18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER 5 11 EKİM 2020 PAZAR 2014 Temmuzu’na kadar Bank Asya’da çalıştı, ardından TDV’de müdür oldu Bank Asya’dan Diyanet’e Bank Asya’ya para yatıran insanların meslekten ihdar bu bankada çalışmaya devam etti. Sonrasında özel bir bankada da bir raç edildiği, tutuklandığı müddet çalışan Köktaş, bir süreçte 2014 yılı tem SEYHAN 2017 yılında ise TDV’de muz ayına kadar Bank AVŞAR işe alındı. Köktaş, Yurtlar Asya’da çalışan Oğuz ve Sosyal Tesisler İktisadi Köktaş’ın 2017 yılında Türki İşletmesi Müdürlüğü görevine ye Diyanet Vakfı (TDV) Yurtlar getirildi. Konuya ilişkin televe Sosyal Tesisler İktisadi İş fonla ulaştığımız Oğuz Köktaş letmesi Müdürü yapıldığı orta sorularımıza yazılı cevap vereya çıktı. ceğini belirterek, konuşmak isOğuz Köktaş, 2007 yılının temedi. Yazılı olarak ilettiğimiz şubat ayında FETÖ’nün en bü sorulara ise cevap vermedi. yük finans kaynağı olarak gösterilen ve 15 Temmuz kan‘Gözden kaçmış lı darbe girişiminin ardından olabilir’ TMSF tarafından kapatılan Bu kadar önemli bir pozisBank Asya’da çalışmaya başla yona Oğuz Köktaş’ın nasıl gedı. 2014’ün temmuz ayına ka tirildiğine ilişkin gazetemize konuşan TDV Mütevelli Heyeti 2. Başkanı İhsan Açık, “Diyanet Vakfı işe alacağı personellere ilişkin güvenlik soruşturması yapıyor. Alınacak kişilerin isimleri emniyete yollanıp, sıkıntı var mı yok mu diye soruyoruz. Ona göre işe alım yapıyoruz. Onların verdiği bilgiye güveniyoruz” dedi. Oğuz Köktaş’ın güvenlik soruşturmasından geçip geçmediğini sorduğumuz Açık, “Tabii Oğuz Bey de bu soruşturmadan geçti. Hatta geçen yıl tüm çalışanlarımıza ilişkin yeniden bir güvenlik soruşturması yaptırdık. Ancak gözden kaçmış olabilir. Bunlar olabilir” diye konuştu. Oğuz Köktaş’ın 7 yıl boyunca Bank Asya’da çalıştığını hiç gizlemediğini aktaran Açık, “Oğuz Köktaş işe alınırken o dönemki yöneticiler acaba sıkıntı olur mu diye düşünmüşler. Sıkı takibe almışlar. Kendisini çalıştığı yerlere ve kişilere sorup ve ona göre hareket edilmiş” ifadelerini kullandı. Köktaş’ın işletme müdürlüğüne vekâleten baktığını ve geçen günlerde pozisyonunun değiştiğini aktaran Açık, özetle şunları söyledi: “Oğuz Bey hakkında şikâyetler vardı. Kendisini görevden aldık. Hakkında idari ve hukuki soruşturma başlattık. Hata yapılabilir. Önemli olan hatanın devam etmemesi.” l İSTANBUL SAYIŞTAY RAPORU Tarih bilmezlik SEFA UYAR Ankara’nın en eski semtlerinden olan Ulus’ta, Birinci Meclis’e çok yakın konumdaki tarihi binalarda yerleşik olan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi bünyesindeki tarihi ve sanatsal değeri olan eserlerin kayıt altına alınmadığı ve uygun ortamlarda muhafaza edilmediği ortaya çıktı. Sayıştay’ın 2019 yılı raporuna göre üniversiteye devredilen tarihi binalardaki orijinal üretim koleksiyon halıların yere serildiği, tabloların ıslak zeminde tutulduğu, tarihi porselenlerin kırıldığı belirtildi. Halılar yerde Rapora göre, Türkiye’nin ilk Başbakanlık binası olan ve üniversitenin rektörlük binası olarak hizmet veren tarihi binanın devri ile teslim alınan sanat eserleri, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nda kullandığı çalışma odasının da bulunduğu tarihi binadaki “Atatürk Müzesi”ne ait tarihi ve korunması gerekli kültür varlıkları ve eski Sümerbank binasının içinde yer alan makine, mefruşat, döşeme ve demirbaşlar ile tarihi, kültürel ve sanatsal değeri olan 210 tablo kayıt altına alınmadı. Kayıt altına alınan eserlerin üzerine taşınır sicil numaralarının konmadığı ve muhafazalarının uygun ortamlarda yapılmadığı aktarılan raporda, korunması gereken taşınır kültür varlığı olup orijinal üretilen koleksiyon halıların kullanıma verildiğinin tespit edildiği kaydedildi. ‘Bakımsızlık’ Söz konusu tablolardan bazılarının üst üste yığılarak özensizce istiflendiği, bazılarının ıslak zeminde tutulduğu, Atatürk’e ait olan en büyük tablonun ambalajlanmadan muhafaza edildiği kaydedilen raporda, bazı tarihi eserlerin boya ve derilerinin kuruduğu, tarihi porselenlerin bazılarının kırıldığı, “dokuma halı yün Türk bayrağının böcekler nedeniyle kısmen zarar gördüğü” kaydedildi. Raporda, “Üniversitede mevcut bir müze varken bir müze daha donatacak kadar korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı ile tarihi ve güzel sanat eserinin bakımsızlıktan olumsuz etkilendiği tespit edilmiştir” denildi. Raporda, özetle şunlar kaydedildi: “Kaydı olmayanların taşınır kayıtlarının yapılması, gerçek değeri çok yüksek olabilecek bu tabloların değerleme işlemlerinin yapılması, profesyonel bakım hizmeti alınarak restorasyonlarının sağlanması, idari birimler ve dekanlıklarda yerde kullanımda olan özelleşen Sümerbank üretimi ‘Hun’ , ‘Uygur’, ‘Çanakkale’ , ‘Milas’, ‘Anadolu 7 Dağın Çiçeği’ gibi bir daha artık dokunamayacak, Kültür Bakanlığı uzmanlarının sergilenmelerini önerdikleri belirtilen koleksiyon halıların toplanarak yıpranmalarının önlenmesi, izin ile kurulacak özel bir müzede tarihe ışık tutacak değerlerin korunarak gelecek nesillere tanıtılması uygun olacaktır.” Raporda, denetim sonrası tarihi ve sanat eserleri ile kültür varlıklarının 2020 itibarıyla muhafazaya alındığı kaydedilirken, “bulgu konusu eserlerin hiçbir zaman yerine yenisi konulamayacak kadar özel oldukları” aktarıldı. l ANKARA Haliç Kongre Merkezi’ne yürümek isteyen İstanbul Barosu’na bağlı çok sayıda avukata izin verilmedi Avukatlara polis engeli İstanbul Barosu’na bağlı çok sayıda avukat dün Genel Kurul’u yapabilmek için cüppeleriyle Haliç Kongre Merkezi’ne yürüdü. Ancak avukatların önü İçişleri Bakanlığı’nın sivil toplum ve meslek kuruluşlarının düzenleyeceği genel kurul ve etkinlikleri erteleme kararı gerekçe gösterilerek polisler tarafından kesildi. Genel kurulların ertelendiğini belirten emniyet yetkilisi, “Biz kongre merkezine girmenize izin vermeyiz. Bizi istediğiniz yere şikâyet edebilirsiniz” dedi. Avukatlar yaşananları tutanak altına aldı. Daha sonra avukatlar adına basın açıklamasını okuyan avukat Yıldız İmrek, baro genel kurullarına müdahalenin amacının açık olduğunu söyleyerek, “Avukatların ve baroların sözünün polis zoru ile engellendiği bir zeminde, çoklu baroların kurulması ve Türkiye Barolar Birliği’nde, avukatların nispi temsili ilkesini değiştiren yasa değişikliği yapılmıştır. Anayasa Mahkemesi üzerinde baskı kurularak, anayasaya aykırı yasanın tasdiki sağlanmıştır. Ancak, tüm iktidar olanaklarına, teşviklerine ve özellikle kamu avuANKARA’DA DA İZİN VERİLMEDİ Ankara Barosu avukatları, genel kurulun yapılacağı Bilkent Odeon’un önünde toplandı. TOMA ve çok sayıda çevik kuvvet ekibi, avukatların içeriye giriş yapmasını engelledi. Polis kordonu altında yapılan açıklamaya Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, Özgürlükçü Çağdaş Avukatlar Grubu başkan adayı Bülent Teoman Özkan ve Avukat Hakları Grubu başkan adayı Duygu Çeribaşı da katıldı. Sağkan, Ankara’daki 18 bin 600 avukatın seçme ve seçilme hakkının gasp edildiğini belirterek, “Avukatların konuşmasını engelleyemezsiniz. Bizler dönemin iktidarına değil, iktidarı tahakküme çeviren her döneme karşıyız” ifadelerini kullandı. Ayrıca Diyarbakır, Denizli ve Bursa’da da baroların genel kurullarının ertelenmesi protesto edildi. Bursa’da Merinos Kongre Merkezi’ne girmek isteyen avukatlar polis tarafından engellendi. katlarının baskıyla yönlendirilmesine rağmen, avukatlar yandaş barolara rağbet etmemiştir. Yandaş barolara zaman kazandırılmak istenmektedir” dedi. İmrek, açıklamasında özetle şunları söyledi: “Barolara, avukata ve savunmaya yönelik nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü darbeci, hukuk ve yasa tanımaz müdahaleye karşı mücadeleye devam edeceğiz. Tüm meslektaşlarımızı ve baro yönetimlerini, baroların bağımsızlığına yönelik bu kanunsuz müdahaleye karşı ortak tutum almaya çağırıyoruz.” Daha sonra İstanbul Barosu önünde açıklama yapmak isteyen avukatları polis çembere aldı. Bu sırada çevik kuvvette görevli bir polisin bir avukata küfür ettiği anlar kameralara yansıdı. Avukatlar duruma tepki gösterdi. Avukatlar ara sokakta basın açıklaması gerçekleştirdi. “Savunma susmadı susmayacak” sloganının atıldığı eylemde 10 Ekim Ankara katliamında hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. l İSTANBUL BİK bu kez ‘Arazi Boğaz’da’ dedi, basın özgürlüğü vurgusu yaptı Algı iddiasına ret Basın İlan Kurumu (BİK), yaptığımız bir haber nedeniyle gazetemizi şikâyet eden ve ilan kesme cezası verilmesini isteyen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un başvurusunu reddetti. Altun’un Kuzguncuk’ta vakıflardan kiraladığı araziye yaptığı şömine ve pergolenin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılmasına ilişkin haberlerimizin ardından gazetemize toplamda 81 gün ilan kesme cezası veren kurum, aynı konuya ilişkin “Cumhuriyet Hedefte” başlıklı haberimiz nedeniyle yaptırım uygulanmasına gerek görmedi. Gazetemiz “Boğaz’da kaçak var” başlıklı haberiyle Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta vakıflardan kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekiplerince yıkılmasını kamuoyuna duyurmuştu. Basın İlan Kurumu’nun (BİK) Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun’un şikâyeti üzerine, vakıf arazisine kurulan çardak ve şöminenin yıkılmasını haberleştiren Cumhuriyet’e toplam 81 gün resmi ilan kesme cezası vermişti. Altun bu haberin ardından yapılan ve CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın Cumhuriyet’in yaptığı haberler nedeniyle hedefte olduğunu belirten ÇALIŞANLARIMIZ YARGILANIYOR “Boğaz’da kaçak var” haberimiz nedeniyle muhabirimiz Hazal Ocak, fotomuhabirimiz Vedat Arık ve yazıişleri müdürlerimiz Olcay Büyüktaş ve İpek Özbey’in yargılandığı dava 16 Aralık 2020 günü 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. açıklamalarına yer verildiği “Cumhuriyet hedefte” başlıklı haberini de şikâyet etmiş, gazetemize resmi ilan cezası verilmesini istemişti. Şikâyeti görüşen BİK Genel Müdürlüğü haberin haber verme ve ifade özgürlüğü içinde kaldığını ifade ederek gazeteye bir yaptırım uygulanmasını yerinde görmedi. Müdürlük karar gerekçesinde “Yapılan değerlendirmede ise CHP Sözcüsü Faik Öztrak’ın eleştiri yönü ağır basan bir üslupla dile getirdiği yukarıda belirtilen açıklamalarına yer veren gazetenin, bu açıklamalar gerçeğe uygun olduğundan, şikâyetçi hakkında haksız isnatlarda bulunmadığından, şikâyetçiyi Boğaz bölgesinde izin, ruhsat almadan kaçak inşaat yaptığı konusunda sorumlu hatta ‘suçlu’ olarak ilan etmediğinden, basının yukarıda açıklanan haber verme ve ifade özgürlüğünün sınırları içinde kalarak Basın Ahlak Esasları Hakkında 129 sayılı Genel Kurul kararının 1. maddesi ile aynı maddenin (c), (h) ve (ı) bentlerini ihlal etmediği kanaatine varılmıştır” ifadelerini kullandı. Algı yok Kararda ayrıca özetle şu ifadelere yer verildi: “Şikâyetçi tarafından kiralanan arsanın haberde ifade edildiği gibi, Boğaz’a nazır bir arsa olmadığı, bu açıdan haberin gerçeği yansıtmadığı ileri sürülmüşse de bu iddiası yerinde görülmemiştir. Zira, şikâyetçi tarafından bir ihale sonucunda kiralanan söz konusu arsa Boğaz’da Kuzguncuk semtinde bulunmaktadır. Ayrıca, bu haber ile şikâyetçinin iddiasının aksine, bu arsa üzerinde kaçak inşaat yaptırdığı algısının da yaratıldığı söylenemez.” l Haber Merkezi likle gençler umudunu kesmiş durumda. Erivan yönetimini Rusya ve İran’ın yardımyatırımları ve diyasporadan gelen paralar Rusya merkezli ayakta tutuyor. Bu tabloda Erivan’da yönetime kim gelirateşkes! se gelsin, bağımsız bir politika izlemesi Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırısı ile 27 Eylül’de başlayan savaş, iki hafta sonra Moskova’nın devreye girmesiyle “ateşkes” sürecine girdi. Gelinen noktayı sütuna yatıralım... Rusya, “Ben ne dersem, o” dedi. Savaşın başından beri Rusya’nın yeri konuşuluyordu. Rusya’nın yeri, işin göbeği. Sovyetler dağıldığından beri Kafkaslar’ı yaşam sahası görüyor. Rusya, Dağlık Karabağ sorununun kalıcı biçimde çözülmesini istemiyor. İki ülke arasında gerilim devam ettiği sürece silahlanacaklar. Bir “bölge büyüğüne” gereksinim duyacaklar! Azerbaycan, Fuzuli ve Cebrail başta olmak üzere işgal altındaki topraklarının yaklaşık yüzde 2025’ini kurtardı. Bundan da önemlisi büyük bir moral güç kazandı. “Artık eski Azerbaycan yok, güçlü bir ekonomimiz ve ordumuz var” duygusu yerleşti. Ateşkes, bu duyguya hitap eder mi? Etmez... Önümüzdeki günlerde Dağlık Karabağ’ın tümüyle işgalden kurtarılması için halkta da bir dalgalanma beklenebilir. HHH Ermenistan, 12 Temmuz’daki saldırının ardından son savaşla birlikte ciddi bir özgüven kaybına uğramış görünüyor. Paşinyan yönetimi yeni duruma göre atacağı adımları netleştirmeye çalışıyor. Ateşkes öncesinde Türkiye’deki MİT’e karşılık gelen istihbarat ve güvenlik birimi sorumlusu Artam Grigoryan görevden alındı. Grigoryan, Fransa’da da çok bulunmuş, daha çok diyasporanın politikalarına göre hareket eden bir yöneticiydi. Nüfusu yıllardır 3 milyon civarında kalan Ermenistan’dan özelçok zor. Türkiye’de yaşayan ve Türkiye’ye yasal yollarla gelen Ermenilerin yanı sıra ekmek parası için kaçak gelenler de var. 100 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Genel bir hesaplamayla Ermenistan’da doğan her 100 kişiden 4’ü geleceğini Türkiye’de arıyor. Babası Ermeni, annesi Rus kökenli Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un hakemliğinde Moskova’da bir araya gelen Ermenistan Dışişleri Bakanı Mnatsakanyan ve Azerbaycan Dışişleri Bakanı Bayramov’un bundan sonraki görüşmeleri de büyük olasılıkla yine Moskova’da olacak. HHH Türkiye başından beri, “Can Azerbaycan’ın yanındayız” mesajı verdi. Ermenistan saldırısına Azerbaycan’ın cevabı Türkiye’nin Baku ile ilişkilerinde ikinci bir “büyük fırsat” yarattı. Azerbaycan 1991’de bağımsızlığını ilan ettiğinde dönemin Cumhurbaşkanı Özal’ı Baku havaalanında 100 bin kişi karşılamıştı. Bu başlangıç heyecanı elbette aynı şekilde süremezdi ama zamanla farklı nedenlerle soğumalar yaşandı. 2010’lardaki Türkiye’nin “Ermenistan açılımı” Azerbaycan’da “kapanmaya” neden oldu. Her neyse! 199496’da Türkiye’nin Baku Büyükelçiliği’nde askeri ataşe olarak görev yapan Engin Alan başta olmak üzere bu sorumluluğu alan TSK mensupları, Azerbaycan ordusunun kurulmasında önemli katkılar sağladı. 15 günlük savaş o altyapıyı test etti. Öteki Orta Asya ülkelerinden ses çıkmaması ise 30 yılda alınanalınamayan yolu gösterdi. Şimdi bu gerçekler ışığında yeni bir strateji oluşturma zamanı! Bu da başka yazı konusu... Kılıçdaroğlu’na yeni danışman Ekonomist yazar Prof. Mehmet Hasan Eken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na başdanışman olarak atandı. Gelişmeyi Twitter hesabından duyuran Eken, “CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun teveccühleriyle Genel Başkan Başdanışmanı olarak görevlendirildim. Allah utandırmasın. Teşekkür ederim” dedi. l İç Politika
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear