapılmaması terörizme örtülü bir destek anlamına gelir.’ Hani birileri bugün PKK’yı kınayamıyor ya Batasuna avukatları AİHM’ye itiraz edince AİHM de net bir cevap verdi, dedi ki; ‘Ön gerekçe bu değil ama tek gerekçe bu olsaydı bile karar doğrudur, sözleşmeye aykırı değildir.’ İşte biz, meseleye böyle bakıyoruz” ifadelerini kullandı. ‘İtalya’ örneği! Soylu konuşurken, HDP’li milletvekilleri de sıra kapaklarına vurmaya başladı. Konuşmasını sürdüren Soylu, HDP’lilerin belediyelere kayyım atanmasına ilişkin eleştirileri üzerine de şunları kaydetti: “İtalya’da olan biten bizdekinin aynısıydı. 2013’te 38, 2018’de 43, 2019’da 45 belediyenin seçimle gelmiş yöneticileri yerine kirli ilişkileri, ağları nedeniyle kayyım atadılar. Ne dünyadan ne muhalefetten kimsenin gıkı çıkmadı, kimse kalkıp geçmiş olsuna gitmedi, kıSüleyman Soylu HDP ile PKK tartışması Bakan Soylu’nun önceki günkü açıklamaları nedeniyle Meclis’te tartışma yaşandı. HDP’li Kemal Bülbül, “Sanki kürsüde Yeşil vardı, sanki Esat Oktay Yıldıran vardı. Kürt halkını, muhalefeti tehdit edene şunu söylüyoruz: Sen Esad Oktay Yıldıran’san biz de Kemal Pir’iz” dedi. AKP’li Mehmet Muş, Soylu’nun Meclis’te olmadığını belirterek, “Çok hoşunuza gittiyse davet ederiz, bir daha size söyler gerekenleri” dedi. Muş, Kemal Pir’in PKK’nin kurucularından olduğunu söyleyerek Bülbül’e tepki gösterdi. MHP’li Erkan Akçay ise, “Kemal Pir’iz demek, ‘Biz PKK’yız’ demektir. Biz sizi terörist destekçisi olarak söylüyoruz ama noksan söylemişiz. Siz bizatihi PKK’nın ta kendisi olmuşsunuz” dedi. nama beyanları yapmadı. Biz kimseye Yunanistan’da Altın Şafak Partisi’ne yapılandan, İspanya’da, İtalya’da yapılandan, Fransa’da yapılandan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ndeki ilkelerden, Venedik Kriterleri’nden farklı bir muamele yapmıyoruz. Teröriste terörist diyoruz, destekçisine de terörist diyoruz; ihbarcısına, işbirlikçisine, çocukları kandırıp dağa gönderen belediye başkanına terörist diyoruz; İmralı’daki devrik terörist başına terörist diyoruz. Koltuğu için birbirini yiyen Edirne’deki Demirtaş’a da Karayılan’a da tecavüzcü biçirpinin Duran Kalkan’a da terörist diyoruz. Hiç merak etmeyin, biz içeride olan biten her şeyin farkındayız.” İsim vermeden HDP’nin yanı sıra yeni kurulan partilere de seslenen Soylu, şunları söyledi: “Size soruyorum: Sabahtan beri Kandil’de elinize yazılıp verilmiş metinleri dinliyorum. Hiçbirinde Demirtaş’ın ismi geçmiyor. Ne oldu Demirtaş’ı açığa mı aldınız? Nereden zuhur ettiği belli olmayan dünün acizlerinin, yeni partilerinin karşı mahalleye yaranmak için yaptıkları açıklamalar yargıya ‘sopa’ diyerek itibarsızlaştırmaya çalışmaları bize sökmez. Onlardan PKK’ya ne ‘deva’ olur ne de ‘gelecek’ olur.” ‘Bu da kapak olsun’ Soylu, bazı fotoğraflar da gösterek “Sen bu resimlere bak, çocuk terörist bunlar, çocuk. Bunlar, sizin burada PKK’nın sözcülüğünü yaptığınız terör örgütünün, annelerin evlatlarını, çocuklarını kaçırıp ellerine silah verdikleri çocuklarımız. 14 yaşında, 15 yaşında bunlar” dedi. Soylu, “Kayyımdan aldığımız belediyeler, 600 belediye başkanı, 73 belediye başkanı 694 bin yıl 10 ay hapis cezası aldı. Bu da size kapak olsun” ifadelerini kullandı. Bölgeye doğalgaz götürüldüğünü, konutlar yapıldığını, anjiyo merkezi açıldığını, yeni hastanelerin de biteceğini söyleyen Soylu, Yüksekova’ya ve Şemdinli’ye yeni kaymakamlık binası yapılacağını, Derecik’te temelleri attıklarını dile getirerek, “Ohhh! paralar PKK’ya gitmiyor, millete gidiyor. Oh, oh! Not alın not, not” sözlerini sarf etti. Haysiyetsizler dedi HDP’lilere “Haysiyetsizler” ifadelerini kullanan Soylu, “Sizin az buçuk haysiyetiniz olsa şu siviller için bir gün başsağlığı dilerdiniz. Bu çocukların hesabını vereceksiniz. Terörist onlar. Bunlar emekçi, hiç utanmıyorsunuz değil mi? İşçi bunlar, işçi. Alın teriyle para kazanmak isteyenler. PKK’nın kölesi olmuşsunuz” dedi. ‘Seslerini keseceğiz’ Bu arada HDP milletvekillerinin sıra kapaklarına vurmaya devam etmesi üzerine oturumu yöneten TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, “Arkadaşlar, başım ağrıdı” ifadesini kullanınca Soylu, “Bizim başımız ağrımaz. Onların sesini keseceğiz” karşılığını verdi. l ANKARA / Cumhuriyet BU SÖZLER MECLİS TUTANAKLARINA GEÇTİ AKP’li vekilden Tamince’ye: Şerefsiz CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ile “kripto FETÖ’cü” tartışmasına giren AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, Altay’ın “Bir kısmı Tayyip Bey’in masasındadır Fettah Tamince gibi” ifadesine “O ‘şerefsiz’ bizim içimizde değil” sözleriyle yanıt verdi. TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinde CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ın, FETÖ’cülerin hâlâ bürokraside ve AKP’nin içinde olduğunu söylemesi üzerine tartışma çıktı. Altay, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in ardından kripto FETÖ’cülerin bir kısmının hâlâ AKP’nin içinde olduğunu söyleyince AKP Elazığ Milletvekili Zülfü Demirbağ, “Nerede, kim” diye sordu. “Bir kısmı devlet bürokrasisindedir, bir kısmı Tayyip Bey’in masasındadır Fettah Tamince gibi” sözleri üzerine AKP’li Demirbağ, “‘Burada’ diyorsun, ‘burada, burada’ diyorsun, ‘içinizde’ diyorsun. O ‘şerefsiz’ bizim içimizde değil” karşılığını verdi. Demirbağ’ın ‘şerefsiz’ ifadesinin Meclis tutanaklarına aynen geçmesi dikkat çekti. Rixos Otelleri’nin sahibi Tamince, bir dönem Fethullahçılar içerisinde yer aldığını itiraf etmiş ve “FETÖ üyeliği”nden hakkında bugüne kadar 4 soruşturma yürütülmüştü. FETÖ’nün yayın organı Zaman’ın ortaklarından olan Tamince, hakkındaki FETÖ soruşturmalarından kurtarılmasıyla sık sık gündeme gelmişti. l ANKARA BÜTÇE GÖRÜŞMELERİ SÜRÜYOR EBA SORUNSUZ ILERLIYORMUŞ TBMM Genel Kurulu’nda dün Milli Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bütçeleri görüşüldü. Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı ve AKP Ankara Milletvekili Emrullah İşler, Türkiye’nin, Covid19 salgınında uzaktan eğitim konusunda Avrupa başta olmak üzere dünyada pek çok ülkeden daha hazırlıklı olduğunun görüldüğünü ileri sürerek EBA sisteminin sorunsuz ilerlediğini söyledi. İşler’in bu sözlerine muhalefet sıralarından tepki gelirken CHP’li Atila Sertel öğretmenlerin geçim sıkıntısına dikkat çekti. Sertel, “20 yıllık öğretmen 4 bin lira maaş alıyor, utanın” tepkisini gösterdi. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Genel Kurul’daki konuşmasında “Bakanlığımız bütçesinden vakıflar için ayrılan 422 milyon civarında bir paradan söz edildi. Maarif Vakfı dışında bir vakfa 1 kuruş para vermemiz söz konusu değil” bilgisini paylaştı. MHP milletvekili Yaşar Karadağ ise Milli Eğitim Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2021 yılı bütçeleri üzerinde söz alırken ittifak ortağı AKP’ye eleştiriler getirdi. Karadağ, “Din kisvesi altında sapkın akımlara karşı çocuklarımızı korumak için Anadolu’nun irfanını öne çıkaran bir din eğitimi benimsenmelidir. Gençler sınav karmaşasından kurtarılmalıdır. Üniversitelerin ülkemizin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren, bilim ve teknoloji üreten, dünya üniversiteleriyle yarışan eğitim kurumları haline gelmesi esas olmalıdır” ifadelerini kullandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu ise sunumunda, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı. Karaismailoğlu, “Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’nin yolunu yapması gerekenler yapmadığı için biz yaptık. Metrosunu da aynı hızla 18 ay gibi bir sürede tamamlamayı hedefliyoruz. Hastane, yol yapmak, metro yapmak herkese nasip olmaz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. SEVGİ KARTARI Prof. Dr. ASKER KARTARI DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. BÜLENT AVCI DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. İZMİR ALİAĞA EMEKLİ ÖĞRETMENLERİNDEN BİR GRUP DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. GALATASARAY LİSESİ 97. DÖNEM Locus minoris resistentia/Direncin en az olduğu yer... Bir tıp terimidir “direncin en az olduğu yer”. Bir zorlanmada ilk orası etkilenir. Üşütürsünüz, kiminin dişi ağrır, kiminin safrakesesi hastalanır, kimisine hiçbir şey olmaz. “Direncin en az olduğu yer” herkese göre değişir. Bu nedenle de aynı “ajan patojenhastalık yapıcı etken” herkeste farklı sonuçlar verir. Bir virüs alan kişilerden kimisi hafif geçirir, kimisi ağır hastalanır, kimisi farkına bile varmaz. Yaşam direncimiz; bedenimize giren her etkene nasıl yanıt verdiğimizle anlaşılır. Hastalıklardan korunma, bağışıklık sistemimizin gücü, etkenin hastalık yapabilme derecesi arasında kurulan denge, yaşam gücümüzü belirler. Covid 19 da yaşamaya, yayılmaya çalışan bir mikroorganizmadır. Bu virüsle insan arasındaki buluşma da bir dengeye ulaşacak. Bu denge sağlanıncaya kadar yapılacak mücadele dünya çapında tarihsel bir öneme sahip. Mücadelenin özü de: Hastalıktan korunma ile bağışıklık sisteminin gücünün virüsün hastalık yapma kapasitesini aşmasına dayanıyor. Yaşam direncimizi tanımak Yaşam direncimiz “zihinselbedensel direncimizdir”. Yaşamak, hayatta kalmak, sadece bedensel değil, öncelikle zihinsel bir “yaşam mücadelesi kararı”dır. Deneyimli hekimler ve hemşireler, bir hastanın “iyileşme azmini” ya da “iyileşmekten vazgeçme” umutsuzluğunu iyi bilirler. İyileşmek isteyen iyileşecektir. İyileşmekten vazgeçmiş kötümser hastalar tedaviye yanıt vermekte zorlanırlar. O’ Henry, “Son Yaprak The last leaf” öyküsünde sanatçı duyarlılığı ile bu “yaşam direnci”ni çok iyi yakalamıştır. “Genç kız verem hastasıdır. Gün geçtikçe zayıflamakta; halsiz, bir şey yemeden evinde yatmaktadır. Mevsim güzdür. Bahçedeki ağaç yapraklarını dökmektedir. Genç kız, komşusu genç ressama içinden geçeni açıklar: Yapraklarını döken ağacın son yaprağı da düştüğünde o da ölecektir. Her gün düşen yaprakları seyreder ve son yaprağı bekler. Sonunda tek bir yaprak kalır. Ancak, duvara yapışık yaprak düşmemektedir. Genç kızın her sabah baktığı ‘son yaprak’ düşmez. Genç kız buna şaşar ve bir işaret gibi kabul eder. Hayatta kalması gerekmektedir. Yavaş yavaş iştahı açılır, halsizliği azalır, yürüme gücünü kazanır. Artık hastalığı atlatmıştır. Gider ve o düşmeyen son yaprağa bakar. O ‘son yaprak’, ressamın duvara yaptığı yaprak resmidir.” Bu öykü usta yazarın sezdiği “zihinselbedensel direncin” öyküsüdür. Bütün hastalıkların iyileşmesinde de kötüleşmesinde de hastanın “morali”, “motivasyonu”, “yaşama arzusu” dediğimiz “yaşama direnci” büyük rol oynar. Covid19 aşısı yaptıralım mı? Bu noktada çekinceler belirten aşı karşıtlığı, bütünüyle yanlış bir tutumdur. Elbette, Covid19 aşısı kesinlikle herkese yaptırılmalıdır. Aşı, tıp biliminin en büyük tarihsel buluşudur. Çiçek hastalığı aşıyla yenilmiştir. Tüberküloz hastalığı aşıyla yenilmiştir. Kuduz, tetanoz aşıları hayatlar kurtarmıştır. Kızıl, kızamık, poliomyelit aşıları çocuklarımızı ölümden korumuştur. Aşıların yan etkileri de vardır ama bundan korkarak aşı yaptırmamak yaşamsal yanlışlardan birisidir. Aşı yaptırmak, koruyucu önlemlerin önemini azaltmaz. Sırasıyla gidersek: Elleri sık sık sabunla yıkamak, ağız ve burunu da suyla, antiseptik katılmış suyla temizlemek. Maskeyi mutlaka takmak. Dışarda ya da başkalarının olduğu yerde maskesiz olmamak. Başkalarıyla aramızda mesafe bırakmak. Bunlar korunma önlemleridir. Bağışıklık sistemi için de: Covid19 aşısı yaptırmak. Karma beslenme ile beslenmek; et, süt, yumurta balık, sebzeler, meyveler, bakliyat (fasulye, nohut, bezelye gibi) ile düzenli beslenmek. Yeterli, dinlendirici uyku. Bol su içmek, bol sıvı almak. İçkiden, sigaradan uzak durmak. Kaygılardan, zararlı streslerden korunmak. Yürümek, fiziksel aktivitelerle, sporla direnci pekiştirmek. Yaşama kararlılığı ile olumlu bakış açısını korumak. Yaşam mücadelesi bitmez Ülkemizin “locus minoris resistentia”sı ise “yanlış yönetim sistemidir”. Başkanlık sistemi adı altında yürütülen “Tek Adam kararına bağlı yönetim”, “etkisiz Meclis”, “denetimsiz iktidar” ülkemizde “direncin en az olduğu yerdir”. Bu toplumsal gerileme, akıl ve bilincin yerine biat ve itaatin konulması, ülkemizi her alanda geriletmiştir. Bakınız bilim üretmesi gereken üniversitelerimizin suskunluğuna. Bakınız, eğitim kurumlarımızı dinselleştirme gayretlerine. Bakınız, sanat alanlarımızın köreltilmesine. Bakınız toplumsal eşitsizliğin giderek artmasına. Bakınız ülke servetlerinin satılıp durmasına. Bakınız hukuk kurumlarının iktidarın denetimine alınmasına. Bakınız basın özgürlüğünün ortadan kaldırılması çabalarına. Toplumsal hakların nasıl yok edildiğini göreceksiniz. Ama yaşam direnci çok daha güçlenir. Yaşam mücadelesi bitmez, yaşam direncimiz tükenmez. Bunu da yaşayarak göreceksiniz...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear