18 Haziran 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
4 11 EKİM 2020 PAZAR HABER Başlığa, CHP neden yükselemiyor yazmıştım, değiştirdim. Ve bu sorunun bence nedenini başlığa taşıdım. Çıkış noktam, yapılan anketler. Cumhuriyet’te yayımlanan son ankette iktidar partileriyle birlikte CHP’de de bir düşüş gözüküyor. Bu durum salt o anket şirketiyle değil, diyelim CHP oyunu 3 puan altta gösterdi (doğruluk güvencesi +3 hesabıyla). Bunu ekleyelim, yüzde 20 yapar. Son milletvekili seçimlerindeki oyu yüzde 22.6. Bu şirkette yanlış olabilir. Veya politik duruma göre seçmenlerin oyları da hızla renk değiştiriyor diyebilirsiniz. 15 Haziran 30 Eylül 2020 tarihleri arasında yapılan anketlerde CHP’nin oyu yüzde 22 ile yüzde 30 arası değişiyor. Büyük sapmalar. Eğer belli bir haftaya ait olsaydı bu anketler, en tepedeki ile en alttaki sonucu atın, geri kalanının da ortalamasını alın derdim. Fakat 4 aylık bir zamanı kapsıyor anketler ve olaylara göre (tabii ki yöntemlere göre de) seçmenin oy verme eğilimi değişiyor olabilir. Hepsinde kararsızlar dağıtılmış, fakat kararsız yüzde 43’te kalıyor. Yani orada da oy düşüşü büyük, AKP yüzde 35, MHP 7.7 İYİ Parti ilk kez 13.7’yi görüyor. Sanırım kararsızlar dağıtılmamış: Yüzde 13. Erdoğan ekonomiyi düzeltir CHP: Atak ve çok düşüncesi mayıstan bugüne 40’tan 33’e gerilemiş. güven verici politikalara Her neyse, bu anketi yenileriyle karşılaştırmak ihtiyaç büyük gerekir. Fakat yükseliş yok oranı da yüksek. 12 Haziran’dan bu yana 19 anketin ortalama oyu 25.66. En yüksek ve en düşük birer sonucu atarsam ortalama 23 gibi çıkıyor. En düşük oy Area’da 22.4. Area’nın üç anketinden en yükseği 24.4. En yüksek oy Avrasya’da, istikrarlı olarak 28 çıkıyor. Haziran 2018 seçimlerine göre, ortalamada biraz yükseliş var. Çok da anlamı yok. CHP’den diğer partilere oy kayışı mı var, yoksa iktidar blokundan CHP’ye oy kayışı hiç mi yok. Durum ciddi bence. CHP, tamam, esnaf raporları açıklıyor, Kemal Bey çeşitli kesimlerle sık sık görüşüyor. Ama bir dinamizm gözükmüyor. Son anket CHP’nin alabileceği oyun ötesindeki seçmen, büyük bir Yazının başında son anket güven görmüyor belki de ülkenin dedim. İstanbul Ekonomi Araştırma sorunlarını çözmede. şirketine ait: CHP 17.4. 10 Ekim’de Mesele, Kılıçdaroğlu’nun yapılmış. görünürlüğünün ötesinde. Diyor ki Selçuki: Cumhur İttifakı Faik Öztrak Bey’in günlük açıklamalarının da ötesinde sorun. Milletvekilleri de sahada gözüküyor, sorunları dile getiriyor. Bir sıçrama yaratmıyor Bunların hepsinin toplamı bir sıçrama yaratmıyorsa, o halde sıçrama yaratacak nedir sorusu, gündemin başköşesinde, dokunulmamış olarak duruyor demektir. İşte dinamizm yaratacak olan odur. MHP’yi “ülkeni seviyorsan erken seçime götürsene”, diye sıkıştırmak, bir dinamizm yaratmaz. Eğer erken seçim gerçekten istiyorsan, CHP olarak bunu programlamalı ve büyük bir atak halinde günlerce sürecek bir kampanya ve program ile gündeme taşımalısın, sarsmalısın. Bu, çok ciddi bir hazırlık gerektirir. Bence ülkenin sorunları dört dörtlük, çok ciddi bir hazırlık gerektirir. Bu hazırlıklar yine günlerce sürecek kampanyalarla milletin önüne konmalıdır. Millet İttifakı iyi güzel de... Birkaç sözüm yarına... 103 YURTTAŞIN ANILMASINA SALGIN GEREKÇESİYLE İZİN VERİLMEDİ NECATİ SAVAŞ Ankara Garı’na yürümek isteyenlere izin vermeyen polisin bazı gençleri yerde sürükleyerek gözaltına alması dikkat çekti. Yaşamını yitirenlerin aileleri katliam noktasından 500 metre mesafede, bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak zorunda kaldı. Kılıçdaroğlu, karanfil bıraktı. Anmaya polis müdahalesi BABACAN DİYARBAKIR’DA KONUŞTU: Halkın oyu gasp edilemez DEVA Partisi Diyarbakır 1. Olayok, daha ne istiyorsun?’ diye başladı.” ğan Kongresi’ni topladı. Partinin genel başBaydemir’i kanı Ali işaret etti Babacan’ı 20022015 arasınşehre gedaki yıllarda Kürt dilişinde li üzerindeki baskıların yaklaşık son bulduğunu söyleİPEK 600 araçyen Babacan, şu anda ÖZBEY lık konise eğitim veren ensvoy kartitülerin zayıflatıldığışıladı. Babacan önnı, vaktinde asılan tace Diyarbakır Ticabelaların da birer birer ret Odası’nda iş inEsnaf sorunlarını dinleyen Babacan’a, hayat kaldırıldığını ifade etsanlarıyla görüştü. Ar pahalılığından örnekler vererek, “Gerçek gündemle ti. Babacan, çok sayıdından kongrenin yahalkın karşısına çıkın” dedi. da aydın ve siyasetçipıldığı Güneş Düğün nin her an tutuklanma Salonu’nda Ömer Süleyman’ın “Warni Warni” tehdidi altında yaşamaktansa yurtdışına çıkıp şarkısıyla karşılandı. Süleyman bu şarkıyı par gurbetçi olarak yaşamayı göze aldığını anlattı. ti için uyarlamış. Şivan Perwer’i örnek gösteren Babacan, ismini Kürsüye çıkarak katılımcıları Kürtçe ve Türk anmadan, “Diyarbakır’da başbakanla el ele tuçe selamlayan Babacan, “Melayi Ceziri’nin, tuşan bir başka isim ise mevcut iklim yüzünden Ahmedi Xani’nin, Feqiye Teyran’ın, İdrisi Türkiye’de değil” diyerek Osman Baydemir’i Bitlisi’nin diyarından, şiirleriyle derdimizin di işaret etti. Babacan, “İktidarın kayyım politili olmuş Ahmed Arif’in, Cahit Sıtkı’nın, Sezai kası, kazanamadığı seçimlerde halkı cezalanKarakoç’un memleketinden, adaletin peşinde dırma yöntemine döndü. Kimse halkın oyunu ömrünü feda eden Tahir Elçi’nin, gözleriyle hafı gasp edemez” dediğindeyse salonda alkış kopzalarımıza kazınan, 12 yaşında hayatını kaybet tu. Kobani soruşturmasını değerlendiren Babamiş Ceylan Önkol’un şehrinden, Diyarbakır’dan can şunları söyledi: “Kobani olaylarından dört herkese selamlarımı iletiyorum” dedi. Babacan, ay sonra, hükümet üyeleri Dolmabahçe’de mu5 sene önce, Ankara’da vahşi bir saldırı sonu tabakat metni okurken dört ay önceki Kobani cunda hayatını kaybeden 103 vatandaşı andı. ile ilgili çağrıdan haberdar değiller miydi? Elbetİlk Diyarbakır ziyaretinde Kürt meselesiyle il te haberdardılar. Ama Dolmabahçe’deki o fogili ne mesaj vereceği merak edilen Babacan toğrafa ihtiyaçları vardı. Yıllar geçti aynı kişileşunları kaydetti: “Her şey 2005 yılında o gün rin ihtiyaçları değişti. Bugün ise küçük ortaklakü başbakanın Diyarbakır konuşmasında ‘Kürt rın peşine takılmış, hızlı adımlarla 90’ların Kürt sorunu vardır ve benim sorunumdur’ sözleriy politikasına doğru koşan yönetimin, birilerini le başlamıştı. Ve her şey 2015’te aynı kişinin, düşmanlaştırmaya ve muhalefet partilerini teh‘Kardeşim ne Kürt sorunu ya? Artık Kürt sorunu dit etmeye ihtiyacı var.” l DİYARBAKIR CUMARTESİ ANNELERİ: Verdiğiniz sözü tutun Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılması talebiyle sürdürdükleri eylemlerinin 811’incisini gerçekleştirdi. Bu haftaki eylem de koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesapları üzerinden canlı yapıldı. Bu haftaki açıklama Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söz verdiği Cemil Kırbayır dosyası için yapıldı. Açıklamada, “Devlet, Cemil Kırbayır’ın annesi Berfo Anne’ye verdiği sözü tutmalı. Cemil Kırbayır’ın akıbetini açıklayacak TBMM Raporu’nda da isimleri geçen fail ve sorumluların yargılanmasını sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstermelidir” denildi. l Haber Merkezi 10Ekim Ankara Gar Katliamı’nı anmak amacıyla 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği’nin çağrısıyla Ulus Metro İstasyonu’ndan Ankara Tren Garı’na yürümek isteyen gruba polis, salgın gerekçesiyle izin vermedi. Polis ile yürümek isteyen kitleye müdahale ederek çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara’daki Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne katılmak için toplanan binlerce kişiye yönelik, terör örgütü IŞİD’in düzenlediği katliamın üzerinden 5 yıl geçti. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği, katliamın beşinci yıldönümünde, Ankara Garı önünde toplanmak için anma çağrısı yaptı. Katliam mağduru aileler, STK temsilcisileri ve çok sayıda yurttaş, Ulus Metro İstasyonu önünde toplanarak, Ankara Garı’na yürüyüp, patlama saati olan 10.04’te patlama yerinde saygı duruşunda bulunmak istedi. Polis, salgın koşulları gerekçesiyle izin verilmeyeceğini belirterek dağılma çağrısı yaptı. Alkışlı protesto yaparak yürümek isteyen gruba müdahele eden polis çok sayıda kişiyi gözaltına aldı. Bazı gençlerin yerde sürüklenmesi de dikkat çekti. İlerleyen dakikalarda, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri, metro çıkışında kol kola girerek zincir oluşturdu. Katliamın gerçekleştiği saate kalan az süre nedeniyle, anmaya katılanlar katliamın gerçekleştiği noktadan 500 metre ileride, bir dakikalık saygı duruşunda bulunmak zorunda kaldı. Anmada, katliamda yaşamını yitirenlerin adları tek tek okunarak “yaşıyor” sloganı atıldı. Bazı CHP ve HDP milletvekilleri de ailelere destek olmak için anmaya katıldı. Kılıçdaroğlu karanfil bıraktı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, beraberinde CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı ve milletvekilleriyle patlamanın yaşandığı yere karanfil bırakıp, saygı duruşunda bulundu. Öte yandan, anmaya katılmak amacıyla Ankara’ya doğru yola çıkan, aralarında Karmana Gençlik Kolları İl Başkanı Mustafa Durmaz, Konya Gençlik Kolları Başkanı Kürşat Uludağ’ın da bulunduğu CHP’liler trafik kazası geçirdi. 3 kişi yaralandı. l ANKARA/Cumhuriyet ‘Silinmeyecek izler bırakıldı’ SELAHATTİN GÖKATALAY Malatya’da aralarında CHP Malatya Gençlik Kolları’nın 7 üyesinin de bulunduğu 12 kişinin hayatını kaybettiği Gar Katliamı’nın beşinci yılında “Barış Güvercinleri Anıtı” önünde tören düzenlendi. Törende konuşan, katliamda hayatını kaybeden Kasım Otur’un eşi Songül Otur, “103 canımızı kaybettik. Yüzlerce canımız yaralandı. Onlarca canımızda aylar süren tedavilerinin ardından hayatları boyunca silinmeyecek izlerle yaşamlarına döndü” dedi. Katliamda yaşamını yitirenler Çorum ve İzmir’de de anıldı. ‘SORUMLULAR YARGILANMALI’ 10Ekim Katliamı’nda hayatını kaybedenler İstanbul’da da anıldı. Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından Kadıköy’de yapılan anma öncesinde, katliamda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyarak Beşiktaş İskelesi’ne yürümek isteyenlere güvenlik güçleri müdahale ederek ellerindeki fotoğrafları yırttı. Engellemelere rağmen alanda bir araya gelen grup adına basın açıklamasını okuyan KESK İstanbul Dönem Sözcüsü Mehmet Emin Kırşanlıoğlu, “Tüm sorumluların yargılanması için mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz” dedi. l Haber Merkezi Kötü örnek! AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’da yayımlanan The Peninsula gazetesine röportaj vermiş. Gündemdeki birçok konunun yanı sıra salgın sırasında hükümet olarak yaptıklarını da övmüş. Söylediklerini okuyunca yanıtlamak gereği doğdu. Onun sözlerini satır satır koyu renkle alıntılayıp altına gerçekleri yazacağım. HHH RTE: “Türkiye olarak sadece vatandaşlarımızın sağlığını düşünmekle kalmadık, hiçbir ayrım gözetmeksizin 150’den fazla ülkeye tıbbi malzeme desteğinde bulunduk.” Başka ülkelere destekte bulunmak iyi ama Türkiye’de işler pek de bu cümledeki gibi olmadı. Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir, mart ayında, Diyarbakır’daki doktorların tıbbi malzeme yetersizliğinden ötürü koronavirüs tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı. İzmir’de bir sağlıkçı, ekipman eksikliğini bir gazeteye verdiği demeçte dile getirdiği için sürgün edildi. İzmit’te ise bir doktora, maske gönderen CHP’li belediyeye teşekkür ettiği için soruşturma açıldı. Sağlık Emekçileri Sendikası Eş Genel Başkanı Gönül Erden, birkaç ay önceki açıklamasında, N95 maskelerin hastanelerde yeterli sayıda bulunmadığını söyledi. 5 maske halka bir türlü ücretsiz dağıtılamadı, sonunda ücretli satıldı! HHH RTE: “Salgın döneminde hem sağlık altyapısı hem sağlık sistemi hem de geliştirilen teşhis ve tedavi protokolleriyle takdir edilen bir farklılık ortaya koyduk.” Gerçekten AKILLARA ZARAR BİR FARKLILIK ortaya koydu AKP hükümeti! Öyle ki dünya çapında etkisi oldu. Sağlık Bakanı, “Her vaka hasta değildir” diyerek belirti göstermeyenlerin COVID19 hastası sayılmadığını söyledi! Bakan Koca, günlük olarak Dünya Sağlık Örgütü’ne bildirilen ve halka açıklanan tablolarda da sadece belirti gösteren “hastaların” yazıldığını açıkladı. Hatta bunun üzerine İngiltere, Türkiye’yi COVID19 vakalarını farklı tanımladığı için yeniden karantina listesine aldı. Yöntem “ulusal çıkar” bahanesiyle öylesine gizli kapaklı yürütülüyor ki kimse gerçek hasta sayısını bilmiyor. Doktorlar salgının boyutunu göremiyor, bu konudaki spekülasyon da bitmiyor. HHH RTE: “Türkiye, son 18 yılda güçlendirdiğimiz sağlık sistemiyle salgını en rahat karşılayan ülkelerden biri oldu.” 18 yıl boyunca AKP’nin sağlıkta yaptığı yıkımdı. Herkesin parası kadar hizmet aldığı, Kamusal değil, özel sektör anlayışının ve piyasalaşmanın egemen olduğu, Şehir hastanelerinin faturasının halka yüklendiği, “Tam Gün Yasası” ile sağlık alanında taşeron çalışan sayısının artırıldığı, Özelleştirme ile çalışanların haklarının tırpanlandığı bir dönemdi bu. Türkiye, bugün salgınla mücadeleyi sürdürebiliyorsa bunun nedeni, daha Kurtuluş Savaşı döneminde Atatürk’ün başlattığı sağlık devrimidir. Fedakâr sağlık personeli, bu birikimin üzerine emeğini koyarak canı pahasına çalışıyor! HHH RTE: “Salgına karşı aldığımız sağlık tedbirlerinin yanında her kesimden vatandaşımızı bu süreçte ekonomik ve sosyal açıdan da güvence altına alan ve dünyaya örnek olan uygulamaları hayata geçirdik.” Salgın sırasında ekonomik ve sosyal açıdan GÜVENCE altına alınanlar kimlerdi merak ediyor insan? Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi ile maddi yardımlarda bulunuldu ama paketin çok büyük kısmı (DİSK’in açıkladığı bilgilere göre yüzde 96’sı) kredilerden ve borç ötelemelerden oluştu; ufak bir kısmı (yüzde 4’ü) nakdi yardımdı. Demek ki zaten borçlu olanlar daha çok borçlandırıldı. Cumhurbaşkanlığı tarafından düzenlenen İstanbul Yeditepe Konserleri ile ultra zengin müzisyenlere 30 milyon TL ödendiği medyada yer aldı. Bu arada çalışmaları yasak olduğundan aylardır hiç gelir elde edemeyen sigortasız 100 kadar müzisyen intihar etti. Vergi ve kredi borçlarını ödeyemeyen esnaf iflas etti. TÜİK kayıtlarına göre, bu yıl hem salgının hem de ekonomik krizin etkisi ile 335 bin esnaf kepenk kapattı. Türkiye’de salgın döneminde yapılan düzenlemeye göre, kayıtlı çalışırken ücretsiz izne çıkarılan işçilere İşsizlik Sigortası Fonu’ndan günlük 39.24 TL, aylık 1177 TL ödeme yapılıyor. 8.93 TL’lik damga vergisi düşüldükten sonra ne kalıyor? Aylık net 1168 TL ile bir ay boyunca yaşamak zorunda kalan milyonlarca işsizin olduğu bir ülkede, “Her kesimden vatandaşımızı bu süreçte ekonomik ve sosyal açıdan da güvence altına aldık” diyemezsiniz, dememelisiniz. Haksızlık etmeyelim; bu süreçte AKP hükümetinin dünyaya örnek bir uygulaması da oldu... Canlı yayında IBAN verip devletin halktan para istemesi, tarihe KÖTÜ ÖRNEK olarak geçti!
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear