25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
8 24 KASIM 2020 SALI sibelbahcetepe@gmail.com SAĞLIK AILEVI AKDENIZ ATEŞI Yoksulluk ve siyasi baskının pençesinde… Bugün Öğretmenler Günü… Sosyal medyada paylaşımlar yapılıp özlü sözler paylaşılacak. Devleti yönetenler tarafından öğretmenlere sözde saygılar sunulacak. Oysa gerçekte öğretmenlere ne olduğu konuşulmayacak. Hep yapıldığı gibi bugün de sahte bir anma ile geçip gidecek... Ben öğretmenlerin bilgisine, deneyimine ve emeğine saygı duyulan bir kuşağa aitim. Aslında öğretmenliğin imrenilen bir meslek olduğu günler fazla geride değil... Ama AKP döneminde kısa sürede çok şey değişti. Hemen her alanda yozlaşan toplum, bu yüce mesleği de harcadı. İki gün önce medyada yer alan bir haber, gerçeği bir kez daha tokat gibi yüzümüze çarptı. 5 bin 514 öğretmenin katıldığı bir anket yapan Eğitimİş Sendikası, çarpıcı sonuçlar elde etmiş; bazılarını paylaşacağım. Borç batağındaki öğretmenler… Öğretmenlerin yüzde 43’ü daha iyi para kazanacakları bir iş bulursa mesleği bırakmayı düşünüyor. Yüzde 63’ü çocuklarının gıda, yüzde 73’ü kıyafet ve yüzde 47’si eğitim ihtiyaçlarını rahat bir şekilde karşılayamıyor. Yüzde 93’ü mesleklerinin toplumdaki saygınlığının azaldığı fikrinde. Bunların yüzde 83’ü, buna neden olarak maaşların düşük olmasını görüyor. Yüzde 86’sı ekonomik zorluklar nedeniyle çocuğunun öğretmen olmasını istemiyor. Yüzde 44’ü ev kredisi, yüzde 30’u araç kredisi, yüzde 25’i ise çocuklarının eğitimi için çektiği krediyi ödüyor. Yüzde 26’sı ek iş yapıyor. Yüzde 59’u gelecekten umutsuz… Çok açık ki öğretmenler geçinemiyor! Çocuklarının en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar ek iş yapsalar da borç batağına saplanmış. Öğretmen olmuşlar; eğitsinler diye çocuklar emanet ediliyor ama onlar ayakta durabilmek için hâlâ ailelerinden yardım almak zorunda… Bu kronikleşen zorluklar yüzünden yüzde 61’i gelir yetersizliği nedeniyle psikolojik sorun yaşıyor. Biraz olsun rahatlamak ve kendilerini geliştirmek adına yapabilecekleri hiçbir şey yok. Yüzde 84’ü son bir yılda tiyatroya ve yüzde 73’ü sinemaya hiç gitmemiş. Yüzde 92’si her gün bir gazete, yüzde 62’si her ay bir kitap dahi alamıyor. Bir de yıllardır ataması yapılmayanlar var. 20192020 eğitim ve öğretim yılında mesleğine kavuşturulmayan öğretmen sayısı, yarım milyona dayandı. Bunalıma dayanamayanlardan bazıları intihar etti… Gitti liyakat, geldi tarikat! Diyebilirsiniz ki öğretmenlerin durumu bu ülkede hiçbir zaman iyi değildi; tüm emekçiler gibi hep geçim sıkıntısı çeken bir meslek grubuydu. Doğru. Belki özel okullarda nispeten daha iyi durumda olan öğretmenler olabilir ama devlet okullarında görev yapanlar hep ekonomik zorluk içindeydi. Ancak 19 yıllık AKP döneminde öğretmenler üzerinde bir diğer baskı unsuru giderek arttı. Ayrımcılık ve kayırmacılık öyle boyutlara vardı ki gitti liyakat, geldi tarikat! Nitekim Eğitimİş’in araştırması da bunu ortaya koyuyor. Öğretmenlerin yüzde 46’sı görevden alınma korkusu yaşıyor. Yüzde 83’ü yönetici atamalarında torpile ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Yüzde 48’i yöneticilerin öğretmenlere siyasi baskı yaptığını söylüyor. KHK ile ihraç edilenlerin kamu görevinde çalışmaları engellendiği gibi özel sektörde çalışmalarının önü de SGK’ye verilen bir kod ile engellendi. Artık kuru ekmeği bile alamayacak hale geldiklerini söylüyorlar. “Virüsten ölmezsek açlıktan, açlıktan ölmezsek adaletsizlikten öleceğiz” diyorlar. Bir toplum, öğretmenleri muhtaç bir konuma getirirse geleceği kuramaz. Bir yandan ekonomik zorluk, diğer yandan siyasi baskı ile cendereye alınan öğretmenlerle geleceğe dair umut korunamaz. Umudunu kaybeden öğretmenler, Cumhuriyetin onlardan istediği fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesilleri yetiştiremez. Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller yetişmezse, biat eden müritler türer! Hollanda’da kuş gribi yayılıyor Hollanda’da ekim ayı sonunda ortaya çıkan kuş gribinin, ülkenin birçok bölgesine yayıldığı belirlendi. BBC Türkçe’nin haberine göre, şu ana dek hastalığa rastlanan kanatlı hayvan çiftliklerinde 500 binden fazla tavuğun itlaf edildiği açıklandı. Hollanda Tarım Bakanlığı’na göre, kuş gribinin insanlara bulaşma riski bulunuyor. Sağlık otoriteleri, kuş ölüleri ve dışkılarında da bulunan virüsün, bunların üzerine basan insanların ayakkabıları vasıtasıyla geniş alanlara taşınacağı konusunda uyarıyor. Hollanda Tarım Bakanlığı’na göre, göçmen kuşlar vasıtasıyla Rusya’dan geldiği tahmin edilen kuş gribi, ilk olarak ekim ayı sonunda sulak alanlardaki kuğularda görüldü. Ülkenin kuzeyindeki bölgelerde 200 yabani kuş da tespit edilen hastalık, hızla tavuk çiftliklerine de yayılmaya başladı. (FMF) OLANLAR IÇIN RISKLI DÖNEM BAŞLADI Soğuk, hastalığı tetikliyor Dr. Bektaş: Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı olanlar özellikle kış aylarında çok daha dikkatli olmalı SAĞLIK REHBERİ 5 Pandemi sürecinde kaslarınızı korumanın yolu SAĞLIK Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF), tekrarlayan yüksek ateş ile karın, akciğer ve eklemlerdeki ağrılarla kendini belli eden kalıtsal bir hastalık. Genetik nedenlerle vücudun kendi kendine tetiklediği iltihaplı ataklarla seyreden hastalığın kesin tedavisi yok ve şikâyetler hayat boyu sürebiliyor. Ülkemizde en sık görülen genetik hastalıklar arasında başı çeken hastalık, tekrarlayan ateş, tekrarlayan karın ağrısı, eklem problemleri, göğüs ağrısı, özellikle dizlerinin altında ve ayaklarda kırmızı bir döküntü, testis torbasında şişme ve hassasiyet, takipler sırasında kanda iltihap oranlarının artması gibi belirtilerle kendini gösteriyor. İç Hastalıkları ve Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Atilla Bektaş, Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) hastalığı olanların özellikle kış aylarında çok daha dikkatli olmaları gerektiğine dikkat çekti. Dr. Bektaş, gazetemize yaptığı değerlendirmede hastalardaki tekrarlayan atakların zaman içinde vücutta “amiloid” denilen bir maddenin böbreklerde birikmesine neden bedenen ve ruhen stres alolduğunu ve kronik böbrek tında olanların sık atak geyetmezliğine yol açabildiliştirebileceklerinden daha ğini anımsatarak “Ataklar dikkatli olmaları gereklidir. arasında tamamen sağlıklı FMF, Covid19’a yakalanolan hastalar çoğu kez tedama riskini arttırmamaktavi ve korunmayı ihmal ededır. Ancak hastalığın seyribilmektedirler. FMF, tedavi nin kontrolünde bazı yeniedilmezse, 10 hastanın 6 ila likler olmuştur. Beslenme8’inde amiloid maddesinin böbrek ve diğer organlarda Atilla Bektaş de düşük tuzlu veya az yağlı diyet FMF’de fayda sağlabiriktiği ve amiloidoz gelişyabilir. Yine diyette balık, tiği unutulmamalıdır” dedi. yoğurt, yumurta sarısı gibi D vitamiSık atak olabilir niden zengin beslenme ve haftada en az üç gün 1520 dk güneşte kalTedavide kullanılan bir ilacın ateş ma önemlidir. Ataklar sırasında karve ağrı ataklarını çok büyük oranda na sıcak uygulaması faydasızdır, ankontrol altına aldığını ve böbrek tu cak bu dönemde hastalar ağrı kesitulumunu önlediğini kaydeden Bek ci ve istirahatten fayda görülür. İlaç taş, özetle şunları kaydetti: dozları bu dönemde doktor kontro“Kalıtsal ancak bulaşıcı olmayan lünde arttırabilirler. Kolşisin güvebu hastalık ülkemizde de önemli bir nilir yan etkisi az olan bir ilaçtır, sağlık sorunudur. Şu an için hasancak yüksek dozda kolşisin kullatalıkta en etkili ilaç olan kolşisine nımı B12 emilimine etki edebilecerağmen ataklar bazı nedenlere bağ ğinden bu vitamin açısından takip lı olarak tetiklenebilmektedir. Bun gerektirir. İlacın kullanımı kesinlardan en önemlisi stres, yorgunlikle Covid19 riskini artırmaz. Son luk, âdet dönemleri, soğuk, enfeksi olarak bu hastalar atakları esnasınyonlar ve beslenmedir. Kasım ayı da apandisit olurlarsa anlaşılamayanın gelmesi ile havalar soğumakta cağından; ileride problem yaşamak ve özellikle solunum enfeksiyonları için apandistlerini her ihtimale kardaha sık izlenmektedir. Bu dönemde şı aldırmalılardır.” Mevzuat değişikliği isteyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Özkan: Sağlık turizmiyle gelir katlanır BÜLENT ECEVİT Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof.Dr. Özlenen Özkan, mevzuat değişikliği yapılırsa sağlık turizmi sayesinde dört mevsim ziyaretçi ve yüksek gelir sağlanacağını söyledi. Saç ekimi, diş tedavisi ve estetik gibi bazı sağlık işlemlerinin sahte doktorlarca merdiven altı tabir edilen yöntemlerle kaçak ve kayıtsız yapıldığını dile getiren Rektör Prof. Özkan, bunun ülke için hem imaj hem de ekonomik olarak büyük kayıp olduğunu kaydetti. Singapur örneğini veren Prof. Özkan, “Vatandaşlarımıza uygulanan ücret ile yabancıya uygulanacak tarife değişik olmalı. Biz sağlık alanında özellikle onkolojik cerrahide ve organ naklinde Avrupa’dan da Ortadoğu’dan da çok çok başarılıyız. Mevzuatta düzenleme yapılırsa ülkemiz sağlık turizminden iyi gelir elde edebilir” dedi. Sahte doktorlara dikkat Prof. Özkan şöyle devam etti: “Sağlık konusundaki uzmanlarımızın kalitesi Avrupa’da da Ortadoğu’da biliniyor. Çok başarılıyız ve bu güveni doktorlarımız kanıtlamış durumdalar. Bundan faydalanılmalı. Sadece birkaç mevzuat değişikliği yeterli. Tedavi için gelecek insanların 35 gün değil uzun süre ülkemizde kalacakları dikkate alınmalı. Bazı sağlık işlemlerinin, saç ekimi, diş tedavisi, estetik vs. gibi ne yazık ki merdiven altında yapıldığını duyuyoruz. Hatta doktor bile olmayanlar yapıyor; bu konularda doktormuş gibi davranıp güya Saç ekimi, diş tedavisi, estetik gibi bazı sağlık işlemlerinin sahte doktorlarca merdiven altında kayıtsız ve kaçak olarak yapıldığını öne süren Rektör Prof. Dr. Özkan, ekonomik olarak kaybın çok büyük olduğunu vurguladı. tedavi uyguluyorlar. Bu sahte doktorlar özellikle yabancılara yönelik çalışıyor. Çeşitli komplikasyonlar ve ölüm olayları olabiliyor. Ülkemizin imajı kadar ekonomik kaybı da çok büyük oluyor ne yazık ki. İnanın Avrupa ülkelerinden de İran, Irak, Türki Cumhuriyetlerden de çok sayına insan tedavi için Türkiye’ye Antalya’ya gelecektir.” l ANTALYA Glüten hassasiyetine karşı uygun diyet önemli Glüten hassasiyeti, depresyon, midebağırsak, cilt ve kilo problemleri ve otoimmün hastalıklar da dahil birçok hastalığa sebep olabiliyor. Bağırsak duvarını onaran tedaviler ve diyetlerle bu hastalıklardan kurtulmak mümkün olabiliyor. Glüten, buğday, arpa ve çavdar dahil olmak üzere birçok tahılda bulunan bir protein. Diyetisyen Vildan Çelik, glüten proteinlerinin, sindirim sistemi enzimleri tarafından sindirilmeye karşı oldukça dirençli olduğunu anımsatarak “Bu yüzden sindirim sistemi organlarını yorar ve özellikle bağırsaklara zarar verebilir” dedi. “Kişi çölyak olmadığı halde glütenli bir gıda tükettiğinde rahatsız oluyorsa, glüten intoleransı var demektir” diyen Çelik, “Glütenden kaçınmak için mutlaka paketli gıdalarda etiket okumak ve yemeklerin içeriğini sorgulamak gerekir. Doktor ve diyetisyenin beraber çalıştığı multidisipliner bir yaklaşım bu tedavide şarttır. ” Covid 19 pandemisinde uzun süre evde kalmak ve eskisine oranla çok daha az hareket etmek zorunda olmak bizi sosyal yönden olduğu kadar fiziksel açıdan da zorlamaya başladı. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Selda Özçırpıcı, kas kaybının önüne geçilmesi için yapılması gerekenleri şöyle sıraladı. 4 KORUNMA: Tedavide en önemli faktör olarak hastalık gelişmeden önlem almak. Özellikle yaşlılarda, hareketsiz olan çocuk ve yetişkinlerde, kronik hastalıkları bulunanlarda kas kaybının önüne geçilmesi için hareket, onların günlük yaşamının vazgeçilmez bir parçası olmalı. 4 PROTEINDEN ZENGIN BESLENME: Sağlıklı kaslar için protein ve albümin düzeyine dikkat etmek gerekiyor. Bu nedenle günlük protein alımı yaşlı hastalarda kilogram başına ortalama 1.2 1.3 gr düzeyinde olmalı. 4 YETERLI D VITAMINI: Eksikliği kas güçsüzlüğü ve kas kaybına neden olduğundan kandaki D vitamini düzeyinin yeterli düzeyde olması önemli. Bu nedenle D vitamini düşük olan hastaların tedavisinin düzenlenmesi gerekiyor. 4 EGZERSIZ: Aerobik egzersizler olarak bilinen (yürüme, koşma, yüzme vs.) yanında kas gücünü artırıcı dirençli egzersizler de mutlaka yapılmalı. 4 GÜN IÇINDE UZUN SÜRELI HAREKETSIZLIKTEN KAÇINMA: Özellikle ileri yaşta olanların egzersize yaşamlarında yer açmaları büyük önem taşırken her yarım saatte bir kalkıp ev içinde dolaşmaları, solunum egzersizi yapmaları kas kaybını önlemede onlara yardımcı olur. ‘İnsan sağlığı ticarete döküldü’ Pharmetic Girişimci Eczacılar Derneği Başkan Yardımcısı Kazım Aykanat, bazı eticaret siteleri ve marketlerin yurttaşların vitamin ve gıda takviyesi talebini fırsatçılığa çevirdiğini söyledi. Son günlerde gündeme gelen “internette ikinci el satışı”na ilişkin olarak Aykanat, “İlacın ikinci eli olmaz. Olamaz. İlaç hayati bir üründür. Bu şekilde ilaç satışları ölüm saçmaktadır. İlaç ve takviye edici gıdalarda internet satışına ‘dur’ demenin zamanı geldi” çağrısını yaptı. “Pandeminin E Hali, Eczacılıkta Güncel Gelişmeler Sempozyumu” kapsamındaki geçen günlerde gerçekleştirilen online basın toplantısında konuşan Aykanat, takviye ürünlerin eczaneler dışında satılmamasını istedi.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear