21 Haziran 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
10 13 EKİM 2020 SALI YORUM/HABER Pamukoğlu uğurlandı Dikkat, KKTC Batı Trakya’ya dönmesin... Adanın geleceği, Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin çıkarları: bu üç öğenin (ve boyutun) bütünleşmesi Türkiye’nin ve Kıbrıs Türklerinin yaşamsal çıkarlarının olmazsa olmazıdırlar. Ancak ne yazık ki ne Türkiye’nin yaşamakta olduğu iç “çelişkiler ve bunalımlar ortamı” ne de KKTC iç dengeleri buna şimdilik olanak tanıyor: Ankara’da, iç ve dış politikayı “iktidarda kalma önceliğine” göre dayatmaya uğraşan bir iktidar var: KKTC’de de aynen bizdeki gibi, “Batıcılar ve federasyoncular” söz konusu. Ve bu ortamı bir fırsat olarak değerlendirmek isteyen Yunanistan, ABD ve AB üyesi devletler, kendi Akdeniz çıkarlarına göre Türkiye ve KKTC aleyhine kullanıyorlar. Daha önce bu köşede çok yazdım: Türkiye’nin Akdeniz ve Ege’de hapsedilmemesi KKTC’de siyasi, iktisadi ve askeri varlığını sürdürmesine bağlıdır. Zaten 59 ve 60 Londra ve Zürih anlaşmaları ile Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile birlikte Kıbrıs Adası’nın üç garantör ülkesinden biridir. Bugün eğer KKTC’de kazananlar Kıbrıs Türklerini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “bir parçası” olarak AB’ye katarlarsa, “Kıbrıs Türkleri, Yunanistan’daki Batı Trakya Türklerinin durumuna düşeceklerdir”. Bu düşüncemi son başbakanlığı döneminde Ecevit’e aktardığım zaman, kesinlikle aynı görüşte olduğunu söylemişti. Ankara’nın özellikle 2002’den sonra bölge ve Kıbrıs konusunda izlediği İhvancı politikalar, Türkiye’nin yalnız Doğu Akdeniz’deki değil, Kıbrıs’taki durumunu da zayıflattı. Özellikle de 2004’te Rumların AB’ye katılmalarına göz yumduktan sonra. Hayatımın son 50 yılı Kıbrıs sorununun içinde geçti: Daha öğrencilik yıllarımda, asistanlık yıllarımda Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı’nın (TMGT) dış ilişkiler komisyonu başkanı olarak Strasburg’da (Avrupa Konseyi’nde) Türkiye’yi temsil ederken, Makaryos yönetiminin anayasa gereği bir Türk bir Rum temsilci gönderme zorunluluğuna rağmen, sadece Rum temsilci göndermesine karşı çıkıyor, kavgasını yapıyordum, yıl 1965. İlk kurduğumuz 1990 yılından 2009’da Ergenekon’dan Silivri’de “zorunlu ikamete” (!) mecbur bırakılıncaya kadar, Kıbrıs Araştırmaları Vakfı başkanlığını, Prof. Mümtaz Soysal’la birlikte yürüttüm. 19841994 arasında, aralıksız 10 yıl, her mayısta, Uluslararası Girne Konferansları’nı düzenliyordum. Dünyanın her yerinden siyasileri, medyayı Denktaş’ın ayağına getiriyordum. Kıbrıs konusunda Avrupa ülkelerinde, Denktaş’ın da konuşmacı olarak katılımını sağlayarak uluslararası Kıbrıs sempozyumları düzenliyordum. (4 konferans) 19821992 yılları arasında aralıksız her ay yayıncılığını yaptığım Middle East Business and Banking dergisinde Kıbrıs ve KKTC’ye çok geniş yer veriyor, özel sayılar yapıyordum. Kendi verdiğim Kıbrıs konferanslarının sayısını hatırlamıyorum bile… Kıbrıs üzerine biri İngilizce 4 de kitabım var. Denktaş’la beraberliklerimizi içeren kitap bile yayımladım. Ve bütün bu yaşamım boyunca, Kıbrıs sorununun içinde oldum. Bizdeki “Batıcılar” gibi, Kıbrıs Türkleri içinde de güçlü “bir akım” vardır. Adanın Osmanlı tarafından İngiltere’ye verilmesinden sonra, doğal olarak bu akım da “İngiliz Milletler Topluluğu” içinde güçlenmiştir. Ancak nasıl Kıbrıs Adası (ve KKTC) Türkiye’nin Akdeniz’e, onun denizaltı ve denizüstü olanaklarına açılan bir kapısı ise ada (ve KKTC) için de Türkiye, Kıbrıs Türk halkının adada var olabilmesinin güvencesidir. Türkiye’siz kalırlarsa AB’ye girmiş olamazlar: Yunanistan’ın Batı Trakyası’ndaki Türklerin durumuna sonunda kesinlikle düşmeye mahkum olurlar. Onun için pazar günkü seçimlerde öne çıkanların, günlük iç KKTC çekişmelerinden sıyrılıp daha uzun vadeli ve stratejik düşünmeleri gerekir. Çünkü ileride, 1963’teki Kanlı Noel olaylarından da öte, vahim olaylarla yüz yüze kalmak söz konusudur. (*) Denktaş’ın Öbür Yüzü, Kırmızı Kedi, 2011 13 EKİM 2020 SAYI: 34702 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:42 07:06 12:55 16:01 18:34 19:53 Ankara 05:27 06:50 12:40 15:47 18:20 19:37 İzmir 05:52 07:13 13:02 16:11 18:42 19:58 Yenigün Haber Ajansı ve Yayıncılık AŞ’nin yeminli mali müşavirliği ve Cumhuriyet Vakfı denetçiliğini uzun yıllar sürdüren, gazetemiz eski yazarlarından Mustafa Pamukoğlu (64), dün İstanbul’da son yolculuğuna uğurlandı. İletişim Gönüllüleri ve Görevlileri Vakfı (GÖREV) Başkanı, ekonomist Mustafa Pamukoğlu, önceki gün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmişti. Pamukoğlu için dün İstanbul’da Şakirin Camii’nde cenaze töreni düzenlendi. Törene Pamukoğlu’nun ailesi, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Hüseyin Yıldız ve İbrahim Yıldız, gazetemiz yazarı Miyase İlknur, sanatçılar Cengiz Özkan, Bedri Ayseli, tiyatro sanatçısı Dilek Türker, Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak, Büyük Kulüp yönetim kurulu üyeleri ve meslektaşları katıldı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da törene çelenk gönderdi. Pamukoğlu’nun cenazesi, törenin ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlandı. l İSTANBUL/ Cumhuriyet ANKARA’NIN BAŞKENT OLUŞUNUN 97. YILDÖNÜMÜ Cumhuriyetin başkenti Milli Mücadele yıllarında, hürriyet ve bağımsızlığa kavuşma savaşının merkezi haline gelen Ankara, ülkenin düşman işgalinden kurtulmasından sonra 13 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkenti oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara’nın başkent oluşunun 97. yılında, “Ankara, sıradan bir başkent değildir; bir milletin tüm dünyaya bağımsızlık ve hürriyet sevdasını gösteren en önemli merkezlerin başında gelmektedir. Bu kadim kent, kısıtlı imkânlarla imkânsızlıkları başarmanın en somut belgesidir. Tarihsel ve kültürel sorumluluklarımızı hiç unutmadan, Ankara’yı ‘başkent’ hüviyetine yakışacak şekilde geleceğe taşıyacağız” meMansur Yavaş sajını paylaştı. Ankara Kent Konseyi Başkanı Halil İbrahim Yılmaz ise mesajında, “Milli Mücadele’nin merkezi ve daha sonrasında genç cumhuriyetimizin başkenti olan Ankara, hem Milli Mücadele’ye hem de Cumhuriyetimize tüm desteğini maddi ve manevi vermiştir. Oğuz töresinin tarihten bugüne süzülmüş en önemli göstergesi olan Seymenlik geleneği, 27 Aralık 1919’da en büyük alayını kurarak liderini seçmiş ve Milli Mücadele’ye ve Atatürk’e olan desteğini göstermiştir. Ankara sadece bizim değil, tüm mazlum milletlerin de başkentidir” dedi. ATA Yadigârı konseri Koronavirüs salgını nedeniyle, başkentte yalnızca sabah saatlerinde resmi tören yapılacak. Ankara Büyükşehir Belediyesi, 97. yıl kutlamaları kapsamında, “ATA Yadigârı” başlığıyla konser düzenleyecek. Gençlik Parkı Tiyatro Salonu’nda, Mehmet Üçer ve Orkestrası saat 20.00’deki konserini, Doç. Dr. Okan Murat Öztürk’ün anlatımı eşliğinde sunacak. Rezervasyonlu katılım sağlanacak konser, ABB TV’den canlı yayımlacak. l ANKARA / Cumhuriyet TERÖR ÖRGÜTÜ PKK ÜYESİ 5 KİŞİ ŞIRNAK’TA TESLİM OLDU Ailelerin nöbetinde 406. gün geride kaldı. ‘Evlat nöbeti’ tutan bir aile daha sevindi İçişleri Bakanlığı, Diyarbakır’da HDP il binası önünde nöbet tutan ailelerden birinin çocuğunun da aralarında olduğu 5 PKK/KCK’li teröristin Şırnak’ta teslim olduğunu açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre 1 Ocak’tan bu yana ikna yoluyla teslim olan terör örgütü mensubu sayısı 181’e yükseldi. Teslim olan 5 teröristten birinin ailesinin, Diyarbakır’da, 406 gündür HDP il binası önünde “evlat nöbeti” tutan aileler arasında yer aldığı belirtildi. l ANKARA/Cumhuriyet TÜBİTAK yapılanmasına operasyon Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ’nün TÜBİTAK’taki siber mahrem yapılanmasına yönelik soruşturmada 2’si ByLock kullanıcısı 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Kararın ardından harekete geçen Emniyet ekipleri, dün sabah erken saatlerde eşzamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda, şüphelilerden 9’u yakalandı. l ANKARA / Cumhuriyet KÜTAHYA PARALAR PEYNİR KABINDA! Kütahya’daki FETÖ operasyonunda ele geçirilen paraları peynir kabında saklandığı ortaya çıkan zanlılar, Emniyet’teki ifadelerinin ardından adliyeye sevk edildi. l İHA Çamurlu kaftan Gülen’e verilecekti Padişah Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden dönerken giydiği 500 yıllık çamurlu kaftanın FETÖ lideri Fethullah Gülen’e götürülmek istendiği ortaya çıktı. 2004’te Ruanda Fahri Konsolosu İnanç Çiftçi’nin Yavuz Sultan Selim Camii’ne gelerek imam Bahattin Çörek’ten kaftanı istediği öğrenildi. Çörek ise kaftanın kaçırılması ihtimalinden şüphelenerek durumu yetkilileri bildirdi ve kaftanın koruma altına alınması sağlandı. l İHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 234 5 678 9 1/ Sarhoş eden şeyler, alkollü içkiler. 2/ Avuç içi... Aralıksız yi1 SELSEB İ L 2 I S I NEPAL 3 Ç İ ĞDENE O nelenen ve artık düşünmeksizin yapılan eylemlerin tümü. 3/ 4 AR AK RAS 5 N AD Ş İ L T 6 LETAFET R Yaban atlarına 7 I L I M A N P O bakan çoban. 4/ Kabartma bir figür oluşturacak 8 KAL I N D İM 9 M K İ MONO biçimde yontulmuş değerli taş... Azerbaycan’ın plaka imi. 5/ Japon mutfağına özgü bir tür şehriye çorbası... Avrupa’da bir ırmak. 6/ Gülünç... Sazın en ince ses veren teli. 7/ Şebeke... Japon mutfağına özgü, hamur kıvamına getirilmiş pirinçle yapılan bir tatlı. 8/ Hastanelerde her hastanın gündelik yemek ve ilacının yazıldığı kâğıt... Bir zaman birimi. 9/ Kesintilerden sonra kalan miktar... Briçte kazanılan her ele verilen ad. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Yakıt, yakacak. 2/ Bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri... Yırtıcı bir kuş. 3/ Kötücül bağdokusu uru... Berilyum elementinin simgesi. 4/ Savaşta düşmandan ele geçirilen şey. 5/ Cennet bahçesi... Bir şe1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 yin ayrıldığı bölümlerden her biri. 6/ Bir kumar aracı... Taşlık yer, çıplak dağ tepesi. 7/ Tanrıtanımaz... İsrail yapımı bir tabanca. 8/ Gerici, yobaz... Tuzağa düşürülen şey. 9/ Hasan Sabbah’ın kurduğu Haşhaşiye tarikatına verilen bir başka ad. Tarikatlar ve cemaatler insan hakları sorunudur! Tarikat ve cemaatlerdeki rezaletlerin birbiri ardına ortaya çıkması, GATA’daki son skandal, bu yapıları yeniden tartışmaya açtı. Cumhuriyet devriminin en önemli kanunlarından biri olan 677 sayılı kanun ile tarikatlar, tekke ve zaviyeler yasaklanmış durumda. Buna karşın siyasi iktidar yasayı uygulamadığından, bu yapılar sözde bir “meşruiyet” kazanmış gibi gösteriliyor. İçişleri Bakanı Soylu, daha birkaç gün önce, tarikatların devlete sızdığını yalanlayarak, yasadışı oluşumları “tarihsel sürecimizin, geleneğimizin ve topraklarımızın bir kabulü” diyerek savundu. Bir süredir liberaller, 2. Cumhuriyetçiler ve dinci kesim de yine işbirliği halinde, tarikat ve cemaatleri “sivil toplum örgütü” gibi gösterme gayretinde! Geçen gün Twitter’da “Tarikatlar Kapatılsın!” başlıklı yazımı paylaşınca bazı kişiler canhıraş bir şekilde bana karşı çıktı. Bir de baktım bir kısmı kadın… İlginç olansa, muhafazakâr kesimden de değiller; aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep ediyorlar! Tarikat ve cemaatlerin şeriat düzenini savunduklarını söylediğimde bana verilen şu yanıt inanılmazdı: “Şeriatçı kelimesinin sizin için anlamı nedir bilmiyorum ama İslam hukuku anlamına da gelir. Demokratik toplum dediğiniz İngiltere, Amerika gibi ülkelerde Hıristiyan dinine ait tarikatları kapattırabilir misiniz?” Özgürlük ve demokrasi adına tarikatların kapatılmaması gerektiğini, bunların sivil toplum içinde bir ihtiyaç olduğunu savunuyorlar. İnanç istismarcısı oluşumlar kapatılırsa, onlara katılmak isteyenler mağdur olurmuş! Medyada da benzer görüşlere sık rastlar olduk. Mesela geçenlerde Ruşen Çakır, Medyascope TV’de şöyle söylemiş: “Bu tür yapılar insanların özgür iradeleriyle katılabilecekleri yapılardır; kimse kimseyi bu tür örgütlenmelere gitmekten alıkoyamaz, bunu yasaklayamaz, bu temel hak ve özgürlüklere aykırı bir şey. Fakat bu yapıların tüm sivil toplumda faaliyet gösteren kurumlarda olduğu gibi, birtakım kurallara uyması ve her şeyden önce denetime açık olmaları gerekir.” HHH Öncelikle şunu tespit edelim: Tarikat ve cemaatler sivil toplum kuruluşu (STK) değildir! STK’nin tanımı hukuken bellidir. İnsanların resmi kurumlardan bağımsız olarak örgütlenip politik, sosyal, hukuki ve kültürel amaçlarla oluşturdukları kâr amacı gütmeyen kuruluşlara sivil toplum örgütü denir. STK’ler, gönüllü çalışmalar ve üyelerinin verdiği düzenli aidatlarla ayakta kalır. Vakıflar, dernekler, sendikalar ve mesleki kuruluşlar, sivil toplum örgütlerini oluşturur. STK’lerin mali yapısı devletçe denetlenir. Yönetim organlarını mevzuata göre oluşturmak için genel kurul yapmayan, üyelerinin seçim hakkı bulunmayan STK olmaz. Tarikat ve cemaatlerde ne seçim vardır, ne demokrasi, ne de özgürlük. Hiçbir sorgulamanın olmadığı bu yapılarda müritler şeyhlere sadece biat eder! Bu yapılar, inançları sömürerek özgür düşünceyi yok eder, insanları köleleştirir. Özgürlük adına savunulmaları tam bir oksimorondur! Kurdukları paravan şirketler aracılığıyla devasa büyüklüklere ulaşan, elde ettikleri güç sayesinde devlet kadrolarına çöreklenen tarikat ve cemaatler, siyasi partilerce oy deposu olarak görülür. Bu yüzden yasadışı oldukları halde kimse dokunmaz; seçim öncesi liderler bu gerici şeyhleri, liderleri ziyaret edip oy pazarlığı yapar. Tarikat ve cemaatler, laik cumhuriyete karşıdır. “Denetleyelim ama koruyalım” diyenler, herhalde sadece gelirlerini denetlemeyi kastediyor. Çünkü laikliği hedefleyen, kadın haklarını yok sayan, inanç istismarcısı şeriatçı oluşumlar gerçekte, ilahiyatçı yazar Cemil Kılıç’ın dediği gibi, insan hakları sorunudur. HHH Geçen hafta medyaya yansıyan önemli bir habere göre, AKP’ye yakınlığıyla bilinen araştırma kuruluşu OPTİMAR’ın son araştırmasında, toplumun çoğunluğu (yüzde 57.2) tarikat ve cemaatlerin zararlı olduğunu ve yasaklanması gerektiğini savunuyor. “Toplum için faydalı, olması gerekir” diyenlerin oranı ise sadece yüzde 11.6. Ben de diyorum ki 95 yıl önce çıkarılan devrim kanunu uygulanmalı ve sapkınlık, yolsuzluk, sömürü ve gericilik yuvası tarikatlar ile cemaatler kapatılmalıdır. Bunun AKP döneminde olabileceğini düşünmesem de bu talebi sürekli dile getirmek gerektiğine inanıyorum. Hem de yüksek sesle!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear