25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 30 KASIM 2020 PAZARTESİ HABER/YORUM Felsefe, ahlak ve erdem Laiklik ilkesinin geçerli olduğu bir ülkede, yani teokrasinin yıkıldığı bir ülkede, dinin, devlet, siyaset, hukuk ve eğitim alanları üzerinde egemenlik kurması ve bu alanlara müdahale etmesi önlenir, dine bir sınır çekilir, bu koşulla, dindar olmayı seçen vatandaşların dini inanç ve ibadet özgürlüğü ve dinsiz olmayı seçen vatandaşların düşünceleri ve yaşam biçimleri güvence altına alınır. Laiklik ilkesinin olduğu yerde devletin dini olmaz, vatandaşın kendi özgür iradesine göre dini olur veya dini olmaz. Ancak vatandaşın özgür iradesiyle dindarlığı veya dinsizliği seçebilmesi için, iki seçenek hakkında da bilgi sahibi olması gerekir. Din dersinin on yıl, felsefe dersinin iki yıl zorunlu olduğu ve ahlak dersinin din dersiyle birlikte okutulduğu, “dinsiz insan ahlaksız olur” yalanının dayatıldığı bir ülkede, laiklik kâğıt üzerinde kalır. Felsefenin bir alt dalı olan Etik (Ahlak Felsefesi), İslam, Hıristiyanlık ve Musevilik dinlerinin dışında bir ahlak ve erdem anlayışının da geliştirilebileceğini gösteren en önemli alandır. Hıristiyanlık ve İslam dinlerinden yüzlerce yıl önce yaşayan ve Musevilik dininin de etkisi dışında kalan antik Yunan filozofları Platon ve Aristoteles, buna dair en önemli örnekler arasında yer alır. HHH Bu filozoflar yaşamın amacının (“telos”), gelişerek iyi bir ruhu taşımak (“eudaimonia”) olduğunu düşünmüşlerdir. Onlara göre iyi bir ruhu taşımak da erdemli olmakla olanaklıdır. Belli başlı erdemler arasında da adalet, cesaret, dostluk ve ölçülülük gibi erdemleri saymışlardır. Platon bu erdemlerin özünün salt akıl yoluyla, Aristoteles ise hem akıl hem de deneyim yoluyla kavranabileceğini savunmuştur. 18. yüzyılda yaşamış olan İskoçyalı filozof David Hume, ahlakın ve erdemin dinin tekelinde olmadığını, ahlakın ve belli başlı erdemlerin temelinde duyguların olduğunu, duygudaşlık olarak nitelendirdiği bir duygu kesişmesiyle, vicdan, cömertlik, yardımseverlik, adalet temelli ortak bir ahlakın ve erdemin geliştirilebileceğini, bu potansiyelin ortaya çıkmasında, eğitimin ve çevre etkisinin çok önemli bir rol oynadığını savunmuştur. Yine 18. yüzyılda yaşayan Alman filozof Immanuel Kant, eylemlerimizin doğuracağı sonuçlara bakmaksızın, onların mutluluk, haz, yarar sağlayacağını dikkate almaksızın, evrensel bir ilkeye göre eylemde bulunan kişinin, ahlaklı ve erdemli olabileceğini ve akıl sahibi olan insanların bunu kavradıklarını savunmuştur. HHH Ahlak ve erdem ile din arasında zorunlu bir bağlantı yoktur. Dindar olsunlar veya olmasınlar, felsefe tarihinde, bir ahlak ve erdem anlayışı geliştiren birçok filozof vardır. Ahlaklı ve erdemli olmak için din zorunlu değildir. Bunu da bize en iyi öğreten alan, felsefedir. İnsanlığın ve uygarlığın gelişmesi, Tanrı düşüncesini kurgulamasıyla değil, ahlaklı ve erdemli olmasıyla olanaklıdır. Birinci ve öncelikli koşul, ahlaklı ve erdemli olmaktır, iyi bir insan olmaktır. Bu sağlandıktan sonra, insanlığın ve uygarlığın daha fazla gelişmesi için yapılması gereken de felsefede, bilimde, sanatta ve siyasette ilerleme sağlamaktır. Teokratik yapılanmalarda, din fetişizminin yaşandığı ortamlarda, felsefe, bilim, sanat ve siyaset gelişmez, dinin hizmetine girer. İnsan, Tanrı kurgusuna yaklaştıkça, insan olmaktan uzaklaşır, insana, dünyaya ve yaşama yabancılaşır. 19. yüzyıl Alman filozofu Friedrich Nietzsche’nin söylediği gibi, yaşamı ve dünyevi olanı, öte dünyacılıkla, dinle, imanla ve Tanrı kurgusuyla değillemek, hiççiliktir, bir çöküşün ve yozlaşmanın göstergesidir. Tüm acılarıyla ve hazlarıyla, mutluluklarıyla ve mutsuzluklarıyla, yaşamı olumlamak ve kucaklamak, sürü zihniyetinin bir parçası olmaktansa, kendi değerlerini kendisi yaratan özgür bir ruh olmak, insanın gelişmesinin yolunu açar. Felsefe özgürleştirir, din köleleştirir. Felsefe de uygarlık da din sayesinde değil, dine rağmen bir gelişme sağlamıştır. 30 KASIM 2020 SAYI: 34750 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:31 08:02 12:58 15:22 17:44 19:09 Ankara 06:14 07:43 12:42 15:10 17:31 18:55 İzmir 06:35 08:02 13:05 15:37 17:58 19:20 Adada ihmalden ölüm iddiası Gökçeada’da hastanede yeterli ekipman olmadığı ileri sürüldü CHP, eski Gökçeada ilçe başkanı İsmail Bulmuş, 9 Kasımda oğlu Okan Bulmuş tarafından Gökçeada Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kalp krizi KÜBRA KÖKLÜ geçirdiği belirlenen Bulmuş, daha sonra sevk edildiği Eceİsmail Bulmuş abat Devlet Hastanesi’nde yaşamını yitirdi. Babasının ihmaller zinciri sonucu yaşamını yitirdiğini savunan Bulmuş’un oğlu avukat Okan Bulmuş, “Hastanede yeterli ekipman yok. Elle kalp masajı yaptılar. Hastanede şok cihazı olmadığı için kullanamadılar. Hava ambulansı çağrılmadı. Başhekim hakkında suç duyurusunda bulunacağım” dedi. Avukat Bulmuş, “İhmaller zincirinden dolayı babam yaşamını yitirdi. Başka insanların da benim yaşadıklarımı yaşamaması için Gökçeada’daki sağlık sorununu çözmeye çalışacağım. Hava ambulansının Çanakkale yerine Gökçeada’da kalması gerekiyor” dedi. İddiaların doğru olmadığını belirten Gökçeada Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Özlem Çırpan, “Hastanemizde 4 şok cihazı mevcuttur. Hastanın tamamen kalbi durmadığı için şok cihazı kullanılmadı. Dizilerde kalp krizi geçiren hastaya hemen şok cihazı uygulandığını yurttaşlar görüyor. Ancak bu durum böyle değil. Neden bizler hastayı kurtarmak için elimizden geleni yapmayalım? Hava ambulansı istendi ancak hava muhalefeti nedeniyle gelemedi” ifadelerini kullandı. Çırpan, “Hasta acile 16.05’te giriş yapmış. Sonrasında da 16.25’te de hava ambulansı istenmiş. Hava şartlarının kötü olması nedeniyle hava ambulansı gelemedi. Askeri ambulans ise hastaneye bir buçuk saatte geliyor. Bu hastanın bir an önce anjiyo olması için bizler onu botla başka bir hastaneye gönderdik. Bana ve hastaneye yöneltilen iddialar doğru değildir” diye konuştu. ‘Bina yapmak yetmez’ CHP Çanakkale Milletvekili Özgür Ceylan da İsmail Bulmuş’un adada şok cihazı bulunmaması, gece uçuşu yapabilen helikopterin kaldırılamaması nedeniyle yaşamını yitirdiğini kaydederek “Adalıların söylediğine göre kalp krizi nedeniyle ölen 8. kişiymiş. Devlet bir tek bina yaparak sağlık sorununu çözemez. Devletin bir an önce bu sorunu çözüp hastanelerdeki eksik ekipmanları temin etmesi gerekiyor” diyerek yetkilileri göreve çağırdı. Özer Çiller yoğun bakımda Eski Başbakan Tansu Çiller’in, rahatsızlanan eşi 83 yaşındaki Özer Uçuran Çiller, önceki gece İstanbul’da özel bir hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakımda tedavisine devam edilen Çiller’in durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. l ANKARA/Cumhuriyet TECAVÜZLE SUÇLANAN UMUT K’NİN İHRACI İSTENDİ CHP ilçe yöneticisi tutuklandı CHP Maltepe İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Umut K., Z.K. isimli kadına tecavüz ettiği iddiasıyla tutuklandı. Geçen 20 Kasım akşamı meydana gelen olayda iddiaya göre, Umut K., Z.K ile Maltepe’de bir kafede buluştu. Kafede kimsenin bulunmadığı sırada Umut.K.’nin kendisini taciz ettiğini belirten Z.K., “Çalışanlar da yoktu. Gitmek için ayağa kalktığımda beni kendisine çekip koltuğun üzerine aldı. Ben de masada bulunan bardağı kafasında parçaladım. Saçımdan sürükleyerek tuvalete götürdü, tekme tokat darp edip, cinsel saldırıda bulundu” dedi. Gözaltına alınan Umut K. sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Eski CHP milletvekili Barış Yarkadaş, Twitter’dan yaptığı açıklamada “Sessiz kalamam. U.K, insanlık dışı bir suç işlemiş ve partimizin değerlerine leke sürmüştür. Derhal partiden atılmalıdır” ifadelerini kullandı. CHP İstanbul İl Başkanlığı, Umut K.’nin ihraç istemiyle disipline verildiğini, dosyanın işleme konması için İl Disiplin Kurulu’nun toplanacağını açıkladı. l İç Politika BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Divan edebiyatında şarabın verdiği coşkunluğu dile getiren şiirlere verilen ad. 2/ Kimliği belirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad... Kokulu bir çörek. 3/ Pir Sultan Abdal’ın doğum yeri olan köy... Önü hendekli siper. 4/ Yerfıstığı... İlenme, beddua. 5/ “ taneleri gibi gülemedim” (B.R. Eyüboğlu)... Kastamonu’nun Pınarbaşı ilçesinde bir kanyon. 6/ Kuran’da bir sure. 7/ Okyanusların çok derin kesimlerine verilen ad... Sebze bahçesi. 8/ Anadolu halklarının en eski ana tanrıçası... Cıvata ve somunlardaki yiv. 9/ Afrika kökenli öldürücü bir virüs... Bir kümes hayvanı. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Divan edebiyatında güzel ve yakışıklı gençler için yazılan yapıtları verilen ad. 2/ Har1 234 5 678 9 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 DÜZGÜN T A 1 2 3 4 ÜRE VAR İ S Z EMB E R E K G B İ Z ŞET 2 3 5 Ü V E Z MA E 4 6 NAR MEDAR 5 7 8 REŞAD İ YE T İ KE AYAK 6 9 AS TEREKE 7 man yerindeki tahılın taş ve 8 toprakla karışık kalıntısı... Eski 9 dilde kapı. 3/ Siyasal yetkenin bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. 4/ Yemek... “Ala söz... Kabuğu yelpaze biçiminde gözlü benli dilber / söyle söz bir deniz yumuşakçası. 7/ Yankı... ederler” (Karacaoğlan). 5/ Toplum “Adam, herif” anlamında argo sözyaşamından kaçıp tek başına yaşa cük. 8/ Asya ile Avrupa’yı ayıran ma... Suudi Arabistan’ın plaka imi. dağ sırası... Mesafe. 9/ Bir renk... 6/ “Hayır” anlamında kullanılan Lazımlık. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com Yerli, milli, Katarcı Katar’ın Borsa İstanbul’un yüzde 10 hissesini alması büyük tepki topladı. İktidar cephesi ise bu satışa karşı çıkanları Arap düşmanlığı ile suçladı. (Erdoğan, yıllar önce de Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin 44 yıllığına İsrailli şirkete verilmesine karşı çıkanları “Yahudi düşmanlığı” ile suçlamıştı.) Katar’ın aldığı hisseler, daha önce Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın elindeydi. İktidar cephesinin basındaki sözcüleri bu gerçeği hatırlatarak “Avrupa’ya neden tepki gösterilmediğini” soruyorlar ve Katar’a tepkileri “Arap düşmanlığı ve Batı hayranlığı” şeklinde yorumluyorlar. Borsa İstanbul’un hisselerinin Katar’da olması da Avrupa Bankası’nda olması da yanlıştır. Mesele şu ki: hisselerin Avrupa Bankası’na satışı, Katar’a satışı kadar gündeme gelmemişti. Katar’a satışın daha çok gündeme gelmesi ise iktidarın Katar’la kurduğu “özel tür” ilişkinin kamuoyunda topladığı tepki nedeniyledir. Zira Türk ordusunun tankpalet fabrikasının Katar’a verilmesinden Kanal İstanbul bölgesindeki arazilerin Katar’a satıldığının ortaya çıkmasına kadar pek çok “sorunlu satış” kamuoyunda tepkinin birikmesine neden olmuştu. Büyük tepki çekmesinin bir nedeni de Borsa İstanbul’un diğer kamu kaynaklarıyla birlikte “Varlık Fonu”na konulması ve oradan ihalesiz, ikili görüşmeyle satılmasıydı. Özelleştirme beşlisi Tepkilerin çokluğunun bir nedeni de bu satışları yapan iktidarın sürekli kendisini “yerli ve milli” diye sunarak, yer yer muhalefet edenleri de “vatan hainliği” ölçeğinde suçlayabilmesi nedeniyledir. Aslında bu, sağ iktidarların genel karakteridir: Sürekli “yerli ve milli” olduklarını dile getirirler. Ve ne kadar çok “yerli ve milli” olduklarını dile getirirlerse, uygulamalarını eleştirenlere de o kadar çok “vatan haini” derler! Peki, nedir bu “yerli ve milli” olmanın ölçüsü? Son 40 yılın özetidir: Bir iktidar ne kadar çok milli kurum satıyorsa, o kadar çok “yerli ve milli” olduğunu iddia ediyor! Özal, Demirel, Çiller, Erbakan, Erdoğan… Beşi de sağcı/muhafazakâr, beşi de “yerli ve milli” ama uygulamada alabildiğine özelleştirmeciydiler. Atatürk Cumhuriyeti’nin tüm birikimini, kamu kaynaklarını, milletin malını 40 yılda sata sata tükettiler! Demirel ve Erbakan’ın özelleştirmeciliği Sosyal medyada bu değerlendirmeme kimi itirazlar geldi. Demirel ve Erbakan’ın özelleştirmeci olmadığı savunuldu. Ancak doğru değil, Demirel ve Erbakan da özelleştirmeciydi. Örneğin Demirel, 1997’de hükümete özelleştirme yapması için, Meclis’e de özelleştirmenin önündeki hukuki engelleri kaldırması için çağrı yapıyordu. Örneğin Demirel, 1999’da yürütmenin başı olarak şöyle sesleniyordu hükümete: “Şimdiye kadar 6 milyar dolarlık özelleştirme yapıldı, o da masraflara gitti. Türkiye’nin elinde 100 milyar dolarlık tesis var. Türkiye eğer bu tesisleri özelleştirmezse bütçesini denkleştiremez. Devlete dayanarak ekonomiye artık hayır.” Erbakancılar daha keskin tepki gösterdiler değerlendirmeme. İtiraz eden Saadet Partisi’nin kimi yöneticilerine de belirttiğim gibi, Erbakan’ın başbakanlığındaki hükümet kısa sürdüğü için “az özelleştirdi” denilebilir ama kesinlikle “Erbakan özelleştirmeci değildi” denilemez! İşte TURBAN Antalya ile SÜMER Erzurum fabrikası Erbakan’ın başbakanlığı sırasında özelleştirilmiştir. Kaldı ki Erbakan, TBMM’de okuduğu hükümet programında açık şekilde özelleştirmeci olduğunu ortaya koymuştur: “Özelleştirme faaliyetlerine devam edeceğiz”, “Özelleştirme şeffaflık ve kararlılık içinde gerçekleştirilecektir”, “Özelleştirme kapsamına alınan ve özelleştirme portföyünde bulunan kuruluşların en kısa sürede özelleştirilmesi sağlanacaktır.” Özelleştirme şampiyonu: Erdoğan Diyeceksiniz ki Özal, Demirel, Çiller, Erbakan ve Erdoğan beşlisi, yani sağcılar özelleştirdi de şu 40 yılda kısa süreli iktidar ya da iktidar ortağı olan solcular özelleştirmedi mi? Haklısınız, onlar da özelleştirdiler: Tansu Çiller Murat Karayalçın hükümeti 1, Mesut Yılmaz Bülent Ecevit hükümeti 9, Bülent Ecevit Mesut Yılmaz Devlet Bahçeli hükümeti ise 21 özelleştirme yaptı. Fakat bu alanda şampiyonluk Erdoğan’da! Erdoğan kendinden önceki tüm özelleştirmelerin toplamının on katı özelleştirme ve yabancılaştırma yaptı. 1986 yılında başlayan özelleştirmede, Erdoğan iktidarına kadar yaklaşık 8 milyar dolar tutarında özelleştirme yapıldı. Erdoğan döneminde yapılan özelleştirme tutarı ise yaklaşık 80 milyar dolardır! Ve kamu kurumlarımızın çoğunun da bırakın ederini, birkaç yıllık kârı büyüklüğünde paralara satıldığını içimiz acıyarak anımsatalım! Daha acısı da Türkiye’ye özelleştirme baskısı uygulayan ülkelerde “kamu payının ağırlığının” gerçekte yüksek olduğunun “yerli ve millilerce” halktan hep gizlenmiş olmasıydı!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear