25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 EKİM 2020 PAZARTESİ KANSER YAPAN İLAÇ GERİ ÇEKİLDİ ABD Gıda ve İlaç İdaresi, yaygın kullanılan diyabet ilacı metformin hidroklorürün, kansere neden olan bir bileşeni aşırı düzeyde içerdiği gerekçesiyle geri çekildiğini açıkladı. Kan şekeri SONUÇLARI 11 29 38 39 41 57 seviyesini düşürmek için tasarlanan metformin tabletleri, tip iki diyabetin tedavisinde kullanılıyor. FDA, diyabet has 6 BİLEN: 28 milyon 317 bin 693 TL (Devretti) 5 BİLEN: 49.462.50’şer TL talarının, kullandıkları metforminleri sağlık uzmanlarına danışmadan bırakmasının tehlikeli olabileceğini vurguluyor. 4 BİLEN: 567.80’er TL 3 BİLEN: 27.75’er TL 2 BİLEN: 3.10’ar TL Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır. Bakterilerin bir araya geldiklerinde uzayda yıllarca yaşayabildiği ortaya çıktı Birlikten güç doğdu Rojda Sarıyel MİLLİ JUDOCUNUN DRAMI Sporcunun çaresizliği KÜBRA KÖKLÜ Belçika’da 2019 yılında düzenlenen İşitme Engelliler Avrupa Judo Şampiyonası’nda, bronz madalya kazanan milli sporcu Rojda Sarıyel, yaşadığı ekonomik sıkıntılar nedeniyle dünya judo şampiyonasına hazırlanamadığını dile getirdi. Faturalarını ödeyemediği için elektrikleri kesilen evinde 9 kardeşiyle yaşayan Sarıyel, “Beni hayata bağlayan tek şey spor. Onu da kaybetmek istemiyorum” dedi. İstanbul Zeytinburnun’da yaşayan ve yüzde 57 işitme engelli olan Rojda Sarıyel (23), Büyükçekmece’de gittiği işitme engelli okulunda judo eğitimi aldı. 3 yıldır judo sporuyla uğraşan Sarıyel, 4 madalya kazandı. Kazandığı madalyalarla Türkiye’yi Avrupa’da temsil eden Sarıyel, dünya judo şampiyonasına ekonomik sıkıntılar nedeniyle hazırlanamadığını belirtti. Ekonomik nedenlerden dolayı üniversiteye de gidemediğini söyleyen Sarıyel, “Spor yapmayı çok seviyorum. Beni hayata bağlayan tek şey. Ama aylardır ekonomik nedenler yüzünden yapamıyorum. Spor yaptığım için yemem gereken besinleri de yiyemiyorum. Bu da beni güçsüzleştiriyor. Spor ekipmanlarım, ayakkabım ve judo kıyafetim de yok. Aileminde bunları, bana alacak durumu olmadığı için aylardır dünya judo şampiyonasına hazırlanamıyorum. Ülkemi dünyanın her yerinde gururla temsil etmek istiyorum. Lütfen bana yardım edin” diyerek yetkililere çağrıda bulundu. Sarıyel’in annesi Melek Öztemel ise Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın kızının spor eğitimine yardım etmesi gerektiğini vurgulayarak, “10 çocuğum var. Çocuklarımın babasıyla daha yeni boşandık. 10 yıl önce bizleri terk edip gitmişti. Şimdi de döndü ama çocuklarına bakmıyor. Benim de sağlık sorumlarım nedeniyle çalışamıyorum. Oturduğumuz evin 2 aydır kirasını ödeyemiyoruz. En küçük çocuğum da zihinsel engelli, onun da ihtiyaçlarını karşılayamıyorum. Elektrik olmadığından dolayı çocuklar derslerini izleyemiyorlar. Kızımın judo eğitimine devam etmesini çok istiyorum. Ama istediği spor kıyafetlerine, yemesi gereken besinlere ve spor aletlerine param yetmiyor. Alamadıkça da çok üzülüyorum. Maddi durumum çocuklarımın ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor. Kendimi çok çaresiz hissediyorum. Tek isteğim çocuklarıma yardım etmeniz” diye konuştu. KAS HASTALARI DERTLİ Tedaviler aksıyor SİBEL BAHÇETEPE Türkiye Kas Hastalıkları Derneği tarafından hazırlanan “Covid19 Salgınının Kas Hastaları Üzerindeki Etkisi” anketine göre, kas hastalığına yönelik tedavilerin aksadığını düşünenlerin oranı yüzde 73; aldıkları rehabilitasyon hizmetinde aksaklık yaşandığını düşünenlerin orası ise yüzde 81. Yine ankete göre, ihtiyaç duyulmasına karşın katılımcıların yüzde 63’ü psikolojik danışmanlık alamadığını, yüzde 77’sinin de evde bakım hizmetine erişemediğini belirtti. Prof. Dr. Coşkun Özdemir’in başkanlığını yaptığı Türkiye Kas Hastalıkları Derneği tarafından yapılan anketin sonuçları dün açıklandı. Kas hastası ve ailelesi 114 kişi üzerinde yapılan online ankette katılımcılara 43 soru yöneltildi. Ankette, “Covid19 salgını nedeniyle yaşadığınız aksaklıkların kas hastasıysanız sizin ya da bakımından sorumlu olduğunuz kişinin sağlığını ne oranda tehdit ettitiğini düşünüyorsunuz” sorusuna katılımcıların yüzde 62.7’si aksaklıkların kas hastası bireyin sağlığı açısından çok ciddi bir tehdit olduğunu belirtti. Terapiler de aksadı Covid19 salgını başladığından beri kas hastalıklarıyla ilgili alınan rehabilitasyon hizmetlerinde aksaklık yaşanıp yaşanmaması yönündeki soruya ise katılımcıların yüzde 77.7’si kas hastalığı nedeniyle alınan ergoterapi, konuşma terapisi, fizik tedavi, masaj vb. rehabilitasyon hizmetlerinin tamamen iptal edildiğini, askıya alındığını ya da ertelendiğini belirtti. Yanıtlar değerlendirildiğinde önceden rehabilitasyon hizmeti alan kas hastalarının yüzde 81’inin salgın nedeni ile aksaklık yaşadığı ortaya çıktı. Hasteneye gidemiyorlar Anket sonucuna göre, salgın öncesi, kas hastalığı ile ilgili olarak hastanede tedavi alanların yüzde 73’ü tedavilerinin aksadığını ifade belirtti. “Coronavirüs bulaşabilir endişesi, kas hastası iseniz sizin ya da bakımını üstlendiğiniz kas hastası bireyin hastaneye gitmemesine yol açtı mı” sorusuna ise katılımcıların yüzde 78.1’i evet yanıtını verdi. Anket sonucuna göre, evde bakım, hemşire desteği ihtiyacının Covid19 salgını ile sekteye uğradığı da ortaya çıktı. Ankete göre, bu desteğe ihtiyaç duymasına rağmen salgından önce ve şimdi bu hizmeti alamayanların (yüzde 76.9) çoğunlukta olduğu görüldü. DERLEYEN: RITA URGAN Uzay boşluğu yaşam dostu bir ortam değildir. Aşırı sıcaklıklar, düşük basınç ve ışınım hücre zarlarını hızla aşındırabilir, DNA’yı yıkıma uğratıp boşlukta bir biçimde yer edinebilmiş olan yaşam biçimlerini yok edebilir. Ne var ki kimi bakteriler bir araya gelerek bu amansız koşullara karşı koyabiliyor ve birlikte oluşturdukları kütlenin dış katmanları sayesinde kendilerini koruyabiliyorlar. Frontiers in Microbiology dergisinde yayımlanan rapora göre “5 kâğıt sayfa inceliğindeki Deinococcus türü bakteri yumaklarının göbeğinde bir araya toplanan mikroplar, dünyanın yörüngesinde yer alan Uluslararası Uzay İstasyonu’nun dış bölümünde üç yıl boyunca canlı kalabilmişler”. Bu tür mikrop kümelerinin aynı yıldız sistemindeki gezegenler arasında gezinerek yaşamı evrenin her yanına yaymış olabilecekleri düşünülüyor. Yaşamın kökü olan “tohumların” tüm evrene dağılmış olduğunu belirten yaşamın başlangıcıyla ilgili bu görüş, “panspermia” kuramı olarak biliniyor. Daha önceki araştırmalar mikropların yapay göktaşlarının içine yerleştirilmeleri durumunda uzayda canlı kalabildiklerini ortaya koyuyordu. Kanada Calgary Üniversitesi mikrobiyoloji uzmanlarından Margaret Cramm, bu çalışmada, uzayda yaşamın topluluklar halinde kendi başına sürebileceğinin ve mikropların dış etmenlerden korunmaksızın uzun süre canlı kalabileceklerinin ilk kez gözler önüne serildiğini belirtiyor. Araştırma sayesinde panspermia kuramını destekleyici olası bir başka veriye ulaşıldığına inanılıyor. Her yıl örnek alındı Tokyo Üniversitesi eczacılık ve yaşam bilimleri profesörü ve Tokyo Uzay Bilimleri Enstitüsü astrobiyoloji uzmanlarından Akihiko Yamagişi ve arkadaşları, 2015 yılında, stratosferdeki gibi aşırı uçlarda koşulların egemen olduğu ortamlarda canlı kalabilen ve ışınıma dirençli olan kuUluslararası Uzay İstasyonu’nun dış yüzeyinde, yalnızca kendi başlarına uzayın tehlikelerinden korunan bakteri yığınları, üç yıl boyunca hayatta kaldı. Yeni araştırmalar, bu tür kümelerin Dünya ile Mars arasındaki bir yolculukta hayatta kalabileceğini ortaya koyuyor. rutulmuş Deinococcus bakteri yumaklarını uzaya gönderdiler. NASA uzay adamlarından Scott Kelly’nin uzay istasyonunun dışına iliştirdiği ve her yıl bunlardan alınan örneklerin Dünya’ya gönderildiği bu bakteriler uzay istasyonuna bağlı metal levhaların içindeki küçük haznelere sıkıştırılmışlardı. Araştırmacılar gönderilen örnekleri yeniden sulandırdılar ve bakteri besinleriyle besleyip büyümelerini beklediler. Uzayda geçen 3 yılın ardından, 100 mikrometre kalınlığındaki bakteri yumaklarının canlı kalmayı başaramadıkları görüldü. DNA çözümlemeleri örneklerdeki genetik malzemenin ışınımın etkisiyle kavrulduğunu ortaya koyuyordu. 500 ve 1000 mikrometre kalınlığındaki yumakların dış katmanları da cansızdı morötesi ışınlar nedeniyle renkleri solmuştu ve kurumuşlardı. Gelgelelim ki bu cansız hücreler iç kesimlerdeki mikropları uzayın tehlikelerinden korumuşlardı. Yamagişi’ye göre, daha büyük yumakların içine gömülü mikropların yaklaşık yüzde 4’ü canlı kalabilmişti. Mars için yeterli Uzay koşullarıyla karşı karşıya kalınan bir, iki ve üç yılın ardından elde edilen bakterilerin canlı kalabilme verilerini değerlendiren Yamagişi, 1000 mikrometrelik yumakların uzayda sekiz yıl boyunca yaşamlarını sürdürebileceklerine ve bu sürenin bir olasılıkla Mars’a gitmek için yeterli olabileceğine dikkat çekiyor. Göktaşlarının Dünya ile Mars arasındaki uçuş süreleriyle ilgili kimi başka kestirimler de bu yolculuğun birkaç ay ile bir yıl arasında tamamlanabileceğine işaret ediyor. Mikrop kümelerinin uzaya nasıl ulaşabilecekleri henüz tam olarak bilinmiyor. Bunların küçük göktaşlarıyla fırlatılabileceklerine, ya da gökgürültülü fırtınalar nedeniyle Dünya’nın manyetik alanında meydana gelen oynamalarla uzaya püskürtülebileceklerine inanan Yamagişi, günün birinde Mars’ta yaşam belirtilerine tanık olunması durumunda bu türde bir kozmik yolculuğun kanıtlarını bulmayı umuyor. If Bacteria Band Together, They Can Survive for Years in Space / Science News Alzheimer neden erkeklerde daha ağır Alzheimer yaşlılıkta en sık görülen nörodejeneratif hastalıklardan biri. Nedeni bilinmiyor ve kesin tedavisi de yok. Fakat cinsiyetler arasında farklı seyrettiği kesin. Kadınlar daha uzun yaşadıkları için kadınlar arasında hastalığın görülme sıklığı gerçi daha fazla, ama zihinsel kayıp daha yavaş ilerliyor ve erkeklere kıyasla daha az agresif seyrediyor. Erkeklerin Alzheimer hastalığından ölme riski yüzde 62 daha yüksek. Kaliforniya Üniversitesi’nden Emily Davis, kadın ve erkek arasındaki genetik farka odaklandı: Cinsiyet kromozomları. Kadınlarda X kromozomunun iki kopyası bulunurken, erkeklerde sadece tek bir X kromozomu ve körelmiş bir Y kromozomu bulunuyor. Gerçi dişi hücrelerdeki X kromozdan birisinin etkinliği durmuş durumda ama yine de bazı protein kodlarının okunabildiği bilinmekte. Peki, bu kadın ve erkekteki risk farklılığını açıklayabilir mi? Bu sorunun yanıtını bulmak isteyen araştırmacılar, genetik değişimden geçirilmiş farelerle deneyler yaptılar. İnsanlar gibi yaşlı farelerde de beyindeki indirgeme süreçlerinin tetiklemesiyle ve hücreye zarar veren amiloid ve tau proteinlerinin birikimi sonucunda ilerleyen bir demans gelişir. Araştırmacılar bu fareleri bellek testinden geçirdiklerinde, XY gen tipindeki farelerde daha ağır seyreden zihinsel kayıp geliştiğini saptadılar. Örneğin, suyun altında gizlenmiş bir platformu çok zor gördüler ve bir test odasında elektroşok verildiğinde hafızalarında hiçbir şey kalmadı. Tek X kromozomuna sahip farelerin demans hastalığı yüzünden erken öldükleri saptandı. Önemli bir saptama daha yapıldı: XX kromozomuna sahip farelerde de aynı oranda amiloid proteini birikmesine rağmen, tek X kromozomuna sahip farelerde zihinsel kayıp daha hızlı ilerliyor. Bu da, ikinci X kromozomun Alzheimer’in negatif sonuçlarından koruduğunu gösteriyor. Demek ki cinsiyet kromozomlarının Alzheimer’in gelişimi üzerindeki rolü görmezden gelinemez. Kadınların beyin hücrelerinde daha fazla KDM6A geni bulunuyor. Ayrıca bu gene ilave olarak bunun çok etkin bir varyantına da sahipler. Bu gen, kadınların yüzde13’ünde, erkeklerin ise yüzde 7’sinde bulunuyor. Bu gene sahip kişilerde de Alzheimer daha yavaş ilerliyor. X kromozomu ve KDM6A geninin koruyucu etkisi Alzheimer’e karşı dirençlik kazanmanın şansını artırıyor. Mesela KDM6A’nın daha fazla üretilmesi sağlanabilirse böyle bir şans elde edilebilir. Ancak bunun için daha birçok sorunun yanıtlanması gerekiyor. HEDEF: İKLİM KRİZİNE DAYANIKLI PATATES Patates dünyanın en önemli temel gıdalarından biri. Ayrıca yem ve endüstriyel hammadde olarak da önemi büyük. Ne var ki patates iklim değişiminin sonuçlarına karşı son derece duyarlı. Aşırı sıcaklar, kuraklık dönemleri ve tarlaların sel yüzünden sular altında kalması hep daha fazla ürün kaybına yol açmakta. Avusturyalı bilim insanları tarafından koordine edilen bir AB projesiyle araştırmacılar, patatesin strese uyumunun moleküler temelini incelemek istiyorlar. Hedefleri dirençli türler yetiştirebilmek. Proje çerçevesinde bilim insanları patatesin, tekrarlanan sıcak ve kuraklık dönemi ve sel gibi çeşitli stres durumlarına ne şekilde uyum sağladıklarını incelemek istiyorlar. Daha sonra ise üreticilerle birlikte, patates türlerinin stres toleransını iyileştiren özellikleri belirlemek istiyorlar. Bu şekilde zor iklim şartlarına karşı dirençli türler yetiştirilebileceğine inanan uzmanlar yeni yöntemler bulabilmeyi hedefliyorlar. Timsah gözyaşı insanlarınkine benziyor Şimdiye dek yapılan çalışmalarda köpekler, insanlar, atlar, maymunlar ve develer gibi tümü memeli az sayıda türün gözyaşı yapısı incelenmişti. Diğer türlerde gözyaşının yapısı ve işlevine dair bilgi elde etmek amacıyla kuş ve sürüngen türlerini inceleyen çalışma Frontiers in Veterinary Science’ta yayımlandı. Kuşlar ve sürüngenlerde gözyaşı üretiminden sorumlu yapılar farklı olsa da bu sıvının bileşenlerinden olan elektrolitler insanlardaki ne benzer yoğunlukta bulunuyor. Çalışmada, bu türlerde gözdeki kristal yapıların değişken çevre koşullarında göz sağlığını ve dengesini koruyacak şekilde düzenlenmiş olduğu görüldü. Araştırmacılar, kuş ve sürüngen gözyaşının biraz daha yüksek konsantrasyona sahip olmasına rağmen tüm türlerde gözyaşının benzer miktarlarda elektrolit (sodyum ve klorür gibi) içerdiğini tespit etti. Araştırmacılar, gözyaşı sıvısı kuruduğunda oluşan kristalleri de inceledi ve bu yapıların türler arasında farklılık gösterdiğini ortaya koydu. Gözyaşının farklı tür ve çevresel koşullarda bile göz yapısının dengesini nasıl sürdürebildiğini keşfetmenin, evrim ve adaptasyon süreçlerini anlamanın yanı sıra göz hastalıklarına yönelik ilaçların geliştirilmesinde de önemli olduğu belirtiliyor. MADDEDE DİJİTAL KÜLTÜR TANOL TÜRKOĞLU MARKA DEĞERİ EN YÜKSEK 10 TEKNOLOJİ ŞİRKETİ (2020) n Apple (352 milyar $) n Microsoft (327) n Google (324) n Tencent, Çin (151) n Facebook (147) n IBM (84) n SAP, Almanya (58) n Instagram (42) n Accenture (41) n Intel (37) Kaynak: VisualCapitalist.com
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear