25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
HABER EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ GAZETECİ UĞUR MUMCU VE TÜM DEMOKRASİ ŞEHİTLERİNİ ANMA GECESİ Duygusal anların yaşandığı gecede konuşan Cumhuriyet Vakfı Başkanı Dr. Alev Coşkun, Mumcu’nun Cumhuriyet gazetesinin ilkeleriyle bütünleşmiş bir yazar olduğunu vurgulayarak “Türkiye’de, ‘Evet efendimci’ yandaş gazeteler isteniliyor. Ama Türkiye’de, Atatürk’ün aydınlanmacı düşüncelerinin egemen olması istenilmiyor, düşüncelerini savunanlar sonunda şehit ediliyor” dedi. KURTULUŞ ARI Alev Coşkun ‘Mumcu kalpaksız Kuvayı Milliye’ciydi’ 24Ocak 1993’te Ankara’da evinin önünde katledilen yazarımız Uğur Mumcu ve tüm basın şehitlerine atfedilen “Gazeteci Uğur Mumcu ve Tüm Demokrasi Şehitlerini Anma Gecesi” programı, Kadıköy Belediyesi tarafından önceki akşam Caddebostan Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Mumcu için hazırlanan sinevizyon gösterimiyle başlayan ve Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı’nın açılış konuşmasını yaptığı anmada Cumhuriyet Vakfı Başkanı Dr. Alev Coşkun ile Cumhuriyet gazetesi köşe yazarı Barış Doster konuşmacı olarak yer aldı. Anmaya, gazetemiz yazarı Miyase İlknur, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Altan Şentürk, CHP Kadıköy Belediye Meclisi Başkanı Sait Yılmaz ve yüzlerce yurttaş katıldı. Mumcu’nun Türkiye’yi hayatı pahasına savunan cesur bir gazeteci olduğunu belirten Şerdil Dara Odabaşı, “Mumcu’nun hedef olmasının tek nedeni, mert, cesur, yılmaz bir Atatürkçü olması ve halkıyla paylaştıklarıdır” dedi. ‘Neden öldürüldüler?’ Mumcu’nun şahsında tüm demokrasi şehitlerini anarak konuşmasına başlayan Dr. Alev Coşkun, katledilen isimlerin büyük çoğunluğuna bakıldığı zaman Atatürkçü, Cumhuriyet felsefesine inanmış insanlar olduğunu belirterek “Çoğu Cumhuriyet gazetesinin yazarı. Bunlar aslında demokrasi şehitleridir. Peki, Mumcu ve ismini saydığım veya sayamadığım bu aydınlar neden öldürüldüler? Türkiye Ortadoğu’da stratejik bir noktada. Türkiye’de, ‘Evet efendimci’ yandaş gazeteler isteniliyor. Halkın kafasını karıştıracak ‘liboş’ gazeteciler seviliyor. Ama Türkiye’de, Atatürk’ün aydınlanmacı düşüncelerin egemen olması istenilmiyor, onun düşüncelerini savunanlar sonunda şehit ediliyor. ‘Bağımsız, laik Türkiye devam etsin’ diyenler ne yazık ki vuruluyor, öldürüyor. Bağımsız, antiemperyalist dış politika istenmiyor. Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ dış politikasını savunan gazeteciler istenmiyor. Gelir dağılımındaki eşitsizliğin düzeltilmesi ve bunu yazanlar istenmiyor. Ama Türkİslam sentezi, ılımlı İslam düşüncesinin devletin ve toplumun her kademesine yerleştirilmesi isteniliyor. Vahşi kapitalizm, rant, yeni ka ‘Mumcu’nun Paltosundan çıktık’ Yazarımız Barış Doster, konuşmasında Rus edebiyatında Gogol için kullanılan, “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık’ deyimini hatırlatarak “Uğur Mumcu’nun fotoğrafına bakarken 27 yıl evvelki karanlık gün geldi aklıma. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler’de okuyordum. Kaymakam mı olsak, vali olabilir miyiz diye sorarken pek çoğumuzun Uğur Mumcu’nun ölümü üzerine gazeteci olmaya karar verdiğini anımsadım. Aramızdan Uğur Mumcu yolundan yürümek için bu mesleği seçen çok arkadaşımız oldu. Evet, hepimiz Uğur Mumcu’nun paltosundan çıktık” diye konuştu. Duygulandıran performans Üzümcü Anma programı, Uğur Mumcu kitaplarından seçilen makalelerin okunması ve müzik dinletisiyle devam etti. Oyuncu Levent Üzümcü, Uğur Mumcu’nun makalelerini okurken, Kadıköy’ün genç sanatçısı Deniz Özçelik ve Erkan Zeki Arda müzik dinletisiyle eşlik etti. Üzümcü, Mumcu’nun makalelerini okuduğu sırada gösterdiği performanstan dolayı kimi yurttaşların duygulandığı ve gözyaşını tutamadığı görüldü. nallar yapılması isteniliyor” dedi. Mumcu’nun kaleme aldığı yazı ların, konuşmalarının bir öngörünün belirtileri olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Türkiye’de tarikatların giderek holdingleştiğini ilk yazan Mumcu’dur. Öldürülmeden 6 ay önceki yazılarının yüzde 80’inde, ABD’nin Irak ve Suriye’nin kuzeyinde kurmaya çalıştığı sözde özerk yapılaşmalardan söz ediyor. Bugün aynı sorunlarla karşı karşıyayız. Son 6 aydaki yazılarında, ABD’nin aslında Irak petrolüyle ilgisinin olduğuna ve Barzani ile Talabani’nin hareketlerine dikkat çekiyor. Bu durumda, Mumcu’yu radikal dinci gruplar mı, yoksa petrol çıkarlarını düşünen çıkar çeteleri mi öldürdü? Uğur’un yazıları hâlâ günceliğini koruyor. Mumcu, aşırı dincilerin tepkisini çeken yazılar yazdı. ‘İmam subay’ yazısı FETÖ hareketinin tam anlamıyla tablosunu karşımıza çıkardı” dedi. Mumcu’nun sözleri Mumcu’nun, Cumhuriyet gaze tesinin ilkeleriyle bütünleşmiş bir yazar olduğunu ve Cumhuriyet gazetesine çok yakıştığını vurgulayan Alev Coşkun, “Mumcu, Atatürk ve demokrasi savunucusuydu. İşte Mumcu’nun bu nitelikleri nedeniyle, işbirlikçiler, ikinci Cumhuriyetçiler, liboşlar, şeriatçılar, bölücüler, padişahçılar onu sevemediler, sevmediler. Sevgili Uğur, sen kalpaksız Kuvayi Milliyeciydin, sen antiemperyalistin, korkusuz bir gazeteciydin, temiz toplum özlemcisiydin” diye konuştu. Alev Coşkun konuşmasını, Mumcu’nun şu yazısıyla bitirdi: “Ben Atatürkçüyüm, ben Cumhuriyetçiyim, ben laikim, ben antiemperyalistim. Ben özgürlükçüyüm. Ben Bağımsız Türkiye’den yanayım. Ben insan hakları savunucusuyum. Ben terörün karşısındayım. Ben yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıyım. Öyleyse, vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler, beni aşacaklar çıkacaktır.” l İSTANBUL/Cumhuriyet ‘Aydınlanma geri düşmez’UĞUR MUMCU İZMİR’DE DÜZENLENEN ETKİNLİKLERLE ANILDI Bombalı suikastla katledilen yazarımız Uğur Mumcu, ölümünün 27. yıldönümünde Bayraklı Belediyesi’nin düzenlediği panel ve fotoğraf sergisi ile anıldı. Cumhuriyet Vakfı Genel Sekreteri ve gazetemiz yazarı Işık Kansu, CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ve Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Behlül Özkan’ın konuşmacı olarak katıldı panelde Uğur Mumcu’nun gözünden günümüz Türkiyesi’ne ışık tutuldu. Konuşmasında Uğur Mumcu’nun tarikatlar, cemaatler ve şeriat örgütleri hakkında yaptığı kapsamlı araştırmalarını anlattığı “Rabıta” kitabından örnekler veren Kansu, “Aydınlanma yaşamış toplumlar nerede olsa geri düşmezler. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine bakarsanız, 200 yıllık bir süreç var. Hep devrim ve karşıdevrim süreci yaşanmış. Şu bir gerçek, Türkiye’de çağdaş uygarlıktan geriye düşmek zor. Son yerel seçimde de gördük. Toplumdaki ikileştirmeye, kindarlaştırmaya biz kardeşlikle ORHAN BURSALI: Susturamadılar Gaziemir Belediyesi, usta gazeteci Uğur Mumcu’nun katledilişinin 27. yılında “Basında ve Siyasette İfade Özgürlüğü” konulu bir panel düzenledi. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Mumcu ile genç yaşlarda tanıştığını, onun sorgulatan, düşündüren makalelerinin fikir dünyasına yön verdiğini söyleyerek “O bizim pusulamızdı. Yazıları ise halen daha geçerliliğini koruyor” dedi. Yazarımız Orhan Bursalı da Mumcu’nun yiğit bir gazeteci olduğunu, onun kaybedildi ği haftanın adeta demokrasi haftasına döndüğünü söyledi. Yeni dönemde basının, patronlar tarafından satın alınarak susturulmaya çalışıldığını belirten Bursalı, “Kontrol edemeyecekleri bir alanda yürüyorlar. Zaten ele geçirdikleri medyada gazetecilik yapılmadığı için tirajları hızlı şekilde düştü. Büyük medyayı öldürebilirler, ama gazeteciliği öldüremezler. Uğur Mumcu’nun yolundan giden arkadaşlarımız var. Her zaman da var olacaktır” diye konuştu. ‘hayır’ dedik. Nerede dedik? Büyükşehirlerde ‘yeter’ dedik. Müthiş bir sağduyuyla ‘dur’ dedik. O nedenle karamsarlığa gerek yok” dedi. CHP’li Özel ise “Ataol Behramoğlu’nun dediği gibi ‘Gerek kalmadı korkmaya çünkü korkulan olmuştur’ noktasında bir yerlerdeyiz ama hayat bir yan dan devam ediyor. Tarihsel süreç içindeyiz. Kimsenin umutsuzluğa kapılmaya, biz kaybettik onlar kazandı demeye hakkı yok. Büyükşehirler gibi birçok ili de gökkuşağı kazandı. Cumhuriyet, Atatürk devrimleri, bilim ve çağdaşlıkla sorunu olmayan herkesle birlikte bir kez daha gökkuşağını oluşturacağız” dedi. 1326 OCAK 2020 PAZAR İDSO, Mumcu’nun anısına bestelenen iki eseri seslendirdi ‘Duru ve vakur sesini duyduk’ GÜLÇİN GÜLAN İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) şef Rengim Gökmen yönetiminde önceki akşam Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Uğur Mumcu anısına konser verdi. Konserde, Mumcu anısına bestelenen, 3 Mayıs 2019’da Ankara’da dünya prömiyerini yapan “Sakıncalı Piyade” ve “Uğur Mumcu Kantatı” eserleri İstanbul’da ilk kez seslendirildi. Konserin ilk bölümünde orkestra, Aslı Kızıltuğ Ferat’ın solist olduğu E. Elgar’ın “Viyolonsel Konçertosu”nu seslendirdi. Ferat’ın üyesi olduğu İDSO’nun eşliğinde büyük bir heyecanla seslendirdiği dramatik eser, Mumcu’yu müziğin çoksesli derinliğinde anmak isteyen sanatçı ve sanatseverlerin hüznüyle buluştu. İkinci bölüm, Uğur Mumcu Vakfı’nın (um:ag) isteği üzerine, Hasan Uçarsu’nun bestelediği “Sakıncalı Piyade” ile başladı. Uçarsu, “Solo trompet ve orkestra için bestelediğim bu eser adını Uğur Mumcu’nun aynı adlı kitabından alsa da, içeriği vakur kişiliğiyle kendini ülkesi ve insanlığın selametine adayan Mumcu ile izinde gidenlerin uyarıp çağıran duru sesidir. Amacım anısına layık bir müziği bestelemekti. Erkut Gökgöz’un trompet solosu ve orkestra eserin derinliğini ve özünü çok iyi ifade etti” dedi. ‘Uğur Mumcu Kantatı’ İkinci eser ise Turgay Erdener’in um:ag’ın düşünce ve desteğini alarak bestelediği “Uğur Mumcu Kantatı” idi. Yazar Şirin Aktemur’un Uğur Mumcu’nun eserlerinden derlediği “Vurulduk ey halkım unutma bizi” sözleriyle başlayan kantatı orkestra, koro şefleri Gökçen Koray ve Seval Irmak yönetimindeki İDSO korosu ve üç soprano; Görkem Ezgi Yıldırım, Tuğba Mankal, Selva Erdener ile tenor Emre Akkuş seslendirdi. Sahneye davet edilen her iki besteci, eserlerinin böyle anlamlı bir günde, ilk seslendirilişini de yaparak eserleri ortaya çıkarmış olan Rengim Gökmen yönetiminde başarıyla ve içtenlikle icra edilmesinden çok mutluydu. Eşini kaybetmesine rağmen provaları aksatmayan Gökçen Koray’ın aşkla ve disiplinle işini yapan inanılmaz bir koro şefi olduğunu söyleyen Erdener, “Tekel’deki prova şartlarının da zorluğuna rağmen İDSO’yu çok beğendim, eser her çalınışında içimi ısıtan farklı güzellikler oluyor” diyerek tüm sanatçıları kutladı. Gökmen, Uğur Mumcu’yu anmanın sanat ve müzikle olmasının güzelliğine dikkat çekerek “Her iki eser de müzik tarihimizde önemli bir yere sahip olacak değerdedir” dedi. ‘Türkiye’yi geriye götüremezler’ CEMİL CİĞERİM Uğur Mumcu, Samsun’da da unutulmadı. Samsun’un İlkadım ilçesinde bulunan Uğur Mumcu Parkı’nda önceki gün düzenlenen anma töreninde bir konuşma yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli, “Atatürk Türkiyesi’ni ve aydınlarını katlederek geriye götüreceklerini sananlar. Bir değil bin kişiyi öldürseniz de insanlık yine de bireyin özgür iradesine dayalı demokratik toplum idealine ilerlemesini sürdürecektir. Düşünenlerin öldürülmemesi, öldürülenlerin hiç unutulmaması dileğiyle, Uğur Mumcu şahsında bizler, Türk devrimini ve kurucu değerlerimizi savunma mücadelesinde aydınlık güzel günler için mücadele eden, müca dele ederken katledilen ve bedel ödemek zorunda bırakılan tüm aydınlarımızın, yazarlarımızın, bilim insanlarımızın, gazetecilerimizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Ruhları şad olsun” dedi. Anma törenine ADD’nin yanı sıra CHP Samsun il ve ilçe örgütleri, sivil toplum örgütleri ile yurttaşlar katıldı. l SAMSUN Tugay Gürler’den dost ve kardeş Kazakistan’ı tüm detay ve verileriyle analiz eden bir kaynak kitap… Kazakistan tarihi ve bölgedeki Rus işgali ve egemenlik süreci... Soğuk Savaş’tan çıkan iki süper gücün, jeostratejik ve jeopolitik öneme sahip Kazakistan’ı dolaylı ya da dolaysız yollardan etkileme ve bölgede üstünlük kurma çabaları... Kazakistan’ın bağımsızlığından sonra bölgeye artan ABD ilgisi ve Rusya’nın bu bölgede azalan kontrolünden sonra doğan boşluğu doldurma çabaları YENi www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear